I- GİRİŞ
Yabancılara verilecek çalışma izni ve çalışma izni muafiyetine dair iş ve işlemlerde izlenecek usul ve esaslar 6735 sayılı Uluslararası İşgücü Kanunu(1) ile düzenlenmiştir. Diğer taraftan uygulamaya ilişkin, 6735 sayılı Kanun’a aykırı olmayan hükümlerin halen uygulanmakta olan 4817 sayılı Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkındaki Kanun’un Uygulama Yönetmeliği ile sağlanmakta olduğu ve bu Yönetmeliğin(2) 3. maddesinde kanuni çalışmanın tanımı yapıldığı görülmektedir. Buna göre; kanuni çalışma, Kanunlara uygun şekilde verilmiş çalışma izninin, ikamet ve diğer ilgili Kanunlarla ile mevzuat hükümlerince düzenlenen yükümlülüklerin yanı sıra, sosyal güvenlik primleri ödenmiş veya muaf olarak çalışmayı ifade etmektedir.
Bu yazımızda, yabancı uyruklu çalışanların eksik gün bildirimlerine dair esasları ilgili Kanunlar, Yönetmelik ve Sosyal Güvenlik Kurumu’nun Genelgeleri ışığında açıklamaya çalışacağız.
II- YABANCI UYRUKLU ÇALIŞANLAR AÇISINDAN KANUNİ ÇALIŞMAYA DÂHİL EDİLEN SÜRELER
Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkındaki Kanunun Uygulama Yönetmeliğin 14. maddesi “Kanuni Çalışmaya Dâhil Edilecek Süreler” başlığını taşımakta olup söz konusu maddeye göre yıllık izinler, iş kazası ve meslek hastalığı, hastalık ve analık, geçici iş göremezlik ödenekleri ile işsizlik sigortası ödeneği alınan süreler, kanuni çalışma süresine dâhil edilmektedir.
Bununla birlikte çalışma izni başvuruları sözleşme türü ve içeriğinin Bakanlık tarafından belirlendiği, başvuru değerlendirme sürecinde 6735 sayılı Kanun’un 19. maddesinde belirtilen istisnai durum dışında iş sözleşmesinin kısmi süreli olması halinde çalışma izni başvurusunun kabul edilmediği, bundan dolayı çalışma iznine müracaat ederken bir yıl veya daha fazla bir süre için alınan çalışma izninin daha sonra kısmi süreli olarak bildirilme olanağının bulunmadığı, bu durumun istisnasının sadece 4857 sayılı İş Kanun’un(3) 74. maddesinde sayılan (Analık halinde çalışma ve süt izni) hal için geçerli olduğu kabul edilmektedir.
Yukarıda yer verilen değerlendirmeler nedeniyle, Bakanlık tarafından yabancı uyruklu çalışanlar ile ilgili 4857 sayılı Kanun’un 74. maddesinde sayılan durum dışında kısmi çalışma bildiriminin kabul edilmeyeceği belirtilmiş olsa bile uygulamasına halen devam edilen 4817 sayılı Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkındaki Kanunun Uygulama Yönetmeliği’nde, kanuni çalışmalar tanımı içeriğinde yer verilen analık hali dışında, yıllık izin, iş kazası ve meslek hastalığı, hastalık, geçici iş göremezlik ödeneği ile işsizlik sigortası ödeneklerinin de bulunduğu görülmüştür.
II- YABANCI UYRUKLU ÇALIŞANLARIN EKSİK GÜN BİLDİRİMLERİNE DAİR ESASLAR
Yabancı uyruklu çalışanlara çalışma izni verilen süre içerisinde tama zamanlı ve belirli süreli olarak ödenecek ücretin Bakanlık tarafından belirlenmiş olsa dahi çalışanların önceden öngörülemeyen nedenlerle bazı aylarda eksik çalışmalarının da olabileceği dikkate alınmalıdır. Zira işverenin veya işçinin kontrolü dışında gerçekleşen olaylar (çalışma izni alınmasına rağmen çalışmaya başlanılmaması, çalışma izni bulunan kişinin geçici olarak yurt dışına giriş-çıkışları arasında geçen süreler, hastalık, analık, tutukluluk, grev ve lokavt, vb.) konusunda yapılacak işlemler genel olarak hukuka ve idari iş ve işlemlere uygun bir şekilde gerçekleşmelidir. Çalışanın salt yabancı uyruklu olması nedeniyle işverenden kaynaklanmayan sebeplerle sözleşmede yer alan koşulların sağlanmadığı belirtilerek işverenin idari yaptırıma uğratılması durumunda telafisi güç zararların ortaya çıkması muhtemeldir.
