Mehmet Özdoğru
GİB Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No:52 ) Taslağı Yayımladı
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununda 28/7/2024 tarihli ve 7524 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklerin uygulanmasına yönelik usul ve esasların belirlenmesi amacıyla Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No:52) Taslağı hazırlanmıştır.
Söz konusu taslağın geliştirilmesi ve yayımlanmaya hazır hale getirilmesi için Başkanlığımızca çalışmalar devam etmekte olup; mevcut taslakta yer alan konuların geliştirilmesi, değiştirilmesi veya katkıda bulunulması ile ilgili görüş ve önerilerinizi 16/9/2024 Pazartesi günü sonuna kadar This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.” e-posta adresine iletebilirsiniz.
Söz konusu Tebliğ Taslağına ulaşmak için tıklayınız
ADLİ MAHİYETTE VERGİ CEZALARI
Anayasa Mahkemesi 1.6.2023 Tarihinde E.2022/120 Esas Nolu Dosyada, Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) Kurumunu Düzenleyen Kuralının Anayasa’ya Aykırı Olduğuna Ve İptaline, Kararın Resmî Gazete’de Yayımlanmasından Başlayarak Bir Yıl Sonra Yürürlüğe Girmesine Karar Vermiştir. Ayrıca Vergi Usul Kanunu’nun 367. Maddesinde Yer Alan Ve Aynı Fail Tarafından Aynı Fiille/Farklı Fakat Bağlantılı Fiille İşlenen Vergi Kaçakçılığı Suçu İle Vergi Kabahatine İlişkin Adli Yaptırım Ve İdari Yaptırıma İlişkin “Ceza” Süreçlerinde Kamu Otoritelerinin Kararlarında Karşılıklı Bağlamazlık Öngören Kural Anayasa Mahkemesi Tarafından İptal Edilmiştir. Bu Durumda Asliye Ceza Mahkemesi Açısından Da Kastın Olmadığı Noktasında Lehe Delil Olur. Buna yönelik yargı paketlerinde değişiklikler yapılmaktadır. Bu kapsamda Vergi Usul Kanununda Yer Alan Vergi Cezalarına İlişkin Bilgiler Ek Tabloda Yer Almaktadır.
Vergi Usul Kanunu’nun 367. Maddesine Göre Yaptıkları İnceleme Sırasında 359. Maddede Yazılı Suçların İşlendiğini Tespit Eden Vergi Müfettişleri Ve Vergi Müfettiş Yardımcıları Tarafından İlgili Rapor Değerlendirme Komisyonunun Mütalaasıyla Doğrudan Doğruya Ve Vergi İncelemesine Yetkili Olan Diğer Memurlar Tarafından İlgili Rapor Değerlendirme Komisyonunun Mütalaasıyla Vergi Dairesi Başkanlığı Veya Defterdarlık Tarafından Keyfiyetin Cumhuriyet Başsavcılığına Bildirilmesi Mecburidir. Kanun hükmünden de anlaşılacağı üzere işbu suçların işlendiğine ilişkin tespit Vergi Müfettişleri Ve Vergi Müfettiş Yardımcıları Tarafından Vergi Suçu Raporu ile Ortaya Konur. Ayrıca 359. maddede yazılı suçlara ilişkin yürütülmekte olan soruşturma veya kovuşturmalarda mütalaaya konu fiilin, başka bir kişi tarafından veya başka bir kişiyle birlikte gerçekleştirildiğinin ortaya çıkması durumunda, bu kişi bakımından kamu davası açılması için rapor düzenlenmesi ve mütalaa verilmesi şartı aranmaz.
