Kişiler ticari, zirai ve ya serbest meslek faaliyetlerini şahsi işletme oluşturarak yürütebilecekleri gibi diğer kişilerle ortaklık kurarak da yürütebilmektedirler. Kuracakları şirketler Türk Ticaret Kanunu esaslarına göre, şahıs şirketi ya da sermaye şirketi olabilmektedirler. Kollektif ve komandit şirketler tüzel kişiliğe sahip olmakla birlikte sağladıkları gelirler ortakları tarafından beyan edilip vergisi ödenmektedir. Bir kısım vergiler ise kollektif ve komandit şirket tüzel kişiliğince beyan edilip ödenmektedir. Sermaye şirketleri olan Anonim ve limitet şirketlerde ise tüm vergi türlerinde beyan ve ödeme mükellefiyeti şirketlerin tüzel kişiliğince yerine getirilir. Bu gün yazımızda kollektif şirketi ana hatlarıyla, tanıtıp vergileme durumunu ele alacağız.

Kollektif şirketin tanımı, kuruluşu ve tescili

Şirketin kuruluş ve işleyişi ile ilgili hususlar Türk Ticaret Kanunu’nun 211-303.ncü maddelerinde düzenlenmiştir. Kanun’un 211’inci maddesine göre, kollektif şirket ticari bir işletmeyi bir ticaret unvanı altında işletmek amacıyla, gerçek kişiler arasında kurulan ve ortaklarından hiçbirinin sorumluluğu şirket alacaklılarına karşı sınırlanmamış olan şirkettir. Kuruluşu sözleşme yapılmasını gerektirir.

Sözleşme ve bulunması gerekli hususlar

Kollektif şirket sözleşmesi yazılı şekle tabidir; ayrıca, sözleşmedeki imzaların noterce onaylanması veya şirket sözleşmesinin ticaret sicili müdürü yahut yardımcısı huzurunda imzalanması şarttır. Kollektif şirket sözleşmesine aşağıdaki kayıtların yazılması zorunludur: a) Ortakların ad ve soyadlarıyla yerleşim yerleri ve vatandaşlıkları. b) Şirketin kollektif olduğu. c) Şirketin ticaret unvanı ve merkezi d) Esaslı noktaları belirtilmiş ve tanımlanmış bir şekilde şirketin işletme konusu. e) Her ortağın sermaye olarak koymayı taahhüt ettiği para miktarı; para niteliğinde olmayan sermayenin değeri ve bu değerin ne suretle biçilmiş olduğu; sermaye olarak kişisel emek konulmuşsa bu emeğin niteliği, kapsamı ve değeri. f) Şirketi temsile yetkili kimselerin ad ve soyadları, bunların yalnız başına mı, yoksa birlikte mi imza koymaya yetkili oldukları. Ortaklar, emredici hükümlere aykırı olmamak şartıyla, şirket sözleşmesine diledikleri kayıtları koyabilirler. 

Şartlara uyulmamasının sonuçları

Sözleşmesi kanuni şekilde yapılmamış veya sözleşmeye konması zorunlu olan kayıtlardan biri veya bazıları eksik yahut geçersiz olan bir kollektif şirket, adi şirket hükmünde olup, hakkında zorunlu kayıtlarla ilgili, 216’ncı madde hükmü saklı kalmak şartıyla, Türk Borçlar Kanununun adi şirketlere ilişkin hükümleri uygulanır.

Şirket sözleşmesinin noter onayı ve tescili

Kollektif şirketi kuranlar, şirket sözleşmesinin noterlikçe onaylı bir suretini onay tarihinden itibaren on beş gün içinde şirket merkezinin bulunduğu yerdeki ticaret siciline vererek şirketin tescilini istemek zorundadır. Suret, sicil müdürlüğünce saklanır ve kanunun 213. üncü maddesi gereğince sözleşmeye konması zorunlu olan kayıtlar ile kanunun emreylediği diğer hususlar tescil ve ilan olunur. Şirket sözleşmesinin ticaret sicili müdürü veya yardımcısı huzurunda imzalanması hâlinde de sureti ticaret sicili müdürlüğü tarafından saklanarak yukarıda öngörülen tescil ve ilan sağlanır. Kollektif şirket ticaret siciline tescil ile tüzel kişilik kazanır.

Şirketin yönetimi, görev dağılımı ve görevden alma

 Ortaklardan her biri, ayrı ayrı şirketi yönetme hakkını ve görevini haizdir. Ancak, şirket sözleşmesiyle veya ortakların çoğunluğunun kararıyla yönetim işleri ortaklardan birine, birkaçına veya tümüne verilebilir.

Şirket sözleşmesiyle atama

Yönetim işleri şirket sözleşmesiyle bir ortağa verilmiş ise, onun yönetim hak ve görevi diğer ortaklar tarafından sınırlandırılamayacağı gibi kendisi görevden de alınamaz. Ancak, haklı sebeplerin varlığında, ortaklardan birinin istemi üzerine, mahkeme kararı ile yönetim hak ve görevi sınırlandırılabilir veya geri alınabilir. Görevin yerine getirilmesinde basiretsizlik, ağır ihmal veya yönetimde iktidarsızlık gibi hâller, haklı sebep sayılır.

