Özet
Aşağıdaki bölümlerde özellikle emisyon primi uygulaması ele alınmıştır. Özetlemek gerekirse, A.Ş., kuruluşunda veya sermaye artırımlarında hisselerini, ana sözleşmelerinde belirtilen itibari değerle (nominal bedelle) ihraç edebileceği gibi, itibari değerinin üzerinde bir bedelle de ihraç edebilirler.
KV Kanunu’nun 5’inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi ile A.Ş. gerek kuruluşlarında gerekse sermayelerini artırdıkları sırada çıkardıkları payların, itibari değerin üzerinde bir bedelle elden çıkarılması halinde oluşan kazançlar KV istisna edilmektedir.
A.Ş’ de öz sermaye, sadece şirketin tescil edilmiş sermayesinden oluşmamaktadır. Yedek akçeler, dağıtılmamış kârlar gibi unsurlar da öz sermayeye dahildir. Yukarıda izah ettiğimiz üzere, TTK uyarınca emisyon primi de genel kanuni yedek akçe niteliğinde olduğundan, öz sermayenin bir unsurudur. TTK’ nun yanı sıra Sermaye Piyasası Kanunu uyarınca da emisyon primleri öz sermaye unsuru olarak değerlendirilmektedir.
Emisyon primli sermaye artırımı genellikle “Melek Yatırımcı” ve halka açılan A.Ş.’lerde bulunmaktadır. Yatırımında başarılı olan fakat sermayeleri yatırımın devamını getirmeye yetmeyen girişimci, sermayeleri “emisyon primli” artırarak şirketlerine hem yeni ortak bulmakta hem de şirketlerine önemli miktarda sermaye girişi sağlanmaktadır.
KAVRAM ve NİTELİK
Son dönemlerde, özellikle ek vergiye tabii olmasından dolayı hayli tartışılan “emisyon primi” konusunu üç ayrı yazımda açıklayacağım.
İlk yazımda emisyon primi konusunun kapsadığı kavramları, ticaret ve vergi hukukundaki yeri ve anlamlarını inceleyeceğim.
A.Ş. kuruluşunda veya sermaye artırımlarında hisselerini, ana sözleşmelerinde belirtilen itibari değerle (nominal bedelle) ihraç edebileceği gibi, itibari değerinin üzerinde bir bedelle de ihraç edebilirler.
Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 347. maddesi uyarınca, itibarî değerinden aşağı bedelle pay çıkarılamaz. Maddenin devamında, itibarî değerinden yüksek bir bedelle pay çıkarılmasının mümkün olduğu belirtilmiştir. Ancak bunun için ya esas sözleşmede hüküm bulunması ya da bir genel kurul kararı alınması gereklidir.
Hisselerin itibari değerinin üzerinde bir bedelle ihraç edilmesi halinde, ihraç değeri ile itibarî değer arasında oluşan olumlu fark, Vergi Hukuku'nda “emisyon primi”, Ticaret Hukuku'nda “agio” veya “prim”, Tek Düzen Hesap Planı'nda “ihraç primi” olarak adlandırılmaktadır (Bu makalede “emisyon primi” olarak anılacaktır)
Emisyon primi, hisselerin ilk ihracında, bir başka anlatımla hukuk âleminde hisselerin doğumunda oluşabilen bir primdir (kazançtır).
Emisyon Primi Kazancı İstisnası
KV Kanunu’nun 5’inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi ile A.Ş. gerek kuruluşlarında gerekse sermayelerini artırdıkları sırada çıkardıkları payların, itibari değerin üzerinde bir bedelle elden çıkarılması halinde oluşan kazançlar KV istisna edilmektedir.
