Birden fazla kişi tarafından imzalanan kâğıtların damga vergisinin ödenmesinden, imza edenlerin tamamı müteselsilen sorumludur. Bu önemli.
Taraflar kendi aralarında verginin kim tarafından ödeneceğini belirleyebilirler. Bunu imzaladıkları sözleşmeye de koyabilirler. Ancak bu durum vergi dairesini bağlamaz. Vergi dairesi bir kâğıdın vergisinin ödenmediğini veya eksik ödendiğini tespit ederse, sözleşmeyi imzalayanların herhangi birisinden tahsil eder. Vergi dairesinin vergiyi tahsil ettiği taraf, sözleşmeye göre ödemeyi yapması gereken taraf değilse, diğer taraftan özel hukuk hükümlerine göre isteyebilir. Bu vergi dairesini ilgilendirmez.
Şimdi esas konuya bakalım. Yasal süresi içinde yükümlülüğün yerine getirileceği varsayımıyla, kim beyanname verir, vergiyi kim ve nasıl öder?
Damga vergisi ödeme şekilleri
Damga vergisinin üç ayrı ödeme şekli vardır.
Sözleşmelerin damga vergisi esas olarak makbuz karşılığı ödenir. Bu yöntem aslında beyan esasıdır. Damga vergisi beyannamesiyle vergi beyan edilir ve ödenir. Ödeme karşılığında makbuz üretildiği için yönteme “makbuz verilmesi suretiyle ödeme” denmiştir.
Kanun’da sayılan bazı kağıtların vergisi basılı damga konulması yoluyla ödenir. Bu ödeme şeklinde vergi peşin olarak ödenir ve vergiye tabi kâğıdın üzerine verginin peşin tahsil edildiğini gösteren bir damga basılır. Bu ödeme şekli daha çok sayıca fazla kâğıtların vergisinin ödenmesinde kullanılabilir. Genel olarak sözleşmelerin damga vergisi bu şekilde ödenmez. Ancak elektrik, su ve telefon gibi abonelik sözleşmelerinde kullanılması mümkündür.
Üçüncü ödeme şekli istihkaktan kesinti suretiyle ödemedir. Bu yöntem, genel olarak kamu kurumları tarafından yapılan ödemelerde düzenlenen makbuzların vergisinin ödenmesinde kullanılır. Ödemeyi yapan kamu kurumu veya kanunda sayılan kurum ve kuruluşlar, düzenlenen makbuzun vergisini ödedikleri tutardan keserler ve vergi dairesine yatırırlar.
Pul yapıştırılması yoluyla damga vergisi ödenmesi şekline 2005 yılında son verilmiştir.
Damga vergisinin beyanı ve ödenmesi
Makbuz karşılığı ödemede, mükellefiyet sürekli ve süreksiz mükellefiyet olarak iki gruba ayrılmıştır.
Başta anonim şirketler olmak üzere bazı mükellefler sürekli mükellefiyet kapsamındadır. Bunlar damga vergisi defteri tutmak, bir ay içinde düzenlenen kâğıtların damga vergisini izleyen ayın yirmiüçüncü günü akşamına kadar beyan etmek ve yirmialtıncı günü akşamına kadar ödemek zorundadır.
Süreksiz mükellefiyet kapsamında olanlar damga vergisi defteri tutmazlar. Ancak tuttukları defterlerinde damga vergisine ilişkin kayıtları da yapmak zorundadırlar. Bunlar, düzenledikleri kâğıtlara ilişkin damga vergisini, kâğıdın düzenlendiği tarihi izleyen onbeş gün içinde damga vergisi beyannamesiyle beyan ederler ve vergiyi aynı süre içinde öderler.
Başta limited şirketler ve serbest meslek erbabı olmak üzere bazı mükellefler, isterlerse seçimlik olarak sürekli mükellefiyet kapsamına girebilirler.
