KDV Kanununda ve KDV Genel Uygulama Tebliği’nde aksi belirtilmediği sürece, iadesi gereken KDV’nin hesabında, iade hakkı doğuran işlemlerin bünyesine giren ve indirilemeyen KDV tutarlarının dikkate alınacağı belirtilmiştir. İşlemin bünyesine giren KDV, teslim işlemlerinde malın üretimi, iktisabı, muhafazası ve teslimi; hizmet işlemlerinde ise ifa edilen hizmetin meydana getirilmesi ile doğrudan veya dolaylı olarak ilgisi bulunan harcamalar nedeniyle yüklenilen KDV’den oluşmaktadır. Bu konu ile ilgili olarak daha önce yazmış olduğumuz “İHRACATTA KDV İADESİ VE YÜKLENİM SORUNU“ başlıklı yazımızda detaylı olarak açıklamış olduğumuz üzere, iadeye konu işleme ait yüklenilen KDV’nin, iade hakkı doğuran işlemlerin gerçekleştiği dönemde ortaya çıkmış olması şart değildir. İade hakkı doğuran işlemin gerçekleştiği dönemden önce işlemin bünyesine giren alımlar ile yapılan giderler nedeniyle ödenen veya borçlanılan KDV tutarı da yüklenilen KDV tutarına dahil edilebilecektir. Bu durumda da işlemin bünyesine giren KDV’nin indirime konu edildiği dönem ile ihracatın gerçekleştiği dönem arasında KDV beyan dönemleri itibarıyla belirli bir süre geçmiş olacaktır. İade uygulamasında ise iade hakkı doğuran işlemler için yüklenilen KDV’nin öncelikle indirim konusu yapılacağı sonrasında ise indirimle giderilemeyen bir miktarın kalması halinde, kalan tutarın iade hakkı doğuran işlemin gerçekleştiği dönemde iade edilecek KDV olarak dikkate alınması gerekmektedir.
Burada yüklenilen KDV ile ilgili olarak söz konusu KDV tutarının indirime konu edildiği dönem ile ihracata konu işlemin gerçekleştiği dönem arasında indirime konu edilip edilmediğinin kontrolü ve tespiti aradaki zamanın uzamasına bağlı olarak büyük bir sorun teşkil etmektedir. Ayrıca belirtmekte fayda var ki indirime konu edilen bir tutarın daha sonra ihracatın gerçekleştiği dönemde iadeye konu edilmesi durumunda mükellefler haksız iade ve buna bağlı olarak cezalar ile karşı karşıya kalabileceklerdir.
Söz konusu durum ve buna bağlı cezalarla karşı karşıya kalmamak adına KDVK 32. md. yüklenilen KDV yerine sektörler itibarıyla ihracat bedelinin belli bir oranına kadar iade yaptırma konusunda Hazine ve Maliye Bakanlığına verilen yetkiye istinaden sektör ayrımı yapılmaksızın imal ettikleri malları doğrudan ihraç eden imalatçılar için, ihracat teslimlerine ilişkin olarak yüklendikleri KDV tutarına bakılmaksızın ihracat bedelinin %10’una kadar devreden KDV tutarı ile sınırlı olarak iade talep edebilmelerine imkan tanınmıştır.
İmalatçı İhracatçılara Yönelik Alternatif
KDV Kanununda ve KDV Genel Uygulama Tebliğinde aksi belirtilmediği sürece, iadesi gereken KDV’nin hesabında, iade hakkı doğuran işlemlerin bünyesine giren ve indirilemeyen KDV tutarları dikkate alınmaktadır. KDVK 32. Md. İstinaden KDV Genel Uygulama Tebliğinde bunun aksini öngören bir düzenleme yapılmıştır. Bu düzenleme İmalatçılar Tarafından Yapılan Mal İhracında İhracat Bedeline Göre İade uygulamasıdır.
İmalatçılar Tarafından Yapılan Mal İhracında İhracat Bedeline Göre İade uygulamasından 01.05.2022 tarihinden itibaren yapılacak ihracat işlemlerine istinaden talep edilecek iadeler için yararlanılabilecektir.
İmalatçılar bu uygulama kapsamında, imalatçı belgelerinde yer alan üretim kapasitesinde öngörülen ve imal edip ihraç ettikleri mallara ilişkin olarak yüklendikleri KDV tutarına bakılmaksızın ihracat bedelinin %10’una kadar devreden KDV tutarı ile sınırlı olarak iade talep edebilirler. İmalatçı belgesinde yer alan üretim kapasitesine göre imal edilebilecek mallar ile bu kapsamda fason olarak imal ettirilen mallar için bu uygulamadan yararlanılabilir. Dolayısıyla, imalatçı belgesindeki üretim konusu malların tamamının fason olarak imal ettirilmesi, bu kapsamda iade uygulanmasına engel değildir. Bununla birlikte aynı dönemde imalatçıların ihraç kaydıyla teslimlerinin de bulunması, doğrudan ihraç ettikleri mallar bakımından bu uygulamadan yararlanmalarına engel teşkil etmez.
