Günümüzde E-İhracat yapmak çok kolay hale gelmiştir, sayısız avantajları vardır ve satıcı-alıcı tüm tarafları korumaktadır. E-İhracat Rehberi yazı dizisi içerisinde, sektör tanımlarını, nereden başlanır, planlama ve strateji nasıl yapılmalıdır, hangi ülkede hangi profildeki alıcılar vardır, başarılı örnekler ve vaka incelemeleri, A’dan Z’ye tüm bu konuları aktaracağım ve çözüm önerilerimi siz değerli okuyucular ile paylaşacağım.
E-İhracat nedir? Küresel ticaret veya sınır ötesi ticaret tanımları neyi ifade etmektedir?
E-İhracat nedir, bunu açıklayarak yazıma başlayalım. Üç farklı daire düşünün ve birisi E-Ticaret, bir diğeri Bireysel Müşteri ve son dairemiz de Mikro İhracat işlemini temsil etsin. En bilinen ve en doğru tabiriyle bu üç dairenin kesişim kümesine “E-İhracat” diyebiliriz.
Bir örnekle açıklayacak olursam; online satış sayfanıza (e-ticaret siteniz, Instagram, Facebook sayfanız vb.) ulaşıp sipariş veren yurt dışındaki bireysel müşteriniz adına resmi ve KDV’siz satış faturası düzenleyip, bu siparişi (paket) mikro ihracat yoluyla (ETGB düzenlenerek) çıkışını sağladığınızda E-İhracat yapmış oldunuz.
Peki nedir ETGB ve Mikro İhracat?
Türkiye’de E-İhracat’ın gelişimi de aslında Mikro İhracatın sunduğu avantajlar sayesinde olmuştur. En kısa tanımıyla Mikro İhracat; 150 KG ve 7,500 EUR limitine kadar ETGB (Elektronik Ticaret Gümrük Beyanı) ile yurt dışına ihraç edilen bedelli ihracatlara verilen isimdir. ETGB, ihracatta ekspres taşıyıcılar yani operatörler tarafından elektronik ortamda düzenlenen bir beyandır ve bu beyanı düzenleyebilmek için gümrük müşavirlerine ihtiyaç yoktur.
Sınır Ötesi Ticaret veya Küresel Ticaret tanımlarının kullanımı, İngilizce’deki “Cross Border eCommerce”, “Borderless eCommerce” veya “Cross Border Trade” tanımlarından feyzalınarak ve Türkçe tercümesi yapılarak çıkmıştır. Türkiye’deki KOBİ’ler açısından düşünecek olursak, bana göre pazarlama mesajlarında hoş duran bu tanımlar, aktarmak istenilen mesaj ve fırsatlar yönünden bakarsak çok büyük oranda E-İhracat hedefleri ile birebir aynıdır.
Ülkemiz adına çok iyi bir gelişme olarak, yakın zamanda E-İhracat Stratejisi ve Eylem Planı (2018 - 2020) kabul görmüştür ve 6 Şubat 2018 tarihli ve 30324 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanmıştır. Önümüzdeki günlerde E-İhracat Stratejisi ve Eylem Planı içerisinde birçok adım atılacaktır ve E-İhracat yapan işletmelerin süreçleri daha da kolaylaştırılırken, aynı zamanda sağlanan destekler de artırılacaktır.
Klasik ihracat ve E-İhracat arasındaki temel farklar nelerdir?
Uluslararası ticarette uymamız gereken katı kurallar vardır ve bu kurallar genel bir tabirle, ülkedeki; üreticileri, vergi ödeyen işletmeleri, vatandaşlarının haklarını ve güvenliklerini, ikili anlaşmalar ve diğer ülkeler ile olan ticaret ilişkilerini dikkate alarak hazırlanmaktadır.
Pratiklerden yola çıkarsak, yurt dışına ihracat yaptığımızda en fazla işlem zamanı harcanan veya en yüksek masrafı oluşturan genellikle gümrük işlemleri olmaktadır. Yurt dışına bir mal gönderirken gerek (ihracat) Türkiye’den çıkışında, gerek de hedef ülkeye girişinde (ithalat) taviz vermeden takip edilmesi gereken ve katı kurallara bağlı olan işlem adımları vardır.