Ayrıca çalışma izni verilmesi veya çalışma izni muafiyeti tanınması yabancı uyruklu kişinin izin ve muafiyet tanına süre boyunca fiilen çalıştığı veya fiilen çalışacağı anlamına gelememektedir. Nitekim çalışma iznini düzenleyen kanun olan 6735 sayılı Uluslararası İşgücü Kanunu’nun 22. maddesinde de sosyal güvenliğe ilişkin hükümlerin 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na(4) göre yerine getirileceği belirtilmektedir. Bu nedenle, çalışma izni verilmiş veya çalışma izni muafiyeti tanınmış yabancı uyruklu çalışanların eksik gün bildirimleri ile ilgili esasları şu şekilde açıklığa kavuşturmak mümkündür.
5510 sayılı Kanun’un 86. maddesinin dördüncü fıkrasında; “Ay içinde bazı iş günlerinde çalıştırılmayan ve ücret ödenmeyen sigortalıların eksik gün nedeni ve eksik gün sayısı, işverence ilgili aya ait aylık prim ve hizmet belgesinde veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesiyle beyan edilir. Sigortalıların otuz günden az çalıştıklarını gösteren eksik gün nedenleri ile bu nedenleri ispatlayan belgelerin şekli, içeriği, ekleri, ilgili olduğu dönemi, saklanması ve diğer hususlar Kurum’ca çıkarılan yönetmelikle belirlenir.”,
Beşinci fıkrasında; “Sigortalıların otuz günden az çalıştığını gösteren bilgi ve belgelerin Kurum’ca istenilmesine rağmen ibraz edilmemesi veya ibraz edilen bilgi ve belgelerin geçerli sayılmaması halinde otuz günden az bildirilen sürelere ait aylık prim ve hizmet belgesi veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesi, yapılan tebligata rağmen bir ay içinde verilmemesi veya noksan verilmesi halinde Kurum’ca re’sen düzenlenir ve muhteviyatı primler, bu Kanun hükümlerine göre tahsil olunur.” denilmektedir.
Ayrıca konuyla ilgili olarak ikincil mevzuatta yani Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin(5) 102. maddesinin 13. fıkrasında da düzenleme yapılmıştır. Buna göre, anılan Yönetmelik maddesinde;
“Ay içinde otuz günden az çalışan veya eksik ücret ödenen sigortalılara ilişkin;
a- Kurum’ca elektronik ortamda alınabilenler hariç Kurum’ca yetkilendirilmiş sağlık hizmeti sunucularından veya işyeri hekimlerinden alınmış istirahatlı olduğunu gösteren rapor,
b- Sigortalı ve işverenin imzasını taşıyan ücretsiz veya aylıksız izinli olduğunu kanıtlayan izin belgesi,
c- Sigortalıya tebliğ edilen disiplin cezası uygulamasına ilişkin belge,
ç- Gözaltına alınma ile tutukluluk hâline ilişkin belgeler,
d- Kısmi süreli çalışmalara ait yazılı iş sözleşmesi,
e- Sigortalının imzasını taşıyan puantaj kayıtları,
f- Grev, lokavt, genel hayatı etkileyen olaylar, doğal afetler nedeniyle işyerinde faaliyetin durdurulduğunu veya işe ara verildiğini gösteren ilgili resmi makamlardan alınan yazı örneği,
g- İşe devamsızlığa ilişkin belgeler,
ğ- İş sözleşmesinin fesih edildiği tarihte çalışılmadığına dair belge,
h- Kısa çalışma ödeneği alındığına dair ilgili resmi makamlardan alınan belge,
ı- 5434 sayılı Kanun’un Ek 76 ve Geçici 192. maddesine tabi olunduğunu gösterir belge,
i- Yarım çalışma ödeneği alındığına dair ilgili resmi makamlardan alınan belge,
j- İş Sağlığı ve Güvenliği Kayıt, Takip ve İzleme Programı İSG-KATİP üzerinden alınan sözleşmeler,
k- Sonradan düzenlenebilir niteliğinde olmayan benzer nitelikteki belgeler,
eksik çalışmaya ilişkin belgelerdir. Bunlardan, on üçüncü fıkranın (a), (c), (ç), (f), (h), (ı), (i), (j) ve (k) bentlerinde sayılan belgeler Kurum’a verilmez. Ancak söz konusu belgeler Kanun’un 86. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Kurum’ca istenilmesi halinde ibraz edilmek üzere işverence saklanır. İlgili belgelerin Kurum’ca talep edilmesine rağmen ibraz edilmemesi halinde Kanun’un 86. maddesinin beşinci fıkrasına göre işlem yapılır. Sigortalıların eksik gün bildirimine ilişkin bu maddenin on üçüncü fıkrasının diğer bentlerinde sayılan belgeler bilgi formu (Ek-10) ekinde aylık prim ve hizmet belgesinin verilmesi gereken süre içerisinde Kuruma verilir veya taahhütlü, iadeli taahhütlü, acele posta servisi, PTT Alo Post veya PTT Kargo ile gönderilir.” denilmektedir.
