T.C.
ADALET BAKANLIĞI
Ceza İşleri Genel Müdürlüğü
Sayı : E-19120602-010-06-02-0486-2014-309/15056
Tarih: 23.02.2021
Konu : Suçtan Kaynaklanan Malvarlığı Değerlerinin Aklanmasının ve Terörizmin Finansmanının Önlenmesi
GENELGE NO: 155/1
Terörizmin finansmanı ve suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçlarıyla mücadeleye yönelik yapılan mevzuat değişikliklerine uygun uygulama stratejilerinin yeniden belirlenmesi, Ülkemizin ceza politikası önceliği olarak ulusal risklerle uyumlu eş zamanlı mali soruşturma yürütülmesi, elkoyma ve müsadere kararlarının usulüne uygun şekilde uygulama etkinliğinin artırılması, aklama veya terörizmin finansmanı halinde tüzel kişiler için güvenlik tedbirlerine ve İdari yaptırımlara etkin olarak başvurulması ve soruşturmaların yürütülmesinde uzmanlaşmanın sağlanması amacıyla 20.02.2015 tarihli ve 155 sayılı Genelge’nin güncellenerek, soruşturma sürecine ilişkin temel esasların teşkilâta yeniden duyurulmasında yarar görülmüştür.
Bilindiği üzere; aklama suçuna konu edilen öncül suçlar, bireysel olarak ya da çoğunlukla terör ve organize suç örgütleri tarafından işlenmektedir. Bu failler ve örgütler, haksız menfaat veya yüksek kazanç sağlamak amacıyla ulusal ve uluslararası düzeyde organizasyon oluşturarak uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti, göçmen kaçakçılığı, insan ticareti, akaryakıt kaçakçılığı, dolandırıcılık, tütün, tütün mamulleri ve alkol kaçakçılığı, yasa dışı sanal bahis, yolsuzluk gibi öncül suçlardan elde ettikleri malvarlığı değerlerini aklamak suretiyle sosyal hayat ve ekonomik düzen için tehdit oluşturabilmektedirler.
Öte yandan, Ülkemizin barış ve güvenliğine yönelik önemli bir tehdit oluşturan ve uluslararası toplumun da değişmez gündem maddesi olan terörizmin ulaştığı küresel boyut göz önüne alındığında, terör örgütlerinin varlıklarını sürdürebilmeleri ve eylemlerine devam edebilmeleri için finansmana ihtiyaç duydukları bilinen bir gerçektir. Terör örgütleri, fınans kaynaklarını oluşturabilmek için; uyuşturucu veya uyarıcı madde imal veya ticareti, göçmen kaçakçılığı, sigara, alkol, akaryakıt, emtia ve silah kaçakçılığı suçları başta olmak üzere birçok suç işlemekte, ayrıca üçüncü kişilerden fon sağlamak suretiyle elde ettikleri gelirlerle örgütü finanse ederek ulusal ve uluslararası düzeyde terör eylemleri yapabilmektedirler.
Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklamanın önüne geçilmesi, suç gelirleri ile mücadele edilmesi ve terörizmin finansmanının önlenebilmesi için uluslararası düzeyde çeşitli hukuki düzenlemeler yapılmıştır. Bu alanda düzenlenen başlıca sözleşmeler arasında yer alan “Uyuşturucu ve Psikotrop Maddeler Kaçakçılığına Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi (Viyana Sözleşmesi)”, “Sınıraşan Örgütlü Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi (Palermo Sözleşmesi)”, “Birleşmiş Milletler Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi (Merida Sözleşmesi)”, “Suçtan Kaynaklanan Gelirlerin Aklanması, Araştırılması, Ele Geçirilmesi ve El Konulmasına İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi (Strazburg Sözleşmesi)” ve “Suç Gelirlerinin Aklanması, Araştırılması, El Konulması, Müsaderesi ve Terörizmin Finansmanına İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi (Varşova Sözleşmesi)” ile “Birleşmiş Milletler Terörizmin Finansmanının Önlenmesine Dair Uluslararası Sözleşme” Ülkemiz tarafından onaylanarak iç hukukumuzun bir parçası hâline getirilmiştir. Ayrıca, G-7 ülkelerinin Temmuz 1989 tarihinde gerçekleştirilen zirve toplantısında kurulan ve Ülkemizin 1991 yılında üye olduğu Mali Eylem Görev Gücü (Financial Action Task Force-FATF) tarafından aklama ve terörizmin finansmanı suçlarıyla mücadeleye ilişkin ulusal hukuk sistemlerinin güçlendirilmesi ve ülkeler arasında iş birliğinin tesisini sağlamak amacıyla yayımlanan 2012 yılında revize edilmiş şekliyle 40 Tavsiye Kararı ile üye ülkelerin aklama suçu ve terörizmin finansmanının önlenmesi konularında izlemesi gereken kurallar belirlenmiştir.
İç hukukumuzda ise, 6415 sayılı Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanunun 4 ve 15 inci maddelerinde terörizmin finansmanına ilişkin suçlar, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 282 nci maddesinde suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçu düzenlenmiş; 54 ve 55 inci maddelerinde eşya ve kazanç müsaderesine, 60 ıncı maddesinde de tüzel kişiler hakkında uygulanacak güvenlik tedbirlerine ilişkin hükümlere yer verilmiştir.
31/12/2020 tarihli ve 31351 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7262 sayılı Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanunla; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 123 üncü maddesine eklenen üçüncü fıkrayla muhafaza altına alman veya elkonulan eşya ya da malvarlığı değerlerinin kıymetinin tespiti zorunlu hale getirilmiş, 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanunun “Koruma tedbirleri” kenar başlıklı 17 nci maddesinde yapılan değişiklikle, aklama ve terörizmin finansmanı suçunda 4208 sayılı Kanunda yer alan hükümlere göre kontrollü teslimat tedbirlerine başvurma, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde aklama ve terörizmin finansmanı suçlarının işlendiğine ve bu suçlardan elde edildiğine dair somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebebi bulunan malvarlığı değerlerine suçtan elde edilen değere ilişkin rapor alınmadan Cumhuriyet savcısının kararıyla elkoyma ve aklama suçunun örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenip işlenmediğine bakılmaksızın gizli soruşturmacı görevlendirme tedbirine başvurma imkânı tanınmıştır.
7262 sayılı Kanunla getirilen yeniliklerden bir diğeri de, 6415 sayılı Kanunun “Terörizmin finansmanı suçu” kenar başlıklı 4 üncü maddesine eklenen ikinci fıkra hükmüdür. Düzenlemeyle terörizmin finansmanı fiili, silahlı terör örgütü kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçlarının nitelikli hali olarak öngörülmüştür. Dolayısıyla anılan suçlardan soruşturmaya başlandığında bir teröriste veya terör örgütüne fon toplanıp toplanmadığının ya da fon sağlanıp sağlanmadığının da araştırılması yasal zorunluluk haline gelmiştir.
Diğer taraftan, 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 43/A maddesinin birinci fıkrasında, daha ağır idari para cezasını gerektiren bir kabahat oluşturmadığı hallerde aklama ve terörizmin finansmanı suçlarının, bir özel hukuk tüzel kişisinin organ veya temsilcisi ya da organ veya temsilci olmamakla birlikte bu tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde görev üstlenen bir kişi tarafından, tüzel kişinin yararına olarak işlenmesi durumunda, fiili gerçekleştiren kişi hakkında yürütülen soruşturma veya kovuşturmanın tamamlanması beklenmeksizin ayrıca tüzel kişiye de idari para cezası verilebileceği belirtilmiştir. 7262 sayılı Kanunla idari para cezası miktarları artırılmış ve verilecek idari para cezasının işleme veya eyleme konu menfaatin iki katından az olamayacağı hüküm altına alınmıştır.