Vergi Kaçakçılık Suçları ve Cezaları |
||||
|
15.04.2022 Öncesi |
15.04.2022 Sonrası |
||
|
Alt Sınır |
Üst Sınır |
Alt Sınır |
Üst Sınır |
Defter Belge İbraz Etmeme |
18 Ay |
3 Yıl |
18 Ay |
5 Yıl |
Muhteviyatı İtibariyle Yanıltıcı Belge Düzenleme; Gerçek bir muamele veya duruma dayanmakla birlikte bu muamele veya durumu mahiyet veya miktar itibariyle gerçeğe aykırı şekilde yansıtan belge ise, muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgedir. |
18 Ay |
3 Yıl |
18 Ay |
5 Yıl |
Muhteviyatı İtibariyle Yanıltıcı Belge Kullanma |
18 Ay |
3 Yıl |
18 Ay |
5 Yıl |
Sahte Belge Düzenleme; Gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belge, sahte belgedir. |
3 Yıl |
5 Yıl |
3 Yıl |
8 Yıl |
Sahte Belge Kullanma |
3 Yıl |
5 Yıl |
3 Yıl |
8 Yıl |
Anlaşması Olmadığı Halde Belge Basanlar veya Bilerek Kullananlar |
2 Yıl |
5 Yıl |
2 Yıl |
8 Yıl |
Yazılı fiillerle verginin ziyaa uğratıldığının tespit edilmesine bağlı olarak tarh edilen verginin, gecikme faizi ve gecikme zammının tamamı ile kesilen cezaların yarısı ve buna isabet eden gecikme zammının; > Soruşturma evresinde ödenmesi halinde verilecek ceza 1/2 oranında, > Kovuşturma evresinde hüküm verilinceye kadar ödenmesi halinde ise verilecek ceza 1/3 oranında indirilir. |
||||
Suçların birden fazla takvim yılı veya vergilendirme dönemi içinde aynı suç işleme kararının icrası kapsamında işlenmesi halinde, Türk Ceza Kanununun 43 üncü maddesi uygulanır. Zincirleme Suç; Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, 1/4'ü ile 3/4 arasında artırılır. . |
Ersan KARACA
Yeminli Mali Müşavir
This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.
VERGİ CEZALARI
* ARTIRIMLI CEZALAR
* UZLAŞMA HAKKI
* TEKERRÜR HALİ
|
Normal Ceza |
Kayıtdışı Tespiti |
Tekerrür |
Uzlaşma |
A) VERGİ ZİYAI CEZALARI |
23.000 TL Sınır Vergi Ziyaı Cezası İçin Geçerli Değildir. |
|||
Vergi Usul Kanunu 341, 344 Vergi Ziyaı Hali |
100% |
150% |
50% |
Tarhiyat Öncesi / Sonrası Uzlaşma |
Vergi Usul Kanunu 344 Düzeltme Beyannamesi |
50% |
75% |
50% |
Tarhiyat Sonrası Uzlaşma |
Vergi Usul Kanunu 371 Pişmanlıkla Beyan |
- |
- |
- |
- |
Vergi Usul Kanunu 371 Pişmanlıkla Beyan Şartlar Kaybedilirse |
50% |
75% |
50% |
Tarhiyat Sonrası Uzlaşma |
Vergi Usul Kanunu 359 Kaçakçılık İştirak |
100% |
150% |
50% |
Yok |
Vergi Usul Kanunu 359 Kaçakçılık |
300% |
450% |
50% |
Yok |
B) ÖZEL USULSÜZLÜK CEZALARI |
||||
* Fatura, Gider Pusulası, Müstahsil Makbuzu İle Serbest Meslek Makbuzlarının Perakende Satış Fişi, Ödeme Kaydedici Cihazla Verilen Fiş, Giriş Ve Yolcu Taşıma Bileti, Sevk İrsaliyesi, Taşıma İrsaliyesi, Yolcu Listesi, Günlük Müşteri Listesi Verilmemesi / Alınmaması |
100% |
|
25% |
23.000 TL Aşmayan Ve Tarhiyat Öncesi/ Sonrası Uzlaşma Hakkı Olmayan Usulsüzlük Ve Özel Usulsüzlük Cezaları İçin Vergi Usul Kanunu 376.Maddesi Uyarınca Cezada İndirim Oranı % 75 Olarak Uygulanır. 23.000 TL Aşan Usulsüzlük Ve Özel Usulsüzlük Cezaları İçin Vergi/ Ceza İhbarnamesinin Tebliğ Tarihinden İtibaren 30 Gün İçinde Tarhiyat Öncesi/ Sonrası Uzlaşma Hakkından Faydalanabilir. |
