1 Mayıs, emeğin ve dayanışmanın bayramı, işçi sınıfının mücadeleyle elde ettiği pek çok hak sonrası insanca yaşama ve çalışma özgürlüğünün kutlandığı gündür. Ne yazık ki tarihsel geçmiş ve yaşanan üzücü olaylar nedeniyle ülkemizde her yıl 1 Mayıs’ta endişeli bir bekleyiş içine gireriz. Polis müdahalesi veya arbede görüntüleri ana haberlerin gündemini oluşturur. Bu yıl, DİSK 1 Mayıs kutlamalarını Bakırköy’de, HAK-İŞ Şanlıurfa’da, TÜRK-İŞ ise Kocaeli’nde yapacak. 1 Mayıs’ın işçi sınıfının taleplerini ortaya koyacak şekilde, bir bayram ve şenlik havasında geçmesini diliyorum. Bugünkü yazımda, emek mücadelesinin son bir yıllık süreçte ne gibi kazanımlar elde ettiği üzerinde durarak bir yılın envanterini çıkarmak istedim. İşçi sınıfının daha fazla kazanım elde ettiği ve insan onuruna yakışır işlerin çoğaldığı bir süreç yaşanması dileklerimle.

Ülkemizde işçi sınıfının halen devam eden problemleri bulunuyor. Bunlardan ilki, sürekli bir şekilde fazla mesai yapılması. Türkiye OECD ülkeleri içerisinde haftalık çalışma süresi açısından Kolombiya ile birlikte en uzun çalışılan ülke konumunda. Kolombiya ve Türkiye’de haftalık ortalama 47.7 saat çalışılıyor. Bu istatistik haftalık çalışma süresinin 45 saat olduğu düşünüldüğünde Türkiye’de çalışanların ortalama haftada 3 saat fazla mesai yaptığını ortaya koyuyor. Uzun sürelerle çalışan kişilerin çoğu kez bunun karşılığını, yani fazla mesai ücretlerini de alamadığını biliyoruz.

Hâlâ çok çalışıyoruz!

Ülkemizde çalışanların uzun sürelerle çalışmasına rağmen gayri safi yurt için hasıla artışının aynı oranda olmadığını, yani verimliliğin düşük olduğunu biliyoruz. Bu nedenle mesai saatlerinin uzaması yalnızca daha az kişiye istihdam sağlanması sonucunu doğuruyor. Önümüzdeki dönemde çalışma sürelerinin kısaltılması suretiyle istihdamın artırılmasına yönelik politikalar gündeme gelebilir. Bu yöndeki politikaların çalışanlar için güvenceyi de sağlaması halinde istihdam artışı sağlayacağını düşünüyorum.

OECD’de ortalama haftalık çalışma süresinin 36.6 saat. Hollanda en kısa haftalık çalışma süresine sahip. İş yaşam dengesi açısından en önemli unsurlardan biri, insanların zamanlarının ne kadarlık bölümünü çalışarak geçirdikleridir. Uzun çalışma saatleri stresi artırması nedeniyle kişisel sağlığı ve iş güvenliğini olumsuz yönde etkiliyor. Uzun çalışma süreleri aile birliğinin bozulmasına ve boşanmaların artmasına neden oluyor. Eve iş getiren ve sürekli çalışmak zorunda olan kişiler ailelerine gereken vakti ayıramıyor ve sonuçta boşanmalar artıyor. Haftalık 50 saat ve üzerinde çalışanların oranı Türkiye’de yüzde 33.8. Yani her üç çalışandan birisi 50 saatin üzerinde çalışıyor.

Sendikalaşma hareketsiz

1 Mayıs’lar işçilerin temsilcisi sendikalar için bir muhasebe günü. Ne yazık ki ülkemizde sendikacılık ücret pazarlığının ötesine geçemediği ve sendikalaşmanın önündeki engeller kaldırılmadığı için sendikalar şanslı azınlığın mensup olabildiği bir örgüt konumunda. Türkiye’de sendikalaşma oranında bir miktar artış söz konusu. Ancak, bu oransal artış sendikalı işçi sayısının artmasıyla birlikte, istihdamdaki azalıştan da kaynaklanıyor. Dolayısıyla, sendikaların özellikle gençlere yönelik örgütlenme faaliyetlerini geliştirmeleri ve gençleri sendikalara yaklaştıracak söylem ve uygulamalara ihtiyacı olduğu açıkça görülüyor.

Yasal hakların yanı sıra ekonomik hakların gelişimi için de sendikalar gerekli. Sendikalı çalışanların ücretleri, sendikalı olmayanlara göre yüzde 30-40 daha fazla. İş yaşamından kaynaklanan demokratik hakları kullanma konusunda sendikalar üyelerine önemli imkânlar da sunmakta. Sendikalar hem üye sayılarını artırmak hem de sendikalaşmanın önündeki engelleri ortadan kaldırmak için gerekli çalışmaları yürütmek zorunda. Sendikasız bir çalışma hayatı ne işçiler, ne işverenler ne de devlet için olumlu sonuçlar üretmeyecektir. Bu açıdan, sendikalar çalışma hayatının vazgeçilmezi konumundadırlar.

