Kurumlar Vergisi Kanununda yapılan değişiklikle birlikte şirket sermayelerinin 3’te 2’sini kaybeden “teknik iflas” durumundaki şirketlerin ortaklarınca şirkete aktarılan ‘sermaye tamamlama fonları’ kurum kazancına eklenmeyecek.
Torba teklifle Kurumlar Vergisi Kanununda yapılan değişiklikle, Türk Ticaret Kanunu’na göre şirket sermayelerinin 3’te 2’sini kaybeden “teknik iflas” durumundaki şirketlerin ortaklarınca şirkete aktarılan ‘sermaye tamamlama fonları’ kurum kazancına eklenmeyecek. Torba teklifle getirilen maddeyle ilgili Meclis Plan Bütçe Komisyonunda, milletvekillerinin sorularını yanıtlayan teklifte ilk imza sahibi AK Parti Malatya Milletvekili Bülent Tüfenkci, Türk Ticaret Kanunu’nun 376’ncı maddesi uyarınca teknik iflas durumunda olup sermaye tamamlanması gerektiğine karar verilen şirketlerde ortaklar tarafından sermaye tamamlanması yapıldığını, bu sermaye tamamlanmasının kurum kazancı tespitin de dikkate alınmaması noktasında bir düzenleme yaptıklarını kaydetti.
İflas durumunda olan şirketlerin lehine ve şirketlerin yaşamasına dönük bir düzenlemeye gittiklerini belirterek, Tüfenkci, “Normalde kazanç olarak ya da yılsonundaki bilançolara göre vergilendiriliyordu, şimdi bunun istisna tutulması sağlanıyor. Biz diyoruz ki, şirket teknik iflas halindeyken, adam o şirketi biraz sermayeyle yaşatacaksa yaşatsın, niye öldürelim ki?” diye konuştu. Teknik iflas durumunda şirket sayısının sorulması üzerine Komisyona bilgi veren Gelir İdaresi Başkanlığı yetkilileri, teknik iflas durumunda olan şirket sayısı konusunda ellerinde veri olmadığını belirterek, teknik iflas durumuna düşen şirket sayısının fazlalığıyla ilgili kendilerine bilgilendirme yapıldığını ve kanun değişikliği ile sermaye tamamlama yoluyla şirketlerin mali yapılarının güçlendirilmesinin teşvik edilmesinin amaçlandığını kaydettiler.
Gelir İdaresi Başkanlığı yetkilileri, şu değerlendirmeyi yaptı: “Kurumlar vergisi safi kurum kazancı üzerinden hesaplanıyor. Safi kurum kazancı da bilançonun, öz sermayenin dönem başı değerleriyle dönem sonu değerleri arasındaki farktan ibaret. Sermaye tamamlama fonunun Türk Ticaret Hukuku’ndaki uygulamasında şu çok net ifade ediliyor: Bu, bir sermaye avansı değildir, sermaye olarak düşünülemez; ortaklarca verilen bir borç niteliğinde de değildir, ortaklar bunu geri alamaz dolayısıyla idari uygulama açısından bunların vergilendirilir bir fon olduğunu noktasında Gelir İdaresi Başkanlığınca özelgeler verildi.”
Teklifteki düzenleme ne diyor?
Teklifin 23 maddesiyle, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunun 6’ncı maddesine “Türk Ticaret Kanununun 376’ncı maddesi uyarınca sermayenin tamamlanmasına karar verilen şirketin ortakları tarafından zarar sebebiyle karşılıksız k alan kısmı kapatacak miktarda aktarılan tutarlar kurum kazancının tespitinde dikkate alınmaz” ibaresi ekleniyor.
Düzenleme madde gerekçesinde şu şekilde açıklanıyor: “Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre, son yıllık bilançolarında sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının 3'te ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşılan şirketlerin kendiliğinden sona ermiş sayılmaması için, genel kurulca sermayenin 3'te biri ile yetinme veya sermayenin tamamlanmasına karar verilmektedir. Bu amaçla ortaklar tarafından sermaye tamamlama fonu olarak aktarılan tutarlar söz konusu Kanun çerçevesinde sermaye konulması veya borç verilmesi niteliğinde kabul edilmemekte ve karşılıksız bir ödeme niteliğini haiz olduğu belirtilmektedir. Bu düzenleme ile sermayenin tamamlanmasına karar verilmesi halinde ortaklarca şirketlere bu kapsamda aktarılan tutarların kurum kazancının tespitinde dikkate alınmaması sağlanmaktadır.”