İmalatçıların imal edip ihraç ettikleri malların bünyesinde yurtiçi veya yurtdışından KDV ödemeksizin temin ettiği malların bulunması halinde, ihracat bedeline ilişkin iadenin hesabında, ihracat bedelinden bu şekilde temin edilen malların bedeli düşülür. İade edilecek KDV kalan tutar dikkate alınarak belirlenir.
Bu uygulamadan yararlanan mükelleflerin Yüklenilen KDV listesi hazırlamayıp vermelerine gerek yoktur. Bununla birlikte ihracatın beyan edildiği dönemden önceki son yirmi dört döneme ilişkin indirilecek KDV listesini vermeleri gerekmektedir.
Şunu da belirtmekte fayda var imalatçılar piyasadan hazır olarak satın alıp bu şekilde ihraç ettikleri mallar için ise bu uygulamadan yararlanamazlar. Ancak söz konusu malların ihracat işlemleri ilgili olarak yüklenilen KDV tutarına göre iade talep etmelerinin önünde de bir engel bulunmamaktadır.
Bu bölüm kapsamında iade talep eden imalatçıların, aynı ihracat teslimi ile ilgili olarak iadesini alamadığı tutar için ayrıca yüklenilen KDV tutarına göre iade talep etmeleri mümkün değildir. Ancak bir dönem bu uygulamadan yararlanan mükellefler diğer dönemlerde yüklenilen KDV’nin iadesi uygulamasından faydalanabilirler.
Sonuç
İmalatçı ihracatçıların ihracat işlemlerine istinaden talep edecekleri KDV iadeleri özelinde konuyu toparlayacak olursak, imalatçı ihracatçılar iade hakkı doğuran işlemler için yüklendikleri KDV tutarını öncelikle indirim konusu yapacaklar, indirimle gideremedikleri bir miktarın kalması halinde ise kalan tutarı iade hakkı doğuran işlemin gerçekleştiği dönemde iade edilecek KDV olarak talep edecekler yada ihracat teslimlerine ilişkin olarak yüklendikleri KDV tutarına bakılmaksızın ihracat bedelinin %10’una kadar devreden KDV tutarı ile sınırlı olarak iade talep edebileceklerdir.
Burada imalatçı ihracatçıların şu hesabı iyi yapmalarında da fayda var diye düşünüyorum. İade hakkı doğuran işlemler için yüklenilen KDV, öncelikle indirim konusu yapılır. İndirimle giderilemeyen bir miktarın kalması halinde, kalan tutar iade hakkı doğuran işlemin gerçekleştiği dönemde iade edilecek KDV olarak dikkate alınabilir. Bir vergilendirme döneminde iade hakkı doğuran işlemlerin bünyesine giren ve indirilemeyen KDV tutarlarına istinaden iade konusu yapılabilecek maksimum KDV tutarı ise kural olarak o dönemdeki iade hakkı doğuran işlemlere ait bedelin %18’i (genel KDV oranı), 10.07.2023 tarihinden sonra yapılacak işlemlerde %20, olarak hesaplanan miktardan fazla olamayacaktır. Bunun da istisnası mevcut olmakla birlikte, mükelleflerin doğrudan yüklenimleri nedeniyle ihracata konu işleme genel KDV oranının uygulanması sonrasında bulunan tutardan fazla iade talebinde bulunması halinde, aşan kısmın iadesinin münhasıran vergi inceleme raporu sonucuna göre yerine getirileceği belirtilmiştir. Yazımıza konu uygulama kapsamında ise ihracat teslimlerine ilişkin olarak yüklendikleri KDV tutarına bakılmaksızın ihracat bedelinin %10’una kadar devreden KDV tutarı ile sınırlı olarak iade talep edebilecekleri belirtilmiştir. Her iki uygulama arasında imalatçı ihracatçılar açısından iade edilebilir tutarlar arasında farklılıklar olacaktır. Bu nedenle imalatçı ihracatçıların ihracata konu teslimlerine istinaden talep edecekleri KDV iade tutarlarına ilişkin tercih edecekleri yöntemin belirlenmesi büyük önem arz etmekle birlikte iade tutarlarının hesabında tercih edecekleri uygulamaya kapsamlı ve nitelikli bir değerlendirmeden sonra karar vermeleri yerinde olacaktır.
Fatih KAYA
Vergi Müfettişi
This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.
https://www.alomaliye.com/2024/03/13/ihracatta-kdv-iadesinde-yuklenime-alternatif-bir-yol/
Kaynakça:
— KDV Kanunu
— KDV Genel Uygulama Tebliğ