Ayrıca gelir temin edilen suç türlerine ilişkin soruşturmalarda aklama suçunun işlenip işlenmediğinin, terör ve terör amacıyla işlenen suçlarda ise terörizmin finansmanı eyleminin gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin tespiti amacıyla bu suçların malî boyutunun araştırılması için “eş zamanlı malî soruşturma” yapılması büyük önem arz etmektedir.
Eş zamanlı malî soruşturma; aklama, terörizmin finansmanı ve soruşturma konusu diğer suçların kapsamı ile bağlantılı suç ağlarının belirlenmesini, ileride müsadere konusu olabilecek suç gelirleri, terör fonları veya diğer malvarlığı değerlerinin tespiti ile bunlara elkonulmasını ve maddî olayı aydınlatmaya yarayacak diğer delillerin ele geçirilmesini sağlayacaktır.
Bu itibarla;
A) 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 282 nci maddesinde düzenlenen suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçu bakımından;
1- Alt sınırı altı ay veya daha fazla hapis cezasını gerektiren bir suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerinin aklanması suçunun işlendiği izlenimini veren hal öğrenilir öğrenilmez hemen işin gerçeğinin araştırılmaya başlanması,
2- Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti, göçmen kaçakçılığı, insan ticareti, akaryakıt kaçakçılığı, dolandırıcılık, tütün, tütün mamûlleri ve alkol kaçakçılığı, yasa dışı sanal bahis ve yolsuzluk gibi suçlarda şüphelinin aklama fiilinin bulunup bulunmadığının tespiti amacıyla araştırmanın derinleştirilmesi, aklama suçunun işlendiği izlenimini veren halin bulunması durumunda bu suçtan da soruşturmaya başlanması,
3- Aklama suçundan soruşturmaya başlanması ve kamu davası açılabilmesi için öncül suçtan kesinleşmiş mahkûmiyet hükmü bulunması gerekmediğinin gözetilmesi,
4- Soruşturmaların, kolluk makam ve memurlarına yazılı ve acele hallerde sözlü emir verilmek suretiyle bizzat Cumhuriyet başsavcıları, başsavcıvekilleri veya görevlendirecekleri uzmanlaşmış Cumhuriyet savcıları tarafından yürütülmesi,
5- Yürütülen soruşturma kapsamında;
a) Para veya değeri para ile temsil edilebilen banka kredisi, banka ve seyahat çeki, havale, menkul kıymet, hisse senedi, kripto para, teminat, tahvil, bono, poliçe, kredi mektubu ve benzeri kıymetler ile taşınır veya taşınmaz, maddi veya gayri maddi, her türlü mal, hak, alacaklar ve bunlar üzerinde bir mülkiyet hakkını veya menfaati tevsik ve temsil eden elektronik veya dijital ortamdakiler de dâhil olmak üzere her türlü ekonomik değer hakkında ayrıntılı araştırma yapılarak şüphelinin ve 5237 sayılı Kanunun iştirak hükümlerinin değerlendirilmesi neticesinde aklama suçuyla ilgili diğer kişilerin malvarlığının tespit edilmesi, bu yönde ekonomik ve sosyal durum araştırması yapılması ve tespit edilen malvarlığının kazanım sebebinin belirlenmesi,
b) Alt sınırı altı ay veya daha fazla hapis cezasını gerektiren suçtan kaynaklandığı tespit edilen malvarlığı değerlerinin, yurt dışına çıkarılıp çıkarılmadığı veya bunların gayrimeşru kaynağını gizlemek ya da meşru bir yolla elde edildiği konusunda kanaat uyandırmak maksadıyla çeşitli işlemlere tabi tutulup tutulmadığının araştırılması; tanık, bilgi sahibi ve şüpheli beyanlarında da bu hususa yer verilmesi,
6- Etkin soruşturma yapılması amacıyla orantılı koruma tedbirlerine başvuru hususunun değerlendirilmesi,
