Maalesef insanlarımız taşınmaz alım – satımı, kiralanması, ayni sermaye olarak konulması başta olmak üzere birçok konunun vergilendirilmesiyle ilgili ciddi tereddüt yaşıyor. Bunun en büyük nedeni ise, Vergi Kanunlarımızda bu konuların çok net düzenlenmemesi. Örneğin, ticari kazanç - değer artış kazancı ve ticari kazanç – gayrimenkul sermaye iradı ayrımlarında bir ticari organizasyon bulunup bulunmadığı hususu dikkate alınarak karar veriliyor. Ancak, sıkı durun, ne Gelir Vergisi Kanunu’nda ne de Kurumlar Vergisi Kanunu’nda ticari organizasyon tanımı bulunmuyor. Ticari organizasyon, özelge ve sirküler gibi ikincil mevzuatla yapılmaya çalışılıyor. Vergilendirme çok ciddi bir konu, artık bazı konuların ikincil mevzuatlarla değil de, ilgili Kanunlarda düzenleme yapılmak suretiyle net bir şekilde açıklığa kavuşturulması gerekiyor.
Son dönemde soruların yoğunlaştığı önemli bir konu var. Çok ciddi ve bir o kadar da önemli bir konu. Öyle ki, yapılan bir yasal düzenlemenin başarısını doğrudan etkileyecek cinsten. Daha fazla merak ettirmeyelim, konu, gerçekte şirketlere ait olmakla beraber çeşitli nedenlerle tapusu ortaklar adına olan ve bu nedenle de şirket kanuni defter kayıtlarında yer almayan taşınmazların Yeni Varlık Barışı kapsamında şirketlerin kayıtlarına alınması halinde ticari kazanç sorgulaması yapılıp yapılmayacağı ile ilgili.
Yeni varlık barışı düzenlemesi hangi kanunda yer alıyor?
5 Temmuz 2022 tarihinden itibaren yürürlükte bulunan Yeni Varlık Barışı düzenlemesi, KVK’nın geçici 15. Maddesinde yer alıyor. Yeni Varlık Barışı, 31 Mart 2023 tarihine kadar (bu tarih dahil) yürürlükte. Bu sürenin uzatılması konusunda önceki düzenlemelerin aksine Cumhurbaşkanımıza verilmiş herhangi bir yetki bulunmuyor. Yani, 31 Mart 2023 tarihinin uzatılma ihtimalinin bulunmadığını şimdiden belirtmekte fayda var.
Yeni varlık barışı düzenlemesinin usul ve esasları ise Maliye tarafından yayınlanan 1 Seri No.lu Bazı Varlıkların Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Genel Tebliğ ile belirlemiş bulunuyor (9 Ağustos 2022 tarihli ve 31918 sayılı Resmi Gazete).
Taşınmazlar da Varlık Barışı kapsamında şirket kayıtlarına alınabiliyor
Evet, taşınmazların da varlık barışı kapsamında şirket kayıtlarına alınması mümkün. Ancak, tüm taşınmazların değil! Sadece gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sahip olunan ve Türkiye'de bulunan, ancak kanuni defter kayıtlarında yer almayan taşınmazların varlık barışı kapsamında 31 Mart 2023 tarihine kadar (bu tarih dahil) vergi dairesine beyan edilerek kanuni defter kayıtlarına alınması mümkün bulunuyor. Bu beyan üzerine vergi dairelerince yüzde 3 oranında vergi tarh ve tahakkuk ettiriliyor. Bu şekilde hesaplanan verginin, tarhiyatın yapıldığı ayı izleyen ayın sonuna kadar ödenmesi gerekiyor.
Yurt dışında bulunan taşınmazların varlık barışı kapsamında kanuni defter kayıtlarına alınması ise mümkün bulunmuyor. Yurt dışında bulunan taşınmazların 31 Mart 2023 tarihine kadar (bu tarih dahil) para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarına dönüştürülmek suretiyle varlık barışı kapsamında Türkiye’ye getirilmesi mümkün (1 Seri No.lu Bazı Varlıkların Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Genel Tebliğ, Mad. 4/4).
Taşınmazlar artık varlık barışı kapsamında ayni sermaye olarak konulamıyor
Farkında mısınız bilmiyorum ama taşınmazlar yeni varlık barışı kapsamında şirketlere ayni sermaye olarak konulamıyor. Önceki varlık barışı düzenlemelerinde ayni sermaye olarak konulma imkanı vardı. Ancak, KVK geçici 15. Maddede yer alan yeni varlık barışı düzenlemesi ile, bu imkan ortadan kaldırıldı. Çünkü, önceki varlık barışı düzenlemelerinin büyük bir kısmında taşınmazların varlık barışı kapsamında işletmeye devrinde tapu harcı ödenmesi gerekiyordu. İşletmeler de tapu harcı ödememek için taşınmazları fon olarak değil, ayni sermaye olarak koymayı tercih ediyorlardı. Yeni varlık barışı uygulamasında bu durum gözönüne alınarak taşınmazların varlık barışı kapsamında işletmelere devrine tapu harcı istisnası getirilerek, söz konusu handikap ortadan kaldırıldı, buna paralel olarak da taşınmazların sadece işletmelere fon olarak konulmasına imkan sağlandı. Fon tutarının gerek ilgili düzenlemede yer alan 2 yıllık süre içerisinde gerekse sonrasında sermayeye ilave edilmesi mümkün bulunuyor.