- Belgeyi Almak Zorunda Olanlar Tarafından, İdarenin Bilgisine Girmeden Önce Belgenin Düzenlenmesi Gereken Süreyi Takip Eden 5 İş Günü İçerisinde İdareye Bildirildiği Durumlarda, Düzenlemek Zorunda Olanlar Adına |
300% |
25% |
||
* Düzenlenmesi Zorunlu Belgeler Yerine Kanun Kapsamında Olmayana Belgelerin Düzenlenmesi Durumunda |
|
|
||
- Belgeleri Düzenleyenlere |
200% |
25% |
||
- Bu Durumun Alıcı Tarafından 5 İş Günü İçinde İdareye Bildirilmesi Halinde |
600% |
25% |
||
* Banka Kartları Ve Kredi Kartları Kanunu Uyarınca İzin Verilen Durumlar Hariç Olmak Üzere Kredi Kartı, Banka Kartı, Ön Ödemeli Kart, Karekod, Elektronik Cüzdan Ve Benzeri Ödeme Araçları Kullanılmak Suretiyle Gerçekleştirilen Tahsilatların, Kendi Mükellefiyeti Adına Kayıtlı Olmayan Ödeme Sistemleri Veya Cihazları Aracılığıyla Yapılması Durumunda, Tahsilatı Yapan Mükelleflere Ve Kendi Adına Kayıtlı Olan Bu Sistemleri Veya Cihazları Kullandıranlara |
300% |
25% |
||
* Vergi Usul Kanunu Mükerrer 257/8. bent kapsamında - Akaryakıt Teminat Uygulaması |
1000% |
|
|
|
* Vergi Usul Kanunu Mükerrer 257/9. bent kapsamında - Gerçek Faydalanıcı |
300% |
|
|
|
* Vergi Usul Kanunu Mükerrer 257/10. bent kapsamında - Motorlu Araç Ticareti Yapanlardan Teminat |
1000% |
|
|
Ersan KARACA
Yeminli Mali Müşavir
This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.
YAPILMAKTA OLAN YATIRIMLARI AKTİFLEŞTİRDİYSENİZ DÜZELTMEYE DİKKAT!
Yapılmakta olan yatırımlar hesabının düzeltmeye tabi tutulması enflasyon düzeltmesinin en can sıkıcı konulardan biri. Zira henüz mal ve hizmet üretimine katkısı olmayan bu kıymetlerin düzeltilmesi sonucu ortaya çıkan gelir, düzeltme karını artırıcı etki yaratmaktadır. Yatırımları engellememek adına en kısa zamanda yasal bir düzenleme ile mali duran varlıklar ile yapılmakta olan yatırımların gelir etkisini bertaraf edecek bir düzenlemenin yapılmasında fayda vardır diye düşünüyorum.
Gelelim güncel durumumuza . 31.12.2023 tarihli düzeltilmiş bilançodan gelen 258 Yapılmakta olan yatırımlar hesabını 30 Haziran 2024 tarihinden önce aktifleştirdiyseniz aktife alındığı ay Yİ-ÜFE'sini Aralık 2023 Yİ-ÜFE'sine bölmek suretiyle belirleyeceğiz katsayı ile düzeltmeyi unutmayın. Daha sonra 30.06.2024 tarihli Yİ-ÜFE'yi aktifleştiği aya ait Yİ-ÜFE'ye bölmek suretiyle bulacağınız katsayı ile de aktifleşen iktisadi kıymeti düzelteceksiniz.
T
ASKERLİK GÖREVİNİ SÖZLEŞMELİ ER OLARAK YAPARAK YERİNE GETİRECEK İŞÇİYE KIDEM TAZMİNATI ÖDENİR Mİ?
1-Davacı işverene verdiği "...çalışmakta olduğum şirketten askerlik görevim ve sözleşmeli er olarak TSK'da başlayacağımdan dolayı istifa ediyorum...." içerikli dilekçe ile iş akdini feshetmiştir.
2-İş akdinin fesih sonrası davacının tertip edildiği birliğe 31/07/2017 tarihinde katıldığı ve halen sözleşmeli Er olarak görev yapmakta olduğu katıldığı Yalvaç Askerlik Şube Başkanlığı'nın yazısından anlaşılmıştır.
