Firmaların ithal ettikleri eşya için tedarikçi tarafından sonradan gönderilen fiyat farkı faturalarına istinaden yaptıkları ödemeler ile yurtdışına yaptıkları royalti ödemeleri ve benzeri ödemelerin kaynak kullanımı destekleme fonuna tabi olmaması gerekmektedir.
Ancak idarelerce yapılan düzenleme, yorum ve uygulamalar ithal edilen eşya için ithalattan sonra yapılan ödemelerin belli şartları taşımaması halinde Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu’na tabi olduğu şeklindedir. Bir örnek vermek gerekirse; Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün 2013/6 sayılı Genelgesi’nin 5. maddesinde, firmaların yurt dışına yaptıkları royalti ödemelerini gümrük idarelerine istisnai kıymetle beyan ettiklerinde, ödemenin royalti faturasının kesildiği ayı takip eden ayın 26. gününe kadar yapılmaması halinde kaynak kullanımı destekleme fonuna tabi olacağı şeklinde bir yorum yapılmıştır ve gümrük idarelerince uygulama da bu yönde yürütülmektedir.
KKDF’nin yasal dayanağı ve matrahı
07.06.1988 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 88/12944 sayılı Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu Hakkında Karar ile kalkınma planı ve yıllık programlarda öngörülen hedeflere uygun olarak yatırımların yönlendirilebilmesi ve ihtisas kredilerinde kredi maliyetlerinin düşürülmesi amacıyla Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası nezdinde "Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu" kurulmuştur.
Söz konusu kararın 3'üncü maddesi gereğince, KKDF’nin konusuna;
- Bankalarca kullandırılan krediler,
- Finansman şirketlerince kullandırılan krediler,
- Bankalar ve finansman şirketlerinin yurt dışından sağladıkları krediler,
- Bankalar ve finansman şirketleri dışında Türkiye'de yerleşik kişilerin yurt dışından sağladıkları krediler,
- Kabul kredili, vadeli akreditif ve mal mukabili ödeme şekline göre yapılan ithalatlar,
…
girmektedir.
KKDF konusunu oluşturan işlemlerin tamamı belirli bir zaman dilimi için müşterinin satın alma gücünü kullanmasını sağlayan işlemler olmasından anlaşılacağı üzere KKDF özü itibarıyla kredi kullanım maliyetini yükselterek kredi hacminin kontrolünü amaçlayan bir enstrüman olarak ihdas edilmiştir.
Günümüzde, kabul kredili, vadeli akreditif ve mal mukabili ödeme şekillerine göre yapılan ithalatta, %6 KKDF kesintisi uygulanmaktadır.
Fonun yasal dayanağını oluşturan bahsi geçen mevzuat uyarınca, KKDF kesintisinin “ithalat bedeli” üzerinden hesaplanacağı ve kabul kredili, vadeli akreditif ve mal mukabili ödeme şekline göre yapılan ithalatların KKDF’nin konusuna gireceği konusunda bir tartışma yoktur.
Ayrıca, Gelir İdaresi Başkanlığı-Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanan 12/03/2007 tarihli, 1 Seri Numaralı Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu Kesintisi sirkülerinin, 6.3.3. numaralı, “Tablonun doldurulması” başlıklı bölümünde de;
“…Bu itibarla, kredili ithalatta ithalat tutarı üzerinden % 3 oranı esas alınarak fon kesintisi hesaplanması ve kesintinin tahsilatın yapıldığı aya ait Bildirimde Tablo III'e dahil edilmesi gerekmektedir”
denmek suretiyle KKDF’nin ithalat bedeli üzerinden hesaplanması gerektiği hususu açıklığa kavuşturulmuştur.
Royalti/lisans, fiyat farkı vb. ödemelerin mal sevkiyatına bağlanan ödeme şekilleri ile ilişkisi bulunmadığından KKKDF’ye tabi tutulmaması gerekir.
Uluslararası ticarette ödeme türleri kambiyo ve gümrük mevzuatı açısından önem taşımakta ve ödemeler, ithalatçı ve ihracatçı arasında yapılan anlaşma ile bankacılık uygulamaları çerçevesinde gerçekleştirilmektedir. Burada ihracatçı tarafından malın sevki ve paranın güvenli bir şekilde tahsili, ithalatçı açısından ise, paranın gönderilmesi ve malın güvenli bir şekilde elde edilmesi önem taşımaktadır. Bu nedenlerle de bu değiş tokuş bankaların da arada olduğu uluslararası ödeme şekillerine göre yapılmaktadır.
İthalatta kaynak kullanımı destekleme fonu, uluslararası ödeme şekillerinden olan kabul kredili, vadeli akreditif ve mal mukabili ödeme şekline göre hesap edilen ve tahsil edilen bir fondur. Bu ödeme şekillerinin hepsinde ödemeler mal sevkiyatına bağlanmış ve malın teslim alınma zamanına göre de ödemenin ne zaman hangi usulde yapılacağına ilişkin olarak uygulanmaktadır. Yurt dışından gelip gümrüğe beyan edilen, vergileri ve bedeli ödenmiş olan eşya serbest dolaşıma girmiş bir eşyadır. Yani ithalat işlemi bitmiş ve mala ilişkin ödeme gerçekleştirilmiştir.
Royalti ödemeleri, fiyat farkı vb. ödemeler ise mal ithalatına ilişkin uluslararası ödeme şekilleri ile yapılan bir ödeme olmayıp, ithalatı yapılmış, ödemesi gerçekleştirilmiş bir malın ülke içinde satılması sonucu gönderici ile yapılan royalti anlaşmasına göre yapılan veya fiyatın sonradan gözden geçirilmesi sonucu oluşan fiyat farkı vb. ödemelerdir. Örneğin, royalti ödemelerinde firma ithalini yaptığı eşyayı satmadığı sürece satıcıya herhangi bir ödeme borcu doğmamaktadır. Doğmayan bir borç için de ithalatçıya bir kredi olanağı yaratıldığından söz edilemez. Dolayısıyla royalti ödemesi eşyanın ithali sırasında başvurulan ödeme yönteminden tamamen bağımsızdır. KKDF ise ancak eşyanın kararnamede sayılan ödeme şekillerinden biriyle yapılması halinde söz konusudur.
Her ne kadar gümrük idaresi royalti ödemesindeki KKDF’yi Gümrük Kanunu’nun 24. maddesinde yer alan “ithal eşyasının gümrük kıymeti eşyanın satış bedelidir. Satış bedeli Türkiye’ye ihraç amacıyla yapılan satışta 27 ve 28 inci maddelere göre gerekli düzeltmelerin de yapıldığı, fiilen ödenen veya ödenecek fiyattır” hükmüne dayandırsa da, bu ödemenin 88/12944 sayılı Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu Hakkında Kararının KKDF kesintisini düzenleyen 3. maddesinde KKDF borcunun doğması için öngörülen “kredilendirme” unsuru oluşmamaktadır. Bu itibarla ithal edilen eşyanın satışıyla doğan royalti ödemelerinin KKDF ile ilişkilendirilmesinin yasal temeli etraflıca incelenmelidir. Bu tip işlemi olan firmaların bu tip ödemelere ilişkin KKFD maliyetine katlanmaları durumu mevzuat açısından irdelenmelidir. Şüheda Barlas This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.