2017 başlarında yapılan bir düzenlemeyle, vergiye uyumlu mükelleflere yeni bir avantaj getirildi. Belirli kriterler çerçevesinde vergiye uyumlu olarak tanımlanan mükelleflere, yılda bir milyon lirayı geçmemek üzere, beyannameleri üzerinden hesaplanan verginin % 5’i kadar bir tutarın ödenecek vergiden indirimi olanağı sağlandı.

Düzenleme yeni sayılır. Henüz ilk uygulamaları yapıldı. Bu uygulamalarda yanlış olduğu düşünülen konular oldu ki, ilgili düzenlemede 30 Ocak 2019 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 7162 sayılı Kanun’la bir değişiklik de yapıldı.

Ben bugüne vergi indiriminden yararlanan orta ve büyük ölçekli çok da işletme görmedim. Üstelik bu işletmeler vergiye gönüllü uyum deyince ilk akla gelen kurumsal işletmeler. Bu işletmeler indirimden yararlanamıyorsa, kimse yararlanamaz diye düşünüyorum.

Vergi indirimi koşullarını birkaç cümleyle özetlemeye ve neden uygulama alanı bulamadığına ilişkin düşüncemi ifade etmeye çalışayım.

Vergi indiriminden yararlanabilenler

Vergi indiriminden; ticari, zirai veya mesleki faaliyeti nedeniyle gelir vergisi mükellefi olanlar ile finans ve sigortacılık gibi bazı sektörlerde faaliyet gösterenler hariç kurumlar vergisi mükellefleri yararlanabiliyor.

Bazı gelir sahipleri, örneğin kira gelirini yıllardır zamanında ve doğru olarak beyan eden ve vergisini zamanında ödeyenler kapsam dışında. Sadece bu koşul nedeniyle, iki milyona yakın kira gelir sahibi indirimden yararlanamıyor. Düzenlemenin en önemli eksiği. Umarım ilk fırsatta bu eksiklik giderilir.

İndirimden yararlanma koşulları

Vergi indiriminden yararlanabilmek için aşağıda kısaca özetlenecek dört koşulun gerçekleşmiş olması gerekiyor.

Bu koşulların bir kısmı vergiye uyumu ölçmekte kullanılabilecek iyi kriterler, bir kısmı iyi kriterler ama içerisinde yeterli esneklik payı içermeyen kriterler, bir kısmı ise belki de hiçbir mükellefin uyamayacağı kriterler. Bu kriterleri zaman kaybetmeksizin yeniden gözden geçirmekte yarar var.

Beyannamelerin zamanında verilmesi, vergilerin zamanında ödenmesi

Vergi indiriminden yararlanabilmek için;

  • İndirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile bu beyannamenin ait olduğu yıldan önceki son iki yıla ilişkin olarak verilmesi gereken gelir veya kurumlar vergisi, katma değer vergisi, muhtasar gibi tüm vergi beyannamelerinin kanuni süresi içerisinde verilmiş ve
  • Bu beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerin de kanuni süresi içerisinde ödeşmiş olması,

gerekiyor.

En başta söyleyeyim; koşul uyulamayacak kadar sert.

Beyannamelerin verilmesi konusunda düzenleme hiçbir esneklik içermiyor. Koşulları sağlamak için üç yıl bütün beyannamelerin yasal süresi içinde verilmesi gerekiyor. Üç yıl içinde, tek bir beyannameyi, bir gün geç verirseniz, üç yıl indirimden yararlanma olanağını kaybediyorsunuz.

Kişisel düşüncem, öncelikle beyannamelerin zamanında verilmesi koşulunu sadece gelir ve kurumlar vergisiyle sınırlı olarak aramak gerekir. Muhtasar beyanname gibi, damga vergisi beyannamesi gibi beyannamelerin zamanında verilmesi koşulu iyi bir ölçüt değil. Eğer bütün beyannamelerin zamanında verilmesi istenecekse de bu konuda bir esneklik olmalı, örneğin her yıl için bir beyannamenin zamanında verilmemesi ihlal nedeni sayılmamalı.