Bu kapsamda; elkoyma, taşınmaz, hak ve alacaklara elkoyma, şirket yönetimi için kayyım tayini, iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması, teknik araçlarla izleme gizli soruşturmacı görevlendirilmesi ve 4208 sayılı Kanunda yer alan hükümlere göre kontrollü teslimat gibi tedbirlere başvurulabileceğinin gözetilmesi,
7- a) İspat aracı olarak yararlı görülen ya da eşya veya kazanç müsaderesinin konusunu oluşturan malvarlığı değerlerinin muhafaza altına alınması, yanında bulunduran kişinin rızasıyla teslim etmediği bu tür eşyaya mevzuata uygun şekilde el konulabileceğinin bilinmesi,
b) 5271 sayılı Kanunun 123 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, muhafaza altına alınan veya elkonulan eşya ya da malvarlığı değerlerinin kıymetinin tespit edilmesi ve kıymet bilgilerinin UYAP’ta ilgili alanlara kaydedilmesi,
8- a) Aklama suçunun işlendiğine ve bu suçtan elde edildiğine dair somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebebi bulunan malvarlığı değerlerine 5271 sayılı Kanunun 128 inci maddesindeki usule göre elkonulabileceğinin hatırda tutulması,
b) 5549 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının da elkoyma kararı verebileceği, yirmidört saat içinde onayına sunulan elkoyma işlemini görevli hâkimin onaylaması halinde 5271 sayılı Kanunun 128 inci maddesinde belirtilen suçtan elde edilen değere ilişkin raporun üç ay içinde alınarak tekrar hâkim onayına sunulması gerektiği, aksi takdirde elkoyma kararının hükümsüz kalacağının bilinmesi,
c) 5271 sayılı Kanunun 128 inci maddesinde belirtilen kurumlarca düzenlenen raporun, elkoyma hususunda bir karar alınabilmesi için yeterli kanaat vermemesi halinde, soruşturma konusu olayı aydınlatmak ve maddi gerçeğe ulaşmak amacıyla ayrıca bilirkişi raporuna başvurulabileceğinin unutulmaması,
9- Somut olayda karmaşık olan bağlantıların ortaya çıkarılması ve toplanan delillerin birbiriyle irtibatlandırılması gibi ihtiyaçların doğması halinde, konunun ihtisas gerektirdiği de dikkate alınarak 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 231 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca. Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) Başkanlığından aklama suçuna ilişkin analiz ve inceleme istenebileceği,
Bu kapsamda;
a) Analizin; 5549 sayılı Kanun kapsamında toplanan muhtelif veriler ile alınan ihbar ve bildirimlerin, istatistik ve analitik yöntemler kullanılarak; teknik araçlar yardımıyla işlenmesi suretiyle bunlardan nitelikli mali istihbarat elde etmeye yönelik yapılan çalışmaları,
b) İncelemenin ise; aklama suçunun işlendiği hususundaki olguların varlığının tespitine yönelik çalışmaları,
İfade ettiğinin bilinmesi,
10- Aklama suçuna ilişkin analiz ve inceleme isteklerinde; bu suçun analiz ve incelenmesinde önem arz eden soruşturma konusu olaya ilişkin gerekli belgelerin (ifade tutanakları, iletişim tespit tutanakları, malvarlığı araştırması ve tespitine yönelik belgeler gibi) onaylı birer suretinin eksiksiz olarak yazıyla birlikte MASAK Başkanlığına iletilmesi,
11- Yurt dışından bilgi, belge veya her türlü delil temin edilmesi, ilgili kişilerin beyanlarının alınması ile yurt dışındaki malvarlığı değerlerine elkonulması veya bunların müsaderesine ihtiyaç duyulması halinde Bakanlığımız Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü kanalıyla ilgili ülkelerden adlî yardımlaşma talebinde bulunulması,
