Mehmet Özdoğru

Mehmet Özdoğru

Email: This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.
Tarih: 04/09/2024
Sayı: VUK-174 / 2024-12

T.C.

HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI

Gelir İdaresi Başkanlığı

  

VERGİ USUL KANUNU SİRKÜLERİ/174

 

Konusu:  Elektronik defter (e-Defter) uygulamasına dâhil olanlar tarafından 10 Eylül 2024 günü sonuna kadar oluşturulması ve imzalanması gereken e-Defterlerin oluşturulma ve imzalanma süresi ile aynı sürede Gelir İdaresi Başkanlığı Bilgi İşlem Sistemine yüklenmesi gereken elektronik defter ve berat dosyalarının yüklenme süresinin uzatılması.

Tarihi: 4/9/2024

Sayısı: VUK-174 / 2024-12

1. Giriş:

Başkanlığımıza iletilen talepler doğrultusunda, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 242 nci maddesindeki yetkiye dayanılarak, e-Defter uygulamasına dâhil olanlar tarafından 10 Eylül 2024 günü sonuna kadar oluşturulması ve imzalanması gereken e-Defterlerin oluşturulma ve imzalanma süresi ile aynı sürede Gelir İdaresi Başkanlığı Bilgi İşlem Sistemine yüklenmesi gereken elektronik defter ve berat dosyalarının yüklenme süresinin uzatılması bu Sirkülerin konusunu oluşturmaktadır.

2. Elektronik Defterlerin Oluşturulma ve İmzalanma Süresi ile Elektronik Defter ve Berat Dosyalarının Yüklenme Süresinin Uzatılması:

e-Defter uygulamasına dâhil olanlar tarafından 10 Eylül 2024 günü sonuna kadar oluşturulması ve imzalanması gereken e-Defterlerin oluşturulma ve imzalanma süresi ile aynı sürede Gelir İdaresi Başkanlığı Bilgi İşlem Sistemine yüklenmesi gereken elektronik defter ve berat dosyalarının yüklenme süresi 10 Ekim 2024 Perşembe günü sonuna kadar uzatılmıştır.

Duyurulur.

                                                                                                                                                                                                       Bekir BAYRAKDAR

                                                                                                                                                                                                     Gelir İdaresi Başkanı

Soru: 1975 doğumluyum. 24.11.1999 da sigortalı oldum ve 2000 yılında yedek subay olarak 16 ay askerlik yaptım. 1 yıl olan 4/C süremi 450 gün olarak prim günlerime ilave ettiler. Halen çalışıyorum. SGK’dakiler fiili hizmet zammı süremin olduğunu, 2002 den önce yedek subaylık yaptığım için sigorta girişimin 90 gün geri geleceğini, geri çekildiğindeki tarih EYT kapsamına girdiği için bana emekli olabilirsiniz dediler ve yazılı da verdiler. Sürem geldiğinde SGK’ya gittiğimde emekli aylığı bağlama servisindekiler böyle bir şeyin olmadığını, emekli olamayacağımı söylediler. Gözlemlediğim kadarıyla fiili hizmet zammının tam olarak nasıl uygulanacağını bilmiyorlar. Benim hakkım var mı, yok mu? Şuan 6039 günüm var. Erman İ.

Cevap: Bu konuda okuyuculardan çokça soru alıyorum. Okuyucudan gelen soru vesilesi ile fiili hizmet zammı ile ilgili merak edilenlere açıklık getireyim. Yıpranma hakkı ya da yıpranma payı olarak da bilinen fiili hizmet süresi zammı ile ağır ve yıpratıcı işlerde çalışanlara erken emeklilik hakkı tanınıyor. Bundan işçi ve memur statüsünde çalışanlar yararlanabiliyor. Fiili hizmet süresi zammı ile her 360 günlük çalışma karşılığında ilave gün veriliyor. İlave hizmet süresi en fazla 5 yıl veriliyor ve verilen bu ilave sürenin en fazla 3 yıla kadar olmak üzere yarısı emeklilik için tabi olunan yaştan indiriliyor.

Yer altı işlerinde çalışanlar için süre sınırlaması uygulanmıyor. Türk Silahlı Kuvvetleri ve Emniyet Genel Müdürlü personeli için 8 yıla kadar fiili hizmet süresi zammı verilebiliyor. Şartlara gelince, çalışanın yıpranma payı kapsamında olan işlerde en az 3600 gün çalışmış olması lazım. Ayrıca yaş haddinden indirime hak kazanmak için 3600 koşulu da bulunuyor. Meslek kollarına göre ilave eklenecek süre 60 gün ila 180 gün arasında değişiyor. Mesela yer altında çalışanlar için eklenecek süre her yıl için 180 gün. TSK personeli için her yıl 90 gün ekleniyor.

