GİRİŞ

Bilindiği gibi kamuoyunda vergi barışı olarak bilinen ve mükelleflerin birikmiş borçlarında ödeme kolaylığı sağlayan “borç yapılandırma” kanunları sık sık gündeme gelmektedir.

Bu alanda, 3/6/2021 tarihli ve 7326 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun 9/6/2021 tarihli ve 31506 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmış ve yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.

7326 SAYILI VERGİ BARIŞI KANUNUN KAPSAMI

Yeni Kanun, Kesinleşmiş ancak ödenmemiş vergi alacaklarını, Kesinleşmemiş ve dava safhasında bulunan vergi borçlarını, Matrah ve Vergi Artırımını, İnceleme ve tarhiyat safhasında bulunan işlemlerini, İşletme kayıtlarının düzeltilmesini (stok affı) gibi birçok konuyu kapsamına almıştır.

Buradan da görüleceği üzere, 7326 sayılı Yasa ile vergi mükellefleri ile vergi idareleri arasında açık bir “vergi barışı” sağlanmaya çalışılmıştır. Ancak, tüm bunlara rağmen gerek vergi daireleri uygulamaları gerek mükellef beklentileri nedeniyle “vergi barışı” yasalarının uygulamalarından da vergi ihtilafları çıkmaktadır.

 SAHTE BELGE DÜZENLEME KAPSAM DIŞI

7326 sayılı Yasanın “Matrah ve vergi artırımı” başlıklı 5. Maddesinde;

“(1) Mükellefler, bu fıkrada belirtilen şartlar dâhilinde gelir ve kurumlar vergisi matrahlarını artırarak bu maddede belirtilen süre ve şekilde ödemeleri halinde, kendileri hakkında artırımda bulunulan yıllar için yıllık gelir ve kurumlar vergisi incelemesi ve bu yıllara ilişkin olarak bu vergi türleri için daha sonra başka bir tarhiyat yapılmaz.

…..

(3) Mükellefler, bu fıkrada belirtilen şartlar dâhilinde katma değer vergisini artırarak bu maddede belirtilen süre ve şekilde ödemeleri halinde, kendileri nezdinde söz konusu vergiyi ödemeyi kabul ettikleri yıllara ait vergilendirme dönemleri ile ilgili olarak katma değer vergisi incelemesi ve tarhiyatı yapılmaz.

….

(9) Matrah ve vergi artırımıyla ilgili aşağıdaki hükümler de uygulanır:

a) Aşağıda sayılan mükellefler bu maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkra hükümlerinden yararlanamazlar:

1) 213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesinin (b) fıkrasında yer alan “defter, kayıt ve belgeleri yok edenler veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyanlar veya hiç yaprak koymayanlar veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleyenler”,

2) Terör suçundan hüküm giyenler,

3) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla haklarında terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu gerekçesiyle adli makamlar, genel kolluk kuvvetleri veya Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı tarafından yürütülen soruşturma ve kovuşturmalar kapsamında vergi incelemesi yapılması, terörün finansmanı suçu veya aklama suçu kapsamında inceleme ve araştırma yapılması talep edilenler.

b) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla haklarında, 213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesinin (b) fıkrasında yer alan defter, kayıt ve belgeleri yok etme veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyma veya hiç yaprak koymama veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleme fiillerinden hareketle yapılan vergi incelemesi devam edenlerin bu maddede belirtilen süre ve öngörülen şekilde matrah veya vergi artırımında bulunmaları durumunda, söz konusu vergi incelemesinin tamamlanmasına kadar bu artırımlara ilişkin olarak tahakkuk işlemleri bekletilir. Şu kadar ki, bu maddede belirtilen süre ve öngörülen şekilde matrah veya vergi artırımında bulunmayanlar madde hükümlerinden faydalandırılmaz.”  hükümleri yer almaktadır.

Matrah ve vergi artırımında bulunan mükellefler tekrar vergi inceleme kapsamına alınmama güvencesine sahip oldukları için ileride yüksek tutarlı vergi ziyaı cezalı tarhıyatlardan ve kesilecek özel usulsüzlük cezalarından korunmuş olmaktadırlar.

Kanun düzenlemesinden de anlaşılacağı üzere, terör suçları kapsamında olanlar ile sahte belge düzenleyenler, yasa ile sağlanan matrah ve vergi artırımından yararlanamazlar.

7326 SAYILI KANUN KAPSAMINDA ÖZEL ESASLARDAN ÇIKIŞ

37 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ[5]ile, 7326 Sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Kapsamında KDV Artırımında Bulunan mükelleflerin Özel Esaslardan çıkabilecekleri belirtilmiştir.