İstisna, A.Ş. portföylerinde bulunan başka şirketlere ait hisse senetlerinin elden çıkarılmasından sağlanan kazançları kapsamamaktadır. (Lebib Yalkın Dergisi, sayı:208, Özkan Aykar-Gelir Uzmanı s.34)
Bu konuda bir uzman görüşü:
A.Ş. hisse edinimi ve elden çıkarması yönüyle en kolay fon edinebilen sermaye şirketi türüdür. Bu şirketler gerek kuruluş aşamasında gerekse sonradan yapılan sermaye artırımlarında nominal (itibari) bedelin üzerinde hisse (pay) senedi ihraç edebilirler. Primli hisse senedi ihracı şirket hisselerinin gerçek değerinde piyasaya arzı bu sayede de mevcut ortakların haklarını koruyarak işletmeye ihtiyaç duyduğu fonun sağlanması gibi amaçlara hizmet etmesi yönüyle bir bakıma hakkaniyetin korunmasına da katkı yapar. Sermaye Piyasası Kurulunun payların primli ihraç edilmesini isteme yetkisi de bu duruma işaret etmektedir.
Şirket hisselerinin gerçek değerinin nominal değerden (hisse senedinin üzerinde yazılı değer) yüksek olması oldukça olağandır. Bu değer farkına hisse senedi ihraç primi, diğer bir ifadeyle emisyon primi denir. Şirketlerin Öz Kaynaklar Hesapları alt başlığında Sermaye Yedekleri hesaplarının içerisinde değişik hesaplar bulunmaktadır. Hisse değer farkının bir kısmı şirketin geçmiş faaliyetlerinden kaynaklı bir kısmı enflasyon kaynaklı bir kısmı ise isim/marka değerinden kaynaklı olduğunu söyleyebiliriz. Şöyle ki, şirketin kuruluş tarihinin 5-10 yıl öncesine dayandığını bu süreçte de şirketin önemli miktarda gayrimenkul gibi sabit kıymet edindiğini, öz kaynaklarda sermaye/kâr yedekleri ve dağıtılmamış geçmiş yıl kârları ile dönem kârı olduğunu, kredibilitesinin yüksek olduğunu ve henüz başlamayan kârlı birçok projeyi üstlendiğini düşündüğümüzde yeni çıkarılacak hisse senetlerinin primli ihracı esasında zorunluluk teşkil edebilir. Zira yeni ortaklar hisseleri oranında şirkette hak sahibi olmaktadır. (08.12.2020 tarihli Alomaliye Doğan Çengel-YMM. Bağımsız Denetçi)
HİSSE SENEDİ İHRAÇ PRİMLERİNİN (EMİSYON PRİMLERİNİN) VERGİ KANUNLARI KARŞISINDAKİ DURUMU
KV İstisnası
KV Kanunun (KVK), 5/1-ç maddesinde, A.Ş. kuruluşlarında veya sermayelerini artırdıkları sırada çıkardıkları payların bedelinin itibari değeri aşan kısmın istisna edildiği, 8/1-a maddesinde kurum kazancının tespitinde menkul kıymet ihraç giderlerinin indirilebileceği, 5/3. maddesinde ise iştirak hisseleri alımıyla ilgili finansman giderleri hariç olmak üzere, kurumların, KV istisna edilen kazançlarına ilişkin giderlerinin veya istisna kapsamındaki faaliyetlerinden doğan zararlarının, istisna dışı kurum kazancından indirilmeyeceği, hususları hüküm altına alınmıştır.
Kanun ve Genel Tebliğ’de KV’ istisnası için, şirketin halka açık olması/sayılması, kazancın belli bir süre fon hesabında tutulması, hisse senedi bastırma gibi koşullar aranmamış, şirket türünün A.Ş. olması yeterli görülmüştür.
G.V.K. Yönünden İstisna
Hisse senetlerinden gelir elde etmenin bir yolu elden çıkartmaktır. Diğer deyişle satıştır. Borsa’ da işlem görenler hariç olmak üzere, Hisse senedinin elde edilişi ile elden çıkarılışı arasındaki fark GVK’ na göre “Değer Artış Kazancı” olarak GV’ ne tabi tutulmaktadır.