3-Davacının zorunlu/muvazzaf askerlik hizmetini yapmak üzere iş yerinden ayrılması durumunda davacıya kıdem tazminatının işveren tarafından ödeneceği uyuşmazlık dışıdır. Çözümlenmesi gereken sorun, zorunlu/muvazzaf askerlik hizmetini yapmak ve sözleşmeli er sözleşmesini imzalamak için işyerinden ayrılan işçinin kıdem tazminatı talebinin kabul edilip edilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
4-Burada davacı, sözleşmeli er olarak tertip edildiği birliğe katıldıktan sonra, zorunlu/muvazzaf askerlik hizmetini yerine getirmiş sayılacağı süre kadar sözleşmeli er olarak çalıştığında veya çalışmadığı süre kadar, davacının ilişiği kesilmeden (zorunlu/muvazzaf askerliği sona erdirilmeden), komutanlık tarafından belirlenecek birliklerde, erbaş veya er olarak zorunlu/muvazzaf askerlik hizmetini yerine getirecektir.
5-Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan her erkeğin, askerlik hizmeti yapmaya mecbur olması karşısında davacının zorunlu/muvazzaf askerlik görevini sözleşmeli er olarak yapmak istemesi noktasında kanunda bir boşluk olduğu kabul edilirse bu boşluğu oluşturan yasal değişiklikleri işçi lehine yorumlayarak davacının iş akdini muvazzaf askerlik hizmeti nedeni ile feshettiğini kabul etmek gerekmektedir. Dairemizce yeniden kurulan hükümde davacının iş akdini İş Kanunu'nun ilgili maddesi yollaması ile halen yürürlükte bulunan mülga İş Kanunu kapsamında haklı nedenle feshettiği ve kıdem tazminatı ödenmesi gerektiği kabul edilmiştir.
İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
52. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2022/4092
Karar Numarası: 2024/97
Karar Tarihi: 26.01.2024
23.000 TL' yi Aşmayan Usulsüzlük Ve Özel Usulsüzlük Cezalarından İndirim
23.000 TL aşmayan ve Tarhiyat Öncesi/ Sonrası Uzlaşma hakkı olmayan USULSÜZLÜK ve ÖZEL USULSÜZLÜK CEZALARI için Vergi Usul Kanunu 376.Maddesi uyarınca CEZADA İNDİRİM oranı % 75 olarak uygulanır.
23.000 TL aşan USULSÜZLÜK ve ÖZEL USULSÜZLÜK CEZALARI için Vergi/ Ceza İhbarnamesinin tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde Tarhiyat Öncesi/ Sonrası Uzlaşma Hakkından faydalanabilir.
23.000 TL sınır Vergi Ziyaı Cezası için geçerli degildir.
Ersan KARACA
Yeminli Mali Müşavir
This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.
ARTIRIMLI VERGİ CEZASI HALLERİ VE TEKERRÜR HALİ
A) VERGİ ZİYAI CEZASI
- DÜZELTME BEYANNAMESİ; % 50 - Kayıtdışı tespiti halinde % 75,
- VERGİ ZİYAI HALİ; 1 KATI - Kayıtdışı tespiti halinde 1,5 KATI,
- KAÇAKÇILIK İŞTİRAK; 1 KATI - Kayıtdışı tespiti halinde 1,5 KATI,
- KAÇAKÇILIK; 3 KATI - Kayıtdışı tespiti halinde 4,5 KATI Vergi Ziyaı Cezası kesilir.
B) ÖZEL USULSÜZLÜK CEZASI
* Vergi Usul Kanunu 353/1-2. Bentleri Uyarınca Satış Belgelerinin ( Fatura, Gider Pusulası, Müstahsil Makbuzu İle Serbest Meslek Makbuzlarının Perakende Satış Fişi, Ödeme Kaydedici Cihazla Verilen Fiş, Giriş Ve Yolcu Taşıma Bileti, Sevk İrsaliyesi, Taşıma İrsaliyesi, Yolcu Listesi, Günlük Müşteri Listesi İle Maliye Bakanlığınca Düzenlenme Zorunluluğu Getirilen Belgelerin) Düzenlenmediğinin Belgeyi Almak Zorunda Olanlar Tarafından, İdarenin Bilgisine Girmeden Önce Belgenin Düzenlenmesi Gereken Süreyi Takip Eden 5 İş Günü İçerisinde İdareye Bildirildiği Durumlarda, Belgeleri Düzenlemek Zorunda Olanlar Adına Özel Usulsüzlük Cezası 3 KAT Olarak Uygulanır.
