Bu köşe yazısının konusu; haklarında sahte belge raporu düzenlenmiş kişi/kurumların yapılandırma kanunun matrah artırımı//vergi artırımı hükümlerinden faydalanamayacağı yönündeki hükmünün ve matrah/vergi artırımını kabul etmeyen iddianın incelenmesidir. Bilindiği üzere uygulamada, hakkında sahte belge düzenlediği yönünde vergi incelemesi olan ve tarhiyat yapılan mükellefler, sistemden matrah ve vergi artırımı başvurusunda bulunmak istedikleri zaman bir hata, uyarı ekranı ile karşılaşıp sistem üzerinden başvurularını yapamamakta, bu süreç sonraki yıllarda yürürlüğe giren yapılandırma kanunlarında da devam etmektedir.
Sayısı ellinin üzerinde olan ve birkaç yılda bir çıkarılan “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun”da mükelleflerin belirtilen şartlar dâhilinde gelir ve kurumlar vergisi matrahlarını ve ayrıca katma değer vergisini artırarak bu maddede belirtilen süre ve şekilde ödemeleri halinde kendileri hakkında artırımda bulunulan yıllar için yıllık gelir ve kurumlar vergisi incelemesi ve bu yıllara ilişkin olarak bu vergi türleri için daha sonra başka bir tarhiyat yapılmayacağı”, tüm yapılandırma kanunlarında “9. bend” olarak “213 sayılı Kanun’un 359’uncu maddesinin (b) fıkrasında yer alan “defter, kayıt ve belgeleri yok edenler veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyanlar veya hiç yaprak koymayanlar veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleyen mükelleflerin matrah ve vergi artırımından yararlanamayacakları” Şayet kanunların yürürlüğe girdiği tarih itibariyle “213 sayılı Kanun’un 359’uncu maddesinin (b) fıkrasında yer alan defter, kayıt ve belgeleri yok etme veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyma veya hiç yaprak koymama veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleme fiillerinden hareketle yapılan vergi incelemesi devam edenlerin bu maddede belirtilen süre ve öngörülen şekilde matrah veya vergi artırımında bulunmaları durumunda, söz konusu vergi incelemesinin tamamlanmasına kadar bu artırımlara ilişkin olarak tahakkuk işlemlerinin bekletileceği, şu kadar ki, bu maddede belirtilen süre ve öngörülen şekilde matrah veya vergi artırımında bulunmayanların madde hükümlerinden faydalandırılmayacağı” na ilişkin düzenlemeler yer almıştır.
Dava konusu yapılmış bir olayda; şirket tarafından vergi dairesine yapılan başvuru ile yapılandırma kanunu çerçevesinde matrah ve vergi artırımı talebinde bulunulmuş, ancak vergi dairesince "yapılandırma kanunu çerçevesinde matrah artırım talepleri ile ilgili olarak haklarında sahte belge raporu düzenlenmiş kişi/kurumların matrah artırım hükümlerinden faydalanamayacağı, matrah ve vergi artırım başvurularının elektronik ortamda yapılmasının zorunlu olduğu, internetten verilen ve tahakkuku verilmesi gereken bildirimlerinin bulunmadığı" gerekçesiyle reddedilmiş, olayda “vergi tekniği raporuna dayanak alınarak şirket hakkında tanzim edilen vergi inceleme raporlarına istinaden şirket adına 2018 yılında sahte belge düzenleyerek komisyon geliri elde ettiğinden bahisle kurumlar vergisi, kurum geçici vergisi ve katma değer vergisi tarhiyatlarının yapıldığı, davacı tarafından tarhiyatlara ilişkin dava açıldığı, mahkemece verilen kararlar ile tarhiyatların iptaline hükmedildiği, mahkeme kararlarına karşı yapılan istinaf başvuru neticesinde bölge idare mahkemesiyle ilgili dairelerince istinaf başvurularının reddine karar verildiği”, davacı tarafından istinaf kararlarından sonra 14/10/2022 tarihinde tekrar idareye başvuruda bulunularak matrah ve vergi artırımı başvurularının kabul edilmesi talep edilmiş olmasına rağmen, davacının başvurusu vergi dairesince reddedilmiştir.
