Kurumlar vergisi mükellefleri, geçici vergi ve kurumlar vergisi beyannamelerinde; bunların dışında kalan diğer mükellefler ile diğer kişiler gerçek faydalanıcı bilgisini her yılın Ağustos ayı sonuna kadar GİB'e bildirmek zorundadır. Yeni mükellefiyet tesisinde ise 1 aylık bir süre mevcut.
Mükellefler ve meslek mensupları şu sıralar (7.500*3) ??.???,??-??değerinde kesilen gerçek faydalanıcı bildiriminin zamanında yapılmamasına ilişkin gelen ceza ihbarnamelerini tartışıyorlar.
????, ????? ?? ???ç?? ????????ı?ı ????????
529 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğiyle gelen bu düzenlemeye göre gerçek faydalanıcı “Tüzel kişi veya tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri nihai olarak kontrolünde bulunduran ya da bunlar üzerinde nihai nüfuz sahibi olan gerçek kişi veya kişilerdir.” şeklinde tanımlanmıştır.
????? ??????? ?? ????? ?ü??? ?????? ???????? ?? ???????ı?ı??
Şirkete sahiplik, riskleri kimin aldığı, kontrolün kimin elinde olduğu, kâr payının dağıtımına kimin karar verdiği, finansal ve operasyonel açıdan şirketi kimlerin yönettiği gibi hususlar söz konusu değerlendirme yapılırken ön planda tutulduğunda geçek faydalanıcının kim olduğu tespit edilecektir.
Peki, bu açıklamalarımızı dikkate alırsanız; sosyal medyada yer aldığı gibi gerçek faydalanıcı demek, beyannamemizde veya ticaret sicile bildirdiğimiz ortaklarımızla aynı şey midir? Tabii ki hayır. Bu savla kesilen ceza için davaya gittiğinizde kazanacağınızı düşünüyorsanız yanılabilirsiniz.
Bunun dışında bize göre