A.Ş. hisse senetlerinin elde edilmesinden iki yıl geçtikten sonra satılan hisse senetlerinin alım-satım kazancı ise vergi dışıdır. (MuhasebeTR Bülent Döğer Serbest Muhasebeci Mali Müşavir Bilim Uzmanı)
TTK YÖNÜNDEN ÖZ SERMAYE UNSURU OLARAK EMİSYON PRİMİ
Öncelikle emisyon primi nedir, onu açıklayalım. Emisyon primi; daha ziyade şirketlerde sermaye artırımı sırasında sermayeye katılan ortakların belli bir hisseyi satın almak için nominal bedelin üzerinde şirkete ödedikleri ekstra değeri ifade eder.
Normal olarak bir şirkette bütün ortakların katılımı ile yapılan sermaye artırımında emisyon primi hesaplanmasına gerek olmaz. Ortaklardan bir kısmının artırıma katılmaması veya şirkete yeni ortak alınması durumunda, şirketin değerlemesi yapılarak sermaye artırımına katılmayan ortak veya ortakların haklarının korunması amacıyla yeni giren veya mevcut ortaklardan payını artırmak isteyen ortağın şirkete ödediği ilave bedel olarak da ifade edebiliriz. (YMM Osman Arıoğlu Vergi/Algı portalı)
Anonim şirketlerde öz sermaye, sadece şirketin tescil edilmiş sermayesinden oluşmamaktadır. Yedek akçeler, dağıtılmamış kârlar gibi unsurlar da öz sermayeye dahildir. Yukarıda izah ettiğimiz üzere, TTK uyarınca emisyon primi de genel kanuni yedek akçe niteliğinde olduğundan, öz sermayenin bir unsurudur. TTK’nın yanı sıra Sermaye Piyasası Kanunu uyarınca da emisyon primleri öz sermaye unsuru olarak değerlendirilmektedir.
TTK’nın 462. maddesi, iç kaynaklardan sermaye artırımını düzenlemektedir. Maddenin birinci fıkrasına göre, “Esas sözleşme veya genel kurul kararıyla ayrılmış ve belirli bir amaca özgülenmemiş yedek akçeler ile kanuni yedek akçelerin serbestçe kullanılabilen kısımları ve mevzuatın bilançoya konulmasına ve sermayeye eklenmesine izin verdiği fonlar sermayeye dönüştürülerek sermaye iç kaynaklardan artırılabilir.” Yukarıda belirttiğimiz üzere, emisyon primi, “genel kanuni yedek akçe” niteliğinde olduğundan, emisyon primi ile sermaye artırılması mümkündür.
Emisyon primli sermaye artırımı, 5520 sayılı KV Kanununda (KVK) yer alan bazı hükümler nedeniyle şirketlere birtakım avantajlar sağlamaktadır. KVK’nın 5/1-ç maddesinde, A.Ş. kuruluşlarında veya sermayelerini artırdıkları sırada çıkardıkları payların bedelinin itibarî değeri aşan kısmı üzerinden elde edilen kazancın (emisyon primi) KV’ den müstesna olduğu belirtilmiştir.
TTK ’nın 480/2. maddesi uyarınca ise, kayıtlı sermaye sistemini kabul eden A.Ş. esas sözleşme ile yönetim kuruluna primli pay çıkarma yetkisi tanınabilir.
Emisyon priminden bahsedebilmek için, payın A.Ş. tarafından çıkarılması, yani ihraç edilmesi sırasında pay bedelinin önceden öngörülmüş olması gerekmektedir.
Pay sahibinin payını itibari değerinin üzerinde bir bedelle üçüncü kişiye satması yani elden çıkarması halinde, aradaki fiyat farkının “emisyon primi” olduğundan söz edilemez.
TTK ’nun 480/1. maddesine göre, kanunda öngörülen istisnalar dışında, esas sözleşmeyle pay sahibine, pay bedelini veya payın itibari değerini aşan prime ifa dışında borç yükletilemez. Maddede “payın itibari değerini aşan prim” ifadesiyle “emisyon primi” kastedilmektedir. Buna göre pay sahibi, taahhüt ettiği sermaye bedelini ödeme yükümlülüğünün yanı sıra, itibari değerinden yüksek bedelle pay çıkarılması halinde, bu prim (emisyon primi) bedelini de ödeme yükümlülüğü altındadır.