12- İddianamelerde 5237 sayılı Kanunun 54, 55 ve 60 ıncı maddelerinde belirtilen koşulların gerçekleşmesi halinde eşya ve kazanç müsaderesi ile tüzel kişilere özgü güvenlik tedbirlerine hükmedilmesinin talep edilmesi, özellikle 5237 sayılı Kanunun 54 üncü maddesinin ikinci fıkrası ile 55 inci maddesinin ikinci fıkrasındaki tedbirlerin, suçtan kazanç temini ile mücadelede etkin ve caydırıcı araçlar olduğunun hatırda tutulması,
13- a) Aklama suçundan yapılan soruşturma sonucunda verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veya düzenlenen iddianame, kovuşturma sonucunda verilen hüküm ve 5549 sayılı Kanunun 17 nci maddesi uyarınca verilen elkoyma kararının bir örneğinin izleyen ayın sonuna kadar ilgili Cumhuriyet başsavcılıkları ve mahkemelerce MASAK Başkanlığına gönderilmesi,
b) MASAK Başkanlığından analiz ve inceleme istendikten sonra yetkisizlik veya görevsizlik kararı verilmesi durumunda MASAK Başkanlığına bilgi verilmesi,
14- Daha ağır İdarî para cezasını gerektiren bir kabahat oluşturmadığı hallerde, aklama suçunun bir özel hukuk tüzel kişisinin organ veya temsilcisi ya da organ veya temsilci olmamakla birlikte bu tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde görev üstlenen bir kişi tarafından tüzel kişinin yararına olarak işlenmesi durumunda, fiili gerçekleştiren kişi hakkında yürütülen soruşturma veya kovuşturmanın tamamlanması beklenmeksizin bu tüzel kişiye 5326 sayılı Kanunun 43/A maddesi uyarınca idari para cezası verilmesi amacıyla aklama suçunu yargılamakla görevli ve yetkili mahkemeden talepte bulunulması,
15- UYAP’ta yer alan sekmelerde istenilen bilgilerin doğru ve eksiksiz biçimde kaydedilmesi,
B) 6415 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinde düzenlenen terörizmin finansmanı suçu bakımından;
1- Terörizmin finansmanı suçunun işlendiği izlenimini veren hal öğrenilir öğrenilmez hemen işin gerçeğinin araştırılmaya başlanması,
2- Terör ve terör amacıyla işlenen suçlarda, şüphelinin terörizmin finansmanı fiilinin bulunup bulunmadığının tespiti amacıyla araştırmanın derinleştirilmesi, terörizmin finansmanı suçunun işlendiği izlenimini veren halin bulunması durumunda bu suçtan da soruşturmaya başlanması,
3- 6415 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca terörizmin finansmanı fiilinin silahlı terör örgütünü kuran veya yöneten ya da örgüt üyesi tarafından gerçekleştirilmesi, örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçlarının nitelikli hali olduğundan, bu suçlardan soruşturmaya başlandığında bir teröriste veya terör örgütüne fon toplanıp toplanmadığının ya da fon sağlanıp sağlanmadığının mutlaka araştırılması,
4- Soruşturmaların kolluk makam ve memurlarına yazılı ve acele hallerde sözlü emir verilmek suretiyle bizzat Cumhuriyet başsavcıları, başsavcıvekilleri veya görevlendirecekleri uzmanlaşmış Cumhuriyet savcıları tarafından yürütülmesi,
5- Yürütülen soruşturma kapsamında 6415 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinde suç olarak düzenlenen fiillerin gerçekleştirilmesinde tümüyle veya kısmen kullanılması amacıyla veya kullanılacağını bilerek ve isteyerek belli bir fiille ilişkilendirilmeden dahi bir teröriste veya terör örgütlerine fon sağlanıp sağlanmadığı ve fon toplanıp toplanmadığının araştırılması, bu hususa, tanık, bilgi sahibi ve şüpheli beyanlarında da yer verilmesi,
6- Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2017/16-692 esas ve 2018/41 karar sayılı ilamında da vurgulandığı üzere;