Klasik İhracatta, yani işletmeden işletmeye gerçekleşen ihracatta, satılan ürüne göre, satış tutarına göre, taşıma tipine göre, müşterinizin ülkesine göre vb. onlarca farklı parametreyi ele alarak, dikkat etmeniz gereken yüzlerce farklı faktör olabilir. Pratiklerden yola çıkarak, konuyu aklınızda daha iyi canlandırabilmeniz adına E-İhracat’ın Klasik İhracat’a göre avantajını örnekler ile açıklamak isterim.
Örnek 1 Rusya’nın Novosibirsk şehrinden bir işletme ürün kataloğunuzu gördü ve sizden Hazır Giyim ve Ayakkabı ürünleri sipariş etti ve 10 gün içerisinde teslim olmasını talep etti. Ödemenizi de peşin olarak banka hesabınıza yaptı.
- Olası Vaka 1.1: Klasik İhracat yoluyla bu siparişi işleme aldığınızda, Rusya Federal Gümrük Servisi marka sertifika belgesi, her bir ürün grubu için hijyen sertifikası ve büyük ihtimalle laboratuvar analizi, şirket belgeri ve fatura tercümesine varıncaya kadar talepleri olacaktır ve sizin tarafınızda zahmetli ve masraflı bir sürecin içerisine gireceksiniz. Büyük ihtimalle siparişi 10 gün içerisinde teslim etme imkanınız olmayacak ve siparişi kaçıracaktınız veya işleme aldığınızda kötü bir müşteri tecrübesi ile sonuçlanacak ve markanız/işletmeniz itibar kaybı yaşayacaktı.
- Olası Vaka 1.2: Eğer ki bu siparişi Kurye/Numune gönderim olarak yapsaydınız, çok büyük ihtimalle Rusya Federal Gümrük Servisi gümrüklemeye izin vermeyeceği için ve sonrasında Türkiye’ye zorunlu iadesi yapılması gerektiği için, bu süreç kötü bir müşteri tecrübesi ile sonuçlanırken, siparişi kaçırmanıza ek olarak siparişi gönderim ve yüklü miktardaki siparişin iade operasyon ücretlerini ödemek zorunda kalacaktınız.
Örnek 2 Rusya’nın Novosibirsk şehrinden bir işletme ürün kataloğunuzu gördü ve müşterileri adına sizden Hazır Giyim ve Ayakkabı ürünleri sipariş etti ve 10 gün içerisinde teslim olmasını talep etti. Siparişler için de ödemenizi peşin olarak banka hesabınıza yaptı.
- Olası Vaka 2.1: Bu siparişleri müşteri bazında hazırlayıp, müşterilerinizin gerekli adres ve iletişim bilgilerini de temin ettiğiniz taktirde, belge tercümesi, hijyen sertifikası süreçlerine girmeden, kolay, hızlı ve ekonomik olarak ve 10 gün altındaki bir sürede siparişleri teslim edebilirsiniz.
- B2CDirect’in sunduğu E-İhracat çözümleri sayesinde, onlarca işletme her ay yüzlerce sayıdaki yurt dışı siparişini bu örnekte aktardığım gibi göndermektedir ve uçtan-uca, her şey dahil bir hizmet alabilmektedir.
E-İhracat’ın Klasik İhracat’a göre avantajları oldukça fazladır ve en önemli olanlarını aşağıdaki tabloda sizler için derledim.
Bunu Tweetle: E-İhracat yaparken KDV'siz fatura kesebileceğinizi, KDV İadesi alabileceğinizi ve İhracatın sunduğu diğer tüm teşviklerden ve muafiyetlerden eksiksiz faydalanabileceğinizi biliyor musunuz?
Ülkelerin B2C siparişlerdeki sunduğu gümrük vergisi muafiyetleri nelerdir?
