I- GİRİŞ

Öncelikle yazımıza zamanaşımı nedir konusu ile başlamak gerekirse, zamanaşımının tarifi Vergi Usul Kanunu’nun 113. maddesinde belirtilmiş ve buna göre zamanaşımı, süre geçmesi nedeniyle vergi alacağının kalkması olarak tarif edilmiş; Hatta zamanaşımı konusunda mükellefin bir müracaat olup olmadığına bakılmaksızın hüküm ifade edeceği belirtilmiştir.

II- ZAMANAŞIMI SÜRELERİ?

Zamanaşımında süreler ise aynı Kanun’un 114. maddesinde vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılından başlayarak beş yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmeyen vergilerin zamanaşımına uğrayacağı açıkça belirtilmiştir. Yukarıda da belirtildiği gibi Kanun koyucu bu konuda mükellefin müracaatına bakılmaksızın zamanaşımına uğrayan bir evrak dolayısıyla mükellefe vergi tarh ettirmeyecek, tahakkuk etmiş ise tahakkukun terkinini yapacak veya takip veya tahsil aşamasındaysa takibi sonlandıracaktır. Ancak Vergi Dairesi’nce matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulmasının zamanaşımını durduracağı, Duran zamanaşımının ise söz konusu komisyon kararının vergi dairesine intikalini takip eden günden itibaren kaldığı yerden işlemeye devam edeceği ve işlemeyen sürenin her hal ve takdirde bir yıldan fazla olamayacağı belirtilmiştir. Ayrıca, Şarta bağlı istisna veya muafiyet uygulamaları sonucu kısmen veya tamamen alınmayan vergilere ilişkin zamanaşımı süresinin, İstisna veya muafiyet şartlarının ihlal edildiği tarihi takip eden takvim yılı başından itibaren başlayacağı açıklanmış ise de damga vergisi için özel bir hüküm konularak zamanaşımına uğrayan evrakın tarh zamanaşımı süresi dolduktan sonra faydalanıldığı takdirde mezkur evraka ait vergi alacağının yeniden doğacağı hükmü yer almaktadır.

Vergi Usul Kanunu’na göre ceza kesmede zamanaşımı ise 374. madde de belirtilmiş buna göre,

1- Vergi zıyai cezasında cezanın bağlı olduğu vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın birinci gününden; 353. maddesinde yer alan özel Usulsüzlük ve mükerrer 355. Maddesinde belirtilen bilgi vermekten çekinenlere kesilecek usulsüzlük cezalarında, usulsüzlüğün yapıldığı yılı takip eden yılın birinci gününden başlayarak beş yıl,

2- Usulsüzlükte, usulsüzlüğün yapıldığı yılı takip eden yılın birinci gününden başlayarak iki yıl, Ancak 336. maddede ki muhtelif cezaların birleşmesi halinde ise kesilecek ceza, vergi cezası için belli edilen zamanaşımı süresi içinde kesileceğinin ve bu süreler içinde ceza ihbarnamesinin tebliğ edilmekle zamanaşımının kesileceği de detaylı açıklanmıştır.

III- 6183 SAYILI KANUNA GÖRE ZAMANAŞIMI?

Vergi ve vergi cezasında zamanaşımı sürelerini inceledikten sonra 6183 sayılı Amme Alacaklarının Takip Ve Tahsili Hakkındaki Kanunu incelediğimizde ise bu Kanun’un 102. maddesini detaylı incelersek, Amme alacağı, vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren beş yıl içinde tahsil edilmezse zamanaşımına uğrayacağı belirtilmiş, ancak zamanaşımından sonra mükellefin rıazen yapacağı ödemelerin de kabul edileceği belirtilmiştir. Şahsi düşüncem aslında tahsil zamanaşımında takipli alacaklar için bu gün tahsil zamanaşımını kesmek daha kolaydır. Bu kolaylık tabii ki mükellefin bulunması halinde daireye çağrılarak 6183 sayılı Kanun’un 7. maddesindeki yardım mecburiyeti hükmünden de yararlanılarak bir Emniyet görevlisi nezaretinde mükellefin üst araması yapılarak veya üzerinde bulunan en basitinden cep telefonun da haczedilerek paraya çevrilmesi konusunda hiçbir kanuni sakınca bulunmaktadır. Zamanaşımını kesilmesi ile ilgili 103. madde ile zamanaşımının işlememesi konulu maddeleri ise SGK Alacaklarının zamanaşımı açıklamalarında ayrıca yer verileceğinden bu kısımda bunlar belirtilmemiştir.

IV- SOSYAL SİGORTALAR KURUMUNUN ALACAKLARINDA VE İDARİ PARA CEZALARININ TAHAKKUK VE TAHSİLİNDE ZAMANAŞIMI SÜRELERİ?

