Yüzde 5 uyumlu mükellef indirimi, vergi mükelleflerinin son yıllardaki en büyük ve en değerli kazanımları arasında yer alıyor. Vergi aflarının kamuoyunda yarattığı tepkilerin bir sonucu olarak getirilmiş olsa da, çağdaş vergiciliğinin örnek uygulamalarından birisi. Bu arada, hemen yüzde 5 indirimden ne olacak diye düşünmeyin, indirim tutarı beyanname üzerinden hesaplanan verginin büyüklüğüne göre değişiyor. Ancak, bunun bir üst sınırı da var tabi, indirim tutarı 2021 yılında verilecek beyannamelerde en fazla 1 milyon 500 bin TL. olabiliyor. Bu da ciddi bir rakam değil mi!

Aranılan şartları taşıyan mükellefler, yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannameleri üzerinden hesaplanan verginin yüzde 5’ini, ödemeleri gereken gelir ve kurumlar vergilerinden düşerek, kalanını ödüyorlar. İndirim tutarının ödenecek gelir ve kurumlar vergisinden fazla olması halinde ise, kalan indirim tutarı, yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihi izleyen bir tam yıl içinde mükellefin beyanı üzerine tahakkuk eden diğer vergilerinden mahsup edilebiliyor. Ancak, bu süre içerisinde mahsup edilemeyen tutarlar mükelleflere red ve iade edilmiyor. Yani, iade hakkı ortadan kalkıyor (GVK Mad. mükerrer 121, 301 ve 312 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğleri).

Peki, indirilemeyen bu yüzde 5 indirim tutarları, mükelleflerin matrah ve vergi artırımlarından kaynaklanan borçlarına mahsup edilebilir mi?

Evet, mahsup edilebilir. İşte bugünkü yazımız tam da bu konu ile ilgili.

Konu tam olarak ne?

Bugünkü yazımız, vergiye uyumlu mükellef statüsünde bulunan mükelleflerin yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannameleri üzerinden hesapladıkları ancak ödenecek gelir ve kurumlar vergisinden fazla olması nedeniyle düşülemeyip kalan yüzde 5 indirim tutarlarının, mükelleflerin matrah ve vergi artırımından kaynaklanan vergi borçlarına mahsup edilip edilemeyeceği ile ilgili.

Yüzde 5 indirimden kaç mükellef ne tutarda yararlandı?

Maliye’nin verilerine göre, uyumlu mükellef vergi indirimi uygulamasından; 35.153 kurumlar vergisi ve 29.425 gelir vergisi olmak üzere toplam 64.578 vergi mükellefi yararlanıyor. Şimdi, bunlar ne kadar tutarda vergi indiriminden yararlanmışlar diye merak ediyorsunuz değil mi? Hemen cevap vereyim, kurumlar vergisi mükellefleri 1,61 Milyar TL ve gelir vergisi mükellefleri 141,3 Milyon TL olmak üzere yıllık toplam 1,75 Milyar TL tutarında vergi indiriminden yararlanıyorlar.

Finansa erişimde yaşanan sıkıntı şirketleri kaynak arayışına itti

Son dönemde ülke olarak yaşadığımız ekonomik sorunlar finansa erişimi zorlaştırdı. Durum böyle olunca şirketler faaliyetlerini devam ettirebilmek ve vergi borcu dahil borçlarını ödeyebilmek için tahsil edemedikleri ticari alacakları, vergi dairesinden olan vergi iadeleri ve diğer alacaklarının tahsilini öncelemeye başladı.

Nitekim, bu husus, bu ay 7326 sayılı Kanun kapsamında gerçekleştirilen yapılandırmaların ilk taksit ödemesinde yaşandı. Çok sayıda mükellef ilk taksit ödemesini yapamadı, hepsinin haklı ya da geçerli geçersiz mazereti var. Ödeyenlerin bir kısmı ise ödemelerini, vergi dairesinden olan geçici vergi ve KDV iadelerinin mahsubu suretiyle yaptılar. Finans olarak iyi durumda olanlar ise zaten ödemelerini yaptı, bunlarda bir sorun yok.

Kalan vergi indirimi tutarı matrah/vergi artırım borçlarına mahsup edilebilir mi?

