1. Giriş

1.1 Esas Sermaye ve Esas Sermaye Artırımı Nedir?

Sermaye, bir şirkette ortakların ortaklığa getirmeyi taahhüt ettikleri mal varlığının toplamı ve bunun nakit olarak ifadesidir. Bu nakdi değer ortaklık ana sözleşmesinde sabit bir rakam olarak yer alır ve ortaklığın kâr veya zarar etmesi ile bu rakam kendiliğinden artmaz ya da azalmaz. Sermaye artırımı ile kastedilen de, ana sözleşmenin değiştirilmesi suretiyle bu sabit rakamın değiştirilmesidir.

Sermaye artırımında, diğer ana sözleşme değişikliklerine nazaran ortakların ve şirket alacaklılarının menfaatlerinin korunmasına daha çok ihtiyaç duyulur, bunun için sermaye artırımı özel toplantı ve karar nisaplarına tabi kılınmıştır.

Alacaklıların daha çok korunmaya ihtiyacının olması, sermaye şirketleri sınıfına dahil olan anonim şirketlerde ortakların sorumluluğunun sadece şirkete karşı ve taahhüt ettikleri miktarla sınırlı olmasından kaynaklıdır. Başka bir deyişle, taahhüt ettiği sermaye borcunu ifa eden bir pay sahibi, kendisinin de rızası alınmadan başka bir ikincil sorumluluğa tabi tutulamayacaktır. Bu sebeple ortaklık alacaklılarının tek güvencesini ana sözleşmede belirtilen sermaye miktarı oluşturmaktadır. Kanun koyucu da bu sermayeyi korumak için bilanço tekniğinden yararlanmış ve esas sermaye rakamına bilançonun pasif tarafında yer verilmesi ile (Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) Md. 463) sermayenin pay sahiplerine iadesi önlenmiştir.

Ortakların menfaatlerinin korunması ise, esas sermayenin artırılarak, yeni paylar çıkarılması ya da var olan payların nominal değerinin artırılması halinde, mevcut olan pay sahipliği hakları bakımından mevcut oran ve ölçülerin bozulması durumuna karşı gereklidir.

1.2 Kısaca Dış Kaynaklardan Sermaye Artırımı ve İç Kaynaklardan Yapılan Sermaye Artırım ile Başlıca Farkı

Dış kaynaklardan esas sermaye artırımı, pay sahibi olan ya da olmayan kişiler tarafından ortaklığa dışarıdan yeni mal varlığı getirilmesidir. Bu tür bir sermaye artırımına başvurulmasının ana nedenleri, ortaklığa yatırım yapılarak büyümesini sağlamak, başka bir şirketi devralmak için sermaye artırmak veya vadesi dolmuş yüksek meblağlı borçları ödemek için ihtiyaç duyulan sermaye ihtiyacını karşılamak olabilir.

Dış kaynaklardan sermaye artırımı durumunda hem ortaklığın mal varlığı hem de ortaklığın ana sözleşmesinde yer alan ana sermaye miktarı aynı oranda artar. Buna karşılık aşağıda ayrıntılı olarak anlatıldığı üzere, iç kaynaklardan yapılan sermaye artırımında ise ortaklığa dışarıdan yeni bir mal varlığı girmez, bu yüzden ortaklığın mal varlığı aynı kalırken ana sözleşmesinde gözüken esas sermaye miktarı artar.

2. İç Kaynaklardan Sermaye Artırımı ve Bu Yola Gitmenin Amaç ve Nedenleri

İç kaynaklardan sermaye artırımı, ortaklığın belli nitelikteki açık yedek akçelerinin, ya da yeniden değerleme veya satış sonucu açık yedek akçe haline dönüşen gizli yedek akçelerinin, ertesi yıla aktarılmış kârının veya henüz dağıtılmasına karar vermediği son yıl kârının esas sermayeye eklenmesi suretiyle sermayenin artırılmasıdır. Başka bir deyişle, iç kaynaklardan sermaye artırımında, zaten şirketin içinde serbest şekilde dolaşan mal varlığı, esas sermayeye eklenerek bu mal varlığı esas sermayenin yükselmesine hizmet etmeye başlamaktadır.

Bir şirketin kâr oranı, esas sermaye miktarına oranlanarak hesaplandığından, iç kaynakların yüksek olduğu şirketlerde esas sermaye artırımı yapılmadığında esas sermaye düşük kalacaktır ve bu sebeple sağlanan kar oranı yüksek gözükecektir. Bu halde şirketin, iç kaynaklardan sermaye artırımı yoluna gitmesi, şirketin kar oranını daha düşük gösterse de hissedarlara dağıtılan kar miktarı nihayetinde değişmeyeceğinden pay sahiplerinin menfaatine herhangi bir halel gelmeyecektir.

İç kaynaklardan sermaye artırımına gidilmesinin bir diğer nedeni, ortaklığın itibarının ve kredibilitesinin artırılmak istenmesidir. Esas sermayenin, sermaye azaltılması yoluna gidilmesi harici, ortaklara dağıtılması mümkün değildir. Buna karşılık esas sermaye dışındaki aktif mal varlığı, yani yedek akçeler vs. pay sahiplerinin, genel kurul aracılığıyla, tasarrufuna açıktır. Bu sebeple alacaklılar bakımından ortaklığa daha zayıf bir şekilde bağlıdırlar. Bu iç kaynakların esas sermayeye eklenmesi suretiyle ortaklıkla bağları güçlenir ve şirketin mal varlığında bir değişim olmamasına rağmen şirketin kredibilitesi artar.

