Ba–Bs Bildirim Formlarında Özellikli Hususlar
I- GİRİŞ
Bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin bir kişi veya kurumdan belirlenen hadlerin üzerindeki, mal veya hizmet alımları ile satımlarına ilişkin bildirimde bulunma yükümlülüğü bulunmaktadır. Bilindiği üzere, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 148, 149 ve Mükerrer 257. maddelerinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak, 350 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğiyle, bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin belirli bir haddi aşan mal ve hizmet alımlarını “Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)” ile; mal ve hizmet satışlarını ise “Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)” ile bildirmeleri yükümlülüğü getirilmiştir.
Bu makalemizde bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin hangi hallerde Ba, Bs formu vermeleri gerektiği yasal mevzuat çerçevesinde açıklanacaktır.
Ba-Bs formları, Bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin belirlenen hadlerin üzerindeki mal veya hizmet alım ve satımlarına istinaden düzenlediği formlardır.
Bildirim mecburiyeti bulunan mükelleflerce, belirlenen hadler çerçevesinde yapılan her türlü mal ve/veya hizmet alış ve satışları, bunlara ilişkin belgenin türüne bakılmaksızın Ba-Bs bildirim formlarına dahil edilecektir.
II- BA-BS FORMLARI HAKKINDA GENEL BİLGİ
A- YÜKÜMLÜLÜK KAPSAMINDAKİ MÜKELLEFLER
“Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)” ile; mal ve hizmet satışlarını ise “Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)” ile bildirme yükümlülüğü, aşan mal ve hizmet alımları belirli bir haddi aşan bilanço esasına göre defter tutan mükellefleri kapsamaktadır. Buna göre;
1- Bilanço esasına göre defter tutmakta iken, işletme hesabı esasına geçen mükellefler, işletme hesabına geçtikleri hesap döneminden itibaren bildirimde bulunmayacaklardır. Buna karşın, işletme hesabına göre defter tutmakta iken, bilanço esasına geçen mükelleflerin, bilanço esasına geçtikleri hesap döneminden itibaren bildirim formu verme zorunlulukları bulunmaktadır.
2- Kurumlar vergisinden muaf olan mükellefler, muafiyetten yararlandıkları hesap döneminden itibaren Ba-Bs bildirim formu vermeyeceklerdir.
3- Serbest bölgelerde faaliyet gösteren mükelleflerin de Ba-Bs bildirimi verme yükümlülüğü bulunmaktadır
4- Kollektif şirketler ve bilanço esasına göre defter tutan adi ortaklıkların Ba-Bs bildirim formları ortaklık veya şirket adına bunların vergi kimlik numaraları kullanılarak verilecektir. Ortaklık veya şirket adına verilmesi gereken bildirimlerin ortaklardan herhangi birinin vergi kimlik numarası kullanılarak verilmesi halinde bildirim formları hiç verilmemiş kabul edilecektir.
5- Birden fazla şubesi bulunan mükelleflerin bildirim formlarının merkez tarafından şube ve merkez bilgileri birleştirmek suretiyle verilmesi gerekmektedir.
Diğer taraftan, 362 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile noterlere yönelik olarak getirilmiş bulunan bildirim yükümlülüğü, 2010 yılından itibaren kaldırılmıştır.
B- BİLDİRİME KONU ALIŞ/SATIŞLAR VE HADLER
Bildirim mecburiyeti bulunan mükelleflerce, belirlenen hadler çerçevesinde yapılan her türlü mal ve/veya hizmet alış ve satışları, bunlara ilişkin belgenin türüne (Fatura, irsaliyeli fatura, serbest meslek makbuzu, müstahsil makbuzu, gider pusulası, akaryakıt pompalarına bağlı ödeme kaydedici cihaz fişi, sigorta komisyon gider belgesi ve yolcu bileti gibi) bakılmaksızın Ba-Bs bildirim formlarına dahil edilecektir.
