Rant kapısına çevrilen konkordato furyasıyla ilgili inceleme başlatılıyor. Alacaklı şirketlerin artan şikayetleri ve konkordatolara karşı açtıkları davalarda çok sayıda sahte fatura düzenlendiği iddia ediliyor. Borçlu şirketlerin, şirketin içini boşaltmak amacıyla sahte faturalar düzenlediği, bu faturalar ile şirket kasasından ödeme yapmış gibi gösterdiği belirtiliyor.
Konkordato uygulamasını suistimal eden bazı firmaların sahte fatura düzenlediği iddia edildi.
lacaklı şirketlerin avukatları, ortaya çıkan fatura yolsuzluklarının konkordato furyasında yeni bir sayfa açacağını belirtiyor.
Bursa'da faaliyet gösteren bir tekstil şirketinin konkordato kararının bu gerekçe ile iptal edildiğini ve hakkında soruşturma başlatıldığını belirten avukatlar, "Mahkemelerde ne yazık ki detaylı inceleme olmuyor" açıklamasını yaptı.
"Mahkemeler detaylı inceleme yapmıyor''
Sahte yollarla konkordato ilan eden şirketin hukuksal ve mali olarak sıkı takip edilmesi gerektiğini belirten hukukçular, alacaklılara şu tavsiyeleri yaptı:
"Mahkemeler detaylı inceleme yapamıyor. Bazen iş yoğunluğundan suistimallerin de yaşandığı konuşuluyor.
Sabah'ta yer alan habere göre; Bu nedenle konkordato ilan eden bir firmanın özellikle bu ilanı yapmadan üç ay önceki faturalarının ve şirketten çıkan paraların nereye gittiğinin incelenmesi gerekiyor. Çünkü çoğu şirket mahkemeye başvurmadan önce sahte faturalar ile şirketin içini tamamen boşaltıyor. Şirketten çıkarılan bu para bazen yurtdışına bazen de sıfırdan kurulan yeni firmalara aktarılıyor. Bizim tavsiyemiz özel bir danışmanlık firması ile anlaşıp bu trafiğin incelenmesi ve mahkemeye bu delillerin sunulması. Bu sağlanırsa konkordato iptal edilir."
Bir konkordato ilanı 20 şirketi batırıyor
Mahkemelerden iki günde alınan konkordatoyla 12 ila 18 ay boyunca borç ve hacizlere karşı koruma sağlanıyor. Bazı uyanık firmalar, bu sürede işçisinden, borçlu olduğu firmaya kadar hiçbir yere ödeme yapmayıp, ellerindeki nakitleri dövize ya da yüksek faize yatırıyor. Bu durum piyasayı kilitlerken sisteme de zarar veriyor.
Hukukçulara göre, çoğu mahkeme firmaların finansal bilgilerini yeterince incelemeden karar veriyor. Yasaya göre, mahkemenin atadığı konkordato komiserinin, tüm alacaklılar ile masaya oturması gerektiğine vurgu yapan hukukçular, "Alacak miktarının üçte ikisini temsil eden kişi ve kurumlar sunulan teklifi kabul ederse mahkeme konkordato kararı alır. Ancak buna dikkat edilmiyor" dedi.
Konkordato uyarısı: Ceza yok başvuru artabilir
İflas erteleme kurumunun yerine uygulamaya konulan konkordato müessesi mali olarak zora düşen şirketlerin adresi olurken uygulamada yer alan bir madde kuruma sadece şirketlerin değil vatandaşların da başvurabileceğini ortaya koydu. Ancak uygulamanın suistimal edilebilmesi de gündemde. Çünkü uzmanlar sürecin sonunda ceza olmamasından ötürü uygulamaya başvuruların artabileceğine dikkat çekiyor.
orcunu ödemekte zorlanan kişilerin gerekli evraklar ile ilgili mahkemeye başvurmaları halinde konkordato süreci gerçek kişiler için de başlıyor.
Mahkemenin talebi ile alacak ve alacaklı sayısına göre toplamda en fazla 3 komiser atanırken konkordato süresi içerisinde alacaklılar tarafından takip başlatılamıyor ve başlatılan takipler ise durduruluyor.
Uzmanlar ise uygulamanın maliyeti noktasında borçlunun sürecin sonunda cezai müeyyidelere maruz kalmaması nedeniyle çok fazla önemsenmediğini ve ilginin giderek artabileceğine yönelik uyarıda bulunuyor.
Vatandaşın başvurmasında engel yok
Getirilen yeni düzenlemeyle birlikte kanunun tabiriyle “herhangi bir borçlu” konkordatoya başvurabileceğine dikkat çeken Avukat Mustafa Şahin, ''Borçlu tabirinden anladığımız şey ise vadesi geldiği halde borcunu ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunmak olmalıdır. Başka bir şekilde ifade etmek gerekirse; şirket ya da tacir olmasına gerek duyulmaksızın borçlarını ödeyemeyen veya vadesi geldiği halde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herkes, konkordato kurumundan faydalanabilir. Dolayısıyla kanuni olarak sade vatandaşın da borçları sebebiyle konkordato talep etmesinde bir engel yok.'' dedi.
