İhracatçı firmalar; ihracat bedellerinin yurt içine getirilmesi sürecinde ve sonrasında istenmeyen bir çok sonuçla karşı karşıya kalabilmektedirler.
İhracat bedellerinin yurt içine getirilme hususunun; paydaşları özelinde layık olduğu önem ve değere sahip olamadığı da bir gerçektir. Spesifik bir konu olması, doğru ve sağlıklı bilgiye ulaşımı da ayrıca zorlaştırmaktadır.
Konu ile ilgili olarak, sağlıklı bilgi ve veriye ulaşımı ülkem adına önemsiyorum. Kurumsal iyileştirmelerin; zaman, emek ve maliyeti azaltma adına faydalı olacağı düşüncesindeyim.
İhracat bedellerinin yurt içine getirilmesi yasal bir zorunluluk olup, ihracatçı firma, aracı banka ve vergi idaresi bu sürecin vazgeçilmez öğelerini oluşturmaktadır.
İhracat bedelinin tahsilinden, yurda getirilmesinden ve ihracat hesabının belirlenen süreler içerisinde kapatılmasından yasal mevzuat gereği ihracatçı firmanın sorumlu olduğunu da, göz ardı etmemek gerekir.
Bununla birlikte ihracata aracılık eden bankanın da, bilgisi dâhilinde olan gümrük çıkış beyannameleriyle ilgili ihracat bedellerinin; yurda getirilmesini, kabulünü izlemekle ve ilgili indirim ve mahsup işlemlerini gerçekleştirmekle yükümlü olduğu da ayrı bir husustur.
Yukarıda yer alan açıklamalardan da görüleceği üzere; ihracat genelgesi ihracatçı firmaya, aracı bankaya ve vergi idaresine yasal yükümlülük ve sorumluluklar yüklemiştir.
İhracatçı firmanın aracı banka ile doğru senkronizasyonu sağlaması, aracı bankaya; gerçekleştirmiş olduğu ihracat ile ilgili belge ve bilgilerin zamanında ulaşımını koordine etmesi ve iletişimi sağlaması yasal bir zorunluluktur.
Aracı bankanın da, kendisine zamanında ve eksiksiz olarak ulaşan ihracatla ilgili her türlü belge ve bilgi çerçevesinde; ihracatçı firmanın vergi idaresine ihbar edilmemesi noktasında gereken hassasiyeti göstermesi beklenir.
İhracatçı firma ve aracı banka arasındaki yasal düzenlemeler bağlamında yaşanan sorunların devamı noktasında ki temenni edilen bir durum değildir; vergi idaresine yapılan ihbarlar, takdir yetkisinin Cumhuriyet Savcılıkların da olması hasebiyle yine idare tarafından Cumhuriyet Savcılıklarına ihbar edilmektedir.
İşin yargı ayağına uzanmaması adına; ihracatçı firma, aracı banka ve vergi idaresinin kendi dinamikleri ile ilgili iç denetim mekanizmasını sağlıklı bir şekilde kurması çözüm adına önemlidir.
Yukarıda da açıklanmaya çalışılan hususlarla ilgili olarak; ihracatçı firma, aracı banka ve vergi idaresi arasında yaşanan usul, esas ve süre yönünden ortaya çıkan sorunların tespiti ve bu tespitlerin yasal mevzuatlar çerçevesinde kalıcı ve pratik çözümlerle giderilmesi aşamalarında sizlerle birlikte hukuki danışmanlık hizmeti sunma ve/veya güncel mevzuat eğitimleri düzenleme çerçevesinde birlikte yol almaktan memnuniyet duyacağım hususunu belirtmek isterim.
Bilindiği üzere, ihracat bedellerinin yurt içine getirilmesi yasal bir zorunluluktur. Bu bağlamda; ihracatçı firma, aracı banka ve vergi idaresi bu sürecin vazgeçilmez öğelerini oluşturmaktadır.
Ancak ihracat bedelinin tahsilinden, yurda getirilmesinden ve ihracat hesabının belirlenen süreler içerisinde kapatılmasından ihracatçı firmanın sorumlu olduğunu, dolayısıyla en önemli yasal sorumluluk ve yükümlülüğün de ihracatçı firmanın omuzlarında olduğunu göz ardı etmemek gerekir.
Bununla birlikte ihracata aracılık eden bankanın da, bilgisi dâhilinde olan gümrük çıkış beyannameleriyle ilgili ihracat bedellerinin; yurda getirilmesini, kabulünü izlemekle ve ilgili indirim ve mahsup işlemlerini gerçekleştirmekle yükümlü olduğu da ayrı bir husustur.
Yukarıda yer alan açıklamalardan da görüleceği üzere; ihracat genelgesi ihracatçı firmaya, aracı bankaya ve vergi idaresine yasal yükümlülük ve sorumluluklar yüklemiştir.
Mustafa PEKSU
Linkedin paylaşımından Alıntı yapılmıştır