Farkında mısınız bilmiyorum, Danıştay’ın verdiği son kararlar vergi uygulamasında etkili sonuçlar doğurmaya devam ediyor. Uygulamada karşılaşılan pek çok vergisel sorun, artık Danıştay’ın verdiği kararlarla çözüme kavuşturuluyor. İşin güzel yanı, Maliye, yerleşik hale gelen bu kararlar doğrultusunda bazı uygulamalarını düzeltiyor, bazılarında ise ısrar ediyor ve devam ettiriyor. Hatta ısrar ettiği bazı uygulamalarını kanun değişikliği yaparak ilgili kanunlara aktarıyor. Bu husus, son dönemlerde yapılan yasal değişikliklere bakılarak kolaylıkla da anlaşılabilir. Bunlar, her şeye rağmen hemen herkes açısından son derece olumlu ve güzel gelişmeler. Tüm bunlardan haberdar olabilmek için de, Danıştay tarafından verilen kararların yakından izlenmesinde fayda var.
Rahmetli Hocam Prof. Dr. Şükrü KIZILOT, yazılarında sık sık “İyi ki DANIŞTAY var!” derdi. Bazı eleştirilerimiz olsa da, biz de “İyi ki DANIŞTAY var!” diyoruz.
Danıştay’ın son noktayı koyduğu konulardan birisi de, Şirketlerin müşterilerine alışverişleri sırasında, daha önceki alışverişlerinden kazandıkları puanlar karşılığında uyguladıkları indirimlerin (indirim, iskonto veya bedelsiz mal verme vb.) ticari teamüllere uygun olup olmadığı, bu indirimlerin bir kazanç olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve vergilendirilip vergilendirilemeyeceği ile ilgili.
Alışverişe puan karşılığı indirim uygulaması oldukça yaygın!
Şu an perakende satış yapan şirketlerin büyük bir kısmı alışveriş puanı karşılığı indirim uygulamasını yapıyorlar. Bu şirketler oluşturdukları sadakat programı çerçevesinde bir kart çıkararak veya sisteme müşterinin bilgilerini kaydederek, kendilerinden yapılan alışveriş tutarına ve alışverişin cinsine göre kazanılan puanları karta veya sisteme yüklüyor, genellikle bir sonraki alışverişte bu puanların karşılığı olan tutarları indirim olarak alışveriş tutarından düşüyorlar.
Maliye bu indirimlerin vergilendirilmesi gereken bir kazanç olduğu görüşünde!
İnanmayacaksınız ama gerçek durum ve Maliye’nin uygulaması bu şekilde.
Maliye; müşterilerin yapmış oldukları alışveriş karşılığı kazandıkları puanları daha sonraki alışverişlerde kullanmaları halinde, şirketlerin bu puanlar karşılığı hesapladıkları indirim/iskontoları KDV matrahından düşebilmeleri için bunların ticari teamüllere uygun olması ve puan kazanılan alışverişe ilişkin olarak düzenlenen faturalarda ayrıca gösterilmesi gerektiğini, bu indirimlerin sonraki satışlarda KDV matrahını oluşturan satış bedelinden düşülemeyeceğini, aksine bir uygulamanın vergi ziyaına neden olacağını belirterek, buna aykırı işlem yapan şirketlere vergi ziyaı cezalı tarhiyatlar yaptı, yapmaya da devam ediyor.
Maliye tavşanın suyunun suyundan vergi istiyor!
Maliyenin müşterilere alışveriş karşılığı kazanılan puanlar karşılığı sonraki alışverişlerde uygulanan indirimleri satıcı şirketlerin kazancı olarak gören bu yaklaşımı tam da Nasrettin Hoca’nın fıkrasında olduğu şekilde, “tavşanın suyunun suyundan vergi istemek” gibi bir şey!
Hepiniz bu fıkrayı biliyor olabilirsiniz ama ben yine de anlatacağım:
“Köylünün biri Hoca'ya bir tavşan getirir. Hoca, köylüyü elinden geldiği kadar yedirir, içirir. Bir hafta sonra aynı adam yine gelir. Hoca tanıyamaz.
– Geçen hafta size tavşan getiren köylüyüm, der.
Hoca yine güler yüz gösterip çorba çıkarır:
– Tavşan suyundan çorbaya buyurun! diye de ufak bir laf dokundurur.
Aradan birkaç gün geçer, üç köylü gelip hocaya misafir olmak isterler. Hoca:
– Siz kimlersiniz, diye sorar.
– Tavşan getiren köylünün komşusuyuz! derler.
Hoca, la havle çeke çeke bunlara da çorba çıkarır, misafir eder.
