Ülkemizde 10 ilde yaşanan olağanüstü afetin izlerini ve oluşturduğu mali yükleri hafifletmek için yapılan idari düzenlemelerin yanı sıra vergi kanunlarında da bazı değişiklikler yapılması gerekmektedir. Bu konuda önümüzdeki günlerde hazırlanması plânlanan torba kanun tasarısında yer alması gerektiğini düşündüğüm bazı konuları burada hatırlatmak istiyorum.
Her şeyden önce Vergi Usul Kanunu’nda yer alan mücbir sebep müessesesinin gözden geçirilmesi, kapsamının genişletilmesi ve mücbir sebebe bağlı olabilecek bazı sonuçların da kanuna aktarılması gerekmektedir. Bunların başında, mükellefin muhasebeci veya mali müşavirinin mücbir sebep içerisinde bulunması hali de kanunda düzenlenmesi gereken bir konudur. 10 il dışında olup da muhasebeci veya mali müşaviri bu illerin içerisinde faaliyet gösteren işletmeler de bu afetten etkilenmektedir. Yeni bir meslek mensubunun seçilmesi - atanması, konulara hâkim olması da bir zamanı gerektirmektedir. Bununla birlikte -afetten bağımsız olarak- mali müşavirin vefatı veya birinci derece yakınını kaybetmesi de mükellef için bir mücbir sebep kabul edilmeli ve mükellefin vergi ödevleri için en az 15 günlük bir mücbir sebep hali kabul edilmelidir. Bu konuların mevcut idari düzenlemelerin dışında kanuni düzenlemelerle açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
Mücbir sebep düzenlemesinin kapsamına İdari Yargılama Usulü Kanunu da alınmalı veya anılan kanunda da bu konuda düzenleme yapılmalıdır.
Vergi Usul Kanunu’nun 115. maddesinde ve 6183 sayılı Kanunun 105 maddesinde yazılı “Terkin” müessesesinin etkin ve hızlı şekilde devreye alınması gerekmektedir. Bu konuda gerekiyorsa, 1999 depremi dolayısıyla çıkartılmış 4731 sayılı Kanun, bu konuda örnek alınabilir. Öte yandan zayi olan malların KDV’si, değeri düşen mallar, olağanüstü amortisman vb. konularda ve özellikle takdir komisyonu kararını gerektiren hallerde basit usuller öngörülmelidir. Zira bu konularda yıkılmış vergi dairelerinin takdir komisyonlarının süratle bu boşluğu doldurması beklenmemelidir.
Hasar gören bina ve işletmelere sigorta şirketleri tarafından ödenen tazminatlarla oluşturulacak yenileme fonlarının kullanım süreleri uzatılmalıdır. Örneğin yıkılan bir binadaki makineler dolayısıyla alınacak tazminatların kullanılması, ancak binanın inşaatının yapımını müteakip, yaklaşık 2-3 yıl sonra söz konusu olabilecektir.
Öte yandan işletmelerin deprem dolayısıyla uğradığı zararların, idarece tespit olunacak miktarlarının sigorta tazminatı ile giderilemeyen kısımlarının, henüz beyannamesi verilmemiş olan 2022 yılı kazançlarından mahsubunun yolunun açılması, bu suretle işletmelere bir finansman olanağı yaratılması gerekmektedir.
Bir diğer önemli konu da ücretlilerle ilgilidir. Bölgeden arayan bazı işverenler, evi yıkılan veya oturulamayacak hale gelen işçilerinin yeni oluşturacakları evlerinin beyaz eşya veya mobilya yahut mutfak eşyaları gibi ihtiyaçlarını karşılamak istediklerini, ancak karşılarına vergi yükü engeli çıktığını ifade etmişlerdir. Mevcut Kanunlarımıza göre çalışanlara yapılabilecek bu tür yardımların bordroda brütleştirilerek vergilendirilmesi gerekmektedir. Bir Kanun değişikliği ile en az iki yıl süre afet bölgelerinde çalışanlara yapılacak ayni yardımların vergiden istisna edilmesinde yarar vardır.
Öte yandan afet 10 ili vurmuştur. Ancak etkisi bütün yurttadır. Söz konusu illerden alacağı olanların, zaten yıkılmış 10 ildeki borçlularını icraya veya mahkemeye vermeden şüpheli alacak karşılığı ayırmaları, 2 yıl içinde tahsil edememeleri halinde değersiz alacak olarak muhasebeleştirilme yolunun açılması gerekmektedir.
Bu arada bana gelen bir öneriyi de yazayım. İşletmelerin muhasebesini tutan veya denetimini yapan ve dolayısıyla müşterisinin defter ve belgelerini bürosunda bulunduran Meslek Mensuplarına, bürolarının hasara uğraması halinde, bu konudaki yetkilerini de sözleşmeleri ile tevsik etmeleri kaydı ile müşterileri adına zayi belgesi talep hakkının bu 10 ille ve süre ile tanınmasında yarar vardır. Öte yandan 7269 Sayılı Kanun’a 574 sayılı KHK’nın 3’üncü maddesiyle, 1999 depremi ile ilgili olarak zayi belgesi müracaat sürelerini düzenlemek maksadı ile eklenen geçici 15. madde benzeri bir düzenlemeye de ihtiyaç vardır.
Bölgeden göç eden ücretlilerin geri çağrılabilmesi ve bölgenin yetişmiş eleman kaybına uğramaması için, iki yıl içerisinde geri döneceklerle bölgede çalışanların vergi yükleri hafifletilmeli, bu konuda işveren teşviklerinin düzenlenmesi gerekmektedir.
Yine bu bölgede binaların arsa, yapımı müteakip arsaların bina olarak tescillerinde aranacak harç yükümlülüklerinin de askıya alınması yerinde olacaktır.
Şimdilik yazacaklarım bunlardan ibaret. Bu liste elbet uzatılabilir. Ancak bunların geçici maddelerle değil, Hazine ve Maliye Bakanlığınca ilan edilecek afetlerde uygulanacak şekilde ve kalıcı maddeler olarak düzenlenmesinde fayda vardır. Aksi halde her afet, kanun hükümleri, genel tebliğler, özelgeler, genelgeler yığınına yol açmakta. Bumin DOĞRUSÖZ
https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/alinmasi-gereken-yasal-tedbirler/683568