Danıştay 4. Dairesi’nin 27.02.2020 tarihli ve E.2017/3387, K.2020/1096 sayılı Kararı ile KDV Genel Uygulama Tebliği’nin değişmeden önceki (I/B/8.2.) bölümünde yer alan düzenlemenin iptaline karar vermiştir.
Danıştay bu kararda özetle “müteahhit tarafından arsa sahibine arsa karşılığı olarak yapılan teslimlerde, emsal bedel üzerinden KDV uygulanmaz”demiştir.
Üst mahkeme olan Danıştay’ın VDDK ile de onaylanması halinde; birçok vergisel sorun ortaya çıkabilecektir.
Bu karar sonucunda; müteahhit tarafından arsa sahibine arsa karşılığı olarak yapılan teslimler KDV’nin konusuna girmeyen bir işlem ise; KDV’nin konusuna girmeyen bir işlemden dolayı indirim konusu yapılan KDV’ler indirim konusu yapılamaz. Kanunun 30/a maddesi ve 58. Maddesine göre gider ve/veya maliyet yazılır. Ancak takvim yılı geçtiğinden yüklenilen KDV’ler de artık indirim konusu yapılabilmesi de imkan dahilinde olamayacaktır. İndirimli Orandan dolayı KDV İadesi de talep edilemez. Alınan tüm KDV iadeleri de haksız iade vasfına bürünebilecektir.
Hal böyle iken;
Devletimiz müteahhitlere yıllardan beri milyarlarca lirayı bulan KDV İadelerini neden ve nasıl yaptı?
Zaman aşımı içinde olan ve yapılan KDV İadelerinin akıbeti ne olacak? Devlet ödediği KDV İadelerini müteahhitlerden pardon deyip geri mi isteyecek? (İsterse nasıl isteyecek? Vergi İncelemesiyle mi, vergi dairesince mi geri isteyecek?)
Vergi inceleme elemanlarında ve vergi dairelerince onca iş yükü var iken; bir de bu hususla uğraştırılması ne kadar hakkaniyetli ve doğru bir yaklaşım olacaktır?
Müteahhitler bu tarhiyatları nasıl ödeyecek? Tarhiyat yapılsa ve yargıya gitse; yargının iş yükü de artacak.
Müteahhitlerin gerçekten yüklendiği ve iade aldığı KDV’ler geri istenecek, yüklendiği KDV’leri indirim olarak kullanma şansı da KDV Kanunu’nun 29 ncu maddesine göre ellerinden alınmış olacaktır.
Müteahhitlerden tarh zamanaşımını geçmeyen Kurumlar Vergisi Beyannamelerinin geriye yönelik olarak düzeltilmesi istenecek mi? 6736 ve 7143 sayılı kanunlardan yararlanan müteahhitlere ne gibi işlemler yapılacak ?
Yoksa; idare davayı temyizde de kaybeder ise; bu sorunları yasal düzenleme yaparak ortadan mı kaldırır?
Olaya bir başka bakış açısı ile baktığımızda ise; müteahhit tarafından arsa sahibine arsa karşılığı olarak yapılan konut teslimlerinde, emsal bedel üzerinden hesapladığı KDV’nin tamamı zaten müteahhitlerin üstünde kalmakta idi. Arsa sahipleri bu vergiyi zaten ödememekte idiler. Ayrıca Gelir İdaresi Başkanlığı da zaten müteahhitlerin üstünde kalan bu KDV yükünün gider olarak yazılmasına da, şüpheli alacak ve değersiz alacak olarak gider yazılmasına bile müsaade etmemekte idi. Kahramanmaraş V.D. Başkanlığının 24/04/2017 Tarih ve B.07.1.GİB.4.46.15.01-130[28-2014/06-12]-1421 Sayılı Özelgesi / Kayseri Vergi Dairesi Başkanlığının 18/02/2016 Tarih ve 50426076-125[6-2015/20-249]- 41 Sayılı Özelgesi)
Mahkeme Kararlarına elbette saygı duyalım ama bu kararda vergilendirmedeki “hukuki öngörülebilirlik ilkesi ile ekonomik etkinlik ilkesini” nereye koyalım?