* Düzenlenmesi Zorunlu Belgeler Yerine Kanun Kapsamında OLMAYAN Belgelerin Düzenlenmesi Durumunda,
- Belgeleri Düzenleyenlere 2 KAT Özel Usulsüzlük Cezası,
- Bu Durumun Alıcı Tarafından 5 İş Günü İçinde İdareye Bildirilmesi Halinde Ceza 6 KAT Uygulanır.
* Banka Kartları Ve Kredi Kartları Kanunu Uyarınca İzin Verilen Durumlar Hariç Olmak Üzere Kredi Kartı, Banka Kartı, Ön Ödemeli Kart, Karekod, Elektronik Cüzdan Ve Benzeri Ödeme Araçları Kullanılmak Suretiyle Gerçekleştirilen Tahsilatların, Kendi Mükellefiyeti Adına Kayıtlı Olmayan Ödeme Sistemleri Veya Cihazları Aracılığıyla Yapılması Durumunda, Tahsilatı Yapan Mükelleflere Ve Kendi Adına Kayıtlı Olan Bu Sistemleri Veya Cihazları Kullandıranlara Ayrı Ayrı Her Bir İşlem İçin Bu Maddeye Göre Tatbik Olunan Özel Usulsüzlük Cezasının 3 KAT kesilir.
* Vergi Usul Kanunu Mükerrer 257/8 ve 10. bentleri kapsamında 10 KAT, 9. Bent kapsamında 3 KAT Özel Usulsüzlük Cezasının kesilir.
C) TEKERRÜR
Cezaların kesinleşmesinden sonra;
- 5 Yıl İçinde Yeniden Vergi Ziyaı Cezası kesilirse % 50,
- 2 Yıl İçinde Yeniden Usulsüzlük ve Özel Usulsüzlük Cezası kesilirse % 25 ARTIRIMLI kesilir.
Ersan KARACA
Yeminli Mali Müşavir
This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.
İhtiyati Haciz Dalgası!
Yurdun dört bir köşesinden “ihtiyati haciz” sesleri geliyor, en başta da banka hesaplarına. Nedeni ise, vergi!
İhtiyati haciz, alacağın güvence altına alınmasına hizmet eden bir araçtır. Beklenmedik bir anda malvarlığı üzerine konan tedbir yoluyla, borçlunun borcunu ödememe amaçlı kötü niyetli davranışlarına karşı alacaklı korunmuş olur. Ancak, onun bu ani şekilde mülkiyet hakkını sınırlandırma özelliği, iyi niyetli borçluya zarar veren bir yapıya sahiptir. Zira, ihtiyati hacizle birlikte borçlu artık üzerine ihtiyati haciz konan varlığını kullanamaz hale gelmektedir.
Yargı değil, vergi idaresi ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz kararı alması sorunu
Mülkiyet hakkına yönelik bu ciddi sınırlandırma nedeniyle, kişiler (/hukuk kişileri) arasındaki alacaklar bakımından ihtiyati haciz için mahkeme kararı şart koşulmuştur. Buna karşılık konu vergi alacağı olduğunda, ihtiyati haciz kararını doğrudan vergi idaresinin kendisi verebilmektedir. Yani, bizzat alacaklı ihtiyati haciz kararı almaktadır.
Bunun daha da ötesi, vergi idaresi, vergi alacağının tahakkukunu, yani ödenmesi gereken aşamaya gelişini dahi öne çekebilmektedir ki, bunun adı “ihtiyati tahakkuk”tur.
Ciddi sonuçları nedeniyle, gerek ihtiyati haciz ve gerek ihtiyati tahakkuk ancak yasada (6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun) sayılan durumların varlığı halinde alınabilecek kararlardır. Ancak, bu nedenler 6183 SK’da çok geniş bir şekilde düzenlenmiştir. Sadece, borçlunun kaçmış olması ya da kaçma tehlikesinin varlığı gibi vergi alacağının gerçekten tehlikeye düştüğü durumlar değil, neredeyse bizatihi kamu alacağının varlığı ihtiyati haciz ve ihtiyati tahakkuk için yeterli görülmüştür.