TTK ‘nun 519. maddesine göre emisyon primi, “genel kanuni yedek akçe” niteliğindedir. Nitekim maddenin birinci fıkrasında “Yıllık kârın yüzde beşi, ödenmiş sermayenin yüzde yirmisine ulaşıncaya kadar genel kanuni yedek akçeye ayrılır.” denildikten sonra, ikinci fıkrada, “Birinci fıkradaki sınıra ulaşıldıktan sonra da a) Yeni payların çıkarılması dolayısıyla sağlanan primin, çıkarılma giderleri, itfa karşılıkları ve hayır amaçlı ödemeler için kullanılmamış bulunan kısmı, ... genel kanuni yedek akçeye eklenir.” ifadelerine yer verilmiştir. Burada “yeni payların çıkarılması dolayısıyla sağlanan prim” ifadesi ile, “emisyon primi” kastedilmektedir. Bu nedenle emisyon primi, maddede belirtildiği üzere, “genel kanuni yedek akçe” sınıfına girmektedir. Burada dikkat edilmesi gereken husus, emisyon primlerinin tamamının genel kanuni yedek akçe olarak ayrılamayacağıdır. Emisyon primi tutarından payların çıkarılma giderleri, itfa karşılıkları ve hayır amaçlı ödemeler düşülecek ve kalan kısım yedek akçe olarak ayrılacaktır.
VERGİ HUKUKU YÖNÜNDEN EMİSYON PRİMİ
Emisyon primini vergi hukukuna göre iki ana başlıkta inceleyelim:
a-Emisyon Priminin Kazanç Niteliği
KVK’nın 6. maddesinde safi kurum kazancının tespitinde, GVK’ nın ticari kazanç hakkındaki hükümleri uygulanacağı, VUK’ un 177/4. maddesine göre her türlü ticaret şirketlerinin bilanço esasına göre defter tutacağı, GVK’ nın 38. maddesinde ise bilanço esasına göre ticari kazancın, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet fark olduğu, bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce işletmeye ilave olunan değerlerin bu farktan indirileceği, işletmeden çekilen değerlerin ise farka ilave olunacağı ifade edilmiştir. Bu hükümlerden hareketle emisyon primlerinin, işletme ortaklarınca şirkete konulmasından dolayı şirketin nev’ine bakılmaksızın kazanç olarak nitelendirilemeyeceği ve KV ‘ne tabi tutulmaması gerektiği görüşüne katılmaktayız.
Limited şirketlerin emisyon primlerinin de KV‘ne tabi olmaması gerektiği görüşüne katılsak da kanun yapıcının KVK’nın 5/1-ç maddesinde sadece A.Ş. için emisyon primi kazancı istisnasına yer vermesi söz konusu primi kazanç olarak gördüğü ve istisna dışı hallerde vergilendirilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmasına neden olmaktadır. (08.12.2020 tarihli Alomaliye Doğan Çengel-YMM. Bağımsız Denetçi)
b- 5520 sayılı KV İstisnası
KV Kanunun (KVK),
8/1-a maddesinde kurum kazancının tespitinde menkul kıymet ihraç giderlerinin indirilebileceği,
5/1-ç maddesinde, A.Ş. kuruluşlarında veya sermayelerini artırdıkları sırada çıkardıkları payların bedelinin itibari değeri aşan kısmın istisna edildiği,
5/3. maddesinde ise iştirak hisseleri alımıyla ilgili finansman giderleri hariç olmak üzere, kurumların, KV ‘nde istisna edilen kazançlarına ilişkin giderlerinin veya istisna kapsamındaki faaliyetlerinden doğan zararlarının, istisna dışı kurum kazancından indirilmeyeceği, hususları hüküm altına alınmıştır. Ayrıca KV Genel Tebliğinin I/5-4 Bölümünde İstisna, A.Ş. portföylerinde bulunan başka şirketlere ait hisse senetlerinin elden çıkarılmasından sağlanan kazançları kapsamadığı belirtilmiştir.