Vergilerin zamanında ödenmesiyle ilgili iki sorun vardı, birisi çözüldü. Ödeme konusunda on liralık bir esneklik payı vardı, yetersizdi ve 30 Ocak 2019 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 7162 sayılı Kanun’la bu tutar 250 liraya çıkartıldı. Buna göre, 250 liraya kadar yapılan eksik ödeme şartın ihlali olarak sayılmıyor. Eksik ödemeye her bir beyanname için bakıldığından bu tutar yeterli sayılabilir. Özellikle vergi çıkmayan beyannameler için çıkan damga vergisinin zamanında ödenmemesi durumunda ortaya çıkan sorun böylece çözülmüş oldu. Ancak bu tutarın üzerinde olsa bile, üç yıl boyunca verilen bütün beyannamelerle tahakkuk eden vergilerin zamanında ödenmesi koşulu, kolay sağlanacak bir koşul değil ve sorun olmaya devam ediyor. Çoğunlukla şirketlerden, zaman zaman da ödemeye aracılık eden bankalardan kaynaklanan nedenlerle, vergiler zamanında ödenmeyebiliyor. Üç yıl içinde verilen bütün beyannameler nedeniyle tahakkuk eden vergilerin tamamının zamanında ödenmesi koşulu makul değil. Burada da yılda bir defa, belirli bir süreyle sınırlı olmak üzere ödeme esnekliği gerekiyor.

İkmalen, re’sen veya idarece yapılmış bir tarhiyat bulunmaması

İndirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile bu yıldan önceki son iki yıl içerisinde haklarında beyana tabi vergi türleri itibariyle ikmalen, re'sen veya idarece yapılmış bir tarhiyat bulunmaması gerekiyor.

Belli bir büyüklüğün üstündeki kurumlar için zannediyorum gerçekleşmesi son derece düşük olasılık. Bir incelemenin tarhiyatla sonuçlanmaması nadir görülen bir durum. Bu nedenle muhtemelen indirimden sadece inceleme görmeyenler yararlanabilecekler. İncelenen bir kurumun, tarhiyata muhatap olması her zaman da bu kurumun vergiye uyumlu olmadığı anlamına gelmiyor.

Yapılan tarhiyatların indirimin hesaplanacağı gelir veya kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken süreden önce kesinleşmiş yargı kararlarıyla veya uzlaşma ya da düzeltme hükümlerine göre tamamen ortadan kaldırılmış olması halinde vergi indiriminden yararlanılması mümkün. Bu düzenleme de fiilen uygulanabilir değil. Tarhiyatın uzlaşmada tamamen kaldırılması karşılaşılan bir durum değil, kesinleşmiş yargı kararıyla tarhiyat kaldırılabilir ama yıllar sonra olduğu için anlamlı değil.

Vadesi geçmiş borç bulunmaması

İndirimin hesaplanacağı beyannamenin verildiği tarih itibarıyla vergi aslı (vergi cezaları dahil) 1.000 liranın üzerinde vadesi geçmiş borçlarının bulunmaması gerekiyor.

Vergi borcu bulunmaması kabul edilebilir bir ölçüt ancak hem bin lira küçük bir tutar hem de kural esnek değil. Özellikle mahsup taleplerinin tam olarak kabul edilmemesinden kaynaklanan borçlar ve mahsup taleplerinin zamanında yapılmaması önemli bir sorun. Borcun ödenmemesinin alışkanlık haline getirilmesini ölçü olarak almak daha adil olabilirdi.

Kaçakçılık fiillerin işlenmemiş olması

Vergi indiriminin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile önceki dört takvim yılında Vergi Usul Kanunu’nun kaçakçılık suçlarını düzenleyen 359. maddesinde sayılan fiilleri işlediği tespit edilen mükellefler vergi indiriminden yararlanamıyor.

Söz konusu maddede sayılan fiilleri işleyenlerin kapsamda olması söz konusu olmaz. Son derece yerinde bir kriter. Ancak tespit kapsam dışına atmak için yeterli olmamalı. Fiilin işlendiğinin kesinleşmesine bırakmak daha uygun olabilirdi.

Sonuçta, öyle gözüküyor ki, yasal düzenleme yapılırken, özellikle belli bir büyüklüğün üzerindeki mükelleflerin vergi indiriminden yararlanması amaçlanmamış. Amaç bu ise amacın büyük ölçüde gerçekleştiği söylenebilir. Amaç bu değil de ulaşılan sonuç bu ise de düzenlemeyi değiştirmekte yarar var. Recep Bıyık https://www.pwc.com.tr

Leave a comment

Make sure you enter all the required information, indicated by an asterisk (*). HTML code is not allowed.

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • 1 TL için 532.000 TL Fazla Vergi Ödeme Riski Sosyal içerik üreticilerinden ile Appstore, Google Play üzerinden gelir elde…
  • BORSAYA AÇILAN ŞİRKETLER AÇISINDAN EMİSYON PRİMLİ PAYLARA YÖNELİK ÖRNEK UYGULAMA EMİSYON PRİMİ TİCARİ KARA DÂHİL DEĞİLDİR. ÖZKAYNAKLAR ARASINDA 520 PAY…
  • Yatırım Teşvik Belge Kapsamında KDV İstisnası Yatırım Teşvik Belgesi Sahibi Mükellefe Belge Kapsamındaki:· Makine Ve Teçhizat İthal…
Top