Danıştay 4. Dairesi |
Tarih : 08.03.2018 |
Esas No : 2015/10505 |
Karar No : 2018/2373 VUK Md. 35, 108 |
VERGİ TEKNİĞİ RAPORUNUN İHBARNAME EKİNDE TEBLİĞ EDİLMEMİŞ OLMASI |
İhbarnameye eklenecek unsurlar arasında sayılmayan vergi tekniği raporlarının tebliğ edilmemesinin ihbarnamelerin hukuksal değerini yitirmesine yol açmayacağı, hatalı tebliğ olarak da değerlendirilemeyeceği ve mükellefe tebliğ edilen ihbarname eki takdir komisyonu kararı dayanağı vergi tekniği raporunun savunma ekinde dosyaya sunulmuş olması nedeniyle işin esası incelenerek bir karar verilmesi gerektiği hk.
İstemin Özeti: Davacı adına, sahte fatura düzenlediğinden bahisle takdir komisyonu kararına istinaden vergi ziyaı cezalı olarak tarh edilen 2008, 2009, 2010 yılları kurumlar vergisi, 2008/1-3, 4-6, 7-9, 10-12, 2009/1-3, 4-6, 7-9, 2010/1-3 dönemleri geçici vergi ve 2008/4, 2009/4 dönemleri kurum (stopaj) vergisinin kaldırılması ile hakkında yapılan denetim neticesinin araştırılması istemiyle dava açılmıştır. Vergi Mahkemesinin kararıyla; tarhiyatın dayanağını oluşturan davacı hakkındaki vergi tekniği raporunun davacıya ihbarnameler ile birlikte tebliğ edilmemiş olmasının tebligatı geçersiz kılacağı, hakkında yapılan denetim neticesinin araştırılması yönündeki istemin ise idari davaya konu olamayacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, kısmen incelenmeksizin reddine karar verilmiştir. Kararın, hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek aleyhe olan kısımlarının bozulması istenilmektedir.
Karar: Davacı adına, sahte fatura düzenlediğinden bahisle takdir komisyonu kararına istinaden vergi ziyaı cezalı olarak tarh edilen 2008, 2009, 2010 yılları kurumlar vergisi, 2008/1-3, 4-6, 7-9, 10-12, 2009/1-3, 4-6, 7-9, 2010/1-3 dönemleri geçici vergi ile 2008/4, 2009/4 dönemleri kurum stopaj vergisinin kaldırılması ile hakkında yapılan denetim neticesinin araştırılması istemiyle açılan davanın kısmen kabulüne, kısmen incelenmeksizin reddine ilişkin Vergi Mahkemesi kararının kabule ilişkin kısmı temyiz edilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun, 34. maddesinde yer alan hükme göre, vergi ihbarnamesi, idarenin tarh ettiği vergiyi, ceza ihbarnamesi ise, 366. maddesinin birinci fıkrasında yer verildiği gibi, 365. madde uyarınca kesilen cezayı ilgililere duyuran bildirimlerdir. Tarh edilmiş olan vergi veya kesilmiş cezaya ilişkin ihbarnamelerde yer alması gereken hususlar adı geçen Kanun’un 35. maddesinin birinci fıkrasında on iki bentte ve takdir komisyonunun kararı üzerine tarh edilen vergilerde kararın ve re'sen takdiri gerektiren inceleme raporunun birer suretinin ihbarnameye ekleneceği maddenin son fıkrasında belirtilmiş olup, bu unsurlardan herhangi birinin eksik veya yanlış yazılmasının ihbarnamenin hukuksal değerini yitirmesine yol açmayacağı “Hatalı Tebliğler” başlıklı 108. maddesinde düzenlenmiş ve ihbarnamelerde sadece mükellefin adının, verginin nev'inin veya miktarının ve vergi mahkemesinde dava açma süresinin hiç yazılmamış olmasının veya ihbarnamenin görevli bir makam tarafından düzenlenmemiş olmasının ihbarnameyi hükümsüz kılacağı kurala bağlanmıştır.
Bu durumda, 213 sayılı Kanun’un 35. maddesi uyarınca ihbarnameye eklenecek unsurlar arasında sayılmayan vergi tekniği raporlarının tebliğ edilmemesi ihbarnamelerin hukuksal değerini yitirmesine yol açmayacak, 213 sayılı Kanun’un 108. maddesi kapsamında hatalı tebliğ olarak da değerlendirilemeyecektir.
Dosyanın incelenmesinden, davacıya tebliğ edilen ihbarnameler ekinde yer alan takdir komisyonu kararlarında takdirin dayanağı olarak davacı hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunun alındığı, tarhiyatlara süresi içinde dava açıldığı, savunma dilekçesinin ekinde vergi tekniği raporunun mevcut olduğu görülmüştür.
Bu durumda, işin esasının incelenerek bir karar verilmesi gerekirken tarhiyatı kaldıran Vergi Mahkemesi kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanun’un 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde Danıştay'da kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi(*).
(*) KARŞI OY: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle karara katılmıyoruz.