Mükelleflerin 2010 yılı ve müteakip yılların aylık dönemlerine ilişkin mal ve/veya hizmet alışları ile mal ve/veya hizmet satışlarına uygulanacak had 5.000 TL olarak yeniden belirlenmiştir. Buna göre, bir kişi veya kurumdan katma değer vergisi hariç 5.000 TL ve üzerindeki mal ve/veya hizmet alışları, “Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)” ile; bir kişi veya kuruma katma değer vergisi hariç 5.000 TL ve üzerindeki mal ve/veya hizmet satışları ise “Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)” ile bildirilecektir.
Söz konusu hadlerin uygulanmasında, özel matrah şekline tabi mal ve/veya hizmet alış/satışlarında katma değer vergisi, özel tüketim vergisine tabi işlemlerde ise özel tüketim vergisi dâhil tutarlar dikkate alınacaktır.
Belgelerde gelir vergisi tevkifatına da yer verilen hallerde tevkifattan önceki brüt tutarlar dikkate alınacaktır.
Herhangi bir mal ve hizmet alış veya satışına bağlı olarak, ödemenin gecikmesi ve döviz kurlarının değişmesi suretiyle ortaya çıkan ve fatura düzenlenmek suretiyle alıcıya/satıcıya yansıtılan vade veya kur farkı gelirleri/giderleri de haddi aşması halinde bildirimlere dâhil edilecektir.
Bir kişi veya kurumdan yapılan alışların kısmen veya tamamen iade edilmesi durumunda, bu iadeler söz konusu kişi ve kuruma yapılan satış olarak dikkate alınacaktır.
Aynı şekilde, bir kişi veya kuruma yapılan satışlardan bir kısmının veya tamamının iade alınması durumunda, bu iadeler söz konusu kişi ve kurumdan yapılan alış olarak dikkate alınacaktır.
Bankalar, Katılım Bankaları, Aracı Kurumlar, Portföy Yönetim Şirketleri, Menkul Kıymet Yatırım Fon ve Ortaklıkları, Reasürans Şirketleri, Emeklilik Şirketleri, Sigorta Şirketleri ve Acenteleri yapmış oldukları işlemleri belirli periyotlarla Bakanlığımıza bildirdiklerinden, hizmet ve satış işlemlerinde düzenledikleri dekont ve poliçe bilgilerini Form Bs ile bildirmelerine gerek bulunmamaktadır.
Aynı şekilde, bu kurumların kendi aralarındaki işlemler sebebiyle düzenledikleri dekontların karşı tarafça Form Ba ile bildirilmesine de gerek bulunmamaktadır.
Ancak bu kurumlar, diğer belgelere dayalı olarak yaptıkları mal ve hizmet alım/satımlarını genel esaslar çerçevesinde Ba-Bs formları ile bildirmek zorundadırlar.
Döviz alış-satışı yapan mükellefler ile yetkili müessese izin belgeli ve altın borsasına üye olup kıymetli maden alış-satışı ile uğraşan mükellefler belirli miktarın üzerindeki alış-satış bilgilerini Bakanlığımıza bildirmek zorunda olduklarından, bu işlemlerini ayrıca Ba ve Bs bildirim formlarıyla bildirmelerine gerek bulunmamaktadır.
Ancak, bu kurumlar, diğer belgelere dayalı olarak yaptıkları mal ve hizmet alım/satımlarını genel esaslar çerçevesinde Ba-Bs formları ile bildirmek zorundadırlar.
Diğer taraftan, bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin, döviz büroları ve yetkili diğer kuruluşlardan yapmış oldukları döviz alış-satışlarını Ba ve Bs bildirim formlarına dâhil etmelerine gerek bulunmamaktadır.
Sigorta şirketleri tarafından yapılan tazminat ödemeleri fatura ile belgelendirilen bir mal veya hizmet alımına dayanıyor ise, bu alımların genel esaslar çerçevesinde katma değer vergisi hariç tutarlarıyla Ba bildirim formuna dâhil edilmesi gerekmektedir.
