Doğrudan temin yöntemiyle aldığımız işlerde çalıştırdığımız sigortalılardan dolayı prim teşviklerinden yararlanabilir miyiz? Mehmet Ali Y.
Engelli istihdamı dışında uygulamada olan prim teşviklerinden 2886 ve 4734 sayılı Kanunlara istinaden yapılan alım ve yapım işleri işlerinde çalıştırılan sigortalılardan dolayı yararlanılması mümkün değildir.
Uygulamada, 4734 sayılı Kanunun 18. maddesinde yer alan Açık İhale Usulüne, Belli İstekliler Arasında İhale Usulüne ve Pazarlık Usulüne istinaden alınan işlerde çalıştırılan sigortalılardan dolayı prim teşviklerinden yararlanılamayacağı konusunda herhangi bir tereddüt yaşanmazken, doğrudan temin yönteminin 4734/18. maddede yer alan ihale usullerinin arasından çıkartılması nedeniyle bazı vatandaşlarca prim teşviklerinden yararlanılabileceği şeklinde bir algı oluştuğu görülmektedir.
Doğrudan temin yöntemi ihale yöntemleri arasından çıkartılmış olsa bile ilgili teşvik kanunlarında “teşvik hükümlerinin 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’na ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununa istinaden yapılan alım ve yapım işlerinde çalışan sigortalılar hakkında uygulanmayacağı” öngörülmüştür.
Dolayısıyla doğrudan temin yöntemi her ne kadar 2886 ve 4734 sayılı Kanunlarda ihale usulleri arasında yer almasa da 4734 sayılı Kanunun 22. maddesine istinaden yapılan bir alım olduğundan, doğrudan temin yöntemiyle yapılacak alım ve yapım işlerinde çalıştırılan sigortalılardan dolayı engelli istihdamı dışındaki prim teşviklerinden yararlanılması mümkün değildir.
Diğer taraftan, SGK’nın 2011/13 sayılı Genelgesinde doğrudan temin usulü ile yapılan mal veya hizmet alımları ile yapım işleriyle ilgili olarak ihale makamlarının söz konusu işi üstlenenleri Kuruma bildirme yükümlülüğünün, yüklenicinin hak ediş ödemesine esas muaccel borcunun bulunup bulunmadığı hususunu sorgulama yükümlülüğünün ve teminat iadesi sırasında Kurumdan alınmış ilişiksizlik belgesini isteme yükümlülüğünün bulunmadığı açıklanmıştır.
Bu düzenlemeler çerçevesinde özellikle doğrudan temin yöntemiyle alınan proje çizimi, yazılım gibi uzmanlık gerektiren alanlarda çalıştırılan sigortalıların kimi zaman devamlı nitelikteki işyeri dosyasından teşvikli bildirildiği görülse de bu durumun tespiti halinde yararlanılmış olan prim teşviklerinin faiziyle birlikte geri alınacağı göz önünde bulundurulmalıdır.
SÜREKLİ HACİZ YAZISI GELEN İŞÇİNİN HİZMET AKDİ FESHEDİLEBİLİR Mİ?
İş Kanunu’nda borçlarından dolayı maaşına haciz yazısı gelen işçinin iş akdinin feshedilebileceğine dair bir düzenleme bulunmamakla birlikte, maaşına sürekli olarak haciz yazısı gelen işçi için Yargıtay’ın bazı şartlar çerçevesinde iş akdinin geçerli sebeple feshedilebileceğine dair kararları bulunmaktadır.
Bu hususta bir Yargıtay kararında, “İşçinin borcu nedeniyle ücretinin haczedilmesi, kural olarak işverene geçerli nedenle fesih hakkı vermemelidir. İşçinin ücretine sık sık haciz gelmesi nedeni ile iş sözleşmesinin geçerli nedene dayalı olarak feshedilebilmesi için işçiye önceden ihtar çekilmesi ve bu durumun işyerinde olumsuzluklara yol açtığı somut bir biçimde ortaya konulması” yönünde, başka bir Yargıtay kararında ise “Maaşına değişik alacaklılar tarafından çok sayıda ve farklı zamanlarda haciz konulmasına bağlı olarak icra müdürlüğünden işyerine gönderilen yazıların sayıca çok olması, bu durumun işyerinde oldukça önemli işgücü ve zaman kaybına sebep olması nedeniyle 6 ay içinde icra dosyalarının kapatılması, işyerine yeni maaş haczi yazılarının gelmemesi konusunda işverence uyarılmış olduğu halde verilen süreye rağmen haciz yazılarının gelmeye devam etmesi üzerine iş akdi feshedilmiş olan işçiyle ilgili olarak; işçi aleyhine yapılan icra takiplerinin çokluğu, işverenin/muhasebe servisinin/görevlisinin buna ilişkin işlemler yapmak zorunda kalması, işverenin de sorumluluğunu doğurabilecek hallerin oluşması riski nedeniyle işverence yapılan feshin geçerli nedene dayandığı” yönünde kararlar verilmiştir.
Bu çerçevende maaşına sürekli haciz yazısı gelen işçinin iş akdinin feshedilebilmesi için;
1-Öncelikle gelen haciz bildirimleri sıralanarak, haciz yazılarının muhasebe servisinin veya insan kaynakları biriminin iş yükünü artmasına ve mevcut işleyişinin bozulmasına, haliyle işlerin aksamasına neden olduğu belirtilerek çalışanın savunması istenmelidir.
2-Savunma sonrası, bundan böyle haciz işlemlerine konu olabilecek nitelikte borçlanma yapmaması ve mevcut haciz yazılarına konu olan borçlarını makul bir süre içinde (4-5 ay gibi) ödemesi hususunda çalışan uyarılmalıdır.
3- Bu süre içinde borçlarını ödememesi halinde feshin son çare olması ilkesi de dikkate alınarak ilave bir süre (1-2 ay gibi) daha verilmesi tavsiye edilmektedir.
4-Tüm bunlara rağmen işçinin borçlarını ödememesi veya haciz yazılarının gelmeye devam etmesi durumunda çalışanın iş akdi geçerli nedenle feshedilebilir. Bu durumda da işçiye ihbar tazminatı ve kıdemi bir yıldan fazla ise kıdem tazminatı da dahil tüm hakları ödenmelidir. Eyüp Sabri Demirci
https://www.karar.com/yazarlar/eyup-sabri-demirci/prim-tesviklerinde-dogru-bilinen-yanlislar-1592944