Sermaye Taahhüdünü Yerine Getirmeyen Limited Şirket Ortağının Malvarlığının Haczedilmesi

I- GİRİŞ

Limited şirket ortağının şirkete karşı olan tek borcu taahhüt ettiği esas sermaye paylarını şirkete ödemek ve varsa şirket sözleşmesinde öngörülmüş olan ek ödeme ile yan edim yükümlülüklerini yerine getirmektir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(1) (TTK(2)) uyarınca, limited şirkete sermaye olarak; para, alacak, kıymetli evrak ve sermaye şirketlerine ait paylar; fikrî mülkiyet hakları; taşınırlar ve her çeşit taşınmaz; taşınır ve taşınmazların faydalanma ve kullanma hakları; ticari işletmeler; haklı olarak kullanılan devredilebilir elektronik ortamlar, alanlar, adlar ve işaretler gibi değerler; maden ruhsatnameleri ve bunun gibi ekonomik değeri olan diğer haklar; devrolunabilen ve nakden değerlendirilebilen her türlü değer konulabilir. Esas sermaye payının bedeli şirket sözleşmesinde öngörüldüğü şekilde, nakit veya ayın olarak veya bir alacağın takası yoluyla yahut sermaye artırımında olduğu gibi, serbestçe kullanılabilecek özkaynakların esas sermayeye dönüştürülmesi yoluyla ödenir(3).

Sermaye taahhüdünün ifa edilmemesi halinde ise ortak şirkete karşı borçlu durumda kalır. Genel kural olarak, limited şirketin borçlarından dolayı ortak değil şirket sorumlu olur. Ortağın üçüncü kişilere karşı olan kişisel borçlarından ötürü de, şirket değil ortak sorumlu olur(4). Ancak, bazı durumlarda limited şirketin ödenmeyen borçlarından dolayı -amme alacaklarına dair özel hükümler dışında ortakların şahsi sorumluluğuna gidilmesi ve bu kapsamda kişisel malvarlığının haczedilmesi mümkündür. İşte bu çalışmada, sermaye taahhütlerini ifa etmeyen ortağın şahsi malvarlığının limited şirketin borçlarından dolayı haczedilmesi hususu üzerinde durulacaktır.

II- SERMAYE TAAHÜDÜNÜ YERİNE GETİRMEYEN ORTA-ĞIN ŞAHSİ MALVARLIĞININ HACZEDİLMESİ

Limited şirketin kuruluşu ve sermaye artırımında nakden taahhüt edilen payların en % 25’inin tescilden önce ödenmesi zorunlu iken, 15.02.2018 tarihinde kabul edilen 7099 sayılı Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile nakden taahhüt edilen payların itibari değerlerinin en az yüzde yirmi beşinin tescilden önce ödenmesi şartı limited şirketler açısından yürürlükten kaldırılmıştır. Yapılan bu son düzenlemeyle, kuruluşta limited şirket sermayesinin tamamının yahut bir kısmının nakden taahhüt edilmesi halinde, nakden taahhüt edilen payların itibarî değerlerinin en az % 25’inin tescilden önce ödenmesi şart olmaktan çıkarılmış, nakdî pay bedellerinin şirketin tescilini izleyen 24 ay içinde ödenebilmesine imkân tanınmıştır. Fakat, kurucular arzu ederlerse, kuruluşta esas sermayenin % 25 yahut daha yüksek bir oranını tescilden önce, kalanını ise 24 ayda ödemeyi şirket sözleşmesi ile kararlaştırabilirler(5).

Limited şirkette esas sermaye pay bedellerinin ödenmesi, tek ise müdür, birden fazla iseler müdürler kurulu tarafından istenir. Müdür veya müdürler kurulu, eğer şirket sözleşmesinde ödemeye çağrıya ilişkin özel bir düzenleme var ise, buna uygun olarak esas sermaye pay bedellerinin ödenmesini ister. Şirket sözleşmesinde hüküm yok ise, esas sermaye paylarının bedelleri ortaklardan ilân yoluyla istenir. İlânda, ödenmesi istenen sermaye borcunun oranı veya tutarı ile ödeme tarihi ve ödemenin nereye yapılacağı açıkça belirtilir. Sermaye koyma borcunu, yani, taahhüt ettiği payların bedelini, süresi içinde yerine getirmeyen ortak, ihtara gerek olmaksızın, temerrüt faizi ödemekle yükümlüdür. Şirket sözleşmesi ile ortaklar, temerrüt hâlinde, sözleşme cezası ödemekle de zorunlu tutulabilirler. Müdür veya müdürler kurulu, temerrüt faizi ödeme yükümü yanında, mütemerrit ortağı, iştirak taahhüdünden ve yaptığı kısmî ödemelerden doğan haklarından yoksun bırakmaya ve söz konusu payı satıp yerine başkasını almaya ve kendisine verilmiş pay senedi varsa, bunları iptal etmeye yetkilidir. İptal edilen pay senetleri ele geçirilemiyorsa iptal kararı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde ve ayrıca şirket sözleşmesinin öngördüğü şekilde ilân olunur(6).

