Geçen yazımızda sermaye şirketlerinden alınan kâr paylarının yıllık beyanname ile beyanı koşullarını irdelemiştim. Bu yazımda ise kendine mahsus bazı özellikleri dolayısıyla, avans kâr dağıtımı yoluyla elde edilen kâr paylarının beyanı üzerinde durmak istiyorum.
Ticaret Kanunu’nun 509. maddesi ile Sermaye Piyasası Kanunu’na tabi olmayan sermaye şirketlerine de avans kâr payı dağıtma olanağı getirilmiş, ancak konunun ayrıntılarının Gümrük ve Ticaret Bakanlığının çıkartacağı bir Tebliğle düzenleneceği hükme bağlanmıştır. Nitekim söz konusu Bakanlık 9.8.2012 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan “Kâr Payı Avansı Dağıtımı Hakkında Tebliğ” ile konuyu düzenlemiştir (Bu Tebliğ’de daha sonra 1.9.2018, 5.1.2019 ve 18.1.2022 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan tebliğler ile bazı değişiklikler yapılmıştır).
Anılan tebliğ’de kâr payı avansı, kâr payından mahsup edilmek üzere ara dönem finansal tablolara göre hesaplanan tutar” olarak tanımlanmıştır. Şirketlerin kâr payı avansı dağıtabilmeleri için, şirket genel kurulunca kâr payı avansı dağıtılmasına ilişkin karar alınması ve kâr payı avansı dağıtılacak hesap döneminde hazırlanan üç, altı veya dokuz aylık ara dönem finansal tablolara göre kâr edilmiş olması gereklidir.
Anonim ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerde, genel kurulca bu yönde karar alınabilmesi için sermayenin en az dörtte birini karşılayan payların sahiplerinin veya temsilcilerinin toplantıda hazır olması, bu nisabın toplantı süresince korunması ve toplantıda hazır bulunan oyların çoğunluğunun kâr payı avansı dağıtılması yönünde kullanılmış olması, limited şirketlerde ise toplantıda temsil edilen oyların salt çoğunluğunun kâr payı avansı dağıtılması yönünde olması gereklidir.
İlgili hesap dönemi öncesinde ödenen kâr payı avanslarının, ilgili olduğu yılın net dönem kârından mahsup edilmesi şarttır. Bu işlem yapılmadan, şirket genel kurulunca kâr payı dağıtılmasına ve kâr payı avansı ödenmesine karar verilemez.
Dağıtılacak kâr payı avansının; varsa geçmiş yıllar zararlarının tamamının, vergi, fon ve mali karşılıkların, kanunlara ve sözleşmeye göre ayrılması gereken yedek akçelerin, varsa intifa senedi sahipleri ile sözleşmede ortaklar dışında kâra katılması öngörülen diğer kimseler için ayrılacak tutarların, oluşan ara dönem kârından indirilmesi suretiyle hesaplanır. Ödenecek kâr payı avansı, bu şekilde hesaplanan tutarın yarısını geçemez.
Aynı hesap dönemi içinde izleyen ara dönemlerde de kâr oluşması halinde dağıtılacak kâr payı avansı tutarı yukarıda belirtilenlerin yanı sıra önceki ara dönem veya dönemlerde ödenmiş olan kâr payı avansı tutarları da indirilerek hesaplanır. Ödenecek kâr payı avansı, bu şekilde hesaplanan tutarın yarısını geçemez.
Avans kâr payı konusu 1 sayılı Kurumlar Vergisi Uygulama Genel Tebliği’nde de ele alınmıştır. Anılan tebliğde önce stopaj konusu ele alınmış ve “Kurumlar vergisi mükelleflerince avans kâr payı dağıtımı yapılması halinde, dağıtılan kâr payları üzerinden elde edenin hukuki niteliğine göre vergi kesintisi yapılacaktır. Kesilen vergiler, avans kâr payı dağıtımının yapıldığı aya ait muhtasar beyanname ile beyan edilecektir” düzenlemesine yer verilmiştir.
Öte yandan aynı Genel Tebliğ’de; “avans kâr payı dağıtımında kurum ortakları açısından elde etme, kurumun yıllık safi kazancının kesinleşip, kârın nakden veya hesaben dağıtıldığı, diğer bir ifadeyle avansın kâr dağıtım kararı uyarınca dağıtılan kârdan mahsup edildiği tarihte gerçekleşecektir. Şu kadar ki; bu süre, ilgili hesap dönemine ilişkin beyannamenin verilmesi gereken tarihi içeren hesap döneminin sonunu geçemeyecektir.” düzenlemesine yer verilerek avans kâr payını alanlar için menkul sermaye iradı açısından elde etmenin, avans kâr payının dağıtıldığı tarihte değil, avans kâr payının kurumun yıllık safi kazancının kesinleşip, kârın nakden veya hesaben dağıtıldığı, diğer bir ifadeyle avansın kâr dağıtım kararı uyarınca dağıtılan kârdan mahsup edildiği tarihte elde edilmiş sayılacağı ifade edilmiştir. Bu şekildeki ifade, Ticaret Bakanlığı’nca yayınlanmış Kâr Payı Avansı Dağıtımı Hakkında Tebliğ ile de uyumludur.
Bu açıklamalara göre 2023 yılında avans kâr payı alan bir gerçek kişinin bu kâr payını 2023 yılı geliri olarak değil, kurumun nihai kârının ve kâr payının belirlendiği ve bu kâr payından avansın mahsup edildiği 2024 yılına göre (2024 yılında elde ettiği esası ile) 2024 yılı gelirlerinin beyan edildiği 2025 yılı Mart ayında beyan edecektir. 2023 yılında avans kâr payı pay sahibine ödenirken yapılan stopaj da 2025 yılında yapılacak beyanda mahsup konusu edilecektir. Nitekim Gelir Vergisi Kanunu’nun 121. maddesi, stopajların kesildiği yılda değil, ilgili gelirin beyan edildiği yılda mahsup edileceğini hükme bağlamıştır (2025 yılında beyan yapılırken, yararlanılabilecek istisna ve yıllık beyan koşullarının oluşup oluşmadığı konusunu geçen yazımda irdelediğimden burada tekrar etmiyorum).
Nitekim avans kâr paylarının beyanı ve stopajın mahsubu konusundaki idari anlayışta İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 27.2.2013 sayı ve 280 sayılı Özelgesi ile yukarıda açıkladığımız doğrultuda oluşmuştur. Özelge’de yapılan açıklamaya göre; “2012 yılında avans kâr payı dağıtılması halinde, 2013 yılı sonuna kadar kâr dağıtımı için karar alınarak avans kâr paylarının mahsup edilmesi gerekmektedir. Kâr payı elde eden gerçek kişi ortakların elde ettikleri kazancın kanunda belirtilen istisna haddini geçmesi durumunda, 2013 takvim yılına ait gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmekte olup, 2012 yılında avans kâr payı üzerinden kesilerek beyan edilen vergilerin gelir vergisi beyannamesinde hesaplanan vergiden mahsup edilmesi mümkün bulunmaktadır”. Bu şekilde ortaya konulan idari anlayış, Ticaret Kanunu ve bu kanuna göre çıkartılmış Tebliğ ile de uyumludur.
Bu açıklamalarımız da göstermektedir ki, avans kâr payı alanların hemen izleyen yıl beyanname vererek bir yıl öncesinden gelir vergisi ödemelerine hiç gerek yoktur. Bumin DOĞRUSÖZ
https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/avans-kar-paylari-ne-zaman-beyan-edilir/737108