C- BİLDİRİMLERİN DÖNEMİ VE VERİLME SÜRESİ
Yükümlülük kapsamındaki mükelleflerin mal ve/veya hizmet alış/satışlarının aylık dönemler itibariyle bildirilmesi gerekmektedir. Mükelleflerin mal ve/veya hizmet alış/satışlarının bildirilecekleri aylık dönemler, bunlara ilişkin belgelerin düzenlenme tarihi dikkate alınarak belirlenmektedir.
Buna göre mükellefler Ba-Bs bildirim formlarını, aylık dönemler halinde düzenlemek ve takip eden ayın birinci gününden itibaren son günü akşamı saat 24:00'e kadar sistem üzerinden onaylamak suretiyle göndermekle yükümlüdürler. Bunun yanı sıra,
1- Mükellefiyetin terki halinde bildirim formları, işin bırakıldığı tarihi izleyen ayın son günü akşamına kadar verilmek zorundadır.
2- Bildirim verme zorunluluğu bulunan mükellefin ölümü halinde, bildirim formlarını verme sürelerine, Vergi Usul Kanunu’nun 16. maddesi hükmü uyarınca üç ay eklenir.
3- Tasfiyesi devam eden mükellefler bildirim formlarını, tasfiye süresince aylık dönemler halinde vereceklerdir. Tasfiyenin başladığı aya ait bildirim formları ise tasfiye öncesi ve sonrası ayrımı yapılmaksızın düzenlenecektir.
4- Diğer taraftan, tasfiye sonunda bildirimler tasfiye kararının tescil edildiği tarihi izleyen ayın son günü akşamına kadar tasfiye memuru veya 3568 sayılı Kanuna istinaden yetki almış meslek mensupları tarafından verilecektir.
5- 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun;
a- 18. maddesi uyarınca gerçekleştirilen birleşmelerde, münfesih kurumun birleşmenin gerçekleştiği döneme ilişkin bildirimleri bunlar adına, birleşilen kurum veya 3568 sayılı Kanunu’na istinaden yetki almış meslek mensupları tarafından,
b- 19. maddesi uyarınca yapılan devirlerde, münfesih kurumun devrin gerçekleştiği döneme ilişkin bildirimleri bunlar adına, devir alan kurum veya 3568 sayılı Kanununa istinaden yetki almış meslek mensupları tarafından,
c- 19. maddesi uyarınca gerçekleştirilen tam bölünmelerde, münfesih kurumun bölünmenin gerçekleştiği döneme ilişkin bildirimleri bunlar adına, münfesih kurumun varlıklarını devralan kurumlardan müteselsil sorumluluk kapsamında herhangi biri veya 3568 sayılı Kanunu’na istinaden yetki almış meslek mensupları tarafından, takip eden ayın son günü akşamına kadar verilmesi gerekmektedir.
III- Ba VE Bs BİLDİRİM FORMLARININ VERİLMESİNDE ÖZELLİKLİ HUSUSLAR
A- MÜKELLEFİYET TESİS ETTİRİLMEDEN VE TESCİL YAPILMADAN EVVEL FAALİYETE İLİŞKİN SATIN ALINAN MALLARA AİT FATURALARIN DURUMU
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 1. maddesinin 1. fıkrasına göre Türkiye'de yapılan ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesindeki teslim ve hizmetlerinin katma değer vergisine tabidir. Aynı Kanun'un 29. maddesinin 1. fıkrasında mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergilerini indirebilecekleri, 3. fıkrasında ise indirim hakkının vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabileceği hüküm altına alınmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 219. maddesi hükmüne göre muamelelerin defterlere zamanında kaydedilmesi gerekmektedir. Muamelelerin işin hacmine ve icabına uygun olarak muhasebenin intizam ve vuzuhunu bozmayacak bir zaman zarfında kaydedilmesi şart olup, bu gibi kayıtların on günden fazla geciktirilmesi caiz değildir. Kayıtlarını devamlı olarak muhasebe fişleri, primanota ve bordro gibi yetkili amirlerin imza ve parafını taşıyan mazbut vesikalara dayanarak yürüten müesseselerde, muamelelerin bunlara işlenmesi, deftere işlenmesi hükmündedir. Ancak bu kayıtlar, muamelelerin esas defterlere 45 günden daha geç intikal ettirilmesine cevaz vermez.