Sosyal Sigortalar Kurumu’nun alacaklarında zamanaşımı süresi 5510 Sayılı Kanun’un 93. maddesinde açıklanmış ve buna göre de Kurumun prim ve diğer alacaklarının ödeme süresinin dolduğu tarihi takip eden takvim yılı başından başlayarak 10 yıllık zamanaşımına tabi olacağı belirtilmiştir. Burada dikkat edilecek olursa vergi alacaklarında zamanaşımı ister tahakkuk ister tahsil aşamasında beş yıllık zamanaşımına tabii iken SGK alacaklarında ise zamanaşımı süresi on yıldır. Bunun nedeni ise her iki kurumun takipli alacakları her ne kadar 6183 sayılı Kanun kapsamında yürütülse de SGK 6183 sayılı Kanun’un 51. maddesindeki gecikme zammı nispet ve hesabı ile, 102. maddesindeki tahsil zamanaşımı konulu hükümlerine bağlı değildir. SGK alacaklarına devam edersek, Kurum’un prim ve diğer alacakları; Mahkeme kararı sonucunda doğmuş ise Mahkeme kararının kesinleşme tarihinden, Kurumun denetim ve kontrole görevli memurlarınca yapılan tespitlerden doğmuş ise rapor tarihinden, Kamu idarelerinin denetim elemanlarınca kendi mevzuatlarına göre yapacakları soruşturma, denetim ve incelemelerden doğmuş ise bu soruşturma, denetim ve inceleme sonuçlarının kuruma intikal ettiği tarihten veya bankalar, Döner sermayeli kuruluşlar, Kamu İdareleri ile kanunla kurulmuş kurum ve kuruluşlardan alınan bilgi ve belgelerden doğmuş ise bilgi ve belgenin kuruma intikal ettiği tarihten itibaren zamanaşımı (10) on yıl olarak uygulanır. 5510 Sayılı Kanuna dayanılarak Kurumca açılacak tazminat ve rücu davaları, on yıllık zamanaşımına tabidir. Zamanaşımı tarihi; rücu konusu gelir ve aylıklar bakımından kurum onay tarihinden, masraf veya ödeme tarihinden itibaren başlayacağı ve aynı vergi kanunlarında olduğu gibi zamanaşımından sonra yapılan ödemelerin kabul edileceği belirtilmiştir.

V- İDARİ PARA CEZALARININ TAHAKKUKU VE TAHSİLİNDE UYGULANACAK ZAMANAŞIMI SÜRELERİ?

İdari para cezalarının tahakkuk zamanaşımı İdari para cezasına konu fiil, ilgili Kanunlar ile verilen yükümlülük yerine getirilmediği zaman işlenmiş sayıldığından gerek 506 sayılı Kanunda öngörülen yükümlülüklerini yerine getirmeyenler idari para cezasına konu fiili, yükümlülüklerine yerine getirmeleri gereken sürenin son günü itibariyle işlenmiş sayılmaktadır. Burada dikkat edilmesi gereken husus ise fiilin işlendiği tarihte geçerli olan Kanun hükümlerine göre hesaplanacağıdır. 30.09.2008 veya öncesi bir tarihte işlenen fiiller yönünden tahakkuk zamanaşımı süresi 30.09.2008 tarihinin esas alınacağı bu tarihten önce ve işlenmiş olan fiiller dolayısıyla uygulanacak olan idari para cezalarında dikkate alınacak zamanaşımı süreleri;

(a)  09.07.1987 ila 11.05.1993 tarihleri arasında işlenen fiillerden dolayı bu tarihte yasal bir düzenleme bulunmadığından çeşitli Yargı kararları uyarınca beş yıl,

(b) 12.05.1993 ile 05.08.2003 tarihleri arasında işlenen fiillerden dolayı 3910 sayılı Kanun gereğince on yıl,

c- 06.08.2003 ile 30.09.2008 tarihleri arasında işlenen fiillerden dolayı 4958 sayılı Kanun gereğince beş yıl olduğundan 30.09.2008 veya öncesi bir tarihte işlenen fiiller bakımından idari para cezalarına ait tahakkuk zamanaşımı süreleri dolduğundan bu tarih öncesi işlenen fiiller dolayısıyla İDARİ PARA CEZASI UYGULANMAYACAKTIR.

VI- İDARİ PARA CEZALARINDA ZAMANAŞIMI SÜRELERİ?