Taşınmazların sadece Fon olarak konulması mümkün
Gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sahip olunan ve Türkiye'de bulunan, ancak kanuni defter kayıtlarında yer almayan taşınmazların varlık barışı kapsamında 31 Mart 2023 tarihine kadar (bu tarih dahil) vergi dairesine beyan edilerek kanuni defter kayıtlarına fon olarak konulması mümkün bulunuyor. Bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin, bildirime veya beyana konu ettikleri ve yasal defterlerine kaydettikleri taşınmazlar için pasifte özel fon hesabı açmaları gerekiyor. Söz konusu hesap sermayenin cüz’ü addolunuyor, bildirim veya beyan tarihinden itibaren iki yıl geçmedikçe işletmeden çekilemiyor ve sermayeye ilave dışında başka bir amaçla kullanılamıyor. Yani, fonun 2 yıllık süreç içerisinde sermayeye ilavesi mümkün. İşletmenin tasfiye edilmesi halinde bu tutarlar vergilendirilmiyor. Fon hesabında tutulan bu tutarların, GVK ve KVK’daki düzenlemeler kapsamında gerçekleşecek devir ve bölünme hallerinde de vergilendirilmesi söz konusu olmuyor (GVK.Mad.81, KVK. Mad.19,20). Serbest meslek kazanç defteri ile işletme hesabı esasına göre defter tutan mükelleflerin ise, bildirimde veya beyanda bulundukları taşınmazları defterlerinde ayrıca göstermeleri gerekiyor. Bu şekilde fon olarak konulan tutarların, dönem kazancının tespitinde dikkate alınmaksızın işletmelerine dâhil edilmesi ve bildirim veya beyan tarihinden itibaren iki yıl geçmesi koşuluyla vergiye tabi kazancın ve kurumlar için dağıtılabilir kazancın tespitinde dikkate alınmaksızın işletmeden çekilmesi mümkün bulunuyor (1 Seri No.lu Bazı Varlıkların Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Genel Tebliğ, Mad. 11).
Beyan edilen taşınmazlar için değer artış kazancı hesaplanmayacak
Varlık barışı kapsamında beyan edilerek işletme kayıtlarına alınacak taşınmazların işletmeye devri GVK’nın mükerrer 80. maddesi uygulamasında elden çıkarma sayılmayacak, yani değer artış kazancı kapsamında vergilendirme yapılmayacak (KVK Geçici Madde 15/5, 1 Seri No.lu Bazı Varlıkların Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Genel Tebliğ, Mad. 11/8).
Taşınmazların işletmeye devrinde tapu harcı alınmayacak
Varlık barışı kapsamında beyan edilerek işletme kayıtlarına alınacak taşınmazların işletmeye devrine ilişkin tapuda yapılacak işlemlerden tapu harcı alınmayacak (KVK Geçici Madde 15/5). Tapuda yapılacak taşınmaz devir işlemlerinde tapu harcının alınmaması için varlık barışı beyanının verilmesini müteakiben, ilgili vergi dairesinden, beyan edilen taşınmazların tapu kayıtlarına ilişkin bilgileri de içerecek şekilde varlık barışı kapsamında şirket adına beyan edilerek özel fon hesabına alındığını (veya kanuni defterlerin ilgili sayfalarında gösterildiğini) ve bu çerçevede tapu işleminde harç alınmayacağı hususunda beyanın yapıldığı vergi dairesinden alınacak yazının, ilgili tapu sicil müdürlüğüne ibraz edilmesi gerekiyor (1 Seri No.lu Bazı Varlıkların Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Genel Tebliğ, Mad. 11/7,8).
Taşınmaz için Varlık Barışından yararlananlara ticari kazanç sorgulaması yapılacak mı?
Varlık Barışının düzenlendiği KVK geçici 15. Maddede ve konuyla ilgili olarak yayınlanan 1 Seri No.lu Tebliğde, taşınmazların varlık barışı kapsamında işletmeye devrinin elden çıkarma sayılmayacağı ve değer artış kazancı hesaplanmayacağı belirtilmiş bulunuyor. Yani, Tebliğe ekli “Türkiye’de sahip Olunan Para, altın, Döviz, Menkul Kıymet ve diğer sermaye Piyasası araçları ile Taşınmazlara İlişkin Vergi Beyannamesi” ile tek bir defada beyan edilerek kayıtlara alınan bir veya birden fazla taşınmazın işletmeye devri elden çıkarma sayılmıyor ve değer artış kazancı yönünden vergilendirme yapılmıyor. Burası oldukça açık ve net.
