Anneden veya babadan çocuklarına miras olarak (banka hesaplarında) nakit para kalmışsa yapılacak işlem belli.
Mahkemeden veya noterden ‘mirasçılık belgesi’ (Veraset İlamı) çıkarılır ve artık her mirasçı kendi payını bankadan çekebilir. Pek tabi mirasçılar, kendilerine intikal eden varlıklar üzerinden de vergi öder.
Ama süreç her zaman böyle işlemiyor... Vatandaş, miras kalan bankadaki parasını çekememiş ama Maliye vergisini istemiş. Maliye’nin ‘beyana çağrı’ yazısı üzerine vatandaş, cezalı duruma düşmek istememiş, gitmiş Maliye’ye beyanname vermiş. Yalnız nakitlerin değil, gayrimenkuller ve diğer varlıkların da beyanı zorunlu olduğundan; tüm varlıkların değeri üzerinden de vergi hesaplanmış...
Vatandaş burada bankadaki parasına erişemediği gibi gayrimenkuller üzerindeki hakları da kısıtlı; satış-kiralama yapamıyor, teminat olarak dahi gösteremiyor. Ama nihayetinde tasarrufta bulunamadığı tüm bu varlıklar üzerinden, ödeme gücü de gözetilmeksizin vergi borçlusu yaratılıyor.
Miras kalan varlıklar için; Maliye’nin mirasçıyı Veraset ve İntikal Vergisi beyanına çağırması da, vergi istemesi de mevzuata uygun evet. Ama bu örnekte vatandaş; erişemediği varlıklar üzerinden vergi ödemek durumunda kaldığından, yapılan işlemler ağır bir mağduriyet yaratmış oluyor.
‘İKİ YILDIR MİRASIMI ALAMADIM’
Hikâyenin devamını, bizzat mağdur mirasçı anlatıyor...
Bankalar mirasçının parasını neden ödemiyor?
“Ölüm hak, miras helal... Mahkemeden aldığım Mirasçılık Belgesi’ne göre payım (% 50) belli. Ancak miras kalan bankadaki payımı ölümün üzerinden iki yıl geçmesine rağmen alamadım. Çünkü bankalar (özellikle son yıllarda) tüm mirasçıların rızası/imzası olmadan, birlikte bankaya gitmeden, bankadaki paranın paylaşımını yapmıyorlar. Yanlış anlaşılmasın, mirasçılar kendi payını istiyor, diğer mirasçının payını zaten isteyemez.
BANKALAR MİRAS PAYIMI ALACAKLIMA ÖDEDİ!
Enteresan olan; mirasçı olarak bana ödenmeyen parayı, alacaklılarım bankadan tahsil ettiler. İki yıllık sürede; işlerimden dolayı nakit sıkışıklığı yaşadığımdan bazı borçlarımı ödeyemedim. Bankalar bana miras payımı ödemezken, alacaklılarıma miras payımdan ödeme yaptılar, icra yoluyla bankadan paralarını tahsil ettiler.
PAYIMI ALMAK İÇİN NEDEN MAHKEMEYE GİDİYORUM?
Hadi, banka vermedi... Bu kez konuyu mahkemeye taşıdım, yargıda da yine garantisi yok. Bazı mahkeme kararları mirasa erişmeye (paylı mülkiyete geçiş) imkân tanıyor, bazı mahkeme kararları tanımıyor. Bankadaki paralar ‘elbirliği mülkiyet’ kapsamında olduğundan tek imzayla parayı paylaştırmıyor. Mahkemeler ancak herkese kendi payının ödenmesini sağlayan ‘paylı mülkiyete’ geçişi sağlayabiliyor. Ancak bu mahkeme kararının da kaç yılda çıkacağı belli değil.
Keyfi engellemenin yaptırımı yok
Bankaya gidip paraların paylaşımı için imza vermeyen diğer mirasçı ‘haklı neden’ zaten sunmuyor... Hatta ‘hiçbir neden’ sunmuyor. Uygulamanın hangi amaca hizmet ettiği anlaşılır gibi değil, paranın sahibiyim ama paraya erişemiyorum... İmza vermeyen mirasçı bankaya haklı neden sunmadığı durumda; bankalar yaratılan suni ihtilafı uzatmış oluyor, bankaların mirasçılık belgesine göre hak sahiplerine paylarını ödemesi gerekir.
NAKİTLERİN BÖLÜNEBİLİRLİĞİ NASIL TARTIŞILABİLİR?
Yalnızca nakit varlıklar değil gayrimenkuller ve otomobiller de var miras kalan... Gayrimenkuller ve otomobiller nakit varlıklar gibi bölünebilir olmadığından (elbirliğiyle mülkiyet) bu varlıklar rızayla- miras taksimatı veya mahkeme kararıyla-ortaklığın giderilmesi gibi yollarla paylaştırılabilir. Bunu anlıyorum. Ancak miras hakkım olan bankadaki nakit/bölünebilir varlıklara nasıl erişemem? Ben hukukçu değilim ama ‘uygulamaların hakkaniyete hizmet etmesi gerektiğini de’ biliyorum. Bu şekilde mağduriyet yaratan uygulamalar değiştirilmeli. Yetkililerin bu konuya acil el atması lazım. Bu uygulamanın ne kadarı ‘yasaların yanlış uygulanmasından kaynaklanıyor’ ne kadarı ‘yasalara uygun olsa bile hukuka/hakkaniyete aykırı’ yetkililer değerlendirsin. Yasalara uygun görünen ama hakkaniyete aykırı uygulamalar da varsa, yasa değişiklikleriyle düzeltilebilir sonuçta...”
Hakikaten enteresan... Mağduriyet çok açık... ‘Erişilemeyen varlıklar üzerinden vergi ödenmek zorunda kalınması’ kabul edilemez. Aynı kişi; tasarrufta bulunamadığı, satış-kiralama yapamadığı miras kalan gayrimenkuller üzerinden de mirasın vergisini (ve ilaveten emlak vergisi) ödemekle yükümlü... Ve tabii, bu ‘amaca hizmet etmeyen’ uygulamalar, yalnız bir kişi için değil, Türkiye’deki tüm mirasçılar için potansiyel ihtilaf kaynağı... Yalnız Veraset ve İntikal Vergisi ve uygulamasının değil, Medeni Kanun ve uygulamasının da bir arada değerlendirilmesiyle mağduriyet yaratan bu uygulamaların hızlıca gözden geçirilerek iyileştirilmesi gerekiyor. Ahmet Karabıyık