İdari para cezalarında tahsil zamanaşımı süresi idari para cezasının tahsilinde dikkate alınacak zamanaşımı süresi belgenin, İşverenlerce kendiliğinden verilip verilmediği veya Mahkeme kararına/Denetim ve kontrolle görevli memurlarınca yapılan tespitlere/Kamu kurum ve kuruluşlardan alınan yazılara istinaden işverenlerce veya kurumca re’sen düznelenip düzenlenmediği üzerinde durulmaksızın tebliğ edilen idari para cezasının yasal ödeme süresinin son gününde geçerli olan Kanun hükümlerine göre tespit edilecektir. Bunu bir örnekle anlatmak istersek SGK Genelgesinde de belirtildiği gibi, gerçek kişisi tarafından 2007 Haziran ayına ait aylık prim ve hizmet belgesini verilmediğini kurum denetim ve kontrolle görevli memurlarınca yapılan incelemeler sonucu tespit edilmesi nedeniyle 10.06.2008 tarihinde söz konusu fiile ilişkin idari para cezasının 06.11.2008 tarihinde tebliğ edildiğini varsayıldığında idari para cezasının tahsil zamanaşımında 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı açıktır. Yani yasal ödeme süresinin son günü 01.10.2008 veya sonrasında ise yukarıda da arz ettiğim gibi 93. maddesindeki zamanaşımı süresi ödeme süresinin dolduğu tarihi takip eden takvim yılı başından itibaren on yıl olarak dikkate alınması gerekmektedir.

VII- ZAMANAŞIMI HANGİ HALLERDE KESİLMEKTEDİR?

Zamanaşımının kesilmesinde 6183 sayılı Kanun’un 103. maddesi aynen SGK Alacaklarında da uygulanmaktadır. Buna göre;

1-    Ödeme,

2-    Haciz tatbiki,

3-    Cebren tahsil ve takip muameleleri sonucunda yapılan her çeşit tahsilât,

4-    Ödeme emri tebliği,

5-    Mal bildirimi, Mal edinme veya mal artmalarının bildirilmesi (Burada kamu borçlusunun mal varlığı olup olmadığı önem taşımamaktadır. Mal bildiriminde bulunması yeterlidir.

6-    Yukarıda 5 sırada gösterilen muamelelerden herhangi birinin kefile veya yabancı şahıs ve kurumlar mümessillerine tatbiki veya bunlar tarafından yapılması,

7-    İhtilaflı kamu alacaklarında kaza mercilerince bozma kararı verilmesi,

8-    Amme alacağının teminata bağlanması,

9-    Kaza mercilerince icranın tehirine karar verilmesi,

10-  İki Amme İdaresi arasında mevcut bir borç için alacaklı amme idaresi tarafından borçlu amme idaresine borcun ödenmesi için yazı ile müracaat edilmesi,

11-  Amme alacağının Özel Kanunlara göre ödenmek üzere müracaatta bulunması veya ödeme planına bağlanması (Yapılandırma yasaları için müracaatta bulunması olarak düşünülebilinir) Kesilmenin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren zamanaşımı yeniden işlemeye başlar. Zamanaşımının bir bozma kararıyla kesilmesi halinde zamanaşımı başlangıcı yeni vade gününün rastladığı, Amme alacağının teminata bağlanması veya icranın kaza mercilerince durdurulması hallerinde zamanaşımı başlangıcı teminatın kalktığı ve durma süresinin sona erdiği tarihin rastladığı takvim yılının ilk günüdür. Vergi, Vergi cezası ile SGK kurum alacakları ile İdari para cezalarında zamanaşımını ve zamanaşımının kesilmesini açıkladıktan sonra hangi hallerde zamanaşımın işlemeyeceğini belirterek yazımızı 6183 Sayılı Kanun’un 104. maddesi ile sonlandırırsak= Borçlunun yabancı memlekette bulunması, Hileli İflas etmesi veya terekenin tasfiyesi dolayısıyla hakkında takibat yapılmasına imkân yoksa bu hallerin devamı müddetince zamanaşımı işlememektedir. Zamanaşımı işlememesi sebeplerinin kalktığı günün bitmesinden itibaren başlayacağı ve durmasından evvel başlamış olan cereyanına devam edeceği hususu Kanun hükmünde yer almıştır.

Mustafa GÜNŞEN*

E-Yaklaşım / Ağustos 2022 / Sayı: 356

___________________________________

*  Emekli Maliyeci, Sosyal Güvenlik Uzmanı

Leave a comment

Make sure you enter all the required information, indicated by an asterisk (*). HTML code is not allowed.

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • AK Parti'den Açıklama Geldi: Genel Sağlık Sigortası (GSS) Borçları Silinecek AK Parti Grup Başkanvekili Usta, AK Parti grubunun Meclis Başkanlığı'na…
  • TAM İSTİSNA KAPSAMINDA YÜKLENİM KDV İADESİ ANALİZİ * Yüklenilen KDV’nin Yüklenildiği Dönem İle İadenin Talep Edildiği Dönem…
  • İTUS, HİS , ATU KAPSAMINDA KDV İADE HADLERİ İndirimli Teminat Uygulama Sistemi ( İTUS) Hızlandırılmış İade Sistemi (…
Top