Bilindiği gibi Maliye Bakanlığı, kendisine Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 257. maddesiyle  verilen, “mükelleflere muameleleri ile ilgili tahsilat ve ödemelerini banka veya benzeri finans kurumlarınca düzenlenen belgelerle tevsik etmeleri zorunluluğunu getirme ve bu zorunluluğun kapsamını ve uygulamaya ilişkin usul ve esaslarını belirleme yetkisini”, daha önce 320 sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile kullanmıştı. Bu genel tebliğden sonra konuya ilişkin olarak 323, 324, 332, 459, 479 ve 480 sayılı Genel Tebliğler ile 1 sayılı Vergi Usul Kanunu Sirküleri yayımlanmıştır. Son olarak da 572 sayılı Genel Tebliğ’le yeni bir düzenleme yapılmıştır. Biz de bu yazımızda, bu düzenlemelerle oluşan son durumu aktarmak istiyoruz. 

Zorunluluk

Söz konusu Genel Tebliğler ile birinci ve ikinci sınıf tüccarlara, kazancı basit usulde tespit edilenlere, defter tutmak zorunda olan çiftçilere, serbest meslek erbabı ile vergiden muaf esnafa, kendi aralarında yapacakları ticari işlemler ile nihai tüketicilerden (Türkiye’de mukim olmayan yabancılar hariç) mal veya hizmet bedeli olarak yapacakları 7.000 Türk Lirası’nı aşan tahsilat ve ödemelerini banka, 6493 sayılı Kanun kapsamında yetkilendirilmiş ödeme kuruluşları, Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi’ni (PTT), aracı kılınarak yapmaları ve bu kurumlarca düzenlenen hesap belgesi (dekont) veya hesap bildirim cetvelleri ile tevsik etmeleri zorunluluğu getirilmiştir. Düzenlemelerle, bu tutarı aşan avans, pey akçesi, depozito gibi ödemelerle işletmelerin kendi ortakları ile ve diğer gerçek ve tüzel kişilerle olan ve herhangi bir ticari içeriği olmayan nakit hareketlerinin de bu kurumlarca düzenlenen belgelerle tevsiki zorunlu kılınmıştır. 

Bakanlık 572 sayılı Genel Tebliğ ile mükellef olmayanları da tevsik yükümlülüğü kapsamına almıştır. Mükellef olmayanlardan kasıt; fatura almak zorunda olan birinci ve ikinci sınıf tüccar, serbest meslek erbabı, kazançları basit usulde tespit olunan tüccar, defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçi, vergiden muaf esnaf dışında kalanlardır. Dolayısıyla zaten yükümlülük kapsamında olanların mükellef olmayanlardan veya mükellef olmayanların zaten tebliğ kapsamında olanlardan yapacakları tahsilat veya bunlara yapacakları ödemeleri saydığımız kurumlar aracılığı ile yapmaları gerekmektedir. 

Aynı günde aynı kişi veya kurumlarla yapılan işlemlerin toplam tutarının da haddi aşması durumunda, işlemlerin her biri işlem bazında belirlenen haddin altında kalsa bile, aştığı işlemden itibaren işleme konu tahsilat ve ödemelerin de saydığımız kurumlar aracılığıyla yapılmasının da zorunlu olduğu açıklanmıştır. Tebliğe göre örneğin, bir şirketin, bir kişiye 5.500 TL tutarında satış yaptıktan sonra aynı gün içerisinde 2.500 TL tutarında ikinci bir satış daha yapsa, bu ikinci satış ile sınır geçildiğinden bu ödemenin aracı finansal kurumlar kanalıyla yapılması gerekmektedir.

Zorunluluğun istisnaları

Banka veya anılan kuruluşlarla yapılan ödemelerle ispat zorunluluğunun istisnaları ise aşağıdaki gibidir. 