a) 6415 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde fon; “para veya değeri para ile temsil edilebilen taşınır veya taşınmaz, maddi veya gayri maddi her türlü mal, hak, alacak ile bunları temsil eden her türlü belge” şeklinde tanımlandığından, maddi ve ekonomik değeri olan her şeyin fon kavramı içerisinde mütalaa edilmesi,
b) Fon sağlamanın, failin kendi malvarlığından veya başkasının malvarlığından fon sayılabilecek ekonomik bir değeri örgüte aktarma ya da terör örgütünün finansmanında kullanılacak fonun temin edilmesine yönelik her türlü faaliyeti; fon toplamanın ise failin, başkalarından temin edilen fonları örgüte aktarma konusunda aracılık yapmasını kapsadığının unutulmaması,
c) Terörizmin finansmanı suçunun oluşması açısından, toplanan veya sağlanan fonun miktarı ile toplama veya sağlama yönteminin herhangi bir öneminin bulunmadığının bilinmesi,
7- Etkin soruşturma yapılması amacıyla orantılı koruma tedbirlerine başvuru hususunun değerlendirilmesi,
Bu kapsamda; elkoyma, taşınmaz, hak ve alacaklara elkoyma, şirket yönetimi için kayyım tayini, iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması, gizli soruşturmacı görevlendirilmesi, teknik araçlarla izleme ve 4208 sayılı Kanunda yer alan hükümlere göre kontrollü teslimat gibi tedbirlere başvurulabileceğinin gözetilmesi,
8- a) İspat aracı olarak yararlı görülen ya da eşya veya kazanç müsaderesinin konusunu oluşturan malvarlığı değerlerinin muhafaza altına alınması, yanında bulunduran kişinin rızasıyla teslim etmediği bu tür eşyaya mevzuata uygun şekilde elkonulabileceğinin hatırda tutulması,
b) 5271 sayılı Kanunun 123 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, muhafaza altına alınan veya elkonulan eşya ya da malvarlığı değerlerinin kıymetinin tespit edilmesi ve kıymet bilgilerinin UYAP’ta ilgili alanlara kaydedilmesi,
9- a) Terörizmin finansmanı suçunun işlendiğine ve bu suçtan elde edildiğine dair somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebebi bulunan malvarlığı değerlerine 5271 sayılı Kanunun 128 inci maddesindeki usule göre el konulabileceği,
b) 5549 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının da elkoyma kararı verebileceği, yirmidört saat içinde onayına sunulan elkoyma işlemini görevli hâkimin onaylaması halinde 5271 sayılı Kanunun 128 inci maddesinde belirtilen suçtan elde edilen değere ilişkin raporun üç ay içinde alınarak tekrar hâkim onayına sunulması gerektiği, aksi takdirde elkoyma kararının hükümsüz kalacağının bilinmesi,
c) 5271 sayılı Kanunun 128 inci maddesinde belirtilen kurumlarca düzenlenen raporun, elkoyma hususunda bir karar alınabilmesi için yeterli kanaat vermemesi halinde, soruşturma konusu olayı aydınlatmak ve maddi gerçeğe ulaşmak amacıyla ayrıca bilirkişi raporuna başvurulabileceğinin unutulmaması,
10- Somut olayda karmaşık olan bağlantıların ortaya çıkarılması ve toplanan delillerin birbiriyle irtibatlandırılması gibi ihtiyaçların doğması halinde, konunun ihtisas gerektirdiği de dikkate alınarak 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 231 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca, MASAK Başkanlığından terörizmin finansmanı suçuna ilişkin analiz ve inceleme istenebileceği,
Bu kapsamda;
a) Analizin; toplanan muhtelif veriler ile alınan ihbar ve bildirimlerin, istatistiki ve analitik yöntemler kullanılarak; teknik araçlar yardımıyla işlenmesi suretiyle bunlardan nitelikli mali istihbarat elde etmeye yönelik yapılan çalışmaları,
