inşaat sektöründeki kayıt dışılığının ne kadar yüksek olduğundan ve bunun için idarenin yaptığı ve yapmayı planladığı düzenlemelerden ve gerçekleştirdiği vergi incelemeleriyle sektörü kontrol altına almaya çalıştığından bahsetmiştim.
Kayıt dışılığın en fazla olduğu sektörlerin başında gelen inşaat sektöründeki kayıp kaçağı engelleyebilmek için öncelikle sektörün tüm safhalarını kontrol altına alacak düzenlemeler yapılması gerekir. Sadece inşaat şirketlerinin vergi incelemesine alınması, sorunu asla çözmeyecektir.
Kayıt dışılığın fazla olması nedeniyle, inşaat şirketleri, yaptıkları konut satışı dolayısıyla, indirimli oranda alabilecekleri KDV iadelerini ya alamamakta ya da alması gereken iade tutarının çok altında bir KDV iadesi almaktadırlar.
Yıllardır devam eden inşaat sektöründeki bu soruna bir de son yıllarda meydana gelen fahiş maliyet artışları eklenince, iş tamamen içinden çıkılmaz bir hal almaya başladı.
Bunu basit bir örnekle izah etmeye çalışalım;
2022 yılı başında inşaatına başladığı 150 m²’den küçük konutların yapımını tamamlayıp, 2023 yılının başında satmaya çalışan bir inşaat firmasında, inşaatın maliyeti 2022 yılında oluşmaktadır. 2023 yılı Ocak ayında inşaat maliyet endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre %78,52 oranında artmıştır. Yani inşaat firması 2022 de 1 milyon liraya mal ettiği bir konutu, 2023 yılında 1 milyon 785 bin lira mal edebilecektir. İnşaat şirketi sattığı konutun yerine yenisini yapabilmesi için 2023 maliyetlerini dikkate alarak satışı yapması gerektiğine göre imal ettiği konutu 1 milyon 785 bin liraya satsa bile ancak maliyet fiyatına bir satış gerçekleştirmiş olacaktır. İnşaat şirketi %10 kârla konut satışı yaptığını kabul edersek yaklaşık 2 milyon liraya (Örneğin rahat anlaşılabilmesi için yaklaşık rakamlar alınmıştır.) satması gerekir.
Birçok inşaat şirketi; sektörde fazla olan kayıt dışılık dolayısıyla zaten 1 milyon olan inşaat maliyetinin ancak %50 ila %60’ını belgelendirilebilmektedir. Gerek arsa maliyetlerini gerçek değerleriyle kayıtlarına alamadıkları, gerek inşaat malzemelerine ilişkin yapılan harcama maliyetlerine ait tam fatura tedarik edemedikleri ve gerekse işçilik maliyetlerini tam olarak belgelendiremedikleri için kayıtlara intikal eden maliyetler olması gerekenin çok altında oluşmaktadır.
Örneğimizde, konutun satıldığı tarihlerdeki maliyetler dikkate alındığında yaklaşık 200 bin lira kâr elde eden bir inşaat firması, aslında vergi kanunları karşısında 1 milyon 400 bin lira (2 milyon - 600 bin) kâr elde etmiş görünmektedir.
Ruhsat 1 Nisan 2022 den önce alındığından, 150 m²’ye kadar olan konutlarda KDV oranı %1 olacaktır. 2 milyon lira satış bedeli üzerinden fatura düzenlendiğinde 20 bin lira KDV, 322 bin lira da Kurumlar Vergisi hesaplanması gerekecektir.
Vergi kanunlarına tam olarak uymaya çalışan bir inşaat firmasının yaklaşık 200 bin lira kâr ettiği bir konut satışı karşılığında 344 bin lira vergi ödemesi haliyle yürütülebilir bir ticaret değildir. Bu nedenle inşaat firmalarının çoğunluğu gerçek satış fiyatları ile fatura düzenlemezler daha doğrusu düzenleyemezler.
