28 Mayıs günlü Resmi Gazete’de yayımlanan 7407 sayılı Kanun’la Kurumlar Vergisi Kanunu’nun geçici 14. maddesine eklenen fıkralar ile kurumların 31.3.2022 tarihli bilançolarında yer alan yabancı paralarını 2022 yılı sonuna kadar Türk Lirası mevduat ve katılma hesaplarına dönüşümün desteklenmesi kapsamında dönüşüm kuru üzerinden Türk Lirası’na çevirmeleri ve bu suretle elde edilen Türk Lirası varlığı en az üç ay vadeli Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarında değerlendirmeleri durumunda söz konusu hesapların dönem sonu değerlemesinden kaynaklananlar da dâhil olmak üzere vade sonunda elde edilen faiz ve kâr payları ile diğer kazançlar kurumlar vergisinden istisna edildi.
Öte yandan Cumhurbaşkanı’na istisnayı 30.6.2022 ve/veya 30.9.2022 tarihli bilançolarda yer alan yabancı paralar itibarıyla da uygulatma konusunda yetkili kılındı.
Bu düzenlemeyi okuyunca aklıma gelen bir anımı izninizle nakletmek istiyorum. Rahmetli Kemal Unakıtan zamanında Vergi Konseyi bünyesinde hazırladığımız bir Kanun Tasarı Taslağını, ceza hükümleri de içermesi sebebiyle ve hata yapmamak adına, zamanın Konsey Başkanı Mustafa Uysal, “bir kere de Rahmetli Ord. Prof. Dr. Sulhi Dönmezer’e okutalım” demiş ve Uysal ile birlikte hocayı evinde ziyarete gitmiştik. Hoca Taslağı okuduktan sonra bize iki şey söyledi ki, hiç unutamam. Bunlardan birincisi, “Kanun hükmünde parantez içi düzenleme olmaz, ne söyleyecekseniz açık cümle ile söyleyeceksiniz” şeklinde idi. Vergici geleneği olarak bizim taslağımızda maşallah pek çok parantez içi düzenleme vardı. İkinci söylediği ise kanun metninde “ve/veya kullanılamaz, Türkçemiz, cümle yapısına göre birinin diğerini de kapsayacak şekilde kullanımına elverişli olduğu gibi bazı cümle yapılarında da diğerini dışlayacak şekilde kullanmaya elverişlidir. Yeter ki cümlenizi doğru kurun” idi. Ben de Kanun Tasarısı hazırlayıcılarının bilgisine bu anımı sunuyorum.
Yine istisnaya geri dönecek olursak; geçici 14. madde kapsamındaki istisnaların 2022 yılı sonuna kadar vade sonunda yenilenen hesaplara da uygulanacağı da yeni düzenlemeyle hükme bağlandı.
Öte yandan, aktardığım gibi, Cumhurbaşkanı’na istisnayı 30.6.2022 ve/veya 30.9.2022 tarihli bilançolarda yer alan yabancı paralar itibarıyla da uygulatma konusunda yetkili kılındı. Verilen yetkinin genellikle kullanıldığı gerçeğini de dikkate alırsak, yılın ikinci ve üçüncü geçici vergi bilançolarında gözüken yabancı paralar için de istisnanın, koşullar yerine getirilirse uygulanacağı şimdiden açık gibi.
Burada, sermaye şirketlerinin kur korumalı mevduat hesapları için geçenlerde yazdığım, YMM Raporu ile istisna koşullarının oluştuğunun tevsik edilmesi ve bu raporların vergi idaresine haziran sonuna kadar teslimi gerektiği konusundaki yazıma da tekrar değinmek istiyorum. Bu yazım üzerine pek çok olumlu ve olumsuz okuyucu tepkisi aldım. Olumlu olanlar haklı olduğuma değinirken, olumsuz görüşte olanlar ise söz konusu raporların hazırlanabilmesi için Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın (Gelir İdaresi Başkanlığı’nın) açık düzenlemesine ihtiyaç olduğunu vurguluyorlardı.
Olumsuz görüşte olanların gözlüğü ile düzenlemeleri okuyunca, onlara da hak vermek gerektiğini, Genel Tebliğ düzenlemelerin her iki görüşü de desteklemeye elverişli olduğu izlenimine kapıldım. Bence bu konuda Gelir İdaresi Başkanlığı’nın açıklamalarını izlemekte fayda olduğunu düşünüyorum. Neticede idari anlayış, bu konuda önem taşıyor.
Bu Konu vesilesiyle 3568 sayılı Kanun’a ilişkin olarak gerek Hazine ve Maliye Bakanlığı Genel Tebliğleri ile özellikle YMM tasdiki konusunda diğer bakanlık ve bağımsız idari otoritelerin yayınladığı metinleri teker tekrar okudum. Tam bir mevzuat karmaşası. Pek çok konuda açık ve net hükümde bulunmak zor. Bu nedenle bu Genel Tebliğlerin, kurumlar vergisi ve katma değer vergisinde olduğu gibi tek genel tebliğe indirgenmesinde fayda var. Eğer Gelir İdaresi, bu yönde bir çalışma yaparsa hem mükellefler hem de meslek mensupları açısından büyük bir hizmeti ifa etmiş olacaktır. Bumin DOĞRUSÖZ
https://www.dunya.com/kose-yazisi/kkm-vergi-istisnasi-ve-dusundurdukleri/659347
Tablo, Erdal Güleç