1-Sermaye piyasası aracı kurumlarında, yetkili döviz müesseselerinde (döviz büfelerinde), noterlerde, tapu idarelerinde yapılan işlemlere konu ödeme ve tahsilatlar, 

2-Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nda yer alan merkezi yönetim kapsamındaki kamu idareleri ile bunlara ait döner sermaye işletmelerinin işlemlerine konu tahsilat ve ödemeler,

3- Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nda yer alan merkezi yönetim kapsamındaki kamu idareleri, il özel idareleri, belediyeler ile bunların teşkil ettikleri birlikler, kanunla kurulan diğer kamu kurum ve kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına ait veya tabi olan veyahut bunlar tarafından kurulan ve işletilen müesseseler ile döner sermayeli kuruluşlar veya bunlara ait veya tabi diğer müesseseler tarafından yapılan ihale işlemlerine ilişkin yatırılması gereken teminat tutarlarına ilişkin tahsilat ve ödemeler,

4- Gerçek usulde vergiye tabi olmayan çiftçilere ait ürünlerin, ticaret borsalarına 5174 sayılı Kanun’un 46. maddesinde belirtilen süreler dahilinde tescil ettirilerek gerçekleşen satışlarına ilişkin tahsilat ve ödemeler, 

5-  Tevsik zorunluluğu kapsamında olanların yabancılar ve/veya Türkiye mukimi olmayan gerçek kişilerle yapacakları işlemlere ilişkin tahsilat ve ödemeler.

7.000 liralık sınırın altında kalan ödeme ve tahsilatlar ile mükellef olmayanların kendi aralarında yapacakları tahsilat veya ödemelerin de sayılan kuruluşlar aracılığı ile yapılması zorunlu değildir. 

Ancak İdare, tespit edilen tutarın üzerinde kalan işlemlerin tevsik zorunluluğundan kaçınmak amacıyla parçalara ayrılmasını da, peçeleme oluşturacağından kabul edilmeyeceğini de açıklamıştır. 

Mal veya hizmetin bedelinin 7.000 TL’yi aşması nedeniyle tahsilat ve ödemesi anılan kurumlardan alınacak belgelerle tevsiki zorunluluğu bulunan satışlarda, satışın vadeli veya taksitli olması ve her bir taksit tutarının sınırın altında kalması halinde dahi, söz konusu zorunluluğa yine uyulması gerekmektedir. Bir başka anlatımla, faturada gösterilen meblağın belirlenen tutarı aşması, zorunluluk için yeterlidir. Bu bedelin farklı tarihlerde ödenmesinde de her bir tahsilat ve ödemenin, anılan kurumlardan geçirilmesi gerekmektedir. Örneğin, bir beyaz eşya satıcısının 12.000 TL bedelindeki bir malını, bedeli 6 taksit halinde ödenmek üzere satması halinde,  taksit tutarları sınırın altında kalmasına rağmen taksit ödemelerinin saydığımız kuruluşlar aracılığıyla veya kredi kartı ile yapılması gerekecektir.

Banka sistemi içinde kaldığı müddetçe bir mal veya hizmet bedelinin müşterinin kendi çeki ya da ciro ettiği bir çek ile ödenmesi de mümkündür. Sattıkları mal veya hizmet bedellerini müşterilerinden aldıkları çeklerle tahsil eden ve ödemelerini de yine bu çeklerle yapan mükelleflerin çeklerini ciro etmelerinde uymaları gereken hususlar için, 1 sayılı Vergi Usul Kanunu sirkülerine bakabilirler. Bumin DOĞRUSÖZ

https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/bankalardan-odeme-zorunlulugunda-son-durum/776902

Leave a comment

Make sure you enter all the required information, indicated by an asterisk (*). HTML code is not allowed.

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • KDV İADE TALEPLERİNİN YERİNE GETİRİLMESİNDE NE DEĞİŞTİ? Özel esaslar uygulamasına ‘ismen’ son verilerek aslında zaten Gelir İdaresi…
  • SAHTE BELGE KULLANIMINA İLİŞKİN VERGİ İNCELEMELERİNE HAZIRLIK - Belgelerin düzenleyicisi mükellef/mükellefler arasında gerçek bir teslim ve/veya hizmetin…
  • EYT’lilerin Yarısı Emekli Oldu! Diğer Yarısı Neden Emekli Olamadı? EYT yasası çıkamadan önce yıllarca konuşuldu, 3.3.2023’de EYT yasası çıktı…
Top