I- GİRİŞ
Bir hizmet sözleşmesine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanlar, 5510 sayılı Kanun’a göre zorunlu olarak sigortalı sayılmışlardır (md. 4/I-a). Bu kişiler, hizmet sözleşmesinin yapıldığı tarihten veya işverence “sigortalı işe giriş bildirgesi”nin doldurulup bu bildirgenin Sosyal Güvenlik Kurumu’na verildiği tarihten itibaren değil, “fiilen işe başlamış olmaları şartıyla işe alındıkları tarihten itibaren”sigortalıdırlar. İşverenle anlaşarak sigortalılıktan vazgeçmek de mümkün değildir.
Bir kimsenin geçersiz bir hizmet sözleşmesiyle çalışmış olması, çalıştığı sürece sigortalı sayılmasına engel teşkil etmez. Çalışanın İş Kanunu, Basın İş Kanunu, Deniz İş Kanunu veya Türk Borçlar Kanunu kapsamında olması mümkündür. Bu durum sigortalılığı etkilemez. Bir kişinin İş Kanunu kapsamı dışında olması sigortasız olacağı anlamına gelmez. Mesela, uçakta görev yapan bir hostes, evde çalışan bir hizmetçi İş Kanunu kapsamına girmez ama 4/a kapsamında sigortalıdır.
Ancak, fiili çalışma yoksa 4/a sigortalılığı da yoktur. Bu yazımızda çalışmadığı yerde sigortalı gösterilenlere uyarıda bulunmak istiyoruz.
II- NAYLON (SAHTE) SİGORTALILIK NEDEN YAPILIR?
Kanun’a göre sigortalı sayılmadıkları halde, sigortalı gösterilerek SGK’yı yanıltmaya çalışanlara, sigorta dilinde “naylon sigortalı” ya da “sahte sigortalı” diyoruz.
Yeni Kanun döneminde kısaca 4/a sigortalısı dediğimiz eski SSK sigortalılarının, sigortalı sayılabilmek için fiilen çalışıyor olmaları şarttır. Evde oturup dışarıdan prim ödeyerek Malullük, Yaşlılık, Ölüm ve Genel sağlık Sigortası yardımlarından yararlanmak, hatta istenirse işsizlik sigortası primi ödemek mümkündür. Ancak bu sigortalılık 4/a değil 4/b statüsünde (eski adıyla Bağ-Kur) sayılır.
4/a statüsünden emekli olmak daha kolay olduğu için 4/b’liliğe tercih edilmektedir. Bu sebeple bazı kişiler, 4/a’lı olabilmek için fiilen çalışmadıkları halde, her ay primlerini tanıdık veya anlaştıkları bir işverene ödemek suretiyle bu işyerlerinden sigortalı gösterilmektedirler.
Eski sigortalılar için hizmet birleştirmesinde son yedi yılda ağırlıkta olan sosyal sigorta statüsü (4/a veya 4/b) esas alındığından 4/a’lı gibi emekli olmak isteyen 4/b’liler, emekliliklerine üçbuçuk yıl kala, fiilen çalışmadıkları işyerlerinde sigortalı gözükerek bu sonucu sağlamaya çalışmaktadırlar.
Fiili çalışma yoksa sigortalılık da olmayacağından, bu durumun SGK denetim elemanları tarafından tespiti halinde sigortalılığın iptaline gidilecektir. Prim belgeleri düzenli verilip primleri de ödenmesine rağmen, ücret bordrosu gibi işyeri kayıtlarında adına rastlanmayan, fiziki olarak işyerinde görülmeyen kişiler için sigorta iptali riski daha fazladır. Bu durumda iptal edilen sigortalılığa ilişkin primler de iade edilmez.
III- NAYLON SİGORTALILAR YAKALANMAMAK İÇİN NE YAPMALI?
İlk önerimiz hiç bu yola başvurmayın olacak. Ancak “mevzuat hazretleri”nin eşitsiz ve adil olmayan düzenlemeleri insanları böyle hileli yollara sevk ettiğinden, illa yapacaksanız yakalanmamak için şu hususlara dikkat edin demekten başka çaremiz kalmıyor.
İşyeri denetimi sırasında, primleri düzenli ödendiği halde işyerinde bulunmayan kişinin, o gün izinli olduğu, iş için işyeri dışına gönderildiği yalanı söylenebilir. Ya ücret bordrolarında adının neden bulunmadığı sorusuna işveren ne diyecek? O halde ilk tavsiye olarak, böyle bir şey yapacaksanız, sizi bildiren ve primlerinizi ödeyen işverene her ay prim tutarını götürüp teslim ettiğiniz gibi, adınızın ücret bordrosunda yer alması için Gelir Vergisi ve Damga Vergisi için de bir miktar ödemeniz gerekecektir. Böylece cisminize işyerinde rastlanmasa da, isminize rastlanacaktır.
Bitmedi! En az 5 işçi çalıştıran işyerlerine, ücretler elden ödenemez. Mutlaka işçi adına açılan bir banka hesabına yatırılması gerekir. O halde yapmanız gereken diğer bir iş, her ay asgari ücret kadar bir paranın bu hesaba yatırılmasını da sağlamaktır.
Yaşınız itibarıyla zorunlu BES’e dâhil edilmek durumunda kalırsanız, bu konuda da uğraşmanız gerekecektir. İşyerinde bir işçi işe iade davası açarsa, işyerindeki işçi sayısını tespit etmeye çalışan mahkeme de foyanızı meydana çıkarabilir.
Görüldüğü gibi sadece sigorta primlerinin düzenli yatırılması, geceleri huzurla uyumanız için yetmemektedir.
IV- SONUÇ
Bir yalan söyleyecekseniz “dört başı mamur” olması gerekir. Ama unutmayın ki “yalancının mumu yatsıya kadar yanar!” SGK denetim elemanları aldığınız bütün tedbirlere rağmen durumu tespit ederlerse sigortalılığınızı iptal ederler. Emekli olamadığınız gibi ödediğiniz paraları da geri alamazsınız. Daha kötüsü emekli aylığı bağlandıktan sonra yaşanacak bir iptaldir. Tüm ödemeleri ve sağlık yardımlarını faiziyle birlikte geri ödemek zorunda kalırsınız.
En iyisi “azıcık aşım, kaygısız başım” demek ve hiç bu yollara başvurmamaktır.
Ekleyelim ki işbirlikçi işverenlerin durumu daha da kötüdür. Yaptıkları eylem Türk Ceza Kanunu’na göre 5 yılı bulan hapis cezasını gerektirdiği gibi, SGK’nın ve vergi idaresinin idari para cezaları da işvereni beklemektedir.
Müjdat ŞAKAR*
Yaklaşım / Nisan 2019 / Sayı: 316
http://www.y-akademi.com/ik/201904_ms.htm
* Prof. Dr., T.C. Marmara Üniversitesi İktisat Fakültesi, Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku Anabilim Dalı Başkanı