b) İncelemenin ise; terörizmin finansmanı suçunun işlendiği hususundaki olguların varlığının tespitine yönelik çalışmaları,
İfade ettiğinin bilinmesi,
11- Terörizmin finansmanı suçuna ilişkin analiz ve inceleme isteklerinde; bu suçun analiz ve incelenmesinde önem arz eden soruşturma konusu olaya ilişkin gerekli belgelerin (ifade tutanakları, iletişim tespit tutanakları, malvarlığı araştırması ve tespitine yönelik belgeler gibi) onaylı birer suretinin eksiksiz olarak taleple birlikte MASAK Başkanlığına iletilmesi,
12- 6415 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, anılan Kanunun 6 ve 7 nci maddeleri kapsamında malvarlığının dondurulmasına ilişkin alınacak karar ve yapılacak talepler hakkında bilgi, belge ve bulgular ile değerlendirmelerin Cumhuriyet başsavcılıklarınca Bakanlığımız aracılığıyla MASAK Başkanlığına bildirilmesi,
13- Yurt dışından bilgi, belge veya her türlü delil temin edilmesi, ilgili kişilerin beyanlarının alınması ile yurt dışındaki malvarlığı değerlerine elkonulması veya bunların müsaderesine ihtiyaç duyulması halinde Bakanlığımız Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü kanalıyla ilgili ülkelerden adlî yardımlaşma talebinde bulunulması,
14- İddianamelerde 5237 sayılı Kanunun 54, 55 ve 60 inci maddelerinde belirtilen koşulların gerçekleşmesi halinde eşya ve kazanç müsaderesi ile tüzel kişilere özgü güvenlik tedbirlerine hükmedilmesinin talep edilmesi, özellikle 5237 sayılı Kanunun 54 üncü maddesinin ikinci fıkrası ile 55 inci maddesinin ikinci fıkrasındaki hükümlerin, suçtan kazanç temini ile mücadelede etkin ve caydırıcı araçlar olduğunun hatırda tutulması,
15- 6415 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin yedinci fıkrası uyarınca 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun soruşturma, kovuşturma ve infaza ilişkin hükümlerinin terörizmin finansmanı suçu bakımından da uygulanması gerektiğinin unutulmaması,
16- a) Terörizmin finansmanı suçundan dolayı yapılan soruşturma sonucunda verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veya düzenlenen iddianame, kovuşturma sonucunda verilen hüküm ve 5549 sayılı Kanunun 17 nci maddesi uyarınca verilen elkoyma kararının bir örneğinin izleyen ayın sonuna kadar ilgili Cumhuriyet başsavcılıkları ve mahkemelerce MASAK Başkanlığına gönderilmesi,
b) MASAK Başkanlığından analiz ve inceleme istendikten sonra yetkisizlik veya görevsizlik kararı verilmesi durumunda MASAK Başkanlığına bilgi verilmesi,
17- Daha ağır idari para cezasını gerektiren bir kabahat oluşturmadığı hallerde, terörizmin finansmanı suçunun bir özel hukuk tüzel kişisinin organ veya temsilcisi ya da organ veya temsilci olmamakla birlikte bu tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde görev üstlenen bir kişi tarafından tüzel kişinin yararına olarak işlenmesi durumunda, fiili gerçekleştiren kişi hakkında yürütülen soruşturma veya kovuşturmanın tamamlanması beklenmeksizin bu tüzel kişiye 5326 sayılı Kanunun 43/A maddesi uyarınca idari para cezası verilmesi amacıyla terörizmin finansmanı suçunu yargılamakla görevli ve yetkili mahkemeden talepte bulunulması,
18- UYAP’ta yer alan sekmelerde istenilen bilgilerin doğru ve eksiksiz biçimde kaydedilmesi,
Konularında gereken dikkat ve özenin gösterilmesini rica ederim.
Abdülhamit GÜL
Bakan