396 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nde mükelleflerin 2010 yılı ve müteakip yılların aylık dönemlerine ilişkin katma değer vergisi hariç 5.000 TL ve üzerindeki mal ve/veya hizmet alışlarını Ba-Bs formu ile bildirilmesi gerektiği, aynı şekilde mükelleflerin söz konusu bildirim formlarını mal ve/veya hizmet alış/satışlarının aylık dönemler itibariyle bildirmesi gerektiği, mal ve/veya hizmet alış/satışlarının bildirilecekleri aylık dönemlerin, bunlara ilişkin belgelerin düzenlenme tarihi dikkate alınarak belirleneceği açıklanmıştır.
Buna göre, mal ve hizmet alımlarının Ba Formunda bildirilmesinde belge düzenlenme tarihinin dikkate alınması esas olmakla beraber satın alınan emtia ve demirbaşlara düzenlenen faturaların düzenlenme tarihinin şirketlerin tescil tarihinden önce olması halinde, mükellefiyet tesis ettirilmeden ve tescil yapılmadan evvel faaliyete ilişkin satın alınan mallara ilişkin düzenlenen faturaların Ba formunda bildirilmesi mümkün bulunmamaktadır.
B- ŞİRKETLERİN NEV'İ DEĞİŞİKLİĞİ DURUMU
396 sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nin (2.2.5) numaralı bendine göre Ba-Bs formu; “5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun;
- 18. maddesi uyarınca gerçekleştirilen birleşmelerde, münfesih kurumun birleşmenin gerçekleştiği döneme ilişkin bildirimleri bunlar adına, birleşilen kurum veya 3568 sayılı Kanun’a istinaden yetki almış meslek mensupları tarafından,
- 19. maddesi uyarınca yapılan devirlerde, münfesih kurumun devrin gerçekleştiği döneme ilişkin bildirimleri bunlar adına, devir alan kurum veya 3568 sayılı Kanun’a istinaden yetki almış meslek mensupları tarafından,
- 19. maddesi uyarınca gerçekleştirilen tam bölünmelerde, münfesih kurumun bölünmenin gerçekleştiği döneme ilişkin bildirimleri bunlar adına, münfesih kurumun varlıklarını devralan kurumlardan müteselsil sorumluluk kapsamında herhangi biri veya 3568 sayılı Kanun’a istinaden yetki almış meslek mensupları tarafından, takip eden ayın son günü akşamına kadar verilmesi gerekmektedir.
C- SAHTE VE MUHTEVİYATI İTİBARİYLE YANILTICI BELGE NİTELİĞİNDE FATURA KULLANIMI
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29/1. maddesinin (a) bendinde; “Mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri, …”, aynı Kanun’un 34/1. maddesinde; “Yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait katma değer vergisi, alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinden ayrıca gösterilmek ve bu vesikalar kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirilebileceği” belirtilmektedir.
213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 227. maddesinde; bu Kanun’da aksine hüküm olmadıkça, bu Kanun’a göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburi olduğu, 229-242. maddelerinde de bu Kanun’a göre düzenlenmesi ve alınması gereken vesikalara ait hükümlerine yer verilmiştir.