Yukarıdaki karşılaştırma tablosunda görebileceğiniz üzere, gümrükleme masrafları ve gümrükleme hızı konularında E-İhracat açık ara öndedir. Bu sağladığı avantajların ötesinde, direkt olarak bireysel müşterinize (B2C) satış yaptığınız için, müşterinizin yani siparişin alıcısı ülkesindeki B2C gümrükleme vergi muafiyetlerinden de faydalanabilirsiniz. Bu faydalara geçmeden önce Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonu, kısa adıyla GTİP’i inceleyerek başlayalım.
GTİP Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonu için kullanılan kısaltmadır. Ülkemizde 12 haneden oluşan GTİP, Dünya Gümrük Örgütü’nün standart hale getirdiği armonize sistemden alınan ve tüm dünyada ürünlerin/malların tanımlanması ve sınıflandırılması için kullanılır. Bu kodun ilk 6 hanesi armonize sistem tarafından belirlenir ve ülkeler tarafından herhangi bir değişiklik yapılmasına izin verilmez, sonraki 2 haneyle beraber ilk 8 hane aynı bölgedeki ülkeler için (örneğin Avrupa Birliği üyesi ülkeler ve Türkiye’de) ortaktır. Sonraki 2 hane hangi ulusa ait olduğunu gösterirken son kalan iki haneyle beraber ürünün tam istatistik kodu belirlenmiş olur.
Dünya Gümrük Örgütü’ne bağlı 170’den fazla ülkede kullanılmakta olan ürün kodlama sistemine armonize sistem (Harmonized Commodity Description and Coding System, HS Code) denilmektedir. Bu armonize sistem;
- Gümrük vergilerinin tespitinde,
- Uluslararası ticaret istatistiklerinin tutulmasında,
- Menşe kurallarının saptanmasında,
- Yerel vergilerin tespit edilip toplanmasında,
- Ticaret müzakerelerinde (Dünya Ticaret Örgütü toplantılarında),
- Nakliye vergileri ve istatistikleri için,
- Dış ticareti kontrollere bağlı ürünlerin izlenmesinde (atıklar, ozon tabakasına zarar veren kimyasallar vb. kullanılmaktadır.
Bunu Tweetle: Bireysel Müşterinizin sipariş değeri, Rusya 1.000 EUR, Amerika 800 USD, Ukrayna 150 EUR, Azerbaycan 500 EUR, Avrupa Birliği Ülkeleri 22 EUR, Körfez İşbirliği Ülkeleri 270 USD altında ise Gümrük Vergisinden muaf olduğunu biliyor musunuz? Detaylı liste için: https://goo.gl/6xdR7t
Gümrükleme işlemlerinde bilmeniz gereken önemli konulardan birisi de, tercih ettiğiniz teslimat hizmetin DDP veya DDU mu olduğunu bilmenizdir. Kısaca açıklayalım;
DDP: Delivered Duty Paid yani Gümrük Vergileri Ödenmiş Teslimat anlamına gelmektedir. Gümrük vergisi ve harçları hizmet alan tarafa (yani E-İhracat yapan tarafa) fatura edilir ve Alıcınız (yani müşteriniz) gümrük ödemeleri dahil bütün bir hizmet almış (sipariş vermiş) olur.
DDU: Delivered Duty Unpaid yani Gümrük Vergileri Ödenmemiş Teslimat anlamına gelmektedir. Gümrük vergisi ve harçları gümrüğe vardığında hesaplanır ve Alıcınız (yani müşteriniz) tarafına fatura edilir. E-İhracat yapan taraf gümrük vergilerinden sorumlu olmaz.
GDDP: Guarenteed & Delivered Duty Paid yani Gümrük Vergileri Garantili ve Ödenmiş Teslimat anlamına gelmektedir. Türkiye’de ilk ve tek olarak B2CDirect tarafından bu hizmet sunulmuştur ve 30’dan fazla sayıdaki ülkede uygulanabilmektedir. Buradaki sunulan hizmet ile sipariş bilgisi B2CDirect lojistik platformuna aktarıldığı anda (veya öncesinde de mümkündür) gümrük vergisi ve harçlar hesaplanır ve garanti edilir. GDDP hizmeti ile aynı zamanda (ortalamada) 24 saatte gümrükleme hizmeti garantisi de sunulur.
