Sermayeye Eklenmeden Bekletilen Dağıtılabilir Kurum Kazancının Vergi Tevkifatına Tabi Mi?
TBMM gündeminde bulunan Bazı Vergi Kanunları ile Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın 16. maddesi ile 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesi birinci fıkrası (6) numaralı bendinin mülga (c) alt bendinde yapılan düzenleme ile elde edildiği hesap dönemine ilişkin kurumlar vergi beyannamesinin verilmesi gereken ayı izleyen ikinci ayın sonuna kadar sermayeye eklenmeyen ve/veya kâr dağıtımına konu edilmeyen dağıtılabilir kurum kazancından tevkifat yapılması öngörülmektedir.
Bu şekilde dağıtılabilir kurum kazançlarının, bazı hesaplarda izlenmek yerine, sermayeye eklenmesi ve/veya dağıtılması teşvik edilmektedir. Bu kazançların sermayeye eklenmesi şirketlerin mali yapılarını güçlendirirken, kâr dağıtımının da şirket hisselerine ilgiyi, yatırımı ve beraberinde şirketlerin kurumsallaşmasını kamçılayıcı etki yapması beklenir.
Tevkifat uygulamasının, kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken ayı izleyen ikinci ay (normal hesap dönemi olan kurumlar için Haziran ayı) sonundan itibaren yapılacak olması kurumları daha hızlı ve kararlı olmaya sevk edecektir. Kaldı ki tevkifat yapıldıktan sonraki bir tarihte, dağıtılmamış kârın sermayeye eklenmesi ve/veya kâr dağıtılması halinde sermayeye eklenen ve dağıtıma konu kısma isabet eden ödenen tevkifat tutarı kuruma red ve iade olunacaktır.
Uygulamanın, benzer amaç taşıyan mevcut bazı düzenlemelerde ortaya çıkan, kârların yıllara yayılan bir süreç içerinde çeşitli hatalı işlemlerle vergilendirilmeden işletme dışına çıkarılmasını kontrol altına alması da beklenir.
Tevkifat matrahı olarak, kurum kazancı üzerinden hesaplanan kurumlar vergisi düşüldükten sonra kalan tutar yerine, Ticaret Kanunu hükümlerine göre ayrılması zorunlu olan kanuni yedek akçe de ayrıldıktan sonra kalan tutarın dikkate alınması gerekmektedir.
Ayrıca, düzenlemenin kurumların 2017 yılı hesap dönemi kazançlarından itibaren uygulanması öngörülmüştür. İkili uygulama yerine, bir geçici madde ile geçmiş yıl/yıllar kârlarını da kapsayacak şekilde, bu yıllar için sembolik bir tevkifat oranı uygulanmak suretiyle de olsa, kapsamın genişletilmesinin yerinde olacağı ve muhtemel sıkıntıları giderebileceği düşünülmektedir. Nadir ÖZTÜRK Yaklaşım / Aralık 2017 / Sayı: 300