396 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nde ise mükelleflerin 2010 yılı ve müteakip yılların aylık dönemlerine ilişkin katma değer vergisi hariç 5.000 TL ve üzerindeki mal ve/veya hizmet alışlarını Ba-Bs formu ile bildirilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yine, 396 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nin;
(1.2.1.) numaralı maddesinde, “bildirim mecburiyeti bulunan mükelleflerce yapılan her türlü mal ve/veya hizmet alış ve satışları, bunlara ilişkin belgenin türüne bakılmaksızın (Fatura, irsaliyeli fatura, serbest meslek makbuzu, müstahsil makbuzu, gider pusulası, akaryakıt pompalarına bağlı ödeme kaydedici cihaz fişi ve yolcu bileti gibi) Form Ba ve Form Bs bildirimine dâhil edilecektir.”,
Mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilmeleri için, öncelikle bahsi geçen belgelerin gerçeği yansıtması ve kanuni defterlere kaydedilmesi gerekmektedir. Bu durumda haklarında sahte belge veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge (SMİYB) düzenleme veya kullanma tespiti bulunan mükellefler, yasal defter ve belgelerine kaydettiği mal ve/veya hizmet alışına ilişkin düzenlenen faturanın KDV tutarını ilgili dönem KDV beyannamesinden tenzil etmek suretiyle KDV beyannamesini düzeltmeleri halinde, söz konusu faturaya ait tutarın ilgili dönem Form Ba bildiriminden de çıkarılarak, bildirim formunun ilgili Genel Tebliğ’de belirlenen usul ve esaslara göre düzeltilmesi gerekmektedir. www.ozdogrular.com
D- TASFİYE DURUMU
396 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nin; “2- Bildirimlerin Dönemi Ve Verilme Süresi” başlıklı bölümüne göre;
- Tasfiyesi devam eden mükelleflerin bildirim formlarını, tasfiye süresince aylık dönemler halinde vereceklerdir. Tasfiyenin başladığı aya ait bildirim formları ise tasfiye öncesi ve sonrası ayrımı yapılmaksızın düzenlenecektir.
- Tasfiye sonunda bildirimler ise tasfiye kararının tescil edildiği tarihi izleyen ayın son günü akşamına kadar tasfiye memuru veya 3568 sayılı Kanun’a istinaden yetki almış meslek mensupları tarafından verilecektir.
E- İFLAS HALİNDE BA-BS FORMU YÜKÜMLÜLÜĞÜ
396 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nin “Kapsam” bölümüne 1.1.7.bendi olarak “İflas eden mükellefler için bildirim yükümlülüğü iflasın açıldığı tarihi ihtiva eden dönemden sonra sona erecektir. İflasın kaldırılması durumunda ise bildirim yükümlülüğü, kaldırılma tarihini ihtiva eden dönemden itibaren tekrar başlayacaktır” hükmü eklenmiştir.
Buna göre, hakkında iflas kararı verilmiş şirketin, Ba-Bs bildirim formu verme zorunluluğunuz bulunmamaktadır. Ancak iflas halinin kaldırılması durumunda, iflasın kaldırıldığı dönemden itibaren tekrar Ba-Bs bildirim formu verme zorunluluğu başlayacaktır.
F- İHRAÇ KAYITLI ALINAN MALA İLİŞKİN ÖTV' NİN BA-BS FORMUNA DÂHİL EDİLİP EDİLMEYECEĞİ
4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu’nun (8/2) maddesinde, ihraç edilmek şartıyla ihracatçılara teslim edilen mallara ait ÖTV'nin, mükelleflerce ihracatçılardan tahsil edilmemesi şartıyla, bu mükelleflerin talebi üzerine vergi dairesince tarh ve tahakkuk ettirilerek tecil olunacağı, söz konusu malların ihracatçıya teslim tarihini takip eden aybaşından itibaren üç ay içinde ihraç edilmesi halinde tecil edilen verginin terkin olunacağı hükme bağlanmıştır.
Bu bağlamda, mezkûr uygulama kapsamında yapılan teslimlere ilişkin olarak hesaplanan ÖTV, öngörülen usul ve esaslar (şartlar) dahilinde, öncelikle tecil edilmekte, sonrasında da yine öngörülen şartların sağlanmasına bağlı olarak terkin edilmekte olup, mezkûr madde hükmü ve ilgili ikincil mevzuattan da anlaşılacağı üzere söz konusu terkin işlemi şarta bağlı bir işlem mahiyetindedir.
396 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nin (1.2.2.) numaralı bölümüne göre; “Mükelleflerin bir kişi veya kurumdan katma değer vergisi hariç 5.000 TL ve üzerindeki mal ve/veya hizmet alışları, “Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)” ile; bir kişi veya kuruma katma değer vergisi hariç 5.000 TL ve üzerindeki mal ve/veya hizmet satışları ise “Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)” nun Tablo II alanında bildirilecektir.