Bu bilgiler ışığında, en iyi müşteri deneyimi ve en hızlı teslimat çözümü için DDP teslimat hizmetinin alınması önem kazanmaktadır. E-İhracat’ın getirdiği işlem kolaylıkları ve B2C gümrük vergi muafiyetlerini bir arada düşündüğümüzde yurt dışından gelen siparişleri yönetmek hayli kolay olacaktır. Pratiklerden yola çıkarak, konuyu aklınızda daha iyi canlandırabilmeniz adına örnekler ile açıklamak isterim.
Örnek 1 turkishfashion.com adında veya Facebook’da veya Instagram’da vb. işletmeme ait bir online satış sayfam olsun. Rusya’dan, Almanya’dan, Ukrayna’dan, Amerika’dan, Katar’dan vb. onlarca farklı ülkeden sipariş aldığımda ilk sırada yapmam gereken, müşteriye yönelik iletişim ve adres bilgilerini detaylı olarak almam gerekecektir.
- Olası Vaka 1.1: Rusya’dan 20 farklı sipariş aldım ve tüm siparişlerimin alıcıları farklı ve her bir siparişin tutarı 1.000 EUR altında olsun.
Bu noktada E-İhracat yapan taraf olarak tek sorumluluğum, müşterim adına KDV’siz satış faturası hazırlamak, sipariş-alıcı bilgilerini ve paketlerini teslimat iş ortağıma aktarmak olacaktır. Sonrasında ise, hizmet alan taraf yani işletmem adıma ETGB’nin düzenlenmesi, siparişlerin Türkiye’den ihracatı, Rusya’daki gümrükleme işlemleri ve son adımda müşterimin kapısına kadar götürüp teslim edilmesine kadar tüm süreçleri teslimat iş ortağım gerçekleştirecektir.
- Olası Vaka 1.2: Almanya’dan ve Fransa’dan toplamda 20 farklı sipariş aldım ve tüm siparişlerimin alıcıları farklı ve Almanya’daki sadece 5 sipariş 22 EUR üzerinde ve diğer 15 siparişteki her bir siparişin tutarı 22 EUR altında olsun.
Bu noktada E-İhracat yapan taraf olarak tek sorumluluğum, müşterim adına KDV’siz satış faturası hazırlamak, sipariş-alıcı bilgilerini ve paketlerini teslimat iş ortağıma aktarmak olacaktır.
Sonrasında ise, hizmet alan taraf yani işletmem adıma ETGB’nin düzenlenmesi, siparişlerin Türkiye’den ihracatı, Avrupa’daki gümrükleme işlemlerinin yapılması, 22 EUR üzerinde 5 Almanya siparişi için gümrük vergisinin ödenmesi ve son adımda müşterimin kapısına kadar götürüp teslim edilmesine kadar tüm süreçleri teslimat iş ortağım gerçekleştirecektir.
E-İhracat yaparken teşviklerden, muafiyetlerden veya devlet desteklerinden yararlanabilir miyim?
Bu sorunun en kısa ve en net cevabı, kesinlikle evet olacaktır. E-İhracat = İhracattır ve E-İhracat sağladığı verimlilik, getirdiği avantajlar dışında diğer İhracat türlerine göre, teşvikler ve muafiyetler konusunda eksikleri yoktur.
Bireysel müşteriniz adına KDV’siz fatura kesebilir ve ihracatta sağlanan KDV İadesinden faydalanabilirsiniz. Aynı zamanda, gerek özel bankalar, gerek de devlet tarafından sunulan özel ihracatçı kredileri, ihracatçı teşviklerinden de faydalanabilirsiniz.
https://webrazzi.com/2018/02/14/e-ihracat-nedir-sundugu-firsatlar-muafiyetler-ve-tesvikler-nelerdir/