Vergi kanunlarımıza göre, örneğin, sahte fatura kullanan bir mükellefe yapılan değerlendirmeye göre bir ya da üç kat vergi ziyaı cezası, %10 özel usulsüzlük cezası ve hapis cezası istenebilmektedir.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne ek 7 no.lu Protokol 08.04.2016 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 28.03.2016 tarihli ve 2016/8717 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile onaylanmış ve Türkiye açısından Protokolün 9. Maddesi gereğince 01.08.2016 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
İstanbul Vergi Mahkemeleri önüne gelen bir olayda sahte fatura kullanıldığı gerekçesi ile hem vergi ziyaı hem de özel usulsüzlük cezası birlikte kesilemez demiştir. Mahkeme kararının gerekçesi aşağıdaki gibidir.
“…Kaldı ki, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne ek 7 no.lu Protokol 08.04.2016 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 28.03.2016 tarihli ve 2016/8717 sayılı Bakanlar kurulu Kararı ile onaylanmış ve Türkiye açısından Protokolün 9. Maddesi gereğince 01.08.2016 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne ek 7 no.lu Protokolün 7. Maddesi uyarınca, içerdiği hak ve güvenceler AİHS’ye ek hak ve güvenceler olarak işlem görecektir.
Anayasamızın “Milletlerarası Andlaşmaları Uygun Bulma” başlıklı 90’ıncı maddesinin son fıkrasında, usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmaların kanun hükmünde olduğu kuralına yer verilmiş olup, bu kapsamda bulunan Avrupa İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşmeye ek 7 Numaralı Protokolün 4’üncü maddesinde ise hiç kimsenin aynı suçtan dolayı iki defa cezalandırılamayacağı düzenlenmiştir.
Nitekim, Avrupa İnsan hakları Mahkemesi 16.6.2009 tarihli Ruosalainen-Finlandiya davasında (Başvuru No:13079/03) verdiği kararda: başvuranın aynı olaydan dolayı iki defa para cezası ödemek zorunda kaldığı, başvurana uygulanan her iki müeyyidenin de cezai yaptırım olduğu, her iki yaptırımın da aynı olgular üzerine bina edildiği, dolayısıyla mükerrer işlem söz konusu olduğu ve sözleşmenin 7 numaralı protokolün 4. Maddesinin ihlal edildiğine hükmetmiştir.
Dava konusu olayda da, davacı adına kesilen vergi ziyaı cezası ile özel usulsüzlük cezasının da cezai yaptırım olması ve her iki idari yaptırımın da aynı fiilden, sahte fatura kullanma fiilinden kaynaklanmış olması mükerrer cezalandırmaya sebep vermiş olup, Avrupa İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşmeye ek 7 Numaralı Protokolün 4’üncü maddesi ihlal edilmektedir.
Bu nedenle, usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmünde olup, Avrupa İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerinin Korunmasına İlişkin Sözleşmeye ek 7 Numaralı Protokolün 4’üncü maddesi uyarınca hiç kimse aynı suçtan dolayı iki defa cezalandırılamayacağından sahte fatura düzenleme fiilinden dolayı mükerrer cezalandırmaya sebep veren özel usulsüzlük cezası bu yönüyle de hukuka aykırıdır…”
Söz konusu karar aynı suçtan (sahte fatura kullanma) ötürü vergi ziyaı cezası ile özel usulsüzlük cezası birlikte verilemez demiştir ama aynı gerekçe ile vergi ziyaı cezası ya da özel usulsüzlük cezası ile birlikte hapis cezası da verilemez.
Yukarıda gerekçesine yer verdiğimiz karar bu konudaki ilk karar olma özelliğine sahiptir ve çok yerinde bir karar olmuştur. Vergi Usul Kanunu 4 Ocak 1961 tarihlidir ve ceza sisteminin de güncele uyarlanması gerekir. Hapis cezası daha kısıtlı olmalıdır ve sahte fatura düzenleyenler ile defter ve belgelerini bilinçli olarak ibraz etmeyenler için korunmalıdır. Diğer mükellefler için hapis cezası tarafı mükelleflerin motivasyonlarını kaybetmelerine ve iş yapma konusunda isteksiz davranmalarına neden olmaktadır. Devletin amacı mükelleflerin motivasyonunu bozmak değil aksine mükelleflerin iş yapma isteklerinin önünü açmak olmalıdır. Mükellefler iş yaptıklarında devlet de vergisini almakta, istihdam ve katma değer yaratılmakta ve ekonomi büyümektedır.
Mahkemenin bu kararı sonrası “Türk Vergi Ceza Sistemi”nde ikili bir hukuksal yapı oluşmuştur. Bir yanda uygulamada olduğu gibi hem vergi ziyaı cezası, hem özel usulsüzlük cezası hem de hapis cezası birlikte istenecek hem de yukarıdaki mahkeme kararı gerekçesinde olduğu gibi mahkemeler aynı gerekçelerle bu üç cezanın birlikte uygulanamayacağı yönünde kararlar verebilecektir.
Vergi Usul Kanunu’nun güncellenmesi söz konusu ve bu yönde taslaklar daha önce yayımlanmıştı. Vergi Usul Kanunu değişirken veya bu değişiklik uzun sürecek ise değişiklik beklenmeden “Türk Vergi Ceza Sistemi” güncele ve çağa uygun hale getirilmelidir. Ekrem Öncü