Danıştay 9. Dairesi |
Tarih : 20.03.2017 |
Esas No : 2016/1795 |
Karar No : 2017/2930 VUK Md. 127 |
MOTORLU ARAÇ KAYDI SORGULAMA SONUCU ESAS ALINARAK GEÇMİŞ DÖNEMLER İÇİN MÜKELLEFİYET TESİS EDİLEMEYECEĞİ |
Mükellefleri ve mükellefiyetle ilgili maddi olayları tespit etmek amacıyla düzenlenen yoklama tutanağının sadece düzenlendiği tarihteki veya düzenlendiği döneme ilişkin olay, kayıt ve mevzuları tespit edebileceği, 04.12.2010 tarihi itibariyle mevcut durumu belirten tutanağın, düzenlenme tarihinden önceki dönem için maddi delil niteliğinde olamayacağından 27.01.2012 tarihli motorlu araç kaydı sorgulama sonucu esas alınarak geçmiş dönemler için mükellefiyet tesis edilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı hk.
İstemin Özeti: Davacı adına, 09.06.2008 tarihinden itibaren araç alım satımı faaliyetinde bulunduğundan bahisle gerçek usulde gelir vergisi, geçici vergi ve katma değer vergisi mükellefiyeti tesis edilmesine ilişkin 29.12.2011 tarih ve 60708 sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararının, dilekçede ileri sürülen sebeplerle bozulması istenilmektedir.
Karar: Davacı adına, 09.06.2008 tarihinden itibaren araç alım satım faaliyetinde bulunduğundan bahisle gerçek usulde gelir vergisi, geçici vergi ve katma değer vergisi mükellefiyeti tesis edilmesi işleminin iptali talebiyle açılan davayı; EVDO sisteminde “Vergi Kimlik Numarası ile Araç Bilgilerini Sorgulama” yoluyla yapılan araştırma sonucunda davacının 09.06.2008 tarihinden itibaren 58 adet araç satın aldığı ve bu araçların 2008 yılında 3, 2009 yılında 21, 2010 yılında 21 ve 2011 yılında 11 adet olmak üzere toplam 58 adetini sattığı, davacının bu faaliyetinin devamlı olduğu, davacı tarafından alım satımın ticari olmayan başka nedenlerle yapıldığının kanıtlanamadığı, motorlu nakil vasıtası alım-satım faaliyetine ait olarak ticari faaliyette bulunduğu sonucuna varılarak davacı adına tesis edilen mükellefiyet işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle reddeden Vergi Mahkemesi kararının; temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 1. maddesinde, gerçek kişilerin gelirlerinin gelir vergisine tabi olduğu, gelirin bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarı olduğu, 2. maddesinde, ticari kazançların, zirai kazançlar, ücretler, serbest meslek kazançları, gayrimenkul sermaye iratları, menkul sermaye iratları, diğer kazanç ve iratlar gelire giren kazanç ve iratlar olduğu, 37. maddesinde, her türlü ticari ve sınai faaliyetten elde edilen kazancın ticari kazanç olduğu hükme bağlanmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 127. maddesinde yoklamadan maksadın, mükellefleri ve mükellefiyetle ilgili maddi olayları, kayıtları ve mevzuları araştırmak ve tespit etmek olduğu hükme bağlanmış, aynı Kanunun 134. maddesinde vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu, aynı Kanunun 3. maddesinde de vergilendirmede vergiyi doğuran olayın gerçek mahiyetinin esas olduğu hükmüne yer verilmiş ve yoklama ile vergi incelemesi ayrı birer hukuki müessese olarak tanımlanmıştır.
Yukarıdaki Kanun hükümlerinin birlikte incelenmesinden Vergi Usul Kanununun 127. maddesi ile getirilen yoklama müessesesinin amacının mükellefleri ve mükellefiyetle ilgili maddi olayları, kayıtları ve mevzuları araştırmak ve tespit etmek olduğu, yoklama ile ancak vergi inceleme raporuna done olabilecek çeşitli tespitlerin yapılabileceği, bir başka deyimle vergi inceleme raporu düzenlenmeden tutulan tutanak ile vergi incelemesi yerine geçebilecek işlemlerin yapılmasının mümkün olmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, 04.12.2010 tarihli yoklama fişi ile davacının (…) plakalı aracı 20.07.2010 tarihinde tatile gitmek amacıyla satın aldığı, aracın hususi olduğu, 17.08.2010 tarihinde sattığı, ticari faaliyetinin olmadığı, sigortalı çalıştığının kendi beyanı ile tespiti üzerine 27.01.2012 tarihli motorlu araç kaydı sorgulaması sonucuna göre, 09.06.2008 tarihinden itibaren gerçek usulde tesis edilen gelir vergisi, geçici vergi ve katma değer vergisi mükellefiyet tesisi işleminin iptali istemiyle davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Bu durumda, mükellefleri ve mükellefiyetle ilgili maddi olayları tespit etmek amacıyla düzenlenen yoklama tutanağının sadece düzenlendiği tarihteki veya düzenlendiği döneme ilişkin olay, kayıt ve mevzuları tespit edebileceği, 04.12.2010 tarihi itibariyle mevcut durumu belirten tutanağın, düzenlenme tarihinden önceki dönem için maddi delil niteliğinde olamayacağından 27.01.2012 tarihli motorlu araç kaydı sorgulama sonucu esas alınarak geçmiş dönemler için mükellefiyet tesis edilmesinde hukuka uygunluk bulunmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ve Vergi Mahkemesi’nin kararının bozulmasına, kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, oybirliğiyle karar verildi.