Hemen her yıl olduğu gibi, bu yıl da okulların açılmasıyla birlikte, öğrenciler ve ailelerinde burs bulma telaşı başladı.
Herkes burs veren kamu kurumları, şirketler ve kişilerin listesine ulaşmaya çalışıyor, neden mi? Cevabı oldukça basit: Burs almak için. Çünkü, öğrencilerin burs talepleri, Devletin dışında, bazı kamu kurum kuruluşları başta olmak üzere, şirketler ve iş insanları tarafından karşılanıyor.
Onca Soruna Rağmen İş İnsanlarımız ve Şirketler, Hayırseverlikten Vazgeçmedi!
İş insanlarımız ve şirketler, ülkede yaşanan ekonomik sorunlara ve cirolarının düşmesine rağmen hayırseverliklerinden ve üstlendikleri sosyal sorumluluk projelerinden bir adım dahi geriye atmadılar, gerçekten takdire şayan bir durum bu.
Sosyal sorumluluk uygulamalarından birisi de, maddi durumu iyi olmayan ihtiyaç sahibi başarılı öğrencilere burs verilmesi.
Öğrenci Bursları Hangi Şartlarla Veriliyor?
Şirketler ve iş insanlarımız, öğrencilere iki şekilde burs verebiliyorlar: Birincisi, yardım niteliğinde tamamen karşılıksız, ikincisi ise, zorunlu hizmet karşılığı.
Maddi durumu iyi olmayan, geleceğimizin teminatı başarılı öğrencilerimize verilen bursların, gelir ve kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider olarak yazılıp yazılamayacağı konusunda tereddütlerle karşılaşılıyor. Çünkü, Maliye, karşılıksız verilen bursların gider yazılamayacağı, zorunlu hizmet karşılığı verilen bursların ise gider olarak yazılabileceği görüşünde.
Esas olarak Devletin yapması gereken bu harcamaları burs vermek suretiyle üstlenenler, verdikleri bursları vergi matrahlarının tespitinde neden gider olarak düşemediklerini anlayamıyor.
Öğrenci Burslarında Vergi Olayı Can Sıkıyor! Kanunda Düzenleme Yok, Ama Uygulamada Vergi Var!
Öğrencilere verilen bursların gider yazılıp yazılamayacağı konusunda Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarında özel bir düzenleme veya hüküm bulunmuyor. Bu konu, tamamen Maliye’nin özelge düzeyinde verdiği görüşler çerçevesinde yürütülüyor. İşin ilginç yanı, bu kadar önemli olan bir konuda geçen onca zamana rağmen verilmiş bir yargı kararı da bulunmuyor? Enteresan değil mi?
Maliye: Öğrencilere Karşılıksız Verilen Burslar, Vergi Matrahının Tespitinde Gider Olarak Düşülemez!
Gelir ve kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde düşülecek giderler, Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. maddesi ile Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 8. maddesinde yer alıyor. Bu maddelerde sayılmayan ve ticari kazancın elde edilmesine veya idame ettirilmesine yönelik olmayan giderler gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak kabul edilmiyor.
Maliye, ihtiyacı olan öğrencilere, sadece yardım amacıyla karşılıksız olarak verilen bursların ticari kazancın elde edilmesine veya idame ettirilmesine yönelik olmadığı, bağış niteliğinde bulunduğu, bu nedenle de, gelir ve kurumlar vergisi matrahlarının tespiti sırasında gider olarak düşülemeyeceği görüşünde.
Uygulama yıllardır bu şekilde yürütülüyor, yönlendiriliyor!
Ayrıca, Şirketler ve iş insanları tarafından verilen ve toplam tutarı 2019 yılı için 5.760 TL,yi aşan burslar veraset ve intikal vergisine tabi bulunuyor.
Maliye: Zorunlu Hizmet Karşılığı Öğrencilere Verilen Burslar, Gider Olarak Düşülebilir, Bu Burslar Veraset ve İntikal Vergisine de Tabi Değil!
Gelir Vergisi Kanunu’nun 61. Maddesinde ücret şu şekilde tanımlanıyor: “Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir. Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.” Ayrıca, aynı maddede, evvelce yapılmış veya gelecekte yapılacak hizmetler karşılığında verilen para ve ayınlarla sağlanan diğer menfaatlerin de ücret sayılacağı özel olarak belirtiliyor.
Konu hakkında yayınlanan 128 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği’nde ise; hizmet erbabına evvelce yapılan veya gelecekte yapılacak hizmetler karşılığı verilen veya sağlanan para, ayın ve menfaatlerin ücret olarak vergiye tabi tutulacağını, ancak, Gelir Vergisi Kanunu’nun 28. maddesinin 1 ve 2 numaralı bentleri uyarınca, bu bentlerde yazılı şartla vergiden müstesna tutulan tahsil ve tatbikat ödemeleri ve bu meyanda bursların; gelecekte yapılacak hizmetler karşılığını teşkil eden ücret ödemesi sayılmakla birlikte, söz konusu istisna hükmü gereğince gelir vergisine tabi tutulmayacağı belirtiliyor.