Söz konusu hadlerin uygulanmasında, özel matrah şekline tabi mal ve/veya hizmet alış/satışlarında katma değer vergisi, özel tüketim vergisine tabi işlemlerde ise özel tüketim vergisi dâhil tutarlar dikkate alınacaktır.” açıklamaları yer almaktadır.
Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde; form Ba-Bs bildirimlerinde özel tüketim vergisi dahil tutarın dikkate alınması gerekmektedir.
G- KUR FARKLARININ Ba-Bs FORMUNDA GÖSTERİLMESİ
3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanunu’nun 20. maddesinde; KDV matrahının teslim ve hizmet işlemlerinin karşılığını teşkil eden bedel olduğu, bedel deyiminin; malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan veyahut bunlar adına hareket edenlerden bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade ettiği hüküm altına alınmıştır.
Aynı Kanun’un 24/c maddesinde; vade farkı, fiyat farkı, faiz, prim gibi çeşitli gelirler ile servis ve benzeri adlar altında sağlanan her türlü menfaat, hizmet ve değerlerin matraha dâhil olduğu hükme bağlanmıştır.
KDV Genel Uygulama Tebliği’nin “III/A-5.3. Kur Farkları” bölümünde ise teslim veya hizmetin yapıldığı tarih ile bedelin tahsil edildiği tarih arasında ortaya çıkan lehte kur farkı için satıcı tarafından fatura düzenlenmek ve faturada gösterilen kur farkına, teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte bu işlemler için geçerli olan oran uygulanmak suretiyle KDV hesaplanacağı, yıl sonlarında ve geçici vergi dönemlerinde, Vergi Usul Kanunu uyarınca yapılan değerlemeler sonucu oluşan kur farkları üzerinden KDV hesaplanmayacağı belirtilmiştir.
Buna göre;
- Bedeli döviz cinsinden belirlenen satışlarda, satış bedelinin kısmen veya tamamen vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarihten sonra tahsil edilmesi durumunda, lehe ortaya çıkan/çıkacak kur farkının matrahın bir unsuru olarak vergilendirilmesi, söz konusu kur farkı için şirketiniz tarafından fatura düzenlenmesi ve teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte bu işlemler için geçerli olan oran uygulanmak suretiyle KDV hesaplanması gerekmektedir. Ayrıca alıcıların da fatura istemek ve almak mecburiyetinde oldukları tabiidir.
- Kur farkı için fatura düzenlenen alıcıya ilgili ayda yapılan satışların 5.000 TL’lik haddi aşması halinde söz konusu faturanın bildirim formlarına dahil edilmesi gerekmektedir.
- Bedeli henüz tahsil edilmeyen döviz cinsinden satışlarda yıl sonlarında ve geçici vergi dönemlerinde, Vergi Usul Kanunu uyarınca yapılan değerlemeler sonucu oluşan kur farkları üzerinden KDV hesaplanmasına ve fatura düzenlenmesine gerek bulunmamaktadır.
H- TİCARİ FAALİYETİN YANINDA ZİRAİ FAALİYETTE BULUNAN MÜKELLEFİN ZİRAİ İŞLETMESİNE AİT ALIŞ VE SATIŞLARINI Ba-Bs FORMUNA DÂHİL EDİP ETMEYECEĞİ
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 148, 149 ve mükerrer 257. maddelerinin Maliye Bakanlığı’na verdiği yetkiye dayanılarak, 362 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğiyle, bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin belirli bir haddi aşan mal ve hizmet alımlarını “Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)” ile; mal ve hizmet satışlarını ise “Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)” ile bildirmeleri yükümlülüğü getirilmiştir. Daha sonra yayımlanan 396 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin mal ve hizmet alımları ile mal ve hizmet satışlarının 2010 yılı ve müteakip yılların aylık dönemlerinde uygulanacak usul ve esaslar ile bildirim hadleri açıklanmıştır.
