Yıllık ücretli izin Anayasa ve yasalarımız ile çalışanlara tanınmış önemli bir haktır. Bu hak ile ilgili yasal düzenlemeleri belirtmeye çalıştık. İşverenler ve çalışanlar bu yasal düzenlemeler doğrultusunda yıllık izinlerini kullanmalıdırlar. Yıllık ücretli iznin kullandırılması ile ilgili olarak her iki tarafa belli hak ve yükümlülükler tanınmıştır. İşverenlere tanınan yükümlülük çalışanlarına yıllık ücretli izinleri yasada belirtilen süreler çerçevesinde kullandırarak kayıt altına almak, çalışanlara tanınan yükümlülük ise kullandığı yıllık izin süresi içinde başka bir işte ücretli veya ücretsiz çalışmamak, izin hakkından feragat etmemek, izni dinlenme amacı doğrultusunda kullanmaktır.
Yıllık ücretli izin ile ilgili usul ve esaslara uyulmaması halinde istenecek idari para cezasının bu durumdaki işçi başına bir ceza olması nedeni ile bazen çok yüksek miktarlara ulaşabileceği de unutulmamalı, yasal prosedüre uygun hareket edilmelidir.
Makalemizin başlığını oluşturan konu ile ilgili olarak, 4857 sayılı İş Yasası’nın 59. maddesinin çok açık ve yoruma imkân vermeyen hükümleri dikkate alındığında; öngörülen zamanaşımının dava ve talep zamanaşımı süresini gösterdiği, kullanılmayan veya kullandırılmayan yıllık izinler ile ilgisinin olmadığı ve bu anlamda bir sınırın bulunmadığı, işçinin kullandırılmayan bütün yıllık ücretli izinlerini talep edebileceği, sadece bu talebi iş sözleşmesinin sona ermesinden itibaren 5 yıl içinde yapması gerektiği, iş sözleşmenin devamı içinde böyle bir sürenin de olmadığı, çalışma yaşamında “yıllık ücretli izinlerde 5 yıllık zamanaşımı var ve bu nedenle de işçi ancak kullanmadığı 5 yıllık iznini ve ücretini talep edebilir” şeklindeki düşünce ve uygulamanın yasal olmadığı, bu yöndeki düşünce ve uygulamalardan vazgeçilerek Yasa’da öngörülen zamanaşımı hükümleri bağlamında hareket edilmesinin yerinde olacağı değerlendirilmektedir. Erol GÜNER* Yaklaşım / Kasım 2022 / Sayı: 359