Buna göre;

Aralık/2020 ve öncesi vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak;

— Sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanma olumsuz raporu ile

— Sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanma,

— Beyanname vermeme,

— Adresinde bulunamama,

— Defter ve belge ibraz etmeme,

Olumsuz tespitleri bulunan ve bu nedenle özel esaslara tabi olan mükelleflerden 2016, 2017, 2018, 2019 ve 2020 takvim yıllarında faaliyette bulundukları dönemlerin tamamına ilişkin olarak 7326 sayılı Kanunun 5 inci maddesi kapsamında KDV artırımında bulunanlar artırım tutarlarının tamamını ödedikleri tarihten itibaren özel esaslar kapsamından çıkarılır. Bu yıllardan herhangi birinde faaliyete başlanması halinde faaliyete başlanan yıl ve sonraki yıllar için; faaliyetin terk edilmesi halinde ise faaliyetin terk edildiği yıl ve önceki yıllar için artırımda bulunulması gerekmektedir.

Matrah artırımında bulunup ta taksit uygulamasından faydalanan mükellefler,  hesaplanan tutarların tamamı ile bir taksite ait tutarın %10’u kadar banka teminat mektubu (herhangi bir kısıtlayıcı şart taşımaması gerekmektedir), devlet tahvili veya hazine bonosu cinsinden teminat göstermeleri halinde taksitlerin tamamının ödenmesi beklenmeksizin genel esaslara dönüşleri sağlanır. Bu şekilde teminat gösteren mükelleflerin kanunun verdiği haktan daha fazla taksiti aksatmaları halinde, ödenmemiş taksitler muaccel hale gelir ve kalan borcun tamamı teminatın paraya dönüştürülmesi yoluyla tahsil edilir.

Mükelleflerin 2016, 2017, 2018, 2019 ve 2020 takvim yıllarında faaliyette bulundukları dönemlerin tamamına ilişkin olarak 7326 sayılı Kanunun 5 inci maddesi doğrultusunda Katma Değer Vergisi yönünden artırımında bulunarak özel esaslar kapsamından çıkarılmaları durumunda, artırımda bulunulan yıllar için yukarıda belirtilen olumsuzluklar kapsamında tekrar özel esaslara alınmazlar.

UYGULAMADA YAŞANAN SORUNLAR

Bir mükellefin sahte belge düzenleyicisi olduğu, yapılmış bir vergi incelemesi sonucunda düzenlenecek vergi tekniği raporları üzerine idari ve yargısal yönden kesinleşmesi sonucu mümkündür. Bir mükellef hakkında sahte belge düzenleme nedeniyle vergi tekniği olması idari anlamda icrai sonuçlar doğurmasına rağmen hukuki anlamda kesinlik teşkil etmemektedir.

Uygulamada bazı mükelleflerin belli bir dönem örneğin 2018 yılına ilişkin sahte belge düzenleme nedeniyle vergi tekniği raporu var ise sonraki dönemlere ilişkin herhangi bir inceleme olmamasına rağmen bu mükelleflerin matrah ve vergi artırımlarından yararlandırılmadığı, taleplerinin reddedildiği görülmektedir. Bu işlemlerin hukuki dayanağı olmadığını ve vergi mahkemelerine götürülmesi gerektiğini düşünüyoruz.

SONUÇ : NEDEN VERGİ MAHKEMESİ?

Bilindiği üzere idarenin eylem ve işlemleri idari yargının denetimine tabidir. Vergi dairesince tesis edilen idari işlemler ise, örneğin ödeme emri, vergilendirme, tarh, iade talebinin reddi gibi işlemler vergi mahkemlerinde iptal davalarına konu edilebilmektedir. Bir işlemin vergi mahkemesinde dava konusu edilebilmesinin en önemli şartı idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem olmasıdır. Matrah ve vergi artırım talebinin vergi dairelerince reddi işlemi, vergi mahkemesinde dava konusu edilebilecek kesin ve yürütülmesi zorunlu işlemlerdendir. Bu nedenle vergi ve matrah artırım talepleri reddedilen vergi mükellefleri alanlarında uzman bir vergi avukatı vasıtasıyla veya vergi konusunda uzman danışmanlık desteği alarak bizzat süresi içinde vergi mahkemelerinde dava açabilirler.

http://www.davavergi.com/2021/09/07/matrah-ve-vergi-artirim-talepleri-reddedilen-mukellefler-ne-yapmali/

Leave a comment

Make sure you enter all the required information, indicated by an asterisk (*). HTML code is not allowed.

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • AK Parti'den Açıklama Geldi: Genel Sağlık Sigortası (GSS) Borçları Silinecek AK Parti Grup Başkanvekili Usta, AK Parti grubunun Meclis Başkanlığı'na…
  • TAM İSTİSNA KAPSAMINDA YÜKLENİM KDV İADESİ ANALİZİ * Yüklenilen KDV’nin Yüklenildiği Dönem İle İadenin Talep Edildiği Dönem…
  • İTUS, HİS , ATU KAPSAMINDA KDV İADE HADLERİ İndirimli Teminat Uygulama Sistemi ( İTUS) Hızlandırılmış İade Sistemi (…
Top