Ortaklar kararıyla atama

Yönetim işleri, şirket sözleşmesi yapıldıktan sonra alınan bir kararla bir ortağa verilmişse o ortak, ortakların çoğunluğunun kararıyla görevden alınabilir. Çoğunluk elde edilemediği takdirde, yönetim işlerine bakan ortağın şirket sözleşmesini ihlal ettiği veya olayda haklı sebep bulunduğu iddiasıyla, her ortak ilgili yönetici ortağın görevden alınması için mahkemeye başvurabilir.

Yönetim işlerinde yalnız başına veya birlikte hareket

Şirket işlerinin yönetimi, ortakların tümüne veya birkaçına verilmiş ise, bunların her biri yalnız başına yönetim hak ve görevini haizdir. Bununla beraber, şirketi yönetmekle yükümlü olan ortaklardan bazısı, yapılacak bir işin, şirketin menfaatlerine uygun olmadığını ileri sürerlerse, yönetim hak ve görevini haiz diğer ortaklar, çoğunluk kararıyla o işi yapabilirler.

Şirket sözleşmesinde şirket işlerinin yönetimi kendilerine verilmiş ortakların birlikte hareket etmeleri yazılı ise, ortakların, gecikmesinde tehlike görülen hâller istisna olmak üzere, her işte anlaşmaları gerekir. Anlaşamadıkları takdirde durum ortaklar kuruluna götürülür ve bu kurulca verilecek karara göre hareket edilir.

Yönetimin kapsamı

Şirketin yönetimi kapsamındaki hususlar, şirketin amacını ve konusunu elde etmek için yapılması gereken olağan işlem ve işler ile sınırlıdır. Şirketi yönetenler, şirket menfaatine uygun gördükleri işlerde, olağan işlem ve işlerle sınırlı olmak şartıyla, sulh, feragat ve kabul ile tahkime de yetkilidirler. Şu kadar ki, bağışta bulunmak, kefil olmak, üçüncü kişi lehine garanti vermek, ticari mümessil tayin etmek ve şirket konusuna girmiyorsa taşınmazları satmak, satın almak, teminat göstermek, şirketin özüne ilişkin üretim araçlarını elden çıkarmak, rehnetmek veya ticari işletme rehni kurmak gibi olağan iş ve işlemler dışında kalan hususlarda ortakların oybirliği şarttır.

Denetim ve inceleme hakkı

Bir ortak yönetim hakkını ve görevini haiz olmasa da şirket işlerinin gidişi hakkında bizzat bilgi edinmek, şirketin belgelerini ve defterlerini incelemek, bunlara göre kendisi için şirketin finansal durumunu gösterecek bir hesap tablosu düzenlemek hakkını haizdir. Buna aykırı sözleşme geçersizdir.

Oy hakkı ve kararlar

Her ortak bir oy hakkını haizdir. Buna aykırı sözleşme geçersizdir. Şirket sözleşmesinin her ne şekilde olursa olsun değiştirilmesine ilişkin kararlar oybirliğiyle, diğer kararlar ise, kanunda veya şirket sözleşmesinde aksine hüküm yoksa ortakların çoğunluğunun oylarıyla verilir. “Oybirliği” şirketteki ortakların tümünün, “çoğunluk” şirketteki ortakların salt çoğunluğunun olumlu oylarıyla alınması gereken kararları ifade eder.

Kâr payı hakkı ve zarara katılma

- Finansal tablolarının çıkarılması ve ortakların onayı

Yönetici ortaklar, şirketin faaliyet dönemi sonunda, Türk Ticaret Kanunu’nun ticari defterlere ilişkin 64 ilâ 88 inci maddeleri hükümlerine uygun finansal tablolarını hazırlayıp imzalar ve ortaklar kurulunun onayına sunarlar. Finansal tablolar ortakların çoğunluğunun onayı ile kesinleşir. Aynı toplantıda kârın dağıtımı da karara bağlanır.

Ortaklar, bu kararın kanuna, şirket sözleşmesine, şirket kararlarına veya dürüstlük kuralına aykırı olması hâlinde, kârın kullanılması hakkındaki karar tarihinden itibaren üç ay içinde iptal davası açabilirler.

Ortaklar, kâr ve zarardan kendilerine düşen payın belirlenmesini, şirket sözleşmesiyle veya sonradan alacakları bir kararla, içlerinden birine veya bir üçüncü kişiye bırakabilirler. Bu ortağın veya üçüncü kişinin vereceği kararın hakkaniyete aykırı olmaması şarttır. Söz konusu kararın öğrenilmesinden itibaren üç ayın geçmesi, belirlenen kâr payının ortak tarafından tamamen veya kısmen alınması veya başka bir kimseye devredilmesi, zararın ödenmesine başlanması gibi açık veya zımni kabulü gösteren durumlarda dava hakkı düşer.

