Anayasadan kaynaklanan sözleşme özgürlüğü ilkesi uyarınca, iş sözleşmesi hangi türde (belirli-belirsiz süreli, tam-kısmi süreli) yapılmış olursa olsun tarafların (işçi-işveren) anlaşmasıyla kural olarak her zaman sona erdirilebilmektedir.
İkale (bozma) sözleşmesi ne anlama gelmektedir?
Genel olarak, işçi ve işverenin aralarındaki iş sözleşmesini sona erdirmek üzere yaptıkları anlaşma ikale (bozma) sözleşmesi olarak nitelenmektedir.
İkale sözleşmesi ile ilgili olarak 4857 sayılı İş Kanununda herhangi bir düzenleme yapılmamıştır.
İkale sözleşmesi, 4857 sayılı İş Kanunundaki iş güvencesi hükümlerinin yürürlüğe girmesinin ardından yaygın bir hal almış ve genel olarak iş güvencesi kapsamındaki işçinin işe iade davası ile karşılaşmamak için, uygulamada ikale sözleşmelerinin kullanımı yaygınlaşmış ve Yargıtay tarafından da benimsenmiştir.
Yargıtay’a ve doktrindeki görüşlere göre, işçi ve işverenin iradelerinin fesih konusunda birleşmesi, bir taraf feshi niteliğinde değildir. İş Kanunu'nda bu sona erme türü düzenlenmemiş ise de, taraflardan birinin karşı tarafa ilettiği iş sözleşmesinin karşılıklı feshine dair sözleşme yapılmasını içeren bir açıklamanın (icap) ardından diğer tarafın da bunu kabulü ile ikale (bozma) sözleşmesi kurulmuş olmaktadır.
Bu anlamda, ikale sözleşmesinin şekli, yapılması, kapsam ve geçerliliği Borçlar Kanunu hükümlerine göre saptanmakta, buna karşılık iş sözleşmesinin ikale sözleşmesi yoluyla sona erdirilmesi, İş Hukuku'nu yakından ilgilendirdiği için ikalenin yorumunda iş sözleşmesinin yorumunda olduğu gibi genel hükümler dışında İş Hukuku'ndaki işçi yararına yorum ilkesi de göz önünde bulundurulmaktadır.
Sosyal güvenlikte prime tabi olan ve olmayan ödemeler
Sosyal güvenlik mevzuatında sigorta primine esas kazanca nelerin dahil, nelerin kısmen prime tabi, nelerin prime tabi olmadığı kanunda tek tek belirtilmiştir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun "Prime esas kazançlar" başlıklı 80. Maddesine göre;
4/a (SSK) bendi kapsamındaki sigortalıların prime esas kazançlarının hesabında; hak edilen ücretler, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaktan o ay içinde yapılan ödemeler, işverenler tarafından sigortalılar için özel sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine ödenen tutarlar ile idare veya yargı mercilerince verilen karar gereğince belirtilen kazançlar niteliğinde olmak üzere sigortalılara o ay içinde yapılan ödemelerin brüt toplamı esas alınmaktadır.
Ancak, ayni yardımlar, ölüm, doğum ve evlenme yardımları, görev yollukları, seyyar görev tazminatı, kıdem tazminatı, iş sonu tazminatı veya kıdem tazminatı mahiyetindeki toplu ödeme, keşif ücreti, ihbar ve kasa tazminatları ile SGK tarafından her yıl itibarıyla belirlenen yemek, çocuk ve aile zamları, işverenler tarafından sigortalılar için özel sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine ödenen ve aylık toplamı asgari ücretin % 30’unu geçmeyen özel sağlık sigortası primi ve bireysel emeklilik katkı payları tutarları prime esas kazanca dahil edilmemektedir.
Bunun dışında, kanunda tek tek belirtilen istisnalar dışında her ne adla yapılırsa yapılsın tüm ödemeler ile ayni yardım yerine geçmek üzere yapılan nakdi ödemeler prime esas kazanca dahil edilmektedir.