Emisyon primlerinin sadece A.Ş. açısından KV istisna tutulduğu, KVK’nın 8/1-a maddesinde menkul kıymet ihraç giderlerinin kurum kazancından indirilebileceği ancak 5/3 maddesine göre ise istisnaya ilişkin giderlerin kurum kazancından indirilemeyeceği anlaşılmaktadır. Ayrıca farklı amaçlarla başka şirketlerin hisselerini ellerinde bulunduranlar bu istisnadan yararlanamaz. Kanun ve Genel Tebliğ’de istisna için, şirketin halka açık olması/sayılması, kazancın belli bir süre fon hesabında tutulması, hisse senedi bastırma gibi koşullar aranmamış, şirket türünün A.Ş. olması yeterli görülmüştür.
İştirak eden ile iştirak edilen şirketlerdeki ortakların bir kısmının farklı olması ya da farklı oranlarda paya sahip olunması bu tür işlemlerin yönetimde olmayan ortağın aleyhine sonuç doğurmasına neden olabilir. Zira ortakların şirket üzerindeki hakkı ortaklık payı oranında olup emisyon primleri bu oranın hesaplanmasına dahil edilmemektedir. TTK’nın 461. maddesi gereği emisyon priminin nasıl hesaplandığına ilişkin hazırlanacak ve tescil edilecek raporun gerek şeffaflık ve hesap verilebilirlik gerekse KVK’nın 13. maddesinde yer alan transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı hükümleri açısından önem teşkil ettiği görüşündeyiz. Her ne kadar KVK’nın 5/1-a maddesinde iştirak kazançları, 5/1-ç maddesinde ise emisyon primleri KV istisna edilse de transfer fiyatlandırması müessesinde kurum ve ilişkili kişiler adına tahakkuk ettirilmesi gereken her türlü vergi toplamının dikkate alınması gerektiği hususunun altını çizmek gerekir. Ayrıca Emisyon primleri öz kaynaklar hesabı altında takip edildiğinden KVK’nın 12. maddesinde yer alan örtülü sermaye hesaplamasına olumlu katkı yapmaktadır. (08.12.2020 tarihli Alomaliye Doğan Çengel-YMM. Bağımsız Denetçi)
EMİSYON PRİMİNİN SERMAYEYE İLAVESİ
TTK’nın 519/2. maddesinde emisyon primlerinin kullanılmamış bulunan kısmının genel kanuni yedek akçeye ekleneceği ifade edilmiştir. Genel kanuni yedek akçeler ise TTK’ nın 519/3. maddesine göre sermayenin veya çıkarılmış sermayenin yarısını aşmadığı takdirde, sadece zararların kapatılmasına, işlerin iyi gitmediği zamanlarda işletmeyi devam ettirmeye veya işsizliğin önüne geçmeye ve sonuçlarını hafifletmeye elverişli önlemler alınması için kullanılabilir.
TTK’ nın İç Kaynaklardan Sermaye Artırımı Başlıklı 462/1. maddesine göre; esas sözleşme veya genel kurul kararıyla ayrılmış ve belirli bir amaca özgülenmemiş yedek akçeler ile kanuni yedek akçelerin serbestçe kullanılabilen kısımları ve mevzuatın bilançoya konulmasına ve sermayeye eklenmesine izin verdiği fonlar sermayeye dönüştürülerek sermaye iç kaynaklardan artırılabilir.
462/2. maddesine göre ise artırım genel kurul veya yönetim kurulu kararının ve esas sözleşmenin ilgili maddelerinin değişik şeklinin tescili ile kesinleşir. Tescil ile o anda mevcut pay sahipleri mevcut paylarının sermayeye oranına göre bedelsiz payları kendiliğinden iktisap ederler. Bedelsiz paylar üzerindeki hak kaldırılamaz ve sınırlandırılamaz; bu haktan vazgeçilemez.