Maliye, öğrencilerin okulu bitirdikten sonra burs veren işletmede zorunlu hizmet yükümlülüğü karşılığında verilmesi halinde, bursların zorunlu hizmet karşılığında gelecekte yapılacak hizmetler karşılığında bugünden yapılan ödeme kapsamında ücret niteliğinde olduğu ve ticari kazancın elde edilmesine yönelik ücret ödemesi olarak gider yazılabileceği görüşünde.
Ancak, Maliye, bu şekilde verilen bursların ücret kapsamında gider olarak düşülebilmesi için aşağıdaki şartları topluca arıyor:
Verilen burs işle ilgili olmalı; öğrencilere şirkette belli bir süre çalışmalarını garanti altına almak amacıyla verilmeli.
Taraflar arasında “Zorunlu Hizmet Yükümlülüğü Sözleşmesi” düzenlenmeli, bu sözleşme ilgililer tarafından istenildiğinde ibraz edilebilmeli.
Burs verilecek öğrenciler Türkiye çapında yapılan bir yarışma sınavı sonunda sınavı kazanan kişiler arasından tespit edilmeli. Bu şart asla burs verenin bu sınavı yapmasını gerektirmiyor.
Verilecek burs miktarı, işin önemi ve genişliği ile orantılı olmalı. Bursun süresi ve karşılanacak eğitim giderleri, burs verenin yaptığı işin önemi ve genişliğiyle, işletmenin büyüklüğü, cirosu ve beyan ettiği gelir ile orantılı olmalı.
Öte yandan, gelir vergisinin konusuna giren ödemeler, karşılıksız olsa dahi veraset ve intikal vergisine tabi değil. Dolayısıyla, zorunlu hizmet karşılığı verilen burslar gelir vergisi açısından ücret sayılan ödemelerden olduğundan, veraset ve intikal vergisine de tabi bulunmuyor.
Maliye, Öğrencilerin Okul Bittikten Sonra Burs Veren İşletmede Çalışmadığını, Yükümlülük Sözleşmesinin Göstermelik Olduğunu Biliyor, Ama Buna Göz Yumuyor, İyi de Yapıyor!
Yukarıda da ifade edildiği üzere, öğrenci burslarının gider yazılabilmesi ve vergi matrahından düşülebilmesi için, zorunlu hizmet karşılığında verilmesi ve bunun sözleşmeye bağlanması gerekiyor. Ancak uygulamada, birkaç istisna dışında, bu şekilde burs alanların tamamına yakın bir kısmı okul bittikten sonra burs veren şirkette çalışmıyor. Burs veren şirketler de zaten bunu istemiyor, zorunlu da tutmuyor. Bu gibi durumlarda, sözleşme olsa da, verilen burslar karşılıksız burs haline geliyor. Burada kötü bir amaç yok aslında, mevzuat hazretleri şirketleri ve iş insanlarını buna zorluyor. Sözleşme olmasa, bu defa verilen burslar vergi matrahının tespitinde gider yazılamıyor. Bu da, şirketlere ve iş insanlarına ek bir külfet, ek bir hayırseverlik vergisi yükü getiriyor.
Diğer yandan, öğrencilere karşılıksız olarak burslar gider yazılamadığı için, şirketler bu bursları kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alıp vergi hesaplıyorlar yada ortaklara borç yazarak faiz ve KDV hesaplamak zorunda kalıyorlar.
Yani, nerden bakarsanız bakın, hayırseveri, burs vereni cezalandıran bir sistem var!
Burs Veren İş İnsanları ve Şirketleri Hayırseverlik Vergisinden Kurtarmak Lazım, Ama Nasıl? Bunun Çözümü Ne?
Şirketler ve iş insanları maddi durumu yetersiz olan başarılı öğrencilere burs vermek suretiyle, Devletin eğitime ayırdığı ve harcadığı bütçesine katkı sağlıyorlar. Yani, bir anlamda vergi vermek yerine, burs veriyorlar.
Kişisel görüşümüze göre, öğrencilere burs veren iş insanları ve şirketleri hayırseverlik vergisinden bir an evvel kurtarmak lazım. Bunun için;
Ortaya bir çözüm iradesi konulması,
Öğrencilere verilen bursların çalışma yükümlülüğü olup olmadığına bakılmaksızın gelir vergisinden ve veraset ve intikal vergisinden istisna tutulması,
Verilen bursların gelir ve kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider yazılmasına olanak sağlanması gerekiyor.
Artık, iş insanlarımızı ve şirketleri öğrencilere burs veriyorlar diye cezalandırmamamız, aksine onları teşvik etmemiz lazım. Onlara ihtiyacımız var. Hazır okullar da açıldı, işte tam zamanı. Abdullah Tolu