FİİLİ HİZMET SÜRESİ ZAMMI

Çalışılan her 360 gün için 60 gün eklenecekse çalışılan gün sayısını 0.17 ile, 90 gün eklenecekse çalışılan toplam gün sayısını 0.25 ile, 180 gün eklenecekse çalışılan gün sayısını 0.50 ile çarpıp, fiili hizmet süresi zammı bulunabilir. Örneğin, çalışma gününüz 7000 gün ise bunu 0.25 ile çarptığınızda (90 gün eklenecekler için) çıkan 1750 günü çalışma sürenizin üzerine ekleyeceksiniz. Bu süreyi yaştan da indirebilirsiniz. Fiili hizmet süresi zammı ile hem yaş haddinden indiriliyor hem de sigortalılık süresine ekleniyor.

Örneğin, bir işçinin fiili hizmet zammı 90 gün; bu işte 12 ay çalışıldığında 15 ay çalışmış sayılıyor ve hem prim gün sayısı artıyor hem de erken emekli olma imkanı elde ediliyor. Bir başka örnek vermem gerekirse, yeraltı madenlerinde çalışan bir işçi 360 gün çalıştığında fiili hizmet süresi zammı uygulandığında 540 gün çalışmış sayılıyor bu da emekliliğe ciddi katkı sağlıyor.

SİGORTA TARİHİ ÖNE ÇEKİLMEZ

Gelelim, okuyucumun sorusunun cevabına. Fiili hizmet süresi zammında bazı kafa karışıklıklarının ya da tereddütlerin olması normal çünkü 2008 önce ve sonrasında değişiklikler oldu. Tereddütler bu değişikliklerden kaynaklıdır. Sorunun cevabına gelince, uygulama kapsamında hizmet süresi sigortalılık sürelerine eklenir ancak sigorta başlangıç tarihini öne çekmez. Daha açık şöyle anlatayım, EYT kapsamında ilk sigortalı tarih 8 Eylül 1999 öncesi olsaydı hemen emekli olunurdu ancak bu tarihten sonra sigortalı olunduğu için EYT kapsamına girmez. Bu tarihten sonraki fiili hizmet zammı süreleri sigortalılığa ilave olur fakat emekliliği öne çekmeyeceğinden EYT kapsamında emekli olunmaz. Noyan Doğan

https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/noyan-dogan/yipranma-hakki-ile-eytden-emekli-olunur-mu-42520218

01.01.2025 Tarihinden İtibaren;

Serbest bölgede ÜRETİM faaliyetinde bulunan ÜRETİCİ firmaların ürünlerini, aynı / başka bir serbest bölgede faaliyette bulunan İHRACATÇILARA, yurt dışına satılması KAYDIYLA teslim etmeleri de yurt dışına satış olarak değerlendirilecektir. Bu şekilde ihracat kaydıyla yapılan teslimlerde, ÜRETİCİ firmalar istisnadan yararlanacağından, İHRACATI GERÇEKLEŞTİREN firmaların istisnadan yararlanması MÜMKÜN DEĞİLDİR.

Söz konusu malların, ihracatçıya teslim tarihini takip eden ay başından itibaren 3 ay içinde ihraç edilmesi zorunludur. Bu sürede ihraç edilmemesi halinde, bu mallara ilişkin yurt dışı satış GERÇEKLEŞMEMİŞ olarak değerlendirilir.

Ersan KARACA
Yeminli Mali Müşavir
This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

- Üretilen ürünlerin yurt içinde satılması durumunda “üretim faaliyetinden elde edilen
kazanç” olarak 1 puan,

- Üretilen ürünlerin yurt dışında satılması durumunda ise “ihracat faaliyetinden elde edilen
kazanç” olarak 5 puan indirimli Kurumlar Vergisi uygulanır. Bu kazanç için ayrıca 1 puan indirim uygulanmaz.

Tekstil Ürünleri İmalatıyla iştigal eden (F) A.Ş., ürettiği ürünlerin;

* Bir kısmını doğrudan ihraç etmiş, 200.000 TL kazanç elde etmiştir.

* Bir kısmını da Aracılı İhracat Sözleşmesiyle (AB) A.Ş. Dış Ticaret Sermaye Şirketi aracılığıyla ihraç etmiş, 1.500.000 TL kazanç elde etmiştir.