Emisyon primlerinin sermayeye ilavesi TTK’ nın 462. ve 519. maddeleri çerçevesinde mümkündür. Emisyon primlerinin sermayeye ilavesi, sermaye artırımı yapan şirket için KV açısından vergileme gerektirmez.
KV Genel Tebliğinin I/ 6.2.4.3. Bölümüne göre sermaye yedeklerinin sermayeye ilavesinin kâr payı dağıtımı olarak görülmediği, kâr yedeklerinin sermayeye ilavesi nedeniyle edinilen bedelsiz hisselerin ise KV mükellefleri açısından iştirak kazancı hükmünde olduğu ve nominal bedelle İştirakler hesabında takip edileceği ayrıca KVK’nın 5/1-a maddesi gereği istisnadan yararlandırılacağı, söz konusu hisselerin satılması durumunda ise KVK’nın 5/1-e maddesindeki şartları taşıması kaydıyla satıştan elde edilen kazancın %75’inin istisna olacağı belirtilmiştir. Buradaki temel sorun emisyon primlerinin sermaye yedeği mi yoksa kâr yedeği mi olduğu konusudur.
TTK’ya göre emisyon primleri kâr yedeği, Tek düzen Hesap Planına göre ise sermaye yedeğidir. Tebliğ açıklamasına göre sermaye yedeklerinin sermayeye ilavesi kâr dağıtımı olarak görülmediğinden, kâr yedeklerinin ise istisna hükümlerinden yararlandırılması gerektiğinden bahisle vergileme yapılmamaktadır.
GVK’ nın 94/6. maddesinin parantez içi hükmüne göre ise kârın sermayeye ilavesi kâr payı dağıtımı hükmünde olmadığından vergi kesintisi yapılmaz. (8.12.2020 tarihli Alomaliye Doğan Çengel-YMM. Bağımsız Denetçi)
Emisyon primi tutarı nakdi sermaye artışında faiz indirimi hesabında dikkate alınabilir mi?
Çok tartışılan bu konuya Gelir İdaresi 26.10.2022 tarih ve 1239258 sayılı özelge ile açıklık getirmiştir.
Sermaye olarak tescil edilmeyen emisyon primleri üzerinden, KVK 10. maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendi uyarınca nakdi sermaye indirimi hesaplanması mümkün değildir.
Emisyon primlerinin daha sonra sermayeye ilave edilmesi durumunda da sermayeye eklenmesi işlemi, bilançoda yer alan öz sermaye kalemlerinin sermayeye eklenmesi mahiyetinde olduğundan, söz konusu artış nedeniyle nakdi sermaye artışı indiriminden faydalanılması mümkün bulunmamaktadır.
MELEK YATIRIMCILAR VE EMİSYON PRİMİ
Emisyon primli sermaye artırımı genellikle “Melek Yatırımcı” şirketlerde oluşmaktadır. Yatırımında başarılı olan fakat sermayeleri yatırımın devamını getirmeye yetmeyen girişimci, sermayeleri “emisyon primli” artırarak şirketlerine hem yeni ortak bulmakta hem de şirketlerine önemli miktarda sermaye girişi sağlanmaktadır.
Melek yatırımcılar için Hazine Müsteşarlığı’nın 13 Şubat 2013 Tarihli 28560 sayılı resmî gazetede yayınlanan “Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı)’ tan Bireysel Katılım Sermayesi Hakkında Yönetmen‘ ligin Girişim şirketleri ile ilgili 22. Maddesinin 2 fıkrası; aşağıdadır.
“(2) Yeni kurulan şirkette sermaye taahhüdünün mevcut bir şirkette ise, sermaye artırımlarının yerine getirilmesi yoluyla şirket sermaye yapısının güçlendirilmesini teminen emisyon primi dahil sermayenin veya hisse senetlerinin iktisap bedellerinin nakdi olarak girişim şirketi banka hesabına yatırılması zorunludur. Girişim şirketi hesabına nakdi olarak yatırılan hisse senedi iktisap bedellerinin hesaba giriş tarihinden itibaren en geç on iki ay içinde iş planında belirtilen şekilde harcanması ya da fiziki yatırıma dönüşmesi gerekir.” Yönetmelik hükümlerine uyulmak zorunluluğu unutulmamalıdır.