Sözleşmenin damga vergisi tarafların birisi tarafından ödenebilir
Sözleşmelerin damga vergisini taraflardan herhangi birisi beyan edebilir ve ödeyebilir. Taraflar isterlerse de ayrı ayrı beyan ve ödemede de bulunabilirler. Bu çerçevede örneğin iki nüsha olarak düzenlenen bir sözleşmenin her bir nüshası bir tarafça beyan edilebilir.
Sözleşmenin taraflarının tamamı aynı müekellefiyet şekline tabi ise vergiyi beyan edecek ve ödeyecek tarafın serbestçe seçilmesinde sorun yoktur. Vergi kim tarafından ödenirse ödensin Hazineye intikal zamanı değişmez. Ancak sözleşmenin taraflarından birisi sürekli mükellef iken diğer taraf süreksiz mükellefiyet kapsamındaysa, sürekli mükellefiyette beyan ve ödeme süresi daha uzun olduğu için serbestçe seçim yapmanın yasal düzenlemeye uygun olup olmadığı akla gelebilir.
Gelir İdaresi mevcut yasal düzenleme çerçevesinde bunda bir sakınca görmemektedir. İdare verdiği 06.10.2015 tarih ve 95 sayılı özelgede özetle, sözleşmelerin damga vergisinin, sözleşmenin taraflarının durumuna göre, aşağıdaki şekilde ödenebileceğini söylemiştir.
- Sözleşmenin her iki tarafının da sürekli damga vergisi mükellefiyeti bulunması halinde, taraflardan herhangi biri tarafından sürekli mükellefiyet kapsamında ödenebilir (İzleyen ayın yirmiüçüncü gününe kadar beyan, yirmialtıncı günü akşamına kadar ödeme.)
- Sözleşmenin her iki tarafının da sürekli damga vergisi mükellefiyeti bulunmaması halinde, sözleşmeye ait damga vergisi taraflardan herhangi biri tarafından süreksiz mükellefiyet kapsamında beyan edilip ödenebilir (İmza tarihinden itibaren onbeş gün içinde beyan ve ödeme.)
- Sözleşmenin her iki tarafının da sürekli damga vergisi mükellefiyeti bulunmaması halinde, taraflardan birisinin ihtiyari olarak sürekli damga vergisi mükellefiyeti tesis ettirilir ve sözleşmeye ilişkin damga vergisi bu tarafça beyan edilerek ödenir (İzleyen ayın yirmiüçüncü gününe kadar beyan, yirmialtıncı günü akşamına kadar ödeme.)
Damga vergisi ne zaman gider yazılır?
Damga vergisi, Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. maddesinin (6) numaralı bendi kapsamında gider kaydedilir.
Damga vergisinin gider yazma zamanı konusunda özel bir düzenleme yoktur. Dolayısıyla, ticari kazancın tespitinde uygulanan genel kural çerçevesinde, damga vergisi de diğer giderler gibi tahakkuk ettiği tarih itibariyle gider kaydedilebilir. Gider kaydetmek için ödeme yapılması gerekmez.
Gelir İdaresince verilen bazı özelgelerde, ödenen damga vergisinin, ödendiği dönemde gider yazılabileceği belirtiliyor. Bu ifade zannediyorum özelge konusu işlemlerle ilgili sorudan kaynaklanıyor, yoksa tahakkuk ettiği dönemde gider yazılamayacağına ilişkin değil. Özelgelerde, vergiyi doğuran olayın olduğu dönemden daha sonraki bir dönemde tahakkuk ettirilerek ödenen verginin, ödendiği dönemde gider kaydedilip edilemeyeceği soruluyor. İdare de bazı özelgelerde tahakkuk tanımını yapıp, tahakkukun gider yazmak için yeterli olduğunu da vurgulanarak, ödemenin yapıldığı dönemde gider yazılabileceğini belirtiyor. Recep Bıyık https://www.pwc.com.tr