Ne var ki, bir hafta sonra yine birkaç kişi gelir. Hoca, bunlara kim olduklarını sorar.
– Tavşanı getirenin komşusunun komşusuyuz! derler.
Hoca bozulur. Ama belli etmez. Misafirlere:
– Hoş geldiniz! der.
Ancak, ortalık kararmadan yemek olarak önlerine bir tas su getirir. Köylüler tasa şaşkın şaşkın baktıktan sonra, bunun ne olduğunu sorarlar.
Hoca, yapılan bir iyiliği istismar eden bu insanlara, gereken dersi şu sözlerle verir.
– Ne olacak? Tavşanın suyunun suyudur.”
Mağduriyet yaşayan bir şirket konuyu yargıya taşıdı!
Yukarıda belirtilen gerekçeyle kendisine vergi ziyaı cezalı tarhiyat yapılan bir şirket, konuyu yargıya taşıdı.
Vergi Mahkemesi ve Bölge İdare Mahkemesi (istinaf) davacı şirketi haklı bularak, yapılan cezalı tarhiyatı kaldırdı.
Maliye aleyhine verilen kararı Danıştay’da temyiz etti!
Maliye bu konuyu ısrarla Danıştay’a taşıyarak, söz konusu kararları temyiz etti. Mevcut uygulamasını savunarak, söz konusu istinaf kararının bozulmasını talep etti.
Danıştay davacı şirketi haklı buldu, Maliye’nin temyiz talebini reddetti!
Evet, Danıştay bu konuda davacı şirketi haklı bularak Maliye’nin temyiz talebini reddetti.
Para puanla alışverişe imkan sağlayan şirketlerin tamamını yakından ilgilendiren bu Kararın özeti ise şu şekilde:
“Ticari hayatta satışların artırılması, rekabet şartları gibi nedenlerle çeşitli şekillerde iskontolar yapılabilir. Şirketler, müşterilerine alışveriş nedeniyle kazandıkları puanları sonraki alışverişlerde indirim olarak kullanabilme veya bedelsiz mal alım hakkı verme gibi uygulamaları yapabilir. Bunlar müşteri sadakat uygulamaları olup, gelişen ticari şartların ve piyasaların bir gerçeği. Kaldı ki, yapılan satışlarda iskontonun daha sonraki satışlarda uygulanması mükellefler açısından herhangi bir vergisel avantaj sağlamaz. Aksine bu uygulamalar müşterileri daha çok alışveriş yapmaya teşvik eder, alışveriş miktarları arttıkça Maliye’ye intikal edecek KDV ve diğer vergiler de artar. Bu da aslında Maliye’ye avantajlı bir sonuç doğurur. Şirketlerin puan kullanımları dolayısıyla indirimi/iskontoyu yüzde 100 olarak uygulamasının da bu kapsamda değerlendirilmesi gerekir. Ayrıca, alışveriş puanı karşılığında daha sonraki alışverişlerde uygulanan indirimler de, KDV Kanununun 25. Maddesinde tanımlanan iskonto kapsamına girmektedir. Dolayısıyla, alışveriş karşılığı kazanılan puanlar karşılığı uygulanan indirim/iskontoların şirketler açısından bir kazanç olarak da değerlendirilmemesi ve bu iskontoların KDV’ye tabi tutulmaması gerekir.” (Danıştay 4. Dairesi’nin 31.05.2023 tarihli ve E.2020/3744, K.2023/3064 sayılı Kararı)
Alışverişe puan indirimi herkesin lehine!
Kazanılan alışveriş puanına, harcama veya bir sonraki alışverişte indirim olarak kullanma imkanı sağlanması, müşterileri daha çok alışveriş yapmaya teşvik ediyor, alışveriş tutarları arttıkça Maliye’ye intikal edecek KDV dahil vergiler de artıyor. Bunun yanı sıra, satıcıların ciroları da buna paralel olarak yükseliyor. Yani, win - win (kazan – kazan).
Satıcı – Müşteri – Maliye’den oluşan tüm tarafların lehine sonuç doğuran bu uygulama, aslında gelişen ticari şartların da bir gereği, yeni bir pazarlama tekniği.
Sonuç olarak;
Perakende ticaretle uğraşan şirketlerin büyük bir kısmının karşı karşıya bulunduğu “alışveriş puanı karşılığı indirim” kaynaklı vergi riski, Danıştay’ın bu kararı ile ortadan kalktı. Bu şekilde, tüm taraflar açısından karlı sonuç doğuran bu uygulamadaki belirsizlik de, bir anlamda giderilmiş oldu.
Darısı diğer vergisel uyuşmazlıklara…
https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/danistay-puanla-alisverise-vergi-tartismasini-bitirdi/701750