Hazine ve Maliye Bakanlığı, KDV vurgunu yapılan zombi şirketlere yönelik çok ciddi önlemler almaya hazırlanıyor. ekonomim.com’un edindiği bilgilere göre hazırlanan vergi paketi taslağında, şirketlerin birleşme, devir ve bölünme işlemleri, KDV indirimleri incelemesine tabi tutularak gerçekleştirilecek. Böylece hükümet milyarlarca liralık vergi kaçağının önüne geçecek.
KDV ödemesi çıkan şirketler, hiçbir faaliyeti bulunmadığı halde KDV indirimi hakkı olan ya da KDV devir hakkı bulunan şirketlerle, birleşme işlemi yaparak, söz konusu KDV’yi devlete ödemiyor ve milyarlarca liralık vurgun yapıyorlardı.
Türkiye’de son dönemde yaygın olarak kullanılan bu yöntem, Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) geçen yıl Haziran ayında yayımladığı rapora girmiş ve halka açık olmayan şirketler göz önüne alındığında, Türkiye’nin zombi şirket oranının en yüksek ülke olduğu vurgulanmıştı.
Devletin milyarlarca lira dolandırılmasına neden olan yöntem, piyasada adeta zombi şirket patlamasına neden oldu. 400 Milyon TL devir indirilecek KDV’si olan zombi şirket, 40-50 milyon TL’den satılmaya başlandı. Bu da ciddi bir KDV rantına dönüştü.
Maliye çok ciddi inceleme başlattı
ekonomim.com’un edindiği bilgilere göre; Maliye, bu durumda olan ve zombi şirketlerle birleşen şirketlerde KDV analizi yaptı ve zombi şirketlerden gelen devir indirilecek KDV’lerin tamamına yakın kısmının, sahte faturalar ve muhasebe hilesi yapılarak oluşturulan muhasebe kayıtları ile üretildiğini tespit etti.
Bu tespit üzerine hemen harekete geçen Maliye, önümüzdeki hafta Meclis’e sunulacak olan torba yasa teklifine, birleşme, devir ve bölünme işlemleri dolayısıyla KDV indiriminin vergi incelemesi ile yapılmasına ilişkin bir madde ekledi.
Zombi şirketler artık tek tek kapatılacak!
Söz konusu düzenlemenin yasalaşması halinde, birleşme, devir ve bölünme işlemlerinde, bu işlemler nedeniyle devralınan şirketlerin devreden KDV’leri, zamanaşımına bağlı olmaksızın yapılacak olan vergi incelemesi sonucuna göre birleşen, devralan ve bölünme sonucu ortaya çıkan yeni şirketler tarafından indirilebilecek. Bu düzenleme, sahte fatura ile etkin mücadele için yapılan önemli düzenlemelerden arasında yer alıyor.
Yapılacak düzenleme sonrası devir KDV’si yüksek zombi şirketler artık cazibesini kaybetmiş olacak.
Şeref Oğuz sık sık uyarıda bulunmuştu
EKONOMİ Gazetesi yazarı Dr. Şeref Oğuz, köşesinde yayımlanan yazılarda sık sık zombi şirketler üzerinden Türkiye’nin milyarlarca lira dolandırıldığını gündeme getirerek önlem alınması gerektiğine dikkat çekiyordu. Oğuz, 20 Aralık 2023’de kaleme aldığı “Zombileri teşvikle beslemesek?” başlıklı yazısında şunları söylemişti:
“Söz konusu gelişme olunca herkesin dilinde bir teşvik lafı takılır, durur… Efendim şu alanı teşvik etmeliyiz, filan alanda teşvik yetersiz, teşvik olsa uçarız kabilinden güzellemeler… Halen 30’a yakın farklı alanda teşvik veren Türkiye’de neden bu beklenti gerçekleşmez?
Çünkü teşviki veriyoruz ama takip etmiyoruz. Çünkü verilen teşvikin amacına uygun kullanılıp kullanılmadığını bilmiyoruz, hatta bununla ilgilenmiyoruz. 2020’de 1 trilyon liralık düşük faizli kredi saçtık ortalığa, ekonomik canlanmayı teşvik için. Ne oldu? Kredinin büyük bölümü dövize gidiverdi.
Zombi girişimciler mesela… Zombi, hayattan beslenen ama değer üretmeyen ölü sistemlerdir. Zombi girişimciler, devletin kaynaklarını emer ama onları değere dönüştürmez. Zombi şirketler, arar bulur teşvik sahibi olur ama onu amacına uygun kullanmaz ve kapına dayanıverir; “daha daha teşvik ver…”
Hollanda’da elindeki lale soğanıyla bankadan içeri giren biri, bankodaki görevliden kredi talep ettiğinde, derhal bunu alır. Zira görevli, lale soğanını bilir, yasalar bu kredinin nerede kullanılacağını bilir, banka yöneticisi de bu krediyle gidip dolar alınmayacağından emindir.
Bizde ise durum farklıdır. Hele ki teşvik ile desteklediğimiz alanlarda denetim ve etki analizi yapılmadığı için aktarılan kaynağın nasıl bir fayda ürettiğini ölçemeyiz. Ölçemeyince bilemeyiz, bilemeyince de yönetemeyiz.
İKİ SORU İKİ CEVAP
Teşvikleri kim takip etmeli?
Bunu bir bakanlığa bağlamak yerine doğrudan teşviki verenin onu denetleyeceği mekanizma kurmak gerekecek. Diyelim ki tarım ya da start-up için getirilen teşvik, tanımlandığı alanda mı kullanılmış yoksa başka amaçlar için mi harcanmış? Kaldı ki teşviki verenin, kötü kullanım halinde bunu geri alma yetkisi, geri çağırma imkânıyla donatılması gerekir.
Teşviklerin işe yarama oranı nedir?
Sektörüne ve şirketine bağlı olarak teşviklerin ancak 4’te biri amacına uygun alanlarda kullanılıyor. Gerisi, kişisel menfaat, şirketin başka işlerine harcama, lüks tüketim gibi amaç dışı alanlara gidiyor. Devlet verdiği paradan oluyor, ülke, teşvikle beslenen umutlarını yitiriyor.
NOT
MEĞER TAŞA TOHUM EKİLMEZ İMİŞ
Bu güzel mısra; 19’uncu yüzyıl ozanlarımızdan Seyrani’ye ait; “Eski libas gibi aşıkın gönlü / Söküldükten sonra dikilmez imiş / Seyrani’nin gözü gamla yaş imiş / Meğer taşa tohum ekilmez imiş.”
Teşviki doğru tohum ve doğru toprağa akıtmazsan, onu ziyan edersin. Taşa tohum ekilmez, teşvikin ruhuna uygun olmayan işlerden fayda türemez. Fikri olan ama finansı olmayan yığınca gencimiz, start-up’ımız var. Onları teşvik etmek dururken siyasi mülahazalarla kaynağı yandaşa, candaşa aktarmak ülkeye bir şey kazandırmaz.
Etrafıma bakıyorum, bir yandan finansman bulamadığı için gelişemeyen girişimciler, tarla bulamadığı için tarıma giremeyen gençler… Diğer yandan teşvik kovalayan, onu alıp har vurup harman savuran, bitince yenisini isteme yüzsüzlüğündekiler…
Zombiyi teşvik etmek, morgdakine serum bağlamaktır. Oysa bizim ölü sistemlere akıtacak serumumuz yok. Olanı, değer üreten girişimcilere aktarmadıkça orta gelir tuzağından çıkamayız."