Mahkemelerce karar verilir iken; bu hususların değerlendirilmeye alın(a)mamış olması; mükellefe ve idareye sonuçları bakımından “keşke” dedirtmektedir.
Maliye Bakanlığı’nın üst mahkemeye yapacağı itirazlar ile Danıştay V.D.D.G.K.’nun vereceği karar önem arz etmektedir.
Söz konusu Danıştay 4. Dairesi kararı; Danıştay V.D.D.G.K.’nca onanır ise; çarşı/pazar karışacak gibi gözüküyor.
DANIŞTAY KARARININ YENİ UYGULAMAYA ETKİSİ VAR MI ?
Maliye Bakanlığı; T.B.M.M.’ne; 7104 Sayılı Kanunun 1 nci maddesi ile 3065 Sayılı KDV Kanunu’nun 2 maddesinin 5 fıkrasına “Bu kanunun uygulanmasında arsa karşılığı inşaat işlerinde; arsa sahibi tarafından konut veya işyerine karşılık müteahhide arsa payı teslimi, müteahhit tarafından arsa payına karşılık arsa sahibine konut veya işyeri teslimi yapılmış sayılır.” hükmü ekletilerek; meclisin yasal düzenleme yaptırılmasını sağlamış ve bu düzenlemeye yönelik olarak; “05/06/2018 tarih ve 30442 Sayılı Resmi Gazete de yayımlanan 18 Seri No’lu KDV Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ” ile uygulamaya yönelik izahatlarını yapmıştır.
Danıştay Kararı; yeni kanuni düzenleme ve tebliğ hükümlerine yönelik olarak verilmiş değildir.
Yeni kanuni düzenleme ve tebliğ hükümlerinin (aksi yönde kesin karar verilmediği sürece) geçerliliği devam etmektedir.
Söz konusu Danıştay Kararı Onanır ise; karar sonrası ne olur ?
Danıştay 4. Dairesi’nin verdiği karar; Danıştay V.D.D.G.K.’nca onanır ise; tebliğ hükmü (“müteahhit tarafından arsa sahibine arsa karşılığı olarak yapılan teslimlerde, emsal bedel üzerinden KDV uygulanmaz”) iptal olacaktır.
Maliye Bakanlığı; onanacak bu karara uyacak ve (fayda/maliyet analizlerini de yaparak) kendisine bir yol haritası belirleyecektir.
Mükelleflere getireceği yük, birden fazla vergisel sorunun ortaya çıkması, mükelleflerin haksızlığa uğratılması sonucunu doğuracak olması ve bu durumun mükelleflere anlatılamayacak durumda olması, ihtilafların artacak olması, kurum itibarının zedelenecek olması v.b. hususlar dikkate alınarak;
Bu yol haritası da muhtemelen;
Bu olumsuzlukların giderilmesine yönelik, Katma Değer Vergisi ve Kurumlar Vergisi Kanunlarına Geçici Maddeler ekletilmek sureti ile Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden yasal düzenleme yapılması sağlanarak sorunları çözmek olacaktır.
Ancak Vergi İdaresi; zamanaşımı süresini ve Vergi Usul Kanunu’nun 118 nci maddesi de dikkate alarak; arsa sahiplerine arsa karşılığı yapılan teslimler için emsal bedel üzerinden KDV hesaplamış olan müteahhitlere; talep etmeleri halinde; (KDV İadesi almamış, ödenecek KDV’si çıkan ve bu KDV’yi ödeyenlere) fazla ve yersiz ödenen KDV’lerin iadelerini de ayrıca yapacaktır.
Bu koşulları sağlayan ve iade talep edecek mükellefler; çok sınırlı sayıda kalacağı tahmin edilmekle beraber, Hazineye ek bir yük getireceğinde kuşku yoktur.
Erol DELİKTAŞ
YMM
This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.
Kaynak, https://www.alomaliye.com/2020/09/07/danistay-4-dairesinin-e-2017-3387-sayili-karari/