Vergiye uyumlu mükellef statüsünde bulunan mükelleflerin bir kısmı ise, yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannameleri üzerinden hesapladıkları ancak ödenecek gelir ve kurumlar vergisinden fazla olması nedeniyle düşülemeyip kalan yüzde 5 indirim tutarlarının, mükelleflerin matrah ve vergi artırımından kaynaklanan vergi borçlarına mahsup edilip edilemeyeceği konusunda Maliye’ye başvuruda bulundular. Başvuru yapılmasının nedeni ise, bu konuda 7326 sayılı Kanunda ve Tebliğinde herhangi bir düzenleme veya açıklama olmaması!

Maliye, bu mahsuba onay verdi

Maliye, bu konuda kendisine yapılan başvuruları değerlendirerek, yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannameleri üzerinden hesaplanan ancak ödenecek gelir ve kurumlar vergisinden fazla olması nedeniyle düşülemeyip kalan yüzde 5 indirim tutarlarının, mükelleflerin matrah ve vergi artırımlarından kaynaklanan vergi borçlarına mahsup edilmesine onay verdi.

Konu hakkında verdiği bir özelgede,

“Mükelleflerce kurumlar vergisi beyannamesi üzerinden indirilemeyen vergi indirimi tutarlarının sadece mükelleflerin beyanı üzerine tahakkuk eden diğer vergilerine mahsubuna imkan bulunduğu, bu nedenle indirilemeyip kalan indirim tutarlarının Vergi Usul Kanunu kapsamında vergi borcu niteliğinde olan matrah ve vergi artırım borçlarına mahsup edilmesinin mümkün olduğunu”

açıkladı (GİB’in 24.09.2021 tarihli özelgesi).

Mahsubun, beyan üzerine tahakkuk eden vergilerle sınırlandırması doğru mu?

Evet, Maliye’nin indirilemeyip kalan yüzde 5 indirim tutarının mahsubunu, mükelleflerin beyanı üzerine tahakkuk eden vergilerle sınırlandırması son derece doğru ve ilgili yasal düzenlemeye de uygun. Maliye’nin bu konuda yapabileceği bir şey de yok. Çünkü, yasa böyle.

İlgili yasa maddesinin konuyla ilgili bölümü aynen şu şekilde:

“İndirilecek tutarın ödenmesi gereken vergiden fazla olması durumunda kalan tutar, yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihi izleyen bir tam yıl içinde mükellefin beyanı üzerine tahakkuk eden diğer vergilerinden mahsup edilebilir. Bu süre içinde mahsup edilemeyen tutarlar red ve iade edilmez.” (GVK Mad. mükerrer 121).

Maliye bu görüşü ile uyumlu mükellefleri sevindirdi

Evet, Maliye’nin gelir ve kurumlar vergisi beyannameleri üzerinde düşülemeyip kalan yüzde 5 indirim tutarlarının matrah/vergi artırımlarından kaynaklanan vergi borçlarına mahsup edilmesine onay vermesi, vergiye uyumlu mükellef statüsünde bulunan mükellefleri oldukça sevindirdi.

Şu anda toplamda 3 milyon gelir ve kurumlar vergisi mükellefinden sadece yaklaşık 65 bini yani yüzde 2’si, vergiye uyumlu mükellef statüsünde bulunuyor ve bu indirimden yararlanıyor! Bu oran ve vergiye uyumlu mükellef sayısı, ülkemiz için oldukça çok düşük. Bunun en büyük nedeni ise, ilgili yasal düzenleme. Gerçekten de, daha baştan yararlandırma değil de, yararlandırmama üzerine kurgulanan bu yasal düzenlemede geçen 4 yıl içerisinde 7194 ve 7338 sayılı Kanunlarla olmak üzere 2 defa olumlu yönde değişiklikler yapıldı. Bu değişiklikler de bizi haklı çıkarıyor. Çünkü, bu statünün kazanılabilmesi için aranılan şartlar, sahaya ve hayatın olağan akışına uygun değildi, halen de değil!

Bu konuda daha başka neler yapılabilir?

Bize göre, uyumlu mükellef sayısının acilen ve kademeli bir şekilde artırılması lazım. Peki, bunun için neler yapılabilir?

