- Geçmiş Yıl Zararlarının Mahsubu
Kurumlar Vergisi Mükellefleri, beş yıldan fazla olmamak kaydı ile geçmiş yıllara ait kurumlar vergisi beyannamelerinde yer alan zararları, kurumlar vergisi matrahının saptanmasında kurum kazancından indirilebilir.
Geçmiş hesap dönemlerinde oluşan zararların mahsubunda, söz konusu zararların en önceki hesap dönemi zararından başlayarak sırasıyla mahsup edilmesi gerekmektedir.
Geçmiş yıllara ait zararların mahsubunun, yıl atlanmaksızın, mahsup imkânının doğduğu hesap döneminde yapılması gerekmektedir.
Mahsup imkânının olduğu dönemlerde mahsup edilmeyen zarar tutarlarının sonraki dönemlere ait kazançlardan düşülmesi mümkün olmayacaktır.
Örnek - 1
2005 ve 2006 yılı Kurumlar vergisi beyannamelerinde indirim imkânı olduğu halde kurum kazancından indirilmeyen 2004 yılı zararının, 2008 yılı kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirim konusu yapılması mümkün olmayıp 2005 ve 2006 yılı kurumlar vergisi beyannamelerinin düzeltilmesi yoluyla da indirimi mümkün değildir
Örnek: - 2
(A) Kurumunun 2014 hesap dönemine ait mali zararı 500.000 TL’dir.
Şirket, 2015 döneminde 200.000TL kurum kazancı beyan etmiş olmasına karşın, bu tutardan geçmiş yıl zararı mahsubu yapmamıştır. Şirketin 2016 hesap dönemine ait kurum kazancı ise 1.000.000TL’dir.
Bu verilere göre (A) Şirketinin 2016 hesap dönemi kurum kazancından mahsup edebileceği geçmiş yıl zararı 300.000 TL’dir.
Şöyle ki;
2014 dönemine ait 500.000 TL zararın 200.000 TL’lik kısmı için 2015 hesap döneminde mahsup hakkı olduğu halde kullanılmamıştır. Dolayısıyla 200.000 TL için tercih kullanılmıştır. Kalan 300.000 TL tutarındaki mahsup
hakkının ise 2016 dönemine ait kazançtan indirilmesine engel yoktur.
Buna göre 2016 dönemine ait kurumla vergisi matrahı (1.000.000 – 300.000=) 700.000 TL olarak hesaplanır.
- Devralınan veyahut Bölünen Kurumlara ait Zararın Mahsubu
Devir veya tam bölünme hallerinde, varlıkları devralan kurumlar, devralınan veya bölünen kurumların zararlarını kurum kazançlarından mahsup etme imkânına sahiptirler.
Devredilen veya bölünen kurumları devralan kurumlar,
Devralınan kurumların devir tarihi itibarıyla öz sermaye tutarını geçmeyen zararları ile,
Tam bölünme işlemi sonucu bölünen kurumdaki öz sermayesinin devralınan tutarını geçmeyen ve devralınan kıymetle orantılı zararları, kurum kazançlarından indirebileceklerdir.
Bu kapsamda bir zarar mahsubundan bahsedilebilmesi için öncelikle, yapılan devir veya bölünme işleminin, KVK’ da tanımlanmış olan devir veya bölünme niteliğinde olması ve KVK’ nın 20. maddesinde yer alan şartlar çerçevesinde gerçekleştirilmiş olması gerekir.
Bunun yanı sıra, KVK’ nın 9. maddesinin (1‐a) bendinin 1 ve 2 numaralı alt bentlerine göre aranılan şartlar ise şunlardır:
1. Devralınan veya bölünen kurumların son beş yıla ilişkin kurumlar vergisi beyannamelerinin kanuni süresinde verilmiş olması,
2. Devir veya bölünme neticesinde zarar mahsubu yapacak kurumun, aynı faaliyete devir veya bölünmenin meydana geldiği hesap döneminden itibaren en az beş yıl süreyle devam etmesi.
Zarar mahsubu ile ilgili olarak bu söz konusu edilen şartların ihlali halinde zarar mahsubu olmadığı ortadan kalkacağı için gerekli düzeltme işlemi yapılacak, yersiz zarar mahsubu nedeni ile zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler için vergi zıyaı meydana gelmiş olacaktır.
- Yurtdışı Faaliyetlerinden Doğan Zararlarının Mahsubu
5520 sayılı KVK’ nın 9. maddesinin (1/b) bendinde kurumların yurt dışı faaliyetlerinden zarar doğması halinde, beş yıldan fazla nakledilmemek kaydıyla belirli şartlar altında yurt dışı zararların kurum kazancından indirilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Türkiye’de kurumlar vergisinden istisna olan kazançlardan doğan zararlar ile ilgili olarak zarar mahsubu uygulamasından yararlanılması mümkün değildir.
Bu hususa bir örnekle açıklık getirelim: Tam mükellef kurumların yurt dışında inşaat ve onarım işlerinden elde ettikleri kazançlar KVK ‘nın 5 maddesinin(1/h) bendine göre, Türkiye’de kurumlar vergisinden istisna edilmiş olduğundan, bu faaliyetlerden zarar doğması halinde bu zararların diğer faaliyetlerden elde edilen kazançlardan indirim konusu yapılması mümkün değildir.
Kurumlar vergisi mükelleflerinin yurt dışı faaliyetlerinden doğan zararlarını, Türkiye’de beyan ettikleri kazançlardan indirebilmeleri için faaliyette bulundukları ülkenin vergi kanunlarına göre beyan ettikleri vergi matrahlarını (zarar dahil), her yıl o ülke mevzuatına göre denetim yetkisini haiz kuruluşlara incelettirip rapora bağlatmaları ve bu raporun aslı ile birlikte tercüme edilmiş bir örneğini Türkiye’deki ilgili vergi dairesine vermeleri şarttır.
- Matrah artırımında bulunan Mükelleflerin Zarar Mahsubu
03.08.2016 tarih ve 6736 sayılı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanunun 5 inci maddesinin (1/ğ) bendinde, “Gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin matrah artırımında bulundukları yıllara ait zararların %50’si, 2016 ve izleyen yıllar kârlarından mahsup edilmez” hükmü yer almaktadır.
Bu hükme göre, mükellefler, 6736 sayılı Kanun kapsamında matrah artırımında bulundukları yıllara ait olup indirim konusu yapılamamış geçmiş yıl zararlarının yarısını, 2016 ve müteakip yıl karlarından mahsup edemeyeceklerdir. Söz konusu zararların diğer yarısı ise, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanununun ilgili maddelerinde yer alan esaslar çerçevesinde mahsup edilebilecektir. Söz konusu zararların ilgili yılların mali bilançolarına göre doğmuş olması veya indirim ve istisna uygulamalarından kaynaklanmış olması, durumu değiştirmemektedir. YMM/BD Hasan SANCAK
KAYNAKÇA ;
- 5520 sayılı KVK
- YMM İrfan Vural