Vergi mahkemesince söz konusu kararın sürecini açan yol “her ne kadar yeniden yapılandırmaya ilişkin çıkarılan tabliğde matrah ve vergi artırımlarının sistem üzerinden yapılması gerektiği belirtilmişse de sistem üzerinden başvuru yapma imkanı olmayan mükelleflerin, adil yargılanma hakkının bir unsuru olan mahkemeye erişim haklarının sağlanabilmesi için elden başvuru yapmalarına imkan tanınması gerektiği” yönündeki gerekçesidir. Bu gerekçe olmadan sonuca ve karara giden yolun açılması mümkün olmayacaktır.
Uyuşmazlık konusu olayda vergi mahkemesi([1]) karar gerekçesinde “şirket hakkındaki vergi incelemesine kanunun yayımı tarihinden önce başlanılmış ve inceleme 30/03/2021 tarihinde bitirilmiş, 22/06/2021 tarihinde ihbarnamelerin tebliğ üzerine davacı şirket tarafından 19/07/2021 tarihinde davalar açılmış, 7326 sayılı Kanun kapsamında matrah ve vergi artırımı için son başvuru tarihi 30/09/2021 belirlenmiş, dolayısıyla davacı şirket tarafından 30/09/2021 tarihine kadar bir başvuru yapılmak istenmesi halinde hakkında sahte belge düzenleme yönünden rapor olması ve tarhiyat bulunması nedeniyle vergi dairesi sisteminin buna izin vermeyeceği aşikar” olduğu, “davacı şirket tarafından sahte belge düzenlediğinden bahisle adına yapılan tarhiyatlara karşı açılan davada lehlerine verilen mahkeme kararları ile sahte belge düzenlemediklerine hükmedilmesi üzerine, vergi dairesine 23/05/2022 tarihinde yaptıkları matrah ve vergi artırım başvurularının usulüne uygun olduğu” sonucuna vararak “sahte belge düzenleyicisi olmadıklarına kanaat getirilerek dava konusu işlemlerin iptali edilmiş olması nedeniyle, davacı şirketin sahte belge düzenleyici olduğunu söylemek mümkün olmadığından, şirketin 7326 sayılı Kanun kapsamında yaptıkları matrah ve vergi artırım başvurularının davalı idarece reddedilmesine ilişkin işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir” yönündeki kararına istinaden dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş, ilgili vergi dairesi bu karara uyarak “Bilgisayar kayıtlarımızın tetkikinde, sistem üzerinden 7326 sayılı Kanun’un 5. maddesi kapsamında 2019 ve 2020 yılları için Kurumlar Vergisi ve KDV matrah artırımı bildiriminde bulunduğunuzu; ancak ''7326 sayılı Kanun’un 5. maddesinin 9. fıkrası kapsamında bulunduğunuzdan matrah artırımı hükümlerinden faydalanmanız mümkün değildir'' uyarısı alındığı ve bunun üzerine söz konusu işlemin iptali istemi ile ilgili olarak İzmir 2. Vergi Mahkemesi’nde açtığınız davaya ilişkin ilgili mahkeme kararı ile davanın kabulüne, dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş olduğundan, mahkeme kararı doğrultusunda işbu yazınzın tarafınıza tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde yazılı başvurulması halinde matrah ve vergi artırımı hükümlerinden yararlanabileceği” yönündeki yazısı ile mükellefin geçmiş döneme ait matrah ve vergi artırımından yararlanmasının yolunu açmıştır.
Yargılama süreci tamamlanmamış olduğundan bu yargı kararının analizine ilişkin bu köşe yazısında yoruma yer verilmemiş, ancak vergi mahkemesi kararı; vergi dairesinin mükellefin haklarının korunmasında hukuk yorumun daha geniş tutması ve sürecin mükellefler açısından daha ayrıntılı değerlendirilmesinin nosyon([2]) bakımından önemli olduğu, Türk idari yargısının geldiği nokta itibariyle verdiği kararlarla vergi hukukuna önemli açılımlar sağladığının göstergesi olan önemli kararlardan birisi olarak arşivlerde yerini alacaktır.
Prof. Dr. Keramettin TEZCAN- Mali Hukuk Öğretim Üyesi
-
[1] 06.07.2023 tarih ve 2. Vergi Mahkemesinin 2022/1836 Esas No ve 2023/1039 Karar no.lu kararı.
[2] İngilizcesi Notion, Almancası Vorstellung olan felsefi akımlarda terim anlamında kullanılan nosyon sözcüğü dilimize Latinceden geçmiştir. Her felsefi akım ve disiplinin kendine ait bir takım nosyonları vardır. Platonculuk akımındaki temel nosyonların başında ideal ve yasa gelir. TDK’na göre Filozofların ve düşünürlerin bir konu hakkında öne sürdüğü sav.