Vergi idaresinin geniş takdir yetkisi
Nitekim, 6183 SK gereğince, vergi ziyaı cezası kesilmesini gerektiren bir durumun varlığı, ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz kararları almak için yeterlidir. Vergi ziyaı, “mükellefin veya sorumlunun vergilendirmeye ilişkin sorumluluğunu veya vergilendirme ile ilgili ödevlerini zamanında yerine getirmemesi veya eksik olarak yerine getirmesi sonucu verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesi veya eksik tahakkuk ettirilmesi” halinde söz konusu olur. Ayrıca, şahsi, medeni ve aile durumuna ilişkin beyan verilmesi suretiyle veya sair surette verginin eksik olarak tahakkuk ettirilmesi veya haksız olarak geri verilmesine sebebiyet verilmesi de vergi ziyaına yol açar. Uygulamada, olayların büyük kısmında, yapılan vergi tarhına bağlı olarak vergi ziyaı olur ve buna bağlı olarak vergi ziyaı cezası kesilir.
Keza, 6183 SK, “mal kaçırma ve hileli yollara sapma ihtimalinin varlığı”nı da ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz kararı için yeterli görmektedir. Ancak, bu ihtimalin “ciddi” olmasının aranmaması, pek çok durumun “mal kaçırma ve hileli yollara sapma ihtimalinin varlığı” olarak değerlendirmesine yol açabilmektedir.
Anayasa Mahkemesi’nin tartışmalı kararı
Anayasa Mahkemesi 2019 yılında verdiği bir kararında (K.2019/38), ihtiyati haciz yöntemiyle mülkiyet hakkına getirilen sınırlamanın, mükelleflere aşırı ve olağan dışı bir külfet yüklemediği, kamu yararı ile mükelleflerin mülkiyet hakkının korunması arasında olması gereken adil dengenin bozulmadığı, müdahalenin ölçülü olduğu sonucuna varmıştır. Yüksek Mahkeme’ye göre, mükellef tarafından teminat gösterilmesi halinde uygulanan ihtiyati haczin kaldırılmasının bir yükümlülüktür; ihtiyaten haczedilen malların mal sahibine bırakılması imkânı ile hukuka aykırı şekilde uygulanan ihtiyati haciz uygulamalarında yürütmenin durdurulması, iptali ya da uğranılan zararların tazminini sağlayan hukuki yollar mevcuttur.
Ancak, her ne kadar bu yollar mevcutsa da, ihtiyati tahakkuk kararı alınıp ihtiyati haczin uygulanmasıyla birlikte, mükelleflerin ticari/mesleki hayatı tamamen bloke olmaktadır. Bu ise, iş hayatında ekonomik akışı tehdit etmektedir. Bu nedenle, yasa koyucunun mülkiyet hakkını daha iyi koruyan bir düzenleme getirmesi, o zamana kadar vergi idaresinin bu tür kararları ekonomik hayatı düşünerek dikkatli bir şekilde alması gerekir.
Avukat Prof. Dr. Funda BAŞARAN YAVAŞLAR
This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.
https://www.dunya.com/kose-yazisi/ihtiyati-haciz-dalgasi/745271
Enflasyon Düzeltmesinde Olasılıklar
Geçen hafta yayınlanan “Enflasyon Düzeltmesinde Kaos” başlıklı yazımda enflasyon düzeltmesi konusunda 3568 sayılı Kanun’a tâbi meslek mensuplarının, çok belirsizlikler olduğu, gri alanların fazlalığı, uygulama güçlüğü olduğu gerekçeleriyle hiç olmazsa geçici vergi dönemlerinde uygulanmaması, sorunlu alanlar da netleştirilerek dönem sonu bilançoları için uygulanması gerektiği yönündeki talepleri bulunduğunu aktarmıştım. Buna karşılık Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 2. geçici vergi döneminde enflasyon düzeltmesi hükümlerinin uygulanması yönündeki görüşünde ısrar ettiğini, ancak uygulama güçlüklerinin bilincinde olarak geçici vergi beyan ve ödeme sürelerini 171, 172 ve 173 sayılı VUK Sirkülerleri ile sürekli ertelediğini söylemiştim.
