1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Borçlar Kanunu ile birlikte işverene getirilen yükümlülüklere düzenlemeler getirilmiş olmakla birlikte bunun yanında ilave sorumluluklar da getirilmiştir. İşçi-işveren sorumlulukları gözden geçirilmiştir. 4857 sayılı İş Kanunu her ne kadar çalışma hayatında işçi lehine hükümler içerse de işçi ve işveren adına yükümlülükler 6098 sayılı Borçlar Kanunu ile düzenlenmiş ve hüküm altına alınmıştır.
Borçlar Kanununda Ölüm Tazminatı
Sanıldığının aksine “ölüm tazminatı” 4857 sayılı İş Kanununda değil, 6098 sayılı Yeni Borçlar Kanunu’nun İşçinin Ölümü başlıklı 440. maddesinde şöyle ifade edilmektedir: “Sözleşme işçinin ölümüyle kendiliğinden sona erer. İşveren, işçinin sağ kalan eşine ve ergin olmayan çocuklarına, yoksa bakmakla yükümlü olduğu kişilere, ölüm gününden başlayarak bir aylık; hizmet ilişkisi beş yıldan uzun bir süre devam etmişse, iki aylık ücret tutarında bir ödeme yapmakla yükümlüdür.”
Maddeden de anlaşılacağı üzere; işçinin ölümü halinde hak sahiplerine ödenmesi gereken tazminat miktarları belirtilmiştir. Bu madde metnine göre ödenmesi gereken tazminata ‘ölüm tazminatı’ denmektedir.
Burada önemle belirtmek isteriz ki; işçinin iş kazası nedeniyle ölmesi halinde hak sahiplerinin hakları ayrı tutulmalı ve 6098 sayılı Borçlar Kanunun ilgili maddesi açısından uygulamaya gidilmemesi tavsiye edilse de 6098 sayılı Kanunun 55ve56.madde hükümleri saklıdır.. İş Kazası konusunda 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu uygulama açısından hükümlerle çevrili olup işverenin farklı türden bir sorumluluğu bulunmaktadır.
İşverenin Ölümü ve İşverenin Ölümü Halinde Ölüm Tazminatı
Borçlar Kanunu’nun 440.maddesindeki “işçinin ölümü” başlığı altında yer alan ölüm tazminatının yanı sıra aynı sayılı Kanunun 441. Maddesinde de işverenin ölümü halinde neler olacağı ve hak sahiplerinin haklarını kimlerde talep edeceği düzenlenmiştir. Buna göre Borçlar Kanunu’nun 441. Maddesi şu şekildedir :
‘ İşverenin ölümü halinde, yerini mirasçıları alır. Bu durumda işyerinin tamamının veya bir bölümünün devri ile gerçekleşen hizmet ilişkisinin devrine ilişkin hükümler kıyas yoluyla uygulanır. Hizmet sözleşmesi ağırlıklı olarak işverenin kişiliği dikkate alınmak suretiyle kurulmuşsa, onun ölümüyle kendiliğinden sona erer. Ancak, işçi sözleşmenin süresinden önce sona ermesi yüzünden uğradığı zarar için mirasçılardan hakkaniyete uygun bir tazminat isteminde bulunabilir. ’
Maddeden de anlaşılacağı üzere; bir işverenin ölümü halinde işçi, mevcut hakları için işverenin mirasçılarına başvurabilecek ve ilgili tazminat haklarını işverenin mirasçılarından talep edebilecektir.
Ölüm tazminatı şartlarını, yukarıda saydığımız hükümlere istinaden sıralamak gerekirse;
- İşçi ve işveren arasında düzenlenen iş sözleşmesi işçinin ölümüyle kendiliğinden sona ermekte(Bu ölüm iş akdi sürerken olacak ,ecelle yada iş kazası ile diye ayrıma gidilmemiş olmasına rağmen iş kazası sonucu ölümlerde, 5510 sayılı Kanun uygulamada hüküm bulabilmektedir.)
- Ölüm durumunda işveren işçinin sağ kalan eşine ,ergin olmayan çocuklarına (18 yaş altı/Medeni Hukuka göre ergin sayılmayan haller )
- Bekar olması halinde bakmakla yükümlü olduğu kişilere (anne, baba, kardeş)
- İşçinin hizmet süresi 5 yıldan az ise bir aylık,
- beş yıldan fazla ise iki aylık ücret tutarında ödeme yapılır.(Ücretler işçinin son aldığı ücret üzerinden hesaplanacaktır.)
NOT: Madde açık olup ,bir işçinin ölümü halinde hak sahiplerine ödenmesi gereken tazminat miktarı belirlenmiştir. İş Kazası sonucu hesaplanacak tazminat tutarı her ne kadar 5510 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilse de; İşçinin kaza sonucu ölümü halinde hak sahipleri, 6098 sayılı Borçlar Kanunun 55 ve 56.maddelerine istinaden maddi kayıpları (destekten yoksun) ve manevi üzüntülerinin dindirilmesine yönelik manevi tazminat talep etmeleri mümkündür.
4857 İş Kanunu ve 854 sayılı Deniz İş Hukukunda Ölüm Tazminatına yer verilmemesine karşılık, 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanunun 18.maddesi “Gazetecinin ölümü sebebiyle iş akdinin sona ermesi halinde, eşi ve çocuklarına ve bunlar bulunmadığı takdirde geçimi kendisine terettüp eden ailesi efradına müteveffanın aylık ücretinin üç mislinden az olmamak üzere, kıdem hakkı tutarında ölüm tazminatı verilir.” Hükmünden de anlaşılacağı üzere ilgili Kanunda “ölüm tazminatı” düzenlenmiştir.
Feti SAVRAN
Sosyal Güvenlik Denetmeni/ İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Uzmanı
http://iskanunu.com/genel/2252-olum-tazminatinin-hukukumuzdaki-yeri/
Yararlanılan Kaynaklar;
1) 6098 sayılı Borçlar Kanunu
2) 4857 sayılı İş Kanunu
3) 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu
4) 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanunun
5) 854 sayılı Deniz İş Kanunu