ŞİRKETLER KENDİ İŞTİRAKLERİNDEN EMİSYON PRİMLİ HİSSE ALABİLİR Mİ?
Ana şirket veya yaygın kullanımıyla Holdingler, kendisinin %100 iştiraki olan şirketlerin, (İştirakinin) “Emisyon primli” sermaye artışını yapabilir mi?
Bu konuda TTK’nda bir açıklama yok. Fakat uygulamada aksi bir görüş de bulunmamakta.
Geçmişte, mükellefim Holding’ in iştiraki olan şirketin sermaye artışını Emisyon primli yapmıştım. Ticaret Bakanlığı yetkilileri önce itiraz ettiler. Daha sonra ise sermaye artışının “emisyon primli” ifadesini rapordan çıkarttılar. Yerine de “sermaye yedekleri” tanımını yazmamızı istediler. Yapılan bu değişiklikle Holding şirket, iştirakinin emisyon primli sermaye artışına katılmış oldu.
EMİSYON PRİMİNİN SERMAYEYE İLAVE EDİLMESİNİN ARDINDAN SERMAYE AZALTIMI İŞLEMLERİ
Emisyon priminin sermayeye ilave edilmesinin ardından sermaye azaltımı yapılması halinde sadece stopaj yönünden vergilendirme yapılması gerektiği, gayrimenkul ve/veya iştirak hissesi satış kazancı istisnasının sermayeye eklenmesinin ardından sermaye azaltımı yapılması halinde ise; kanunda belirtilen şartların sağlanmasından sonra sermaye azaltımına gidilmesi halinde sadece stopaj yönünde, kanunda belirtilen şartların sağlanmadan sermaye azaltımına gidilmesi halinde ise hem KV hem de stopaj yönünden vergilendirme yapılması gerektiği,
Enflasyon düzeltme farklarının sermayeye ilave dışında herhangi bir suretle başka bir hesaba nakledilmesi veya işletmeden çekilmesi halinde bu işlemin yapıldığı dönem kazancı ile ilişkilendirilmeksizin bu işlemin yapıldığı dönemde vergiye tabi tutulması gerektiği, ortaklara dağıtımı halinde de stopaj yönünden vergilendirme yapılması gerektiği yönünde kanaat bildirmekle beraber sermaye azaltımının bileşenlerine ve niteliğine göre Maliye idaresi tarafından yasal bir düzenleme yapılması konunun sıhhati açısından daha iyi olacaktır. *Lebib Yalkın Mayıs 2019 sayı:185
Sermaye yedeklerinin azaltım yoluyla işletmeden çekişi kâr dağıtımı sayılır mı ve kâr dağıtım stopajına tabi tutulabilir mi?
Bu konuda yayınlanan 7420 sayılı Kanunla KVK eklenen 32/B maddesine göre;
- Öz kaynakların sermayeye eklendiği tarihten itibaren beş tam yıl geçtikten sonra yapılan sermaye azaltımlarında azaltılan tutarlar “orantı yöntemi” ile belirlenecek.
- Öz kaynakların sermayeye eklendiği tarihten itibaren beş yıl geçmeden yapılan sermaye azaltımlarında en yüksek vergili unsurlara öncelik verilecek.
En yüksek vergilemeden kasıt azaltılan öz sermaye kaleminin hem kurumlar vergisine hem de kâr dağıtım stopajına tabi tutulmasını sağlamaktır.
Bu konuda yayınlanan tebliğde, sermaye yedekleri, sermaye azaltımı yoluyla işletmeden çekildiğinde kâr payı dağıtımına bağlı vergi kesintisine (stopaja) tabi tutulacak kalemler arasında sayılıyor.
