Bu TFRS, gerçeğe uygun değeri, piyasa katılımcıları arasında ölçüm tarihinde olağan bir işlemde, bir varlığın satışından elde edilecek veya bir borcun devrinde ödenecek fiyat olarak tanımlar.
Gerçeğe uygun değer ölçümü, belirli bir varlık veya borç için yapılır. Bu nedenle, işletme bir varlığın veya borcun gerçeğe uygun değerini ölçerken, piyasa katılımcılarının ölçüm tarihinde bu varlığı veya borcu fiyatlandırırken göz önünde bulunduracakları özellikleri dikkate alır. Bu tür özelliklere aşağıdakiler örnek olarak gösterilebilir:
(a) Varlığın durumu ve konumu ile
(b) Varsa, varlığın satışına veya kullanımına ilişkin sınırlamalar.
Varlığın veya borcun belirli bir özelliğinin ölçüm üzerine etkisi, söz konusu özelliğin piyasa katılımcıları tarafından nasıl dikkate alınacağına bağlı olarak farklılık gösterir.
Gerçeğe uygun değeri üzerinden ölçülen varlık veya borç aşağıdakilerden biri olabilir:
(a) Tek bir varlık veya borç (örneğin, bir finansal araç veya finansal olmayan bir varlık) ya da
(b) Varlık grubu, borç grubu ya da varlıklar ve borçlardan oluşan bir grup (örneğin, nakit yaratan birim veya iş)
Varlık veya borcun finansal tablolara yansıtma veya açıklamalar açısından tek bir varlık, tek bir borç, varlık grubu, borç grubu ya da varlıklar ve borçlardan oluşan bir grup olarak değerlendirilmesi içinde bulunduğu hesap birimine bağlıdır. Bu TFRS’de belirlenenler dışında, varlığın veya borcun hesap birimi gerçeğe uygun değer ölçümünü zorunlu tutan ya da ölçümüne izin veren ilgili TFRS uyarınca belirlenir.
Gerçeğe uygun değer ölçümünde, mevcut piyasa koşullarında piyasa katılımcıları arasında ölçüm tarihinde olağan bir işlemde bir varlığı satmak veya bir borcu devretmek amacıyla söz konusu varlık ya da borcun el değiştirildiği varsayılır.
Gerçeğe uygun değer ölçümünde, varlığın satışına veya borcun devrine ilişkin işlemin:
(a) Varlığa veya borca ilişkin asıl piyasada ya da
(b) Asıl piyasanın bulunmadığı durumlarda, varlığa veya borca ilişkin en avantajlı piyasada gerçekleştiği varsayılır.
İşletme, gerçeğe uygun değeri ölçmek için yeterli verinin bulunduğu ve koşullara uygun olan, ilgili gözlemlenebilir, girdilerin kullanımını azami seviyeye çıkaran ve gözlemlenebilir olmayan girdilerin kullanımını asgari seviyeye indiren değerleme yöntemlerini kullanır.
Bir değerleme yönteminin kullanılmasının amacı, mevcut piyasa koşullarında, piyasa katılımcıları arasında bir varlığın satışına veya bir borcun devrine yönelik ölçüm tarihinde gerçekleşecek olağan bir işlemdeki fiyatın tahmin edilmesidir. Yaygın olarak kullanılan üç değerleme yöntemi; piyasa yaklaşımı, maliyet yaklaşımı ve gelir yaklaşımıdır.İşletme, gerçeğe uygun değeri ölçmek için bu yaklaşımların bir veya birkaçı ile tutarlı olan değerleme yöntemlerini kullanır.
Bazı durumlarda, tek bir değerleme yöntemi uygun olacaktır (örneğin bir varlığı veya borcu, aktif bir piyasadaki özdeş varlıkların veya borçların kotasyon fiyatlarını kullanarak değerlerken). Diğer durumlarda, birden fazla değerleme yöntemi uygun olacaktır (örneğin bu durum, nakit yaratan bir birimi değerlerken söz konusu olabilir). Gerçeğe uygun değeri ölçmek için birden fazla değerleme yönteminin kullanılması durumunda, sonuçlar (başka bir ifadeyle gerçeğe uygun değerle ilgili göstergeler) ortaya koydukları değer aralığının kabul edilebilirliği dikkate alınarak değerlendirilir. Gerçeğe uygun değer ölçümü, söz konusu aralıkta mevcut koşullardaki gerçeğe uygun değeri en iyi yansıtan noktadır.
İşlem fiyatının, ilk muhasebeleştirmedeki gerçeğe uygun değer olması ve gerçeğe uygun değeri sonraki dönemlerde ölçmek için gözlemlenebilir olmayan girdileri kullanan bir değerleme yönteminin kullanılacak olması durumunda, ilk muhasebeleştirme sırasında kullanılan değerleme yönteminin sonucunun işlem fiyatına eşit olması için değerleme yöntemi uyarlanır. Bu uyarlama, değerleme yönteminin mevcut piyasa koşullarını yansıtmasını sağlar ve değerleme yönteminde düzeltme yapılmasının gerekli olup olmadığının belirlenmesinde işletmeye yardımcı olur (örneğin varlığın ya da borcun değerleme yönteminde kullanılmayan bir özelliği olabilir). İlk muhasebeleştirmeden sonra, gözlemlenebilir olmayan girdiler kullanan değerleme yöntemi veya yöntemleri kullanarak gerçeğe uygun değeri ölçerken, işletme bu yöntemlerin ölçüm tarihindeki gözlemlenebilir piyasa verilerini (örneğin benzer bir varlığın veya borcun fiyatını) yansıttığından emin olur. Melike KÜLLÜ