(F) A.Ş. İhracat kapsamında bütün kazançlarına 5 puan Kurumlar Vergisi indirimi uygular. Dış Ticaret Sermaye Şirketi (AB) A.Ş. aracılı ihracat sözleşmesi kapsamında elde ettiği bu kazancına kurumlar vergisi oranını 5 puan indirimli şekilde uygulayabilir.

Ersan KARACA
Yeminli Mali Müşavir
This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

T.C.

SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI

Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürlüğü

DUYURU

AFET BÖLGESİNDE YAPILACAK UYGULAMALAR HAKKINDA

Ülkemizde 06/02/2023 tarihinde yaşanan ve genel hayatı etkileyen depremler nedeniyle afet bölgesinde (Adana, Adıyaman, Kahramanmaraş, Hatay, Diyarbakır, Gaziantep, Kilis, Malatya, Osmaniye, Şanlıurfa illerinde ) yaşayan vatandaşlarımızın, sağlık hizmeti sunucularına müracaatlarında yaşanacak mağduriyetlerinin önlenmesi açısından 5510 sayılı Kanunun “Katılım payı alınmayacak haller, sağlık hizmetleri ve kişiler” başlıklı 69 uncu maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde; “75 inci maddede yer alan afet ve savaş hali nedeniyle sağlanan sağlık hizmetleri” hükmü ve 75 inci maddesinde; “15/5/1959 tarihli ve 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun kapsamındaki afetler ile 4/11/1983 tarihli ve 2941 sayılı Seferberlik ve Savaş Hali Kanunu gereğince ilân edilen savaş halinde genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlık hizmetleri Kurum tarafından sağlanmaya devam edilir. Ancak, afet veya savaş hallerine bağlı nedenlerden dolayı Kurumca yapılan sağlık hizmeti giderleri, giderlerin ödendiği takvim yılı sonu esas alınarak genel bütçeden Kuruma bir yıl içinde transfer edilir.” hükmü kapsamında Kurumumuzca gerekli tedbirler alınmıştır.

Bu kapsamda yaşanan deprem felaketi nedeniyle Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya illeri ile Gaziantep ili İslahiye ve Nurdağı ilçelerinde 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri kapsamında sigortalı çalıştıran işyerleri, 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılar ile diğer sigortalılar ve genel sağlık sigortalıları açısından 5510 sayılı Kanunun 91 inci maddesi kapsamında gerekli işlemlerin tesis edilmesi, Kurum Yönetim Kurulumuzun Kararı da göz önünde bulundurularak;

1. 5510 sayılı Kanunun 69 uncu maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi gereği; afet bölgesinde yaşayan genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin bu illerde ve bu iller dışındaki yerleşim yerlerinde bulunan Kurumla sözleşmeli tüm sağlık hizmeti sunucularına yapılan müracaatlarında “doğal afet” provizyonu alınması halinde Sağlık Uygulama Tebliğinin 1.8.1, 1.8.2 ve 1.8.3 maddelerinde tanımlanan “ayakta tedavide hekim ve diş hekimi muayenesi katılım payı”, “ayakta tedavide sağlanan ilaçlar için katılım payı”, “tıbbi malzeme katılım payı” alınmaması,

2. Afet bölgesinde bulunan Kurumla sözleşmeli sağlık hizmeti sunucularında (eczaneler/ merkezler) zorunlu statik IP uygulamasının kaldırılması hususlarında düzenlemeler yapılmıştır.

Depreme bağlı olumsuz etkilerin Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya illeri ile Gaziantep ili İslahiye ve Nurdağı ilçelerinde devam ediyor olması nedeniyle yukarıda yer alan düzenlemeler 31/08/2024 tarihinden 30/11/2024 tarihine kadar uzatılmış olup işlemler bu kapsamda yürütülecektir.

Tüm ilgililere önemle duyurulur.

Kaynak: SGK

T.C.

SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI

Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü

DUYURU

Kahramanmaraş’ta Meydana Gelen Depremlerden Etkilenen Bazı Yerler İçin Mücbir Sebep Halinin Uzatılmasına İlişkin Duyuru

Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya illeri ile Gaziantep ili İslâhiye ve Nurdağı ilçelerinde 31/8/2024 günü sonu itibarıyla sona eren mücbir sebep hali 30/11/2024 tarihine kadar uzatılmıştır.