Bu gerekçelerden dolayı 5510 sayılı Kanun’un 107. maddesine dayanarak, SSİY’nin yukarıda yer verilen 102. maddesinin 13. fıkrasında belirtilen,
“ a- Kurum’ca elektronik ortamda alınabilenler hariç Kurum’ca yetkilendirilmiş sağlık hizmeti sunucularından veya işyeri hekimlerinden alınmış istirahatlı olduğunu gösteren rapor,
ç- Gözaltına alınma ile tutukluluk hâline ilişkin belgeler,
f- Grev, lokavt, genel hayatı etkileyen olaylar, doğal afetler nedeniyle işyerinde faaliyetin durdurulduğunu veya işe ara verildiğini gösteren ilgili resmi makamlardan alınan yazı örneği,”
hususlarına ilişkin eksik çalışma veya eksik ücret ödeme nedenlerini kanıtlayan belgeler ile 4857 sayılı Kanun’un 74. maddesinde sayılan hallerin ortaya çıkması durumunda eksik çalışma veya eksik ücret ödeme nedenlerini kanıtlayan belgeler Sosyal Güvenlik Kurumu’nca kabul edilecek olup aylık prim ve hizmet belgesi ile muhtasar ve prim hizmet beyannamesinde eksik gün veya eksik ücret bildirimleri için işverenden ayrıca aylık prim ve hizmet belgesi veya muhtasar ve prim ve hizmet beyannamesi istenilmemektedir.
Yine çalışma izin süresi içinde çalışmaya başlayan veya işyeri ile ilişiği kesilen yabancı uyruklu çalışanların, işverenleri tarafından gerekçeleri belirtilerek çalışma izinlerinin iptali için Bakanlığa başvuruda bulunmaları gerektiği hüküm altına alınmıştır. Bu nedenle işverenden yabancı uyruklu çalışanın çalışmaya başlamadığına veya çalışma iznini iptal ettirdiğine dair belgeler ile yabancı uyruklu çalışanın yurt dışına giriş-çıkış kayıtlarının da incelenmesi gerekmektedir. Yabancı uyruklu kişinin çalışmaya başlamadığı, geç başladığı veya iznini iptal edip yurt dışına çıktığı tespit edilenler için aylık prim ve hizmet belgesi veya muhtasar ve prim ve hizmet beyannamesi istenilmemektedir.
Bununla birlikte, çalışma izni verilen yabancının, çalışma izninin geçerliliğinin başladığı tarihten itibaren altı ay içinde Türkiye’ye gelmek zorunda olduğu bu nedenle 6735 sayılı Kanun’un 12 ve 15. maddelerinde belirtilen sürelerin aşılmaması koşuluyla daha sonraki bir sürede çalışılmaya başlanılması veya işyeri ile ilgili ilişiğini kesmeden geçici süreli olarak yurt dışına çıkılması durumunda ülkeye giriş ve çıkış tarihlerinin de dikkate alınarak kişinin yolda geçireceği süreler için; ülkeden çıkış günü hariç olmak üzere iki gün, yine ülkeye giriş tarihi hariç olmak üzere iki günü geçmemek üzere yolda geçen sürelerin de dikkate alınması suretiyle bu süreler için işverenden aylık prim ve hizmet belgesi veya muhtasar ve prim ve hizmet beyannamesi istenilmemektedir.
III- SONUÇ
Sonuç olarak, yabancı uyruklu çalışanlar için ayrıksı durumların ortaya çıkması çok doğal bir durumdur. Yazımızda açıklandığı üzere bu tür özellikli durumlar için eksik günlerin bildirimi noktasında Sosyal Güvenlik Kurumu hassasiyet göstermekte ve işverenlerin zarar görmemesi için gerekli çabayı göstermektedir. İşverenlerin de, açıklanan hususlara dikkat ve riayet etmeleri kendi yararlarına olacaktır. http://www.y-akademi.com/ik/201906_CT.htm
Çağlar TÜRKER*
Yaklaşım / Haziran 2019 / Sayı: 318
* Sosyal Güvenlik Denetmeni
(1) 13.08.2016 tarih ve 29800 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
(2) 29.08.2003 tarih ve 25214 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
(3) 10.06.2003 tarih ve 25134 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
(4) 16.06.2006 tarih ve 26200 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
(5) 12.05.2010 tarih ve 27579 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.