Gecikme Faizi Vergi Usul Kanunu'nun 112/3. maddesinde düzenlenmiştir. Vergi Usul Kanunu'nun anılan maddesine göre, ikmalen, re'sen veya idarece yapılan tarhiyatlarda, dava konusu yapılmaksızın kesinleşen vergilere, kendi vergi kanunlarında belirtilen ve tarhiyatın ilgili bulunduğu döneme ilişkin normal vade tarihinden itibaren, son yapılan tarhiyatın tahakkuk tarihine kadar; dava konusu yapılan vergilerin ödeme yapılmamış kısmına, kendi vergi kanunlarında belirtilen ve tarhiyatın ilgili bulunduğu döneme ilişkin normal vade tarihinden itibaren, yargı organı kararının tebliğ tarihine kadar geçen süreler için gecikme faizi uygulanır.
Gecikme Zammı ise 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 51. maddesinde “amme alacağının ödeme müddeti içinde ödenmeyen kısmına vadenin bitim tarihinden itibaren” hesaplanan faiz olarak düzenlenmiştir.
Gecikme Faizi sadece ikmalen, re’sen veya idarece tarh olunan vergiler için hesaplanırken, Gecikme Zammı 6183 sayılı Kanuna göre takip edilen tüm kamu alacakları için uygulama alanı bulmaktadır.
Vergilerin normal vade tarihlerinden, tarhiyatın tahakkuk ettiği tarihe kadar, dava açılması durumunda ise vergi mahkemesi kararının idareye tebliğ edildiği tarihe kadar geçen süreler için gecikme faizi hesaplanır. Davanın mükellef (veya vergi sorumlusunun) lehine olması, ancak kararın temyiz yolu ile bozulması ve mahkemenin de buna uyması halinde de uymayı içeren vergi mahkemesi kararının tebliğ tarihine kadar uygulanır. Vergi mahkemesi kararının tebliğ tarihi tahakkuku ifade etmekteyse de, burada gecikme faizi idarece tarh olunarak hesaplandıktan sonra, 2. ihbarname veya 112 ihbarnamesi olarak anılan Vergi / Ceza ihbarnamesi ile mükellefe duyurulur. Bu ihbarname, gecikme faizi açısından tarh işlemi niteliğindedir. Dolayısıyla gecikme faizinin yanlış hesaplandığı veya haksız olduğu iddiası ile bu işlem aleyhine dava açıldığında, işlemin yürütmesi, İdari Yargılama Usulü Kanununun 27. maddesi uyarınca kendiliğinden durur ve artık tahakkuk veya takip işlemleri oluşturulamaz. 2. İhbarname ile tebliğ edilen gecikme faizinin bir ay içinde ödenmesi gerekir. Mükellefin (veya vergi sorumlusunun) uzlaşma yoluna gitmesi ve uzlaşması halinde gecikme faizi uzlaşma tutanağının imza tarihine kadar hesaplanır.
Tahakkuk aşamasından sonra belli bir ödeme süresi söz konusudur ki, bu süre için gecikme faizi veya gecikme zammı hesaplanmaz. Gecikme zammı ise kamu alacağının ödeme süresinin, bir başka deyişle vadesinin dolduğu tarihten, ödemenin yapıldığı güne kadar hesaplanır. Bu sürenin hesabında, vadenin dolduğu tarihi izleyen günden itibaren başlanır ve ödemenin yapıldığı gün de süreye dâhil edilerek hesaplama yapılır.
Gecikme faizi aylık olarak hesaplanır, bu hesaplamada ay kesirleri dikkate alınmaz. Gecikme zammı ise, gecikilen her ay için aylık hesaplanır, ay kesirleri için de günlük faiz hesaplaması yapılır. Günlük faiz olarak aylık faizinin otuzda biri esas alınır. Vergi cezaları için gecikme faizi hesaplanmaz. Buna karşılık vadesinde ödenmeyen cezalar için gecikme zammı hesaplanır. Ancak 6183 sayılı Kanun'a göre takip edilen vergi cezası dışındaki diğer cezalar için gecikme zammı hesaplanmaz.
Vergi Usul Kanunu'na göre “dava açılması nedeniyle tahsili duran vergi ve cezaların mükellefler tarafından davanın devamı sırasında kısmen veya tamamen ödenmesi suretiyle” gecikme faizinin dava sırasında işlemesi durdurulabilir. Ancak ödeme emrine karşı açılan davalar için gecikme zammın işlemesini durdurucu, ödemenin dışında bir yol yoktur.
Gecikme Faizi ve Gecikme Zammının ortak yönü ise hem gelir hem de kurumlar vergisi matrahının hesabında gider kalemi olarak dikkate alınamamasıdır. Bumin Doğrusöz
https://www.dunya.com/kose-yazisi/gecikme-faizi-gecikme-zammi-karmasasi/25916