- Zarar payı

Ortaklar oybirliği ile karar almadıkça hiçbir ortak, sermayesinden eksilen kısmı tamamlamaya zorlanamaz. Sermayenin zararla eksilen kısmı, aksine karar yoksa, gerçekleşecek kâr ile kapatılır.

Vergileme Durumu

- Kazancın vergilenmesi

Gelir Vergisi Kanunumuzun 37’nci maddesinde kollektif şirket ortaklarının ortaklık karından aldıkları paylar şahsi ticari kazanç hükmünde sayılmıştır.

Ortaklar yönünden kazanç, kollektif şirkette kazancın doğduğu yılda elde edilmiş sayılmaktadır. Elde edilen kar ortaklarca kar dağıtım kararı alınmasına bağlı değildir. Şirket kazancı 31.12.2023 itibariyle doğmuşsa ortak kendine düşen payı Mart 2024 te beyan edecektir. Kâr doğmuşsa kar, zarar söz konusu ise zarar beyan edilir.

Kollektif şirketler tüzel kişiliğe sahip olmakla beraber gelir veya kurumlar vergisi mükellefiyeti yoktur. Elde ettikleri gelir veya zarar ortaklar tarafından beyan edilir. Geçici vergi mükellefiyeti de ortaklara aittir.

Adi komandit şirketlerin ortaklarınca ve adi ortaklık ortaklarınca elde edilen karların beyanı da aynı esaslara tabidir. Hisseli komandit şirketlerin komandite ortağının elde ettiği kazanç ta ticari kazanç hükmündedir.

- Serbest meslek kazanı

Serbest meslek faaliyeti yürüten kollektif şirketlerin kazancına ilişkin olarak Gelir Vergisi Kanunu’nun 65’inci madde hükmü şöyledir, “Tahkim işleri dolayısıyla hakemlerin aldığı ücretler ile kollektif, adi komandit ve adi şirketler tarafından yapılan serbest meslek faaliyeti neticesinde doğan kazançlar da serbest meslek kazancıdır.’’ ortaklar paylarını şirketin kazanç elde ettiği yılın sonu itibariyle beyan ederler. Beyan ertesi yılın mart ayındadır.

Hisseli komandit şirketler esas itibariyle bir sermaye şirketi gibi vergilendirilir. Bu nedenle komanditer ortağın kâr payı elde etmesi şirketin kar dağıtım kararına bağlıdır.

KDV Mükellefiyeti

Kollektif şirketler Katma Değer Vergisine Mükellefiyeti tesisi ettirmek durumundadır. KDV ‘ne tabi faaliyetlerinden elde ettikleri hasılatları dolayısıyla KDV beyannamesi verirler.

- Muhtasar beyanname

Kollektif şirketler yaptıkları bir kısım ödemeler nedeniyle, sorumlu sıfatı ile vergi kesintisi yaparak verecekleri muhtasar beyanname ile beyan ve kesilen vergileri vergi dairesine ödemek durumundadır. Ayrıca sürekli damga vergisi mükellefiyeti de oluşturabilirler.

- Kollektif şirket ve kanuni sorumluluk

Vergi Usul Kanunu’nun 10’uncu, 11’inci ve 333’üncü maddelerin de tüzel kişiler ve kanuni temsilcilerinin sorumlulukları hükme bağlanmıştır. Tüzel kişilerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları durumunda, kanuni temsilcilerinin bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi, buna bağlı ceza ve diğer alacaklar kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınır.

Tüzel kişilerde vergi kaçakçılığına neden olan fiillerin işlenmesi halin (VUK 359) bu fiiller için öngörülen hapis cezaları bu fiilleri işleyenler hakkında uygulanır.

VUK’nun 333’üncü maddesinde tüzel kişilerin idare ve tasfiyesinde vergi kanunlarına aykırı hareketlerden ortaya çıkacak vergi cezaları tüzel kişiler adına kesilir, hükmü bulunmaktadır. Tüzel kişiliği olan kollektif (ve adi komandit)şirketlerde vergi incelemeleri sonucunda tespit edilen vergi farkları ortaklıktaki payları oranında ortaklar adına tarh edilir; cezalar ise şirket tüzel kişiliği adına kesilir. Akif AKARCA / Dr.Mehmet ŞAFAK

https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/kollektif-sirket-ve-vergileme-durumu/705556

Leave a comment

Make sure you enter all the required information, indicated by an asterisk (*). HTML code is not allowed.

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • Enflasyon Düzeltmesi Uygulayan Şirketlerde Kar Dağıtımı Ticaret Bakanlığı tarafından hazırlanan “Enflasyon Düzeltmesi Uygulayan Şirketlerde Esas Alınacak…
  • 1 TL için 532.000 TL Fazla Vergi Ödeme Riski Sosyal içerik üreticilerinden ile Appstore, Google Play üzerinden gelir elde…
Top