Bize göre,

  • 3 yıl mükellef olma şartı kaldırılmalı. Vergi mükellefiyetine yeni giren her kişi ve şirket daha baştan uyumlu mükellef statüsüne sahip olmalı ve yüzde 5 indirimden yararlanmalı. Belirlenen şartları sonradan ihlal ederse, bu statüleri kaldırılmalı. Yani, mükellefler bu statüyü kazanmaya değil de, kaybetmemeye yönlendirilmeli!
  • İhlal halinde geçmiş 3 yılın değil, şartların ihlal edildiği yılın indirimi geri alınmalı!
  • Uyumlu mükellef statüsünün kapsamı genişletilmeli, KDV, stopaj, harçlar, damga vergisi, ÖTV, emlak vergisi gibi vergilerde de uyumlu mükellef indirimi geçerli olmalı.
  • Yüzde 5 oranı düşük, teşvik için bu oran en az yüzde 10 olmalı, mükellefler de bu statüyü kaybetmemek için hemen her şeyi yapmalı.
  • Vergi indirimine bir üst sınır getirilmesi son derece yanlış, üst sınır kaldırılmalı.

Bir müjde de ilk taksiti süresinde ödeyemeyenler bekliyor

1 Kasım’da çok sayıda mükellef işlemleri yetiştirememeleri, gerekli olan parayı temin edememeleri vb. nedenlerle matrah ve vergi artırımlarına ilişkin ilk taksit ödemesini yapamadı. Matrah ve vergi artırımlarına ilişkin tahakkuk eden vergilerinin ilk taksitini 1 Kasım’da ödeyemeyenlerin matrah ve vergi artırımları geçersiz hale geldi. Yani, bunlar matrah ve vergi artırımlarının sağladığı avantajları kaybettiler, artırımları iptal oldu, ancak, artırım ödemelerini yapmaya devam edecekler!

Ancak, matrah ve vergi artırım haklarını kaybedenler, ikinci taksit süresinde (30 Kasım) ilk iki taksiti ödeyenlerin matrah ve vergi artırımlarının geçerli sayılmasını talep ediyor! Bu taleplerini CİMER başta olmak üzere Hazine ve Maliye Bakanlığı’na, Gelir İdaresi Başkanlığı’na, Vergi Dairesi Başkanlıklarına ve vergi dairelerine yazılı olarak ilettiler. Bu konuda çok ciddi sayıda başvuru yapıldığı ve halen de yapılmaya devam edildiği ifade ediliyor.

Bize göre, çıkarılacak ilk Kanuna, ilk iki taksiti 2. taksit süresi içerisinde geç ödeme zammıyla ödeyenlerin matrah ve vergi artırımlarının geçerli sayılacağına dair bir madde eklenerek, bu sorun kolayca çözülebilir. Bu şekilde her iki taraf da kazançlı çıkar, Maliye, matrah ve vergi artırım vergilerini tahsil eder, mükellefler de matrah ve vergi artırım haklarını kaybetmez.

Yalnız bunun için önümüzde 15 günlük kısıtlı bir süre var. Konunun bu çerçevede yeniden değerlendirilmesinde fayda var!

Bu durumda olan çok sayıda vergi mükellefinin gözü kulağı Sayın Cumhurbaşkanımız’da ve Maliye’de! ABDULLAH TOLU

https://www.dunya.com/kose-yazisi/maliyeden-uyumlu-mukellefe-bir-kolaylik-daha/639874

Leave a comment

Make sure you enter all the required information, indicated by an asterisk (*). HTML code is not allowed.

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • AK Parti'den Açıklama Geldi: Genel Sağlık Sigortası (GSS) Borçları Silinecek AK Parti Grup Başkanvekili Usta, AK Parti grubunun Meclis Başkanlığı'na…
  • TAM İSTİSNA KAPSAMINDA YÜKLENİM KDV İADESİ ANALİZİ * Yüklenilen KDV’nin Yüklenildiği Dönem İle İadenin Talep Edildiği Dönem…
  • İTUS, HİS , ATU KAPSAMINDA KDV İADE HADLERİ İndirimli Teminat Uygulama Sistemi ( İTUS) Hızlandırılmış İade Sistemi (…
Top