Bakanlık nihayet ve özellikle iş dünyasından gelen taleplerle 563 sayılı VUK Genel Tebliği ile 31.12.2023 tarihli gelir tablosundaki brüt satışlar toplamı 50 milyon TL’nin altında olanların 2 ve 3. geçici vergi dönemlerinde enflasyon düzeltmesi yapmamalarını kabul etmiş, ayrıca bu durumdaki mükellefler için Genel Tebliğ’in yayım tarihine kadar verilmiş beyannamelerin, defter kayıtlarını düzeltilmeksizin, enflasyon düzeltmesi yapılmamış gibi düzeltilerek yeniden verilmesini istemişti. 563 sayılı Genel Tebliğ’in hukuka aykırılıklarını da söz konusu yazımda gerekçeleri ile yazdığımdan burada tekrar etmiyorum.
TÜRMOB bu Genel Tebliğ’in usulünce verilmiş beyannameler yerine yeniden düzeltme beyannameleri verilmesini zorunlu kılan 4. maddesinin iptali için Danıştay’da dava açtı. Bu davanın dışında İstanbul SMMM Odası da ayrı bir dava daha açtı. Başka bir Oda veya başka biri daha dava açtı mı, bilmiyorum. Davalar yürütmeyi durdurma talepli olduğu için, şimdi Danıştay 3. Dairesi’nin kararı bekleniyor.
Bu yazıyı kaleme aldığım ana kadar, Danıştay’dan bir karar çıkmamıştı. Ancak beyan süresi olan 13.9.2024 sonuna kadar bir karar çıkacağını düşünüyorum. Bu yazımda ve belirsizlik ortamında, karşılaşılabilecek olasılıklara göre oluşabilecek halleri yazmak istiyorum. (Eğer bir karar çıkarsa da ilgili olasılığı okuyup, diğerlerini boş verebilirsiniz)
- Birinci olasılık; Danıştay 3. Dairesi’nin yürütmeyi durdurma talebini kabul etmesi halidir. Bu durumda kimsenin düzeltme beyannamesi vermesi gerekmeyecektir. Vermeyenlere hiçbir işlem yapılamayacaktır. Ancak, beyan süresi içerisinde herkesin beyannamesini her hangi bir cezai durum olmaksızın yenileme hakkına sahip olması ve beyan süresi içerisinde verilmiş beyannameler için vergi ziyaı cezasının veya usulsüzlük cezasının kesilmesi mümkün olmaması sebepleriyle, isteyenler yine beyanlarını -enflasyon düzeltmesi yapılmamış şekle göre- yenileyebilirler. Burada düzeltme değil, beyanın yenilenmesi söz konusu olacaktır.
- İkinci olasılık; Danıştay 3. Dairesi’nin yürütmeyi durdurma talebini kabul etmemesi, reddetmesi halidir. Bu durumda düzeltme beyannamesi verilmesi zorunlu olacaktır. Bu noktada karşımıza çıkacak sorun ise, verilmemesi halinde ne olacağıdır. Bence hiçbir şey olmayacaktır. Çünkü Genel Tebliğ ile Bakanlığın yetki kullanımından önce mer’i mevzuata göre usulünce verilmiş beyannameler söz konusudur. Beyanlar özel olarak incelemeye alınmadıkça, sırf düzeltme verilmemiş olması sebebiyle her hangi bir re’sen tarh sebebinin varlığı ileri sürülemeyecektir. İzaha davet yazılarının gönderilebileceği ileri sürülebilirse de verilecek cevap “verilen beyanın yasa ve usule uygun olduğu” yönünde olması gerekecektir.
- Üçüncü olasılık, Danıştay 3. Dairesi’nin davaları ön inceleme aşamasında menfaat yokluğu nedeniyle reddetmesidir.
- Dördüncü olasılık; Danıştay 3. Dairesi’nin beyan süresi içerisinde yürütmeyi durdurma talebini sonuca bağlamamasıdır.
Üçüncü ve dördüncü olasılıkta bir karar oluşmadığı için ikinci olasılık için yaptığımız açıklamalar bu olasılıklar için de geçerli olacaktır.