Bu kapsamda, her ne kadar emisyon priminden tebliğ taslağında bahsedilmemiş olsa da kardan ayrılmayan sermaye yedeği niteliğindeki bu fonların nakdi sermayeden bir farkı yoktur, ortaklarca işletmeye konulan sermaye benzeri değerlerdir. Bu nedenle gerek doğrudan gerekse sermaye azaltımı yoluyla dolaylı olarak ortaklara dağıtılması emisyon primlerinin vergilendirilme gerekçesi olamaz!* Erdoğan Sağlam’ ın 09.01.2023 Tarihli T24 gazete yazısı
KV BEYANNAMESİNDE GÖSTERME
Emisyon primleri, doğrudan bilançonun “Öz Kaynaklar” bölümüne muhasebeleştirildiğinden ve gelir tablosu hesaplarıyla ilişkilendirilmediğinden öncelikle beyannamenin “KKEG” satırına ilave edilerek ve daha sonra “Zarar Dahi Olsa İndirilecek İstisna ve İndirimler” bölümünde yer alan “319-Emisyon Primi Kazancı” satırında gösterilmelidir. Gelir tablosu hesaplarında yer verilmeyen emisyon primi kazancının KKEG olarak kurumlar beyannamesine ilave edilmemesi halinde istisnadan mükerrer yararlanılacağı bu nedenle de vergi zıyaına sebebiyet verileceği hususu göz ardı edilmemelidir. Beyannamenin ekler bölümündeki KKEG’ ye ilişkin satırlarda ise emisyon primine özgü bir alan olmadığından söz konusu tutar “Diğer” satırında belirtilerek “emisyon primi” açıklaması yapılmalıdır.
Beyanname Düzenleme Programının yukarıda bahsettiğimiz mevcut yapısı itibariyle emisyon priminin elde edildiği dönemde gelir tablosu hesaplarıyla ilişkilendirilerek ertesi dönem başında öz kaynak hesaplarına devredildiğine ilişkin uygulamalar görmekteyiz. Esasında belirtilen uygulamaya katılmasak da tercihlerini bu yönde kullananların istisnaya ilişkin tutarı KKEG’ ye ilave etmeden beyannamenin ilgili satırında yer vermeleri yerinde olur.
Gerek Kanunda gerekse Genel Tebliğde istisna şartları arasında öz kaynak hesaplarında takip edileceği ya da devredileceğine ilişkin hüküm bulunmadığından her iki uygulamanın da söz konusu istisnaya engel olmadığı görüşündeyiz. Ancak her durumda emisyon primlerine KV beyannamesinde “Zarar Dahi Olsa İndirilecek İstisna ve İndirimler” bölümünde yer alan “319-Emisyon Primi Kazancı” satırında mükerrer indirime sebep olmayacak şekilde yer verilmesi gerekir. Ayrıca söz konusu istisnanın gelir tablosu hesaplarında muhasebeleştirilerek ertesi dönem ilgili hesaba devredilmesi durumunda VUK’ un 353/6. maddesine göre özel usulsüzlük cezasıyla muhatap olunabileceği unutulmamalıdır.
KVK’nın 32. maddesi ile GVK’ nın Mük. 120. maddesi gereği Emisyon Primi istisnasından geçici vergi dönemlerinde de yararlanılabilir. * 08.12.2020 tarihli Alomaliye. Doğan Çengel-YMM. Bağımsız Denetçi.
Sonuç: Üç bölümde inceleyeceğim emisyon primi konusunu bu ikinci yazımda emisyon priminin sermayeye ilavesinde izlenecek yöntemler, melek yatırımcı ve emisyon primi, şirketlerin kendi iştiraklerinden emisyon primli hisse alıp alamayacağı, emisyon primi gelirlerinin Kurumlar Vergisi Beyannamesinde gösterilmesi konularını inceledik. Erol SÖNMEZOCAK
https://vergialgi.com/turk-ticaret-kanunu-ve-ilgili-mevzuatlar-isiginda-emisyon-primi