Buna göre,
- Ticari faaliyet için bilanço usulüne göre defter tutulması halinde, ilgili Genel Tebliğ ile belirlenen haddi aşan mal ve hizmet alış/satışlarının Ba-Bs formu ile bildirilmesi gerekmektedir.
- Zirai faaliyet ile ilgili olarak işletme hesabı esasına göre defter tutulması halinde bu faaliyete ilişkin alım satımlarının Ba-Bs formlarına dahil edilmesine gerek bulunmamaktadır.
- Zirai faaliyet ile ilgili olarak bilânço esasına göre defter tutulması halinde ise ilgili Genel Tebliğ ile belirlenen haddi aşan mal ve hizmet alış/satışları Ba-Bs formları ile bildirilmesi gerekmektedir.
I- DEPOZİTOLU ÜRÜNLERDE KDV'SİZ KESİLEN DEPOZİTO FATURASININ DURUMU
3065 sayılı KDV Kanunu’nun 2. maddesinin (4) numaralı fıkrasında, “Kap ve ambalajlar ile döküntü ve tali maddelerin geri verilmesinin mutat olduğu hallerde teslim, bunlar dışında kalan maddeler itibariyle yapılmış sayılır. Bunların yerine aynı cins ve mahiyette kap ve ambalajlar ile döküntü tali maddelerin geri verilmesinde de aynı hüküm uygulanır.” hükmüne yer verilmiştir.
Konuya ilişkin açıklamaların yer aldığı 26 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nin (D) başlıklı Kap veya Ambalaj Maddelerinde Katma Değer Vergisi Uygulaması bölümünün 1. Kap veya Ambalajların Geri Verilmesinin Mutad Olduğu Haller başlıklı bendinde “Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 3297 sayılı Kanunla değişik 2/4. maddesine göre, kap ve ambalajların geri verilmelerinin mutad olduğu hallerde teslim, bunlar dışında kalan şeyler itibariyle yapılmış sayılmaktadır. Buna göre, geri verilmesi mutad olan ambalaj maddelerinin içine konuldukları maddelerle birlikte tesliminde vergi, asıl maddenin bedeli üzerinden hesaplanacaktır. Bu durumda, ambalaj maddesi verginin kapsamına girmediğinden vergiye tabi tutulmayacaktır.” açıklamasına yer verilmiştir.
Dolayısıyla, depozitolu ürün teslimlerinde, matraha dâhil bulunmayan kap ve ambalajlar için ayrıca bir bedel gösterilmesine ya da ayrıca bir fatura düzenlenmesine gerek bulunmamaktadır. Ancak kap ve ambalajların üründen bağımsız olarak teslimi de söz konusu ise düzenlenecek faturada kap ve ambalaj bedelleri üzerinden bunların tabi olduğu oranda KDV hesaplanacağı tabiidir.
396 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nde mükelleflerin 2010 yılı ve müteakip yılların aylık dönemlerine ilişkin katma değer vergisi hariç 5.000 TL ve üzerindeki mal ve/veya hizmet alışlarını Ba-Bs formu ile bildirilmesi gerektiği, aynı şekilde mükelleflerin söz konusu bildirim formlarını mal ve/veya hizmet alış/satışlarının aylık dönemler itibariyle bildirmesi gerektiği, mal ve/veya hizmet alış/satışlarının bildirilecekleri aylık dönemlerin, bunlara ilişkin belgelerin düzenlenme tarihi dikkate alınarak belirleneceği açıklanmıştır.
Bildirim mecburiyeti bulunan mükelleflerce, belirlenen hadler çerçevesinde yapılan her türlü mal ve/veya hizmet alış ve satışları, bunlara ilişkin belgenin türüne (Fatura, irsaliyeli fatura, serbest meslek makbuzu, müstahsil makbuzu, gider pusulası, akaryakıt pompalarına bağlı ödeme kaydedici cihaz fişi, sigorta komisyon gider belgesi ve yolcu bileti gibi) bakılmaksızın Ba-Bs bildirim formlarına dâhil edilecektir.