3. İç Kaynaklardan Sermaye Artırımının Şartları

İç kaynaklardan sermaye artırımı TTK 462. maddede düzenlenmiştir. Bu maddenin 2. fıkrasına göre, iç kaynaklardan esas sermayeye eklenecek tutarın şirket bünyesinde gerçekten var olduğu, onaylanmış yıllık bilanço ve yönetim kurulunun vereceği açık ve yazılı bir beyanla doğrulanır. Kanun koyucu bu şartı işlem güvenliğini sağlamak için getirmiştir, böylece şirket sermayesinin gerçekte olmayan bir mal varlığı varmış gibi gösterilerek artırılmasıyla 3. kişilerin veya şirket alacaklılarının zarara uğramasını önlemeye çalışmıştır. Dahası, bilançonun onaylanmasından itibaren 6 ay geçtiyse bu bilanço kabul edilmeyerek yönetim kurulu tarafından onaylanmış yeni bir bilanço aranmaktadır. Yönetim kurulunun vereceği beyan ise TTK 457/2’de düzenlenmiştir, bu beyanda yönetim kurulu, kaynakların doğruluğu konusunda garanti verir. Ayrıca Ticaret Sicil Yönetmeliği 73. madde uyarınca iç kaynaklardan karşılanacak tutarın şirketteki varlığına dair yeminli mali müşavir veya serbest muhasebeci mali müşavir raporu ya da denetime tabi şirketlerde bu tespitlere ilişkin denetçi raporu hazırlanması gerekmektedir.

4. Sermayeye Dönüştürülebilir Kaynaklar

TTK’nın 462. maddesinde, iç kaynaklardan sermaye artırımında, sermayeye eklenebilecek mal varlığı unsurları gösterilmiştir. Ancak maddenin gerekçesinde de belirtildiği üzere bu iç kaynaklar numerus clausus karakter taşımaz, yani maddede gösterilmeyen bir iç kaynak da mevzuat ile yasaklanmadığı sürece sermaye artırımında kullanılabilir. Kanunun 462. maddesinde açıkça kullanılabileceği belirtilen mal varlığı kaynakları ise, belirli bir amaca özgülenmemiş yedek akçeler, kanuni yedek akçelerin serbestçe kullanılabilen kısımları ve mevzuatın bilançoya konulmasına ve sermayeye eklenmesine izin verdiği fonlardır.

5. İç Kaynaklardan Sermaye Artırımında Uyulması Gereken Usul

İç kaynaklardan sermaye artırımında, sermaye taahhüdü ile sermaye artırımında olduğu gibi, önceki sermayenin tamamının ödenmiş olması şartı aranmaz. Buna karşılık TTK 462/3’te pay sahiplerini korumak için getirilen kurala göre, bilançoda sermayeye eklenmesine izin verilen bir fon olması halinde, bu fonlar sermayeye dönüştürülmeden nakdi olarak dış kaynaklardan sermaye taahhüt edilmesi yoluyla sermaye artırılamaz. Bunun sebebi, sermaye taahhüdü yoluyla yüksek miktarda sermaye artırımı yoluna gidilerek bazı pay sahiplerinin artırıma katılmasının fiilen engellenmesi sonrasında iç kaynaklardan sermaye artırımı yapılarak önceki artırımda paylarını artıran pay sahiplerinin iç kaynaklardan yapılan artırım ile daha fazla oranda bedelsiz paya sahip olmasının yolunu kapatmaktır.

Ayrıca belirtmek gerekir ki sermaye artırımı, genel kurul kararının (kayıtlı sermaye sisteminde yönetim kurulu kararının) ve esas sözleşmenin ilgili maddesinin tadil edilmiş halinin tescili ile kesinleşir. Bu sebeple artırımın hüküm doğurabilmesi için Türkiye Ticaret Sicili Gazetesine tescil yapılmalıdır.

6. Sonuç

İç kaynaklardan sermaye artırımı, şirkete yeni bir mal varlığı değeri girmeden, şirketin zaten sahip olduğu kaynaklarının sermayeye eklenmesi yoluyla sermayenin artırılmasıdır. Bu durumda artan esas sermayeyi temsilen ya yeni paylar ihdas edilecektir ya da zaten var olan payların nominal değerleri artırılacaktır.

Her iki yolda da bu işlem bedelsiz olacaktır yani şirket ortaklarına herhangi bir ikincil yükümlülük yüklenmeden bu işlem gerçekleştirilecektir. Bu işlem yeni paylar ihdas edilmek suretiyle gerçekleştirilirse, yeni paylar pay sahiplerinin payları oranında ipso iure, yani ikinci bir işleme gerek olmaksızın, kendi üstlerinde doğacaktır. Yani eski paylar bir nevi yavrulamış olacaktır, pay sahiplerinin herhangi bir çabasına gerek kalmadan paylarının değeri/ paylarının sayısı artacaktır. Duygu Turgut  http://tokkder.org/tokkder-dergi/4080#more-4080

Leave a comment

Make sure you enter all the required information, indicated by an asterisk (*). HTML code is not allowed.

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • 1 TL için 532.000 TL Fazla Vergi Ödeme Riski Sosyal içerik üreticilerinden ile Appstore, Google Play üzerinden gelir elde…
  • BORSAYA AÇILAN ŞİRKETLER AÇISINDAN EMİSYON PRİMLİ PAYLARA YÖNELİK ÖRNEK UYGULAMA EMİSYON PRİMİ TİCARİ KARA DÂHİL DEĞİLDİR. ÖZKAYNAKLAR ARASINDA 520 PAY…
  • Yatırım Teşvik Belge Kapsamında KDV İstisnası Yatırım Teşvik Belgesi Sahibi Mükellefe Belge Kapsamındaki:· Makine Ve Teçhizat İthal…
Top