“Ticari Alacaklara İlişkin Uyuşmazlıklarda BA ve BS Formlarının İşlevi” başlıklı yazımızda bu formların mal ve hizmetlerin teslim alınıp alınmadıkları hususunda bir ispat aracı olabileceğini belirtmek amacıyla, “…satıcı (davacı) tarafından mal ve hizmet satıldığı iddia edildiği halde mal ve hizmet teslim almadığını veya kendisine faturaların tebliğ edilmediğini, dolayısıyla borcunun bulunmadığını bildiren ve ticari defterlerini de mahkemeye sunmayan tarafla (davalıyla) ilgili olarak BA ve BS bildirim formları da ihtilafın çözümü açısından önem arz etmektedir.
Ticari defterlerini mahkemeye sunmayan tarafla (davalıyla) ilgili olarak BA ve BS bildirim formları ilgili mahkemeler tarafından davalının bağlı oldukları vergi dairelerinden istenebilmektedir.
BA ve BS bildirim formları bilanço esasına göre defter tutan mükellefler tarafından belirli bir limiti aşan mal ve hizmet alım ve satışlarını vergi dairesine elektronik ortamda bildirilmesine yarayan önemli bir yükümlülüktür.
Söz konusu formlar defterlerini ilgili mahkemeye sunmayan davalının davacının teslim ettiğini beyan ettiği mal ve hizmetlerin teslim alınıp alınmadıkları hususunda bir ispat aracı olabilmektedir.
Nitekim Yargıtay 15.Hukuk Dairesi 2014/1727 E.2014/7418 K. Sayılı kararında ‘Sözü edilen faturaların davalı şirket tarafından BA/BS formlarıyla vergi dairesine bildirilmesi halinde faturaların davalı şirkete tebliğ edildiğinin ve fatura konusu malların da teslim alındığının kabulü gerekir.’ denilmiştir.” şeklindeki görüşlerimiz belirtilmişti.
Ancak, daha sonraki gözlemlerimizde sanki BA ve BS bildirim formlarının iki şirket arasındaki borç alacak durumunu, yani iki şirketin birbirlerine ait cari hesabını gösterdiği şeklinde anlamaların olduğu görülmüştür.
Oysa:
-Yukarıda da belirtildiği üzere BA ve BS bildirim formları bilanço esasına göre defter tutan mükellefler tarafından belirli bir limiti aşan mal ve hizmet alım ve satışlarının bildirildiği formlar olup, eğer bugün itibariyle aylık alış ve satış tutarının toplamı KDV hariç 5.000 TL’nin altında ise şirketler bu alışverişler için bildirimde bulunmayacaklarından;
-İki şirket arasında her ay (KDV hariç) 5.000 TL’nin üzerinde alışveriş olması ve her iki şirketçe bu alışverişlerin aksatılmadan bildirilmiş olmasına rağmen satın alınan mal ve hizmet bedelleri ödenmiş olması halinde de, bu ödemeler BA, BS formlarında gösterilmeyeceğinden;
Bu formları esas alarak iki şirket arasındaki alacak borç ilişkisini tayin etmek mümkün olmayacaktır.
Başta da belirttiğimiz üzere, alışveriş tutarının aylık KDV hariç 5.000 TL’yi geçmesi ve bunun mükellefler tarafından bildirimde bulunulması halinde bunun iki şirket arasında bir ticari ilişkinin bulunduğu, faturaların satıcı şirketten alıcı şirkete tebliğ edildiği ve fatura konusu malların da teslim edildiği/alındığı anlamına geleceğinden BA ve BS bildirim formlarının esas alınması suretiyle şirketler arasında alacak veya borç durumunu tayin etmek bir yol değildir. Hüseyin Yörükoğlu, SMMM