Karma konkordato da istenebiliyor
Gerçek kişilerin konkordato müessessine başvurabileceğine yönelik nasıl, ne şekilde başvurulacağı ve hangi şartlara tabi olacağına dair bir düzenleme yer almadığına da vurgu yapan Şahin, ''Bu sebeple mukayese ve yorumla kurumun talepleri yerine getirilecek. Örnek vermek gerekirse konkordatoya başvuran bir gerçek kişinin vade ve tenzilat konkordatosundan herhangi birini tercih edebileceği gibi ikisini birden (karma konkordato) istemesi de mümkündür. Zira gerçek kişiler yönünden batık olma ya da olmama hali söz konusu olmuyor.'' diye konuştu.
İcra takibi başlatılamıyor
Borçluların konkordato talebinin mahkeme tarafından kabul edilmesi halinde, önce geçici mühlet daha sonra kesin mühlet süresince borçlulara karşı yeni bir icra takibi başlatılamadığını belirten Şahin, başlayan takiplerin ise konkordato süresinin sonuna kadar durdurulduğunu söyledi.
Rehinli alacaklar dışındaki alacaklara faiz işlemesinin durduğunu kaydeden Şahin, söz konusu mühletler içerisinde borçlulara karşı rehin yoluyla takip başlatılabildiğini ancak rehinli malların satışı ve muhafazasının yapılamadığını dile getirdi.
- Tacir olmayan gerçek kişilerin konkordatoya başvurmasının yeni ortaya çıkan bir durum olmadığını konkordato kurumunun işlek olduğu bir önceki 4949 sayılı İcra İflas Kanunu’nda da bütün borçluların konkordato talebinde bulunabildiğine işaret eden Şahin konuşmasını şöyle sürdürdü;
''Fakat borçlular, ilgili kanunda tacir olmayan gerçek kişilerin konkordato süreci sonunda iflas edebilmeleri riski ile karşı karşıyaydı. Bu sebeple tacir olmayan gerçek kişiler, konkordato kurumuna pek ilgi göstermemiştir. Fakat 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nda yapılan 7101 sayılı değişiklikle konkordato ile birlikte geçici mühlet , kesin mühlet ya da konkordatonun tasdiki gibi konkordatonun herhangi bir aşamasında gerçek olmayan borçlu kişilerin iflasına karar verilememektedir.''
Ceza olmadığı için başvurular artabilir
2 Haziran Cumartesi tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 30439 sayılı Konkordato Gider Avansı Tarifesinde konkordato kurumunun maddi külfetinin de düzenleme altına alındığını söyleyen Şahin, ''Konkordato esnasında talep edilen; borçluya atanacak komiser ücretleri, yapılacak tebligat ücretlerinin üç katı miktarında alınacak miktar gibi vb. ücret kalemlerinin mahkemeye ödenmesi gerekiyor. Dolayısıyla söz konusu ödemelere bu meşakkatli süreçte avukatlara ödenecek vekalet ücreti de eklendiğinde borçlulara bir yük getirilmektedir. Fakat yukarıda belirttiğimiz gibi; tacir olmayan kişiler açısından iflas kararı verilme riskinin olmaması, söz konusu borçluların iflasın hukuki ve cezai müeyyidelerine maruz kalmaması nedeniyle tacir olmayan kişiler için yapılacak konkordato başvuruları, yargılama giderleri, konkordato komiseri denetimi dışında vatandaşlarca ilgi çekici gözükmektedir. Nitekim bu durumlar sebebiyle yakın tarihlerde tacir olmayan gerçek kişilerin konkordato başvurularının artacağını olası görmekteyiz.'' dedi.
Konkordatoya gerçek kişilerin başvurabilme durumu
Konkordatoya kimlerin başvurabileceği İcra ve İflas Kanunu’nun 285.maddesinde şu şekilde açıklanıyor;
“Borçlarını, vadesi geldiği hâlde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu, vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflastan kurtulmak için konkordato talep edebilir. İflas talebinde bulunabilecek her alacaklı, gerekçeli bir dilekçeyle, borçlu hakkında konkordato işlemlerinin başlatılmasını isteyebilir.”
Borçluya sağlanan hukuki koruma
İİK’nın 286.maddesinde gösterilen belgelerin ve mali tabloların mahkemeye tevdi edilmesi sonucu, mahkeme tarafından konkordato başvurusunun başarıya ulaşma ihtimali noktasında değerlendirme yapılarak borçlu hakkında geçici mühlet kararı verilebiliyor. Geçici mühlet kararı 3 ay süreyle verilirken bu mühlet 2 ay d uzatılabiliyor. Bu mühlet boyunca alacaklılar borçluya karşı yeni takip başlatamazken başlatılan takipler ise durduruluyor.
https://www.yenisafak.com/ekonomi/konkordato-uyarisi-ceza-yok-basvuru-artabilir-3399680