Anlık işgücü ihtiyacının doğduğu işyerlerinde giderek daha sık başvurulan bir çalışma şekli olarak çağrı üzerine çalışmalar, çalışma hayatının da gündemini daha sık işgal etmeye başladı.
İşverene işgücü yoğunluğunu, kendisine gelen talebe göre şekillendirme imkanı sunan çağrı üzerine çalışma, belirli bir dönem içinde işçinin ne kadar çalıştırılacağının belirlendiği fakat ne zaman çalıştırılacağının kesin olarak belirlenmediği iş sözleşmelerini ifade ediyor. İş Kanununda çağrı üzerine çalışma sözleşmelerinin kısmi süreli iş sözleşmesinin özel bir türü olduğu açıkça ifade edilmiş durumda. Kısmi süreli sözleşmeden farkı ise işçinin çalışacağı tarihlerin ve zaman aralığının belirlenmesinin ve de değiştirilmesinin işverene bırakılmış olması.
Haftada 30 saat
Çağrı üzerine çalışma sözleşmesi kısmi süreli iş sözleşmesinin özel bir türü olduğundan, kısmi süreli sözleşmenin kurallarına tabi. Dolayısıyla çağrı üzerine çalışma sözleşmeleri de aynen kısmi süreli sözleşmelerde olduğu gibi haftada en fazla 30 saat çalışmayı öngörebilecektir. 30 saatin üzerine çıkan sözleşmeler, tam süreli sözleşme olarak değerlendirilecektir.
Kanun, doğrudan bir alt sınır getirmemekte, işçi ve işveren aksini kararlaştırmamışsa haftalık çalışma süresinin 20 saat belirlendiğinin kabul edileceğini hüküm altına almaktadır. Kanunun ifadesinden çıkan sonuç tarafların bundan farklı da düzenleme yapabilecekleridir. Dolayısıyla 20 saatin altında da haftalık çalışma süresi belirlenebilecektir.
Çağrı üzerine çalışma sözleşmesinde, aksi taraflarca kararlaştırılmamışsa işçi, çalışmaya başlayacağı zamandan en geç dört gün önce işe çağrılmalıdır. Dört gün kuralı da bir yedek hukuk kuralı olduğundan taraflarca farklı şekilde belirlenebilir. İşçi ve işveren anlaşırlarsa bu süreyi iki gün olarak da belirleyebilirler.
Çağrı üzerine çalışmaya ilişkin hükümlerde aksi taraflarca kararlaştırılmamışsa, işçinin günde en az dört saat çalıştırılabileceği, çalıştırılsın veya çalıştırılmasın bu sürenin ücretine hak kazanacağı belirtilmiştir. Fakat ilgili hüküm de bir yedek hukuk kuralı olduğundan taraflar anlaşarak, günlük çalışma süresini düşürebilecektir. Örneğin işçinin her çağrıda günlük en az 1 saat çalıştırılacağına karar verebileceklerdir.
Yazılı sözleşme
Çağrı üzerine çalışma sözleşmesinin yazılı olarak yapılması zorunludur. Yazılı bir sözleşme bulunmadığında aradaki iş ilişkisinin normal kısmi süreli bir sözleşme olduğu, aksine bir anlaşma yoksa haftalık çalışma süresinin yirmi saat olarak kabul edilmesi gerektiği değerlendirilmektedir.
Çağrı üzerine çalışmaya dayalı iş sözleşmesinde işçinin kıdemi ve kıdeme bağlı hakları işçinin çağrıldığı veya çağrılması gereken sürelerin toplamı üzerinden değil, iş sözleşmesinin sürdüğü süre üzerinden hesaplanacaktır. Yıllık ücretli izin, fesih bildirim süreleri, ihbar ve kötü niyet tazminatında da işçinin fiilen çalıştığı süre değil iş sözleşmesinin devam süresi dikkate alınarak ilgili süreler hesaplanmalıdır. Kıdeme esas ücreti belirli bir dönem içinde elde ettiği ücret üzerinden hesaplanacaktır.
Çağrı üzerine çalışmada SGK bildirimleri, çalışma saatleri toplamının 7.5’a bölünmesiyle bulunan gün sayısı üzerinden yapılmaktadır. Ayın diğer günleri eksik gün olarak bildirilmektedir. Cem Kılıç
http://www.milliyet.com.tr/yazarlar/cem-kilic/cagri-uzerine-calismada-sinirlar-2812147/