Yukarıda yapılan açıklamalara göre, depozitolu ürün bedelleri için düzenlenen faturaların 396 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde Ba-Bs bildirim formlarına dahil edilmesi gerekmektedir.
İ- DÖVİZ ALIM SATIM FAALİYETİ DIŞINDA BAŞKA FAALİYETİ BULUNMAYAN MÜKELLEFİN Ba-Bs FORMU DÜZENLEME DURUMU
396 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nin 1.2.6. bendinde “Döviz alış-satışı yapan mükellefler ile yetkili müessese izin belgeli ve altın borsasına üye olup kıymetli maden alış-satışı ile uğraşan mükellefler belirli miktarın üzerindeki alış-satış bilgilerini Bakanlığımıza bildirmek zorunda olduklarından, bu işlemlerini ayrıca Ba ve Bs bildirim formlarıyla bildirmelerine gerek bulunmamaktadır. Ancak, bu kurumlar, diğer belgelere dayalı olarak yaptıkları mal ve hizmet alım/satımlarını genel esaslar çerçevesinde Ba-Bs formları ile bildirmek zorundadırlar. Diğer taraftan, bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin, döviz büroları ve yetkili diğer kuruluşlardan yapmış oldukları döviz alış-satışlarını Ba ve Bs bildirim formlarına dâhil etmelerine gerek bulunmamaktadır.” denilmektedir.
Yine aynı Tebliğin “3.2. Bildirimlerin Doldurulmasında Uyulacak Esaslar” başlıklı bölümünün 3.2.4. bendinde “Bildirim verme yükümlülüğü bulunan, ancak tüm alış ve satışları belirtilen haddin altında kalan mükellefler, söz konusu formları Tablo II dışındaki tüm bilgileri doldurmak suretiyle vermek zorundadırlar.” açıklamasına yer verilmiştir.
IV- SONUÇ
Makalemizde de belirtildiği üzere bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin 5.000 TL üzerindeki, mal veya hizmet alımları ile satımlarına ilişkin bildirimde bulunmaları gerekmektedir. Yazımızda Ba-Bs formu yasal mevzuat çerçevesinde açıklanmış olup, mükelleflerin tasfiye/iflas durumları ile şirketlerin nev'i değişikliği, sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge niteliğinde fatura kullanımı ve kur farklarının Ba-Bs formlarında bildirilip bildirilmemesi gerekliliği, özellik arz eden diğer durumlarla açıklanmaya çalışılmıştır.
Cihan TEKİN*
E-Yaklaşım / Mayıs 2019 / Sayı: 317
KAYNAKÇA ,
• 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu.
• 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu.
• 396 Numaralı Vergi Usul Genel Tebliği.
• KDV Genel Uygulama Tebliği.
• Gaziantep Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 28.01.2019 tarih ve 72788441-105-7317 Sayılı Özelgesi.
• İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 23.01.2019 tarih ve 11395140-105-71915 Sayılı Özelgesi.
• İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 23.01.2019 tarih ve 11395140-105[MÜK257-2015/VUK1-19321]-71910 Sayılı Özelgesi.
• İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 25.07.2016 tarih ve 11395140-105[Mük 257-2015/VUK1-19424]-99393 Sayılı Özelgesi.
• Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 02.01.2014 tarih ve 27575268-105[Mük.257-2012-9448]-1 Sayılı Özelgesi.
• İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 05.03.2013 tarih ve 11395140-105[Mük 257-2012/VUK-1- . . .]-325 Sayılı Özelgesi.
• İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 17.08.2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-2647 Sayılı Özelgesi.
• Kütahya Valiliği Defterdarlık Gelir Müdürlüğü’nün 27.09.2013 tarih ve 61504625-3191/1711-30 Sayılı Özelgesi.
• Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 12.02.2013 tarih ve 27575268-105[Mük.257-2013-15]-107 Sayılı Özelgesi.
• Bursa Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 17.02.2016 tarih ve B.07.1.GİB.4.16.17.02-105[VUK.ÖZLG-15-27]-27 Sayılı Özelgesi.
____________________________________________________________
* Vergi Müfettiş Yardımcısı