Belirtilen illerde yaşanan deprem felaketi nedeniyle 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri kapsamında sigortalı çalıştıran işyerleri, 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılar ile diğer sigortalılar ve genel sağlık sigortalıları açısından 5510 sayılı Kanunun 91 inci maddesi kapsamında gerekli işlemlerin tesis edilmesi Kurum Yönetim Kurulumuzun 3/9/2024 tarihli ve 2024/278 sayılı Kararı ile uygun görülmüştür.
Bu doğrultuda meydana gelen deprem felaketi tarihi itibarıyla Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya illeri ile Gaziantep ili İslâhiye ve Nurdağı ilçelerinde faaliyet gösteren 5510 sayılı Kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri kapsamında sigortalı çalıştıran işyerleri, 5510 sayılı Kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılar ile diğer sigortalılar ve genel sağlık sigortalılarının;

– 6/2/2023 ila 30/11/2024 tarihleri arasında, 5510 sayılı Kanuna göre vermekle yükümlü oldukları her türlü bilgi, belge ve beyannamelerin, işyeri kayıt ve belgelerinin (işyeri tescil bildirgesi, iş kazaları ile meslek hastalıkları bildirimleri dahil) 16/12/2024 (15/12/2024 tarihi hafta sonuna denk geldiğinden) tarihine kadar (bu tarih dahil), Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannameleri/Aylık Prim ve Hizmet Bildirgeleri yönüyle ise (2023 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım, Aralık, 2024 Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül ve Ekim dönemine ilişkin Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannameleri/Aylık Prim Hizmet Belgeleri) 31/1/2025 tarihine kadar (bu tarih dahil) Kuruma verilmesi halinde yasal süresi içinde verilmiş sayılacaktır.

– 6/2/2023 tarihinden önce ödeme süresi dolmuş mevcut prim borçları 31/12/2024 tarihine (bu tarih dahil), 2023 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos Eylül, Ekim, Kasım, Aralık, 2024 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül ve Ekim aylarına ait prim borçları ise (Ayların 15 ila 14 döneminde işlem gören işyerleri için 2022 Aralık ayı, 2023 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım, Aralık ,2024 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül ayları) 5510 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinde belirtilen gecikme cezası ve gecikme zammı uygulanmaksızın 2/6/2025 tarihine (bu tarih dahil) kadar ertelenecektir.

– 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi, ek 5, ek 6 ncı maddeleri kapsamındaki sigortalılar ve aynı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi ile 30 günden az isteğe bağlı sigortalıların 6/2/2023 tarihinden önce ödeme süresi dolmuş mevcut prim borçları, 2023 yılı Ocak ila Aralık dönemine ait primleri ile 2024 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül ve Ekim aylarına ait primleri 5510 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinde belirtilen gecikme cezası ve gecikme zammı uygulanmaksızın 2/6/2025 tarihine (bu tarih dahil) kadar ertelenecektir.

– 6/2/2023 ila 26/11/2024 tarihleri arasında verilmesi gereken muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinin/aylık prim ve hizmet belgelerinin 31/1/2025 tarihine kadar (bu tarih dahil) verilmesi ve muhteviyatı prim borçlarının 2/6/2025 tarihine, 6/2/2023 tarihi öncesi yasal ödeme süresi geçmiş borçlarının ise 31/12/2024 tarihine kadar (bu tarih dahil) ödenmesi kaydıyla işyerleri teşviklerden yararlandırılacaktır.

– Ödeme vadesi geçmiş borçları çeşitli kanunlar uyarınca yeniden yapılandırılmış veya 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun uyarınca tecil edilmiş olup 6/2/2023 tarihi itibarıyla yapılandırma/tecil işlemleri bozma koşuluna girmemiş işveren, sigortalı ve hak sahiplerinin ödeme vadesi 6/2/2023 ila 30/11/2024 tarihleri arasında sona eren taksitlerini 31/12/2024 tarihine kadar ödemeleri halinde yasal süresi içinde ödenmiş sayılacaktır.

– 4/a sigortalılarından kaynaklanan işveren borçları yönünden 6/2/2023 tarihinden önce ödeme süresi dolmuş borçlar için 31/12/2024 tarihine (bu tarih dahil), 6/2/2023 ve sonrası erteleme kapsamına alınan borçlar için 2/6/2025 tarihine kadar (bu tarih dahil); 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılıktan kaynaklanan borçlar için ise 6/2/2023 tarihinden önce ödeme süresi dolmuş borçlar ile mücbir sebep kapsamındaki prim borçları için 2/6/2025 tarihine kadar (bu tarih dahil) başvuru yapılması ve ilgili mevzuat kapsamında belirtilen diğer şartların sağlanması kaydıyla 6183 sayılı Kanunun 48’inci maddesinin altıncı fıkrası kapsamında azami 24 ay süre ile faiz alınmaksızın tecil edilecektir.

– Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya illerinde faaliyet gösteren ve 6/2/2023 tarihi itibarıyla aracılık ve sorumluluk sözleşmesi olup halen devam eden meslek mensuplarının Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya illeri dışında işyeri bulunan işverenlerin 2023 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos Eylül, Ekim, Kasım, Aralık, 2024 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül ve Ekim aylarına ilişkin muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinin “SGK Bildirimleri” kısmının 31/1/2025 tarihine kadar verilmesi ve tahakkuk edecek prim borçlarının 2/6/2025 tarihine kadar ödenmesi halinde söz konusu yükümlülükler yasal süresi içinde yerine getirilmiş sayılacak,

6/2/2023 tarihinden sonra aracılık ve sorumluluk sözleşmesi sona erenlerin ise 6/2/2023 tarihi ile aracılık sözleşmesi sona erdiği tarihe kadar erteleme hükümlerinden yararlandırılacaktır.

– Borçlanma ve ihya kapsamındaki borçlarından 06/02/2023 ila 31/12/2024 olanlar için son ödeme tarihi 31/12/2024 olarak dikkate alınacaktır.

– Kontrol muayenesine tabi olup kontrol muayene tarihleri 01/02/2023 ila 31/12/2024 olanların kontrol muayene tarihleri 31/12/2024 olarak kabul edilecektir.

– Fazla veya yersiz ödemeler ve kamu zararlarından kaynaklanan kurum alacaklarından 06/02/2023 tarihi itibarıyla yapılandırma/taksitlendirme işlemleri bozma koşuluna girmemiş ve ödeme süresi dolmuş mevcut alacaklar ile 30/11/2024 tarihine kadar tahakkuk edecek olan alacakların son ödeme tarihinin 31/12/2024 tarihine (bu tarih dahil) ilgili mevzuatı gereği gecikme zammı uygulanmaksızın ertelenecektir.

– Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya illeri ile Gaziantep ili İslahiye ve Nurdağı ilçelerinde afet kapsamında yer alan işveren, sigortalı ve hak sahiplerinin 7440 sayılı Yapılandırma Kanunu kapsamındaki başvurularını 28/2/2025 tarihine kadar yapılabilmesine ve bu borçluların borçlarının ilk taksitini başvuruyu takip eden ay sonuna kadar (31/3/2025 tarihi), diğer taksitlerini ise bu taksiti takip eden aylık dönemler hâlinde ödeyebilmesine imkan sağlanacaktır.

Ayrıca Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya illeri ile Gaziantep ili İslâhiye ve Nurdağı ilçelerinde mücbir sebep hali 30/11/2024 tarihine kadar uzatıldığından 2024 yılı Kasım ayı ve sonrasına ait aylık prim ve hizmet belgeleri/muhtasar ve prim hizmet beyannameleri yasal süreleri içerisinde verilecek ve söz konusu aylık prim ve hizmet belgeleri/muhtasar ve prim hizmet beyannamelerine ait primler de yine yasal süresi içerisinde ödenecektir.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Kaynak: SGK

Uzun yıllardır uygulanmakta olan ve şirketlerin aktifinde iki yıldan fazla kayıtlı taşınmazların satışından elde edi­len kazançların kurumlar vergisi ve katma değer vergisinden istisnasına ilişkin dü­zenlemeye 14/7/2023 tarihinden itibaren son verilmiştir.

15/7/2023 tarih, 32249 sayılı Resmi Ga­zete’de yayımlanan, 7456 sayılı Torba Ka­nunla, 14/7/2023 tarihinden öce satın alı­nan ve 14/7/2023 tarihinden sonra satıla­cak taşınmazlardaki istisna oranı %50’den %25’e düşürülmüş olup, 14/7/2023 tarihin­den sonra satın alınan taşınmazların satı­şındaki istisna ise tamamen kaldırılmıştır.

Kurumlar vergisi yönünden

7456 sayılı Kanun’un 19 ve 22’nci mad­deleri ile Kurumlar Vergisi Kanunu’nun (KVK) taşınmaz satışlarından elde edilen kazançların kurumlar vergisinden istis­nayı düzenleyen hükümlerinde değişiklik yapılmıştır. Mevcut hâlinde, KVK’nin 5/1- e bendinde yer alan “taşınmazlar” ibare­si kaldırılarak istisnaya son verilmiş olup, kanunun yürürlüğe girdiği 15/7/2023 tari­hinden sonra aktife giren taşınmazların sa­tışından elde edilen kazançlarda istisna ta­mamen kaldırılmıştır.

14/7/2023 tarihinden önceki dönem­lerde aktife giren taşınmazların satışında olası geçiş dönemi sorunlarına mahal ver­memek için, KVK’na eklenen Geçici 16’ncı madde ile, istisnanın son verildiği tarihten önce kurumların aktifinde yer alan taşın­mazlar için istisnanın devamı sağlanmış­tır. Ancak istisna kaldırılmadan önce ta­şınmaz satışlarından elde edilen kazanç­ların %50’si istisna kapsamında iken, geçiş döneminde bu oran %25’e indirilmiştir.

Diğer bir ifadeyle kurumlar, 7456 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 15/7/2023 ta­rihi itibarıyla aktifinde yer alan ve aktifin­de en az iki tam süreyle tutulan taşınmazı­nı anılan tarihten önce satmış ise satış ka­zancının %50’sini istisna edebilecek iken, anılan tarihten sonra elden çıkarırsa istis­na tutarı satış kazancının %25’i olacaktır.

Katma değer vergisi yönünden

15/7/2023 tarih ve 7456 sayılı Kanun’un 7 ve 8’inci maddeleri ile Katma Değer Ver­gisi Kanunu’nun (KDVK) 17/4-r maddesin­de değişiklik yapılmıştır. Mevcut hâlinde, KDVK’nin 17/4-r bendinde yer alan “ta­şınmazlar” ibaresi kaldırılmıştır. Kanunun yürürlüğe girdiği 15/7/2023 tarihinden sonra aktife giren taşınmazların satışında katma değer vergisi istisnası uygulamasına son verilerek, anılan tarihten sonra aktife giren taşınmazların devir ve teslimi katma değer vergisine tabi hâle gelmiştir.

Kurumlar vergisinde olduğu gibi geçmiş dönemlerde elde edilen taşınmazlar satı­şında olası geçiş dönemi sorunlarına mahal vermemek için KDVK’ye Geçici 43’üncü madde eklenmiştir. Geçici madde ile istis­nanın son verildiği tarihten önce kurum­ların aktifinde yer alan taşınmazlar için istisnanın devamı sağlanmıştır. Bununla, kanunun yürürlüğe girdiği 15/7/2023 tari­hi itibarıyla aktifinde bulunan ve en az iki tam süre ile yer alan bir taşınmazını anılan tarihten sonra da satarsa katma değer ver­gisi istisnasından yaralanacaktır.

Görüldüğü üzere, 7456 sayılı Kanun, ku­rumların aktifinde en az iki yıl süre ile tu­tukları taşınmazların satışında kurum­lar ve katma değer vergisi istisnalarını kaldırmıştır. Kanunun yürürlüğe girdiği 15/7/2023 tarihinden önce kurumların ak­tifinde yer alan taşınmazların satışında­ki istisnayı geçici maddelerle devam ettir­mek suretiyle bir geçiş öngörülmüştür.

Bu istisnanın uygulanabilmesi için, sa­tış kazancının istisnadan yararlanan kıs­mı satışın yapıldığı yılı izleyen beşinci yılın sonuna kadar pasifte özel bir fon hesabında tutulması ve sermayeye ilave dışında çekil­memesi gerekir. Satış bedelinin ise, satışın yapıldığı yılı izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar tahsil edilmesi şarttır. Bu süre içinde tahsil edilmeyen satış bedeline isabet eden istisna nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler ziyaa uğramış sayılır.

Konuyu, geçen yıl DÜNYA gazetesinde yazmıştım. Ancak, yapılan önemli değişik­likten haberdar olmayan bazı işletmelerin halen hatalı işlem yaptıklarını uygulama­da görmekteyiz. Bu anlamda, konuyu tek­rar yazma gereği duymuş bulunuyorum. Talha APAK

https://www.dunya.com/kose-yazisi/sirketlere-ait-gayrimenkul-satisinin-vergilendirilmesi/744537

İlişkili kurumlar arası borçlanmalarda esas alınması gereken emsal faiz oranını, 8 Kasım 2023 tarihli makalede yazmıştım.

Söz konusu makalede özetle;

- Emsal arayışında öncelikle iç emsal olup olmadığına bakılması, varsa iç emsalin esas alınması,

- İç emsal yoksa veya iç emsaller karşılaştırılabilir değilse, o zaman dış emsal araştırması yapılması,

gerektiğini belirtmiş, dış emsal uygulamasında yaygın olarak kullanılan;

- Ortalama ticari kredi faiz oranının,

- Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından belirlenen, reeskont işlemlerinde uygulanan faiz oranının

ve

- Borç alanın kredibilitesine dayalı dış emsal çalışmasıyla belirlenen faiz oranının,

yasaya uygunluğunu değerlendirmiştim.

Bugün aynı konuları tekrarlamayacağım. İlişkili kuruma borç veren kurumun, yabancı kaynak kullanması durumunda, kullandığı yabancı kaynağa ilişkin faiz oranının iç emsal olarak kullanılıp kullanılmayacağına değineceğim. Konunun bir başka boyutu da yabancı kaynak kullanarak ilişkili kurumu finanse eden kurumun, bu işlemden zarar etmesi durumunda bu zararın kabul edilip edilemeyeceği.

Konuya ilişkin önce yeni tarihli bir yargı kararını özetleyeyim, sonra da kısaca kendi değerlendirmemi yaparım.

Dava konusu

Davaya konuyu somut olayda;

- Davacı şirketin bağlı ortaklıklarına kullandırdığı kaynaklar için, iç emsal olmadığı gerekçesiyle, TCMB avans işlemlerinde uygulanan yüzde 9,75 faiz oranını kullanarak hesapladığı faiz gelirini kazancın tespitinde dikkate aldığı,

- Şirketin incelenmesi sonucunda, arsa alımı için yıllık yüzde 11,76 faiz oranı üzerinden kredi temin etiğinin saptanması üzerine, inceleme elemanınca, kullanılan kredi faiz oranının işletme içi emsal niteliğinde olduğunun kabulüyle, bu faiz oranı esas alınarak adatlandırma yöntemiyle beyan edilmesi gereken faiz gelirinin hesaplandığı,

- Verilen ödünç paralar için emsaline göre düşük faiz hesaplamak suretiyle, transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı yapıldığı sonuç ve kanaatine varılarak, bu doğrultuda kurumlar vergisi beyanının yeniden düzenlenmesi ile dönem zararının azaltılması yönünde işlem yapıldığı anlaşılıyor.

 

Vergi Mahkemesi kararı

Vergi Dairesi işleminin dava konusu yapılması üzerine konuyu inceleyen Vergi Mahkemesi, ilişkisiz kişilere verilen borç paralara uygulanan faizi oranının iç emsal olarak kabul edilebileceği, davacı şirketin herhangi bir ilişkisiz kişiye borç para vermediğinden ortada iç emsalin varlığından söz edilemeyeceği, öte yandan, borç para alma ve verme işlemlerinin farklı nitelikte olduğu, ilişkili kişilere verilen borç para için uygulanacak faiz ile ilişkisiz bankadan alınan kredi için uygulanan faiz oranlarının birbirlerine emsal teşkil etmeyeceği sonucuna vararak, dönem zararının azaltılmasına dair işlemde hukuka uyarlık görmemiş ve dava konusu işlemi iptal etmiş.

Bölge İdare Mahkemesi kararı

İstinaf başvurusunu inceleyen Bölge İdare Mahkemesi Vergi Dava Dairesi, Vergi Mahkemesi kararını usul ve hukuka uygun bulmuş ve başvuruyu reddetmiş.

Danıştay Kararı

Temiz talebini inceleyen Danıştay Üçüncü Dairesi;

- Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımına ilişkin düzenlemenin amacının, ilişkili kişilerle mal veya hizmet alım ya da satımında bulunan kişi ve kurumların gelirlerinin tam ve doğru olarak beyan edilmesini sağlamak ve transfer fiyatlandırması yoluyla vergi matrahının aşındırılmasına engel olmak olduğu,

- Bilançosunda zarar gösteren kurumun bağlı ortaklıklarına sağladığı fon karşılığında TCMB’nin avans işlemlerinde uyguladığı % 9,75 faiz oranına göre faiz geliri hesaplamasına karşın aynı dönemde arsa alımı için yıllık %11,76 faiz oranı üzerinden kredi kullanmasının ticari hayatın gerekleriyle bağdaşmadığı gibi, bu durumun basiretli davranmak zorunluluğuna uygun düştüğünden de söz edilemeyeceği,

- Bu durumda, temin edilen krediye ilişkin faiz oranının, karşılaştırılabilir nitelikte iç emsal faiz oranı verisi olarak esas alınabileceği ve davacı şirket yönünden borç verilen para karşılığında bu oran üzerinden hesaplanan faiz gelirinden mahrum kalındığı, başka bir anlatımla eksik faiz hesaplanmak suretiyle transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımında bulunulduğu,

sonucuna vararak, ilgili yıla ait zararın azaltılmasına ilişkin tesis edilen işlemde hukuka aykırılık görmemiş ve dava konusu işlemin iptaline ilişkin Vergi Mahkemesi kararına yöneltilen istinaf başvurusunun reddi yolundaki Vergi Dava Dairesi kararını bozmuş. (Danıştay Üçüncü Dairesi’nin 28.11.2023 tarih ve E:2023/4022 K:2023/4962 sayılı kararı.)

Kişisel değerlendirmem

Öncelikle şunu ifade edeyim: Kredi kullanarak ilişkili kuruma borç veren kurumun, kullandığı kaynak için uygulanan faiz oranının iç emsal olarak dikkate alınıp alınmayacağı bir tarafa, bu işlemde TCMB tarafından belirlenen avans veya reeskont işlemlerinde uygulanan faiz oranının dikkate alınmasının doğru olmadığını düşünüyorum. Bu oranların karşılaştırılabilir olmadığını değerlendiriyorum.

Öte yandan, Vergi Denetim Kurulu Danışma Komisyonu’nun, ilişkili kişiler arası borçlanmalarda, TCMB tarafından ilan edilen, bankalarca açılan ticari kredilere uygulanan ağırlıklı ortalama faiz oranının kullanılması yönünde bir kararı var. Vergi Müfettişleri için bağlayıcı bir karar. Bu oranın da karşılaştırılabilir olmadığını düşünüyorum.

Her iki görüş ve uygulamayla ilgili değerlendirmemi 8 Kasım 2023 tarihli makalede ayrıntılı olarak ifade etmiştim. Burada tekrarlamak istemem.

Kişisel değerlendirmem, ilişkili kişiler arası borçlanmalarda, borçlanan kurumun kredibilitesine, borcun vade yapısına ve büyüklüğüne bağlı olarak, yapılacak araştırma sonucu bulunacak emsal faizi oranını esas almak yönünde. Ancak, ilişkili şirkete kullandırılan kaynağın yabancı kaynaklardan temin edilmiş olması durumunda, borç verenin bu işlemden zarar etmemesi gerektiğini düşünüyorum. Daha da ötesi, bu şekilde yapılan borç verme işlemlerinde, borç veren için doğrudan fonlama maliyetinin yanı sıra, finansman hizmeti maliyetlerinin ve üstlenilen fonksiyon ve risklerin de dikkate alınarak bir kâr marjı uygulanması konusunun da ayrıca değerlendirilmesi gerekir. Recep BIYIK

https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/alinan-kredinin-faiz-orani-verilen-borcun-faiz-oranina-emsal-olur-mu/764599

Kurumlar Vergisi Kanunu 10/ğ. bendine göre
* Türkiye’de yerleşmiş olmayanlara,
* İŞ yeri, kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunanlara
> Türkiye’de verilen
> Münhasıran yurt dışında yararlanılan

Kanun'da sayılı hizmetlere ilişkin elde edilen kazancın %80’si beyan edilen Kurum kazancından indirilebilir.

Elde edilen kazançların tamamının indirimden yararlanılan hesap dönemine ilişkin kurumlar vergisi
beyannamesinin verilmesi gereken TARİHE KADAR Türkiye’ye TRANSFER edilmesi gerekir.

Kazançların ilgili Dönem Geçici Vergi Beyannamesinin verileceği TARİHE kadar Türkiye’ye TRANSFER edilmesi ŞARTIYLA, GEÇİCİ VERGİ DÖNEMİNDEN itibaren indirimden yararlanılabilir.

Ersan KARACA
Yeminli Mali Müşavir
This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

*Son günü 10 Eylül 2024 olan e-Defter Beratlarının gönderim süresi uzatılacaktır. Ancak tarih şu anda net değildir. Daha sonra detaylı bilgi paylaşacağım.*
 
*Güney Yılmaz*
*Adana SMMM Oda Başkanı*
Page 63 of 1348

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • 1 TL için 532.000 TL Fazla Vergi Ödeme Riski Sosyal içerik üreticilerinden ile Appstore, Google Play üzerinden gelir elde…
  • BORSAYA AÇILAN ŞİRKETLER AÇISINDAN EMİSYON PRİMLİ PAYLARA YÖNELİK ÖRNEK UYGULAMA EMİSYON PRİMİ TİCARİ KARA DÂHİL DEĞİLDİR. ÖZKAYNAKLAR ARASINDA 520 PAY…
  • Yatırım Teşvik Belge Kapsamında KDV İstisnası Yatırım Teşvik Belgesi Sahibi Mükellefe Belge Kapsamındaki:· Makine Ve Teçhizat İthal…
Top