Burada şunun altını özellikle çizmek istiyorum. Sattıkları konutlara ilişkin neredeyse yarı fiyatına fatura düzenleyen inşaat şirketlerinin haklı olduğunu söylemem mümkün değil. Ama bütün sorumluluğu da inşaat şirketlerine yüklemekte doğru değil. Burada en büyük kusur, sektörün bu şekilde çalıştığını bilmesine rağmen tedbir almayan ya da göstermelik tedbirler alarak soruna çözüm getirdiği izlenimi veren vergi idaresindedir.
Her iki yılda bir getirilen vergi afları ile de geçmişi temizlemek için mükellef ile devletin el sıkışarak adına vergi barışı denilen düzenlemelerle de sorunu çözmek mümkün değildir. Çünkü vergi afları, ülkemizde vergi bilincini baltalamakta, sorunları çözmek yerine sadece halının altına süpürülmesini sağlamaktadır. Neredeyse, sadece vergi afları ile vergi toplamaktan medet umar hale geldik.
Hal böyle iken 150 m²’den küçük konut teslimlerinde, indirimli orana tabi KDV iadesini inşaat firmaları talep edememektedirler. Çünkü iade talep etmeleri durumunda, vergi idaresi gerçek satış bedellerine göre beyanların düzeltilmesini istemektedir. Gerçek satış bedelleri üzerinden beyanların düzeltilmesi demek, alacağı KDV iadesinden daha fazla ilave vergi ödemesi anlamına gelen inşaat şirketleri ise bu durumda iade talep etmekten vazgeçmektedirler.
İnşaat sektörünün her aşamasındaki kayıp ve kaçağı bilmesine rağmen parmağını kıpırdatmayan vergi idaresinin, son aşamada satış faturalarının gerçek durumu yansıtır bir şekilde düzenlenerek beyanların düzeltilmesini istemesi her ne kadar vergi kanunlarına uygun olsa da vergi hukukunun temel ilkelerinden olan, verginin adaletli ve dengeli dağılım ilkesine aykırıdır.
Sektördeki bütün aşamalarda vergi kayıp ve kaçağına göz yuman vergi idaresinin, nihai tüketiciye satış aşamasında bütün yükü inşaat şirketlerine yükleyerek, önceki safhalarda kaçırılan vergiyi, işlemin son halkası olan inşaat şirketlerinden almaya çalışması, görevi vergide adaleti sağlamak olan vergi idaresinin tam aksine vergide adaleti bozmasından başka bir şey değildir.
Zaten bir ülkenin vergi gelirleri içinde ÖTV, KDV gibi gelir ve kazanç üzerinden değil harcamalar üzerinden alınan vergiler yüksek ise adaletli bir vergi sisteminden bahsetmekte mümkün değildir.
İnşaatın yapımı sırasında, inşaat firmalarına taşeronluk yapan onlarca sektörün kayıt altına alınması sağlanmadan, özelliklede inşaatlarda en fazla maliyeti oluşturan arsaların gerçek bedelleri üzerinden alım satım yapılması sağlanmadan, sadece inşaat şirketlerinin vergi incelenmesine alınması ya da KDV iadesi talep eden inşaat şirketlerinin kayıtlarının düzeltilmesi, meydana gelecek hukuksuzluğun boyutunu artırmaktan başka bir işe yaramayacaktır. Tüm sektörü, inşaat firmaları üzerinden denetlemek ve kontrol altında tutmaya çalışmak mümkün değildir.
Bütün gelişmekte olan ülkeler gibi, ülkemizde de büyümeyi artırıcı etkisinden dolayı inşaat sektöründe yıllardır devam eden kayıp kaçağa umarım daha fazla göz yumulmaz ve sektörü kayıt altına almaya yönelik ciddi düzenlemeler yapılır.
Tüm okuyucularıma sağlıklı günler dilerim.
Yeminli Mali Müşavir