1475 sayılı İş Kanunu’nun (mülga) 14 üncü maddesinde, hangi koşullarda kıdem tazminatı ödeneceği düzenlenmiş olup, işçinin veya işverenin kanunda belirtilen sebeplerle tek taraflı olarak iş sözleşmesini feshi halinde kıdem tazminatına hak kazanılacağı belirtilmiş, iş sözleşmesinin bozma (ikale) sözleşmesi ile sonlandırılması halinde ise kıdem tazminatı ödeneceği yönünde bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Her ne kadar ikale sözleşmesi ile işçiye bir tazminat ödemesi kararlaştırılmış olsa da, bu ödeme ikale sözleşmesi gereği yapılan bir ödemedir.
İşçi ve işverenin fesih konusunda anlaşmaları, bir tarafın feshi niteliğinde olmadığından, bozma sözleşmesi yoluyla iş sözleşmesi sona eren işçi, sözleşme ile kararlaştırılan tutar dışında iş kanunundan kaynaklanan, kural olarak feshe bağlı olan kıdem ve ihbar tazminatlarını da talep edemeyecektir.
Ancak, tarafların bozma sözleşmesinde kıdem ve ihbar tazminatı ile iş güvencesi tazminatı, hatta boşta geçen süreye ait ücret ve diğer haklardan bazılarını ya da tamamını kararlaştırmaları da mümkündür.
5510 sayılı Kanunun 80 inci maddesinde, sayma yolu ile bir kısım ödemenin sigorta primine tabi tutulmayacağı düzenlenmiş, akabinde de bu istisnalar dışında “her ne adla yapılırsa yapılsın tüm ödemelerin” ve ayni yardım yerine geçmek üzere yapılan nakdi ödemelerin prime esas kazanca tabi olduğu kabul edilmiştir.
Sosyal güvenlikte, ikale tazminatının sigorta primine tabi olup olmadığı konusuna, ikale tazminatına esas ödeme kalemlerinin sözleşmede ayrıştırılmış olup olmadığına, ayrıştırılmış ise, bu ödeme kalemlerinin 5510/80-b maddesinde belirtilen istisnalar arasında sayılıp sayılmadığına bakılarak karar verilmektedir.
Buna göre, 5510 sayılı Kanunda belirtilen istisnalar arasında “ikale tazminatı” sayılmadığından;
a) İkale sözleşmesi ile kararlaştırılan ikale bedelinin hangi kalem alacakları/tazminatları kapsadığının ayrı ayrı belirtilmesi ve bu alacakların/tazminatların Kanunun 80 inci maddesinin (b) bendinde sayılan istisnalar arasında yer alması halinde, sigorta primine esas kazanca dahil edilmemesi, bu istisnalar dışında her ne adla yapılırsa yapılsın tüm ödemelerin prime esas kazanca dahil edilmesi gerekmektedir.
Örnek-1: A sigortalısı ile işvereni arasında yapılan ikale sözleşmesinde, 40.000 TL’si kıdem tazminatı, 15.000 TL’si ihbar tazminatı, 20.000 TL’si ek ödeme olmak üzere toplam 75.000 TL ödeme yapılmasına karar verildiğini varsayalım. Bu durumda, kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı 5510/80-b maddesinde belirtilen istisnalar arasında sayıldığından, bu ödemeler sigorta primine esas kazanca dahil edilmeyecek, ek ödeme ise istisnalar arasında sayılmadığından 15.000 TL’lik ödeme SGK üst sınırı dikkate alınarak sigorta primine esas kazanca dahil edilecektir.
b) İkale sözleşmesi ile kararlaştırılan ikale bedelinin hangi kalem alacakları/tazminatları kapsadığının ayrı ayrı belirtilmemesi, başka bir ifadeyle alacakların/tazminatların ayrıştırılmamış olması halinde, ikale bedeli adı altında yapılan tüm ödemelerin sigorta primine esas kazanca tabi tutulması gerekmektedir.
Örnek-2: B sigortalısı ile işvereni arasında yapılan ikale sözleşmesinde, 75.000 TL ikale ödemesi yapılacağı konusunda anlaşmaya varıldığı, ancak bu ödemenin hangi kalem alacakları/tazminatları kapsadığının ayrıntılı olarak belirtilmediğini varsayalım. Bu durumda, 5510/80-b maddesinde belirtilen istisnalar arasında ikale ödemesi/ikale tazminatı sayılmadığından, ikale bedeli adı altında yapılan tüm ödemeler SGK üst sınırı dikkate alınarak sigorta primine esas kazanca dahil edilecektir. Celal Özcan https://www.pwc.com.tr