Bu açıklamadan sonra esas konumuz olan sermaye taahhütlerini yerine getirmeyen ortağın şahsi malvarlığının haczedilmesi hususuna geçebiliriz: Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 11.05.2016 tarihli ve E.2014/1078, K.2016/600 sayılı kararında “Limited şirketlerde, şirket ortağının şirket tüzel kişiliğine sermaye koyma borcu olması, şirket tüzel kişiliğinin, şirket ortağında mal, hak ve alacağının bulunması halinde, bu alacak kalemleri, şirketin şahsi alacaklıları tarafından İİK’nın 89. maddesi uyarınca haczedilebilir. Şirket ortağı, şirket tüzel kişiliğine karşı üçüncü kişi konumundadır. Şirket borçlarından dolayı kural olarak ortaklık tüzel kişiliğinin sorumlu olması, ortağın, ortaklık tüzel kişiliğine göre üçüncü kişi sayılıp sayılmaması ile ilgili değildir. Ortak, şirket tüzel kişiliğine göre üçüncü kişidir ve ortaklığın, ortaklardan alacağının bulunması halinde, şirket alacaklıları, şirket ortağına bu alacaklar için üçüncü kişi sıfatıyla haciz ihbarnamesi gönderebilir. gerekçesiyle limited şirket tüzel kişiliğinin, şirket ortağından mal, hak ve sermaye alacağı ile diğer alacaklarının bulunması halinde, bu alacak kalemlerinin, şirketin şahsi alacaklıları tarafından 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 89. maddesi uyarınca haczedilebileceğine, şirket ortağının şirket tüzel kişiliğine karşı üçüncü kişi konumunda olduğuna hükmetmiştir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nda bazı üyeler tarafından, sermaye koyma borcunun şirket ile ortak arasındaki iç ilişkiden kaynaklandığı, sermaye koyma borcu yönünden şirket ortağının şirkete göre üçüncü kişi sayılamayacağı ve şirket ortağına sermaye koyma borcundan dolayı haciz ihbarnamesi gönderilemeyeceği, ancak ortakların, şirkete şahsi borçları bulunması halinde, şirket ortağına İİK m.89/f.1’e dayalı haciz ihbarnamesi çıkarılabileceği gibi görüşler savunulmuşsa da, bu görüşler Genel Kurul çoğunluğunca benimsenmemiştir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun anılan kararı doğrultusunda, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, 11.09.2017 tarihli, E.2016/18308, K.2017/10463 sayılı; 12.09.2017 tarihli, E.2016/18293, K.2017/10503 sayılı ve 09.10.2017 tarihli,  E.2017/5864, K.2017/12068 sayılı ilamlarında;

Bir mal veya hakkın haczedilemeyeceğinin kabul edilebilmesi için, bu konuda açıkça bir kanun hükmünün varlığı veya maddi hukuk anlamında o mal veya hakkın satış ve devrine engel yasal bir düzenlemenin bulunması şarttır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 124. maddesinde; limited şirketlerin sermaye şirketi olduğu, aynı Kanun’un 125. maddesinde; ticaret şirketlerinin tüzel kişiliği haiz olup, Türk Medenî Kanunu’nun 48. maddesi çerçevesinde bütün haklardan yararlanabilecekleri ve borçları üstlenebilecekleri, aynı Kanun’un 128. maddesinde ise; her ortağın usulüne göre düzenlenmiş ve imza edilmiş şirket sözleşmesiyle koymayı taahhüt ettiği sermayeden dolayı, şirkete karşı borçlu olduğu hükme bağlanmıştır. Şirket ortağı, ortağı olduğu şirket tüzel kişiliğinden ayrı bir kişiliğe sahip olup, Türk Medeni Kanunu anlamında gerçek kişi olduğundan şirkete göre üçüncü kişi sayılır. Türk Ticaret Kanunu’nun yukarıda açıklanan maddeleri uyarınca şirket ortakları, şirket sözleşmesiyle koymayı taahhüt ettikleri sermayeden dolayı şirkete karşı borçlu olduklarından ve borçlu şirketin, şirket ortağındaki sermaye alacağının haczine engel yasal bir düzenleme de bulunmadığından sermaye alacağının haczi mümkündür. Kaldı ki, borçlu şirketin, üçüncü kişi şirket ortağı nezdinde, sermaye borcu dışında tamamen özel hukuktan kaynaklanan ve paraya çevrilmesi mümkün, İİK’nın 89. maddesi kapsamında haczedilebilecek nitelikte başkaca hak ve alacaklarının bulunabileceği de kuşkusuzdur.

diyerek, limited şirket ortağına, borçlu şirket bakımından üçüncü kişi sayılacağından, İİK’nın 89. maddesi uyarınca haciz ihbarnameleri gönderilmesinde yasaya uymayan bir yön bulunmadığı sonucuna varmıştır.