Peki, gerçekte şirkete ait olmakla beraber çeşitli nedenlerle ortaklar adına tapusu çıkarılan birden fazla taşınmazın varlık barışı kapsamında farklı tarihlerde verilecek olan “Türkiye’de sahip Olunan Para, Altın, Döviz, Menkul Kıymet ve diğer sermaye Piyasası araçları ile Taşınmazlara İlişkin Vergi Beyannameleri” ile beyan edilerek işletme kayıtlarına alınması halinde, sadece sayıdan ve birden fazla beyandan hareketle ticari kazanç sorgulaması ve vergilendirmesi yapılacak mı?
Maalesef KVK geçici 15. Madde ve 1 Seri No.lu Tebliğde bu konuda açık bir düzenleme veya açıklama bulunmuyor.
Taşınmazları için varlık barışından yararlananlar oldukça tedirgin
Maliye’nin taşınmaz ticareti ile taşınmazları işletmelerine bir defadan fazla ayni sermaye olarak koyanlarla ilgili mevcut görüşü, taşınmazlarını yeni varlık barışı kapsamında farklı tarihlerde birden fazla defada işletmelere fon olarak kaydedenleri ve kaydedecek olanları oldukça tedirgin etti.
Maliye, taşınmaz alım satımının ticari bir organizasyon içerisinde yürütülmemekle beraber taşınmazların; aynı kişiye farklı tarihlerde, farklı kişilere aynı tarihte, birbirini izleyen yıllarda, bir kısmının teslim alınan takvim yılı içinde toplu olarak, diğer kısmının ise takip eden takvim yılı içinde yine toplu olarak satılmasının, devamlı olarak taşınmaz alım-satımı işiyle uğraşıldığına karine teşkil ettiği ve elde edilen kazancın ticari kazanç olarak değerlendirilmesi gerektiği görüşünde. Bu konuda Danıştay’da aynı görüşte!
Ayrıca, Maliye, sahip olunan taşınmazların ayrı tüzel kişiliği olan şirketlere sermaye olarak konulmasının taşınmazların elden çıkarılması suretiyle karşılığında ortaklık payı alınması olarak değerlendirilmesi gerektiği,
- Bu taşınmazların farklı tarihlerde aynı sermaye şirketine veya aynı tarihte farklı sermaye şirketlerine sermaye olarak konulması karşılığında taşınmazların iktisap değerinin üzerinde oluşan olumlu menfaatin ticari kazanç,
- Bu taşınmazların tümünün bir defada bir ticaret şirketine ayni sermaye olarak konulmasının ise değer artış kazancı
olarak değerlendirilmesi gerektiği görüşünde (GİB. İstanbul VDB’nin 08.05.2012 tarihli ve B.07.1.GİB.4.34.16.01-120[Mük.80-2012/1]-1567 sayılı özelgesi).
Ticari kazanç sorgulaması ile ilgili görüşümüz olumsuz
Bize göre böyle bir sorgulama ve vergileme yapılması son derece yanlış ve doğru olmaz. Çünkü, gerçekte şirkete ait olmakla beraber çeşitli nedenlerle işletme kayıtlarında yer almayan taşınmazların varlık barışı kapsamında işletme kayıtlarına alınması olayında bir satış veya elden çıkarma değil, varlık barışının amacına uygun olarak gerçekte şirkete ait olan taşınmazların şirkete geri verilmesi söz konusu. Bu işlemin, ortaklar için bir satış veya elden çıkarma ve dolayısıyla ticari kazanç sayılması söz konusu dahi olamaz, olmamalı da.
Bu konuda yaşanan tedirginliğin kaynağını, ilgili maddede yer alan “Dördüncü fıkra kapsamında beyan edilerek işletme kayıtlarına alınacak taşınmazların işletmeye devri 193 sayılı Kanunun mükerrer 80 inci maddesi uygulamasında elden çıkarma sayılmaz.” hükmü oluşturuyor. Bize göre son derece yanlış ve ifade zafiyeti bulunan bu hüküm “Dördüncü fıkra kapsamında beyan edilerek işletme kayıtlarına alınacak taşınmazların işletmeye devri 193 sayılı Kanunun 37 ve mükerrer 80 inci madde uygulamalarında satış veya elden çıkarma sayılmaz.” şeklinde kaleme alınsa daha iyi olurdu.
Maliye’nin yaşanan tedirginliği gidermesi şart
Yeni Varlık Barışı düzenlemesi kapsamında farklı tarihlerde birden fazla taşınmaz beyanı yapan ve/veya yapacak olan mükellefler ticari kazanç sorgulaması ve vergilemesi yapılacağı konusunda oldukça tedirgin.
Tespit edebildiğimiz kadarıyla, yeni varlık barışı düzenlemesinde yer alan bu konu ile ilgili olarak bugüne kadar Maliye’nin açıkladığı resmi bir görüşü bulunmuyor. Aksi halde, işletmeler, sahip oldukları halde işletme kayıtlarında yer almayan taşınmazlarını varlık barışı ile işletme kayıtlarına almaktan vazgeçebilirler. Bu da, varlık barışı düzenlemesinin başarısını olumsuz yönde etkileyebilir.
Maliye’nin bu konuda yaşanan tedirginliği ivedilikle gidermesi şart. ABDULLAH TOLU
https://www.dunya.com/kose-yazisi/varlik-barisinda-ticari-kazanc-tedirginligi/673749