Bakan Mehmet Şimşek'in açıklamalarıyla haberdar olduğumuz, dün sosyal medyaya yansıyan bilgilerden bazı ayrıntılarını öğrendiğimiz asgari kurumlar vergisi çağdaş vergiciliğimizin sonu olabilir.

Esin kaynağı küresel asgari kurumlar vergisinin unsurlarından olan 'yerel asgari kurumlar vergisi' olmakla birlikte çok farklılar.

Bizim asgari vergi sadece çok uluslu şirketlere değil tüm kurumlara uygulacak görünüyor.

Asgari kurumlar vergisi, eğer yasalaşırsa kurum kazancının indirim ve istisnalar düşülmeden önceki tutarı üzerinden hesaplanacak.

Belli ki indirim ve istisnaları kaldırmak sancılı, sıkıntılı bir süreç. Hangisine dokunsan farklı yerden çığlık yükseliyor. Onun yerine, istisna ve indirimlere 'bir varmış bir yokmuş' denilerek sorun çözülüyor. Kurumlar vergisi hesaplarken var, asgari kurumlar vergisi hesaplarken yok!

Bu da yetmemiş olacak ki, hasılat üzerinden yüzde 2 götürü kazanç hesaplanarak verginin bunun üzerinden hesaplanandan düşük olmaması sağlanıyor. Asgari verginin de asgarisi olacak, zarar edenler de vergi ödeyecek.

Böylece kurumlar vergisi hesabı üç aşamalı olacak.

Önce gerçek usulde, defter kayıt ve belgeler dikkate alınarak kurum kazancı hesaplanacak. Bu tutardan indirim, istisnalar düşülerek üzerinden yüzde 25 oranında kurumlar vergisi bulunacak.

İkinci aşamada indirim ve istisnalar düşülmeden önceki kurum kazancı üzerinden iştirak kazancı, emisyon primi gibi bazı istisnalar düşülerek hesaplanan matrah üzerinden yüzde 10 oranında asgari kurumlar vergisi hesaplanacak.

Üçüncü aşamada, hasılatın yüzde 2'si matrah olarak dikkate alınarak üzerinden yüzde 25 oranında kurumlar vergisi hesaplanacak.

Bu hesaplamaların sonunda ortaya çıkan en yüksek vergi devlete ödenecek. İyi değil mi!

Zarar edilse de ciroya göre hesaplanan vergi ödeniyor, az kazanılsa da, indirim ve istisnalar nedeniyle matrah düşse de!

Asgari vergi sadece kurumlar vergisi mükelleflerine gelmiyor. Gelir vergisi mükelleflerinin hasılatlarının da yüzde 5'i kazanç kabul edilerek asgari vergi ödemeleri öngörülüyor.

Bu ülke yıllarca götürü vergilemeden kurtulmaya çalıştı. Üstelik sınırlı sayıda gelir vergisi mükellefine uygulanıyordu. Bir şekilde kaldırıldı.

Meğer dönüşü muhteşem olacakmış!

Koca koca şirketleri, binlerce mükellefi götürü vergilemeye tabi tutacağız.

Zarar eden, düşük gelir beyan edenlerin beyanlarının araştırılması, denetlenmesi vergi idaresinin asli görevi.

Vergi denetimi olmadan vergicilik yapılamaz. Binlerce vergi müfettişi bu görev için istihdam ediliyor.

Denetlenmediği için, denetlenemediği için herkesin, kazanıp kazanmadığına, gerçekte ne kazandığına bakılmaksızın götürü olarak vergilendirilmesi büyük bir adaletsizlik. Çağdaş vergicilikte yeri yok.

Umarım bu düzenlemeler ya Cumhurbaşkanlığı'ndan ya da Meclis'ten geri döner. Vergiciliğimizi öşür/aşar vergiciliğine, nerrdeyse 100 yıl geriye götürecek bir gelişme engellenir.

Linkedin paylaşımından alıntı yapılmıştır

Leave a comment

Make sure you enter all the required information, indicated by an asterisk (*). HTML code is not allowed.

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • 1 TL için 532.000 TL Fazla Vergi Ödeme Riski Sosyal içerik üreticilerinden ile Appstore, Google Play üzerinden gelir elde…
  • BORSAYA AÇILAN ŞİRKETLER AÇISINDAN EMİSYON PRİMLİ PAYLARA YÖNELİK ÖRNEK UYGULAMA EMİSYON PRİMİ TİCARİ KARA DÂHİL DEĞİLDİR. ÖZKAYNAKLAR ARASINDA 520 PAY…
  • Yatırım Teşvik Belge Kapsamında KDV İstisnası Yatırım Teşvik Belgesi Sahibi Mükellefe Belge Kapsamındaki:· Makine Ve Teçhizat İthal…
Top