Sosyal diyalog geliştirilmeli, çalışma barışı korunmalı

1 Mayıs’ta meydanlarda işçi sınıfı kıdem tazminatı konusundaki görüşünü ve tepkilerini ortaya koyacaktır. İşçi sınıfı kıdem tazminatında mevcut haklardan geriye doğru atılacak hiçbir adımı kabul etmeyeceğini daha önce pek çok kez vurguladı. Bu nedenle bu hassasiyet göz önünde bulundurularak, daha fazla işçinin kıdem tazminatına erişeceği bir model ortaya konulacak ise kıdem tazminatı reformu hakkında sosyal taraflar görüşmeye başlamalılar. Aksi takdirde çalışma hayatında barış kalıcı olarak bozulabilir. Çalışma hayatıyla ilgili pek çok konuda sosyal diyalog mekanizmalarının kararlılıkla uygulanması gerekiyor. Bu konuda gerekli tüm adımlar atılmalı ve işçi işverendevlet sacayağının sağlam bir şekilde işletilmesiyle çalışma hayatında herkes için olumlu sonuçların üretilmesi sağlanmalı. Bu dilek ve temennilerle tüm işçilerimizin 1 Mayıs Bayramlarını kutluyorum.

Çalışanlara asgari ücret desteği devam ediyor 

1 Mayıs 2018’den 1 Mayıs 2019’a değişen önemli bir çalışma hayatı verisi de asgari ücret. Asgari cürette 2016 yılında gerçekleşen artış, son yıllarda işçi sınıfının önemli kazanımları arasında yer almıştı. Asgari ücret 2019 yılı itibarıyla net 2.020 TL oldu. 2016, 2017 ve 2018 yıllarında olduğu gibi, 2019 yılı için de asgari ücret yıllık olarak belirlendi. Dolayısıyla, 1 Temmuzda rakam değişmeyecek. Ancak yaşanan yüksek enflasyon süreci, asgari ücretlinin satın alma gücünü önemli ölçüde azalttı. Bu durum göz önünde bulundurularak asgari ücretliler için yeni bir düzenleme hayata geçirilebilir. Diğer yandan asgari ücretin vergi dışı bırakılmasına yönelik olarak da politikaların hazırlığı yapılmalı. Diğer yandan, asgari ücretteki artışın finanse edilebilmesi için işveren tarafını rahatlatan asgari ücret desteği bu yıl da devam ediyor. İşverenler istihdam azaltmadıkları sürece asgari ücret ve biraz üzerinde ücret ödedikleri çalışanlar için bu destekten yararlanabiliyorlar.

Kamuda taşeron bitti

Geçtiğimiz yılın sonunda kamuda çalışan taşeron işçilerin kadroya geçişleri başlamıştı. Süreç tamamlandı ve kamudaki taşeron işçilerin kadro geçişleri tamamlandı. Taşeron işçileri için Yol-İş Sendikası’nın açtığı davalarla başlayan süreç, kadroyla sonuçlanmıştı. Taşeron işçiler kadroya geçti, maddi ve sosyal haklarında iyileştirmeler yaşandı. 4/c’liler de 4/b kadrosuna geçirildi. Bu iki gelişme işçi sınıfı için çok önemli ve bugünkü kutlamalarda taşeron işçiler de en ön saflarda yer alacaktır. Bu işçi sınıfı için çok önemli bir kazanım. Diğer yandan KİT’lerde çalışan taşeron işçiler için kadro geçişi söz konusu olmadı. Kadro geçişlerinde bazı sorunların yaşandığı da biliniyor. Bu sorunları çözecek ve KİT’lerdeki taşeronların da kadroya geçirilmesi için gerekli adımların atılması çok önemli. Bu noktada taşeron işçilerin ancak önümüzdeki yıldan itibaren toplu sözleşmelerden yararlanmaya başlayacak olması ve bazı taşeron işçilerin ücretlerinin bu nedenle erimesine yönelik de tedbirlerin alınması gerekiyor. Cem Kılıç

http://www.milliyet.com.tr/yazarlar/cem-kilic/calisma-hayatinda-durum-ne--2866668/

Leave a comment

Make sure you enter all the required information, indicated by an asterisk (*). HTML code is not allowed.

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • 1 TL için 532.000 TL Fazla Vergi Ödeme Riski Sosyal içerik üreticilerinden ile Appstore, Google Play üzerinden gelir elde…
  • BORSAYA AÇILAN ŞİRKETLER AÇISINDAN EMİSYON PRİMLİ PAYLARA YÖNELİK ÖRNEK UYGULAMA EMİSYON PRİMİ TİCARİ KARA DÂHİL DEĞİLDİR. ÖZKAYNAKLAR ARASINDA 520 PAY…
  • Yatırım Teşvik Belge Kapsamında KDV İstisnası Yatırım Teşvik Belgesi Sahibi Mükellefe Belge Kapsamındaki:· Makine Ve Teçhizat İthal…
Top