Bu bağlamda, limited şirket ortağının şirket tüzel kişiliğine karşı ödenmemiş sermaye taahhütlerinin olması halinde, şirketin alacaklıları, şirketin ortağından olan sermaye alacağını, İİK’nın 89. maddesi uyarınca haczettirebilecektir.

III- ÖZET VE SONUÇ

Limited şirket ortağının şirkete karşı olan tek borcu taahhüt ettiği esas sermaye paylarını şirkete ödemek ve eğer şirket sözleşmesinde öngörülmüş ise ek ödeme ve yan edim yükümlülüklerini yerine getirmektir. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, limited şirketin borçlarından dolayı ortağa haciz ihbarnamesi gönderilemeyeceği görüşünde iken, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 11.05.2016 tarihli ve E. 2014/1078, K.2016/600 sayılı kararında, limited şirket tüzel kişiliğinin, şirket ortağından mal, hak ve sermaye alacağı ile diğer alacaklarının bulunması halinde, bu alacak kalemlerinin, şirketin şahsi alacaklıları tarafından İİK’nın 89. maddesi uyarınca haczedilebileceğine, şirket ortağının şirket tüzel kişiliğine karşı üçüncü kişi konumunda olduğuna hükmetmiştir.

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, anılan Hukuk Genel Kurulu kararı üzerine, içtihat değişikliğine gitmiş ve limited şirket ortağının şirket tüzel kişiliğine göre üçüncü kişi konumunda olduğuna ve şirketin, ortaklardan alacağının bulunması halinde, şirket alacaklılarının, şirket ortağına bu alacaklar için üçüncü kişi sıfatıyla haciz ihbarnamesi gönderebileceğine hükmetmiştir. Bu yönüyle, şirkete karşı sermaye taahhütlerini ifa etmeyen ortağın şahsi malvarlığının şirketin şahsi alacaklıları tarafından İcra ve İflas Kanunu uyarınca haczedilmesi mümkündür. Dolayısıyla, şirkete olan sermaye taahhütlerini tam olarak yerine getirmeyen limited şirket ortaklarının, şirket alacakları tarafından kendilerine haciz ihbarnamesi gönderilebileceği ve şahsi malvarlıklarına haciz işlemi uygulanacağı hususunu hatırlarında tutmaları ve sermaye taahhütlerini zamanında ifaya özen göstermeleri menfaatlerine olacaktır.

Soner ALTAŞ*

Yaklaşım / Temmuz 2021 / Sayı: 343

*           Dr., Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Başmüfettişi

(·)         Bu çalışmada belirtilen görüşler yazarına ait olup, çalıştığı Kurum’u bağlamaz.

(1)         6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu, 13 Ocak 2011 tarihinde kabul edilmiş; 14 Şubat 2011 tarihli ve 27846 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış ve 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

(2)         Çalışmamızda, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu için “TTK” kısaltması kullanılmıştır.

(3)         Soner ALTAŞ, “Limited Şirkette Iskat Hükümlerinin İşletilmesi”, Lebib Yalkın Dergisi, Sayı: 179, 2018, s.217

(4)         Soner ALTAŞ, “Ortakların Şahsi Borçları Nedeniyle Limited Şirketteki Payları Haczedilebilir mi?”, Lebib Yalkın Dergisi, Sayı:155, 2016, s.201

(5)         ALTAŞ, 2018, s.218-219

(6)         ALTAŞ, 2018, s.219-220

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • 32.000,00 TL Asgari Tarifeye Gelir Vergisi Stopaj / KDV Dâhil Midir? KDV Kanununa Göre belli bir tarifeye göre fiyatı tespit edilen…
  • Satılan Hizmet Maliyeti (622 Hesap) Ne Değildir? Öncelikle şurdan başlayalım:622- Satılan Hizmet Maliyeti Hesabı ile 740- Hizmet…
  • Vergi Suçlarında Kamu Davası Açılması İçin Mütalaa Şartı - Vergi Mahkemesi / Asliye Ceza Mahkeme Kararlarının Karşılıklı Bağlayıcılığı Sahte Belge Düzenleme / Kullanma Fiillerinin İşlendiğini Tespit Eden Vergi…
Top