- Beşinci bir olasılık ise -ideal yol- Bakanlığın Genel Tebliğ’in 4. maddesini değiştirerek düzeltme beyannamesi verilmesini ihtiyari hale getirerek tartışmaları sonlandırmasıdır.
Bu arada bahsettiğim önceki yazımda “Düzeltme beyannamesi verenlerin daha önce fazla vergi ödemiş olmaları durumunda, iade konusunun Tebliğ’de düzenlenmemiş olması da ayrı bir garabettir. Bilindiği gibi düzeltmeye dayalı iadeler incelemeye bağlıdır. Burada da aynı usul uygulanacaksa, daha önce geçici vergi beyannamesini vermiş ve fazla vergi ödemiş olanların iadelerinin yapılabilmesi için incelemeye alınması gerekecektir. Öte yandan bu iadelerde, haksız alınan vergi söz konusu olmadığı için, VUK md. 112 uyarınca faiz de ödenmeyecektir.” demiştim. Galiba yine haklı çıktım. Nitekim düzeltme beyannamesi verip de vergisi azalanlara veya ödenecek vergisi çıkmayanlara vergi dairelerinin, iade yerine, izah ve tevsik edici belge talep yazıları göndermeye başlamışlar. Galiba ipe un serilecek. Bumin DOĞRUSÖZ
https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/enflasyon-duzeltmesinde-olasiliklar/765767
YETKİLİ VERGİ DAİRESİ
Danıştay 7. Daire |
Tarih : 25.05.2023 |
Esas No : 2022/929 Karar No : 2023/2690 |
YETKİLİ VERGİ DAİRESİ |
Özel Tüketim Vergisi uygulamalarının teknik bilgi ve uzmanlık gerektirmesi nedeniyle ilgili işlemlerin yetkilendirilen vergi dairelerince yerine getirilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı hk.
İstemin Konusu: İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 6. Vergi Dava Dairesinin 10.11.2021 tarih ve E:2021/1830, K:2021/2924 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Dava Konusu İstem: Davacı adına 2015 yılının Ocak ilâ Aralık aylarının (2.) dönemleri için tarh edilen özel tüketim vergisi ve vergi ziyaı cezaları ile gecikme faizinin tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: İstanbul 9. Vergi Mahkemesinin 11.06.2021 tarih ve E:2021/388, K:2021/1655 sayılı kararıyla; dosyanın incelenmesinden, davacı adına 2015 yılının Ocak ilâ Aralık dönemleri için vergi ziyaı cezalı özel tüketim vergisi tarhiyatları yapıldığı, vergi ceza ihbarnamelerinin 01.12.2020 tarihinde usulüne uygun olarak e-tebliğ yoluyla tebliğ edildiği halde süresinde dava açılmayarak amme alacağının kesinleştiği, davacının, ödeme emrinin yetkisiz vergi dairesince düzenlendiğine ilişkin iddiasına istinaden, Mahkemelerince verilen 31.03.2021 tarihli ara kararına davalı idarece gönderilen cevabi yazıda, Gelir İdaresi Başkanlığının 17.12.2018 tarihli yazısında, özel tüketim vergisi uygulamalarının teknik bilgi ve uzmanlık gerektirmesi nedeniyle ilgili işlemlerin yalnızca belirlenen vergi dairelerince yerine getirilmesinin uygun görüldüğü ve İstanbul ilinde Yenikapı Vergi Dairesinin yetkilendirildiği bildirildiğinden, ödeme emrinin yetkili vergi dairesince tesis edildiği sonucuna varılarak, kesinleşerek vadesinde ödenmeyen kamu alacağının tahsili için, usulüne uygun şekilde düzenlenen dava konusu ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi Kararının Özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
Temyiz Edenin İddiaları: Davacının, davalı idarenin mükellefi olmaması nedeniyle yetkisiz vergi dairesince işlem tesis edildiği, ithalatçı veya imalatçı olmadıklarından verginin mükellefi olamayacakları ileri sürülmektedir.
Karşı Tarafın Savunması: Savunma verilmemiştir.
Karar: Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; temyiz isteminin reddine, İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 6. Vergi Dava Dairesinin 10.11.2021 tarih ve E:2021/1830, K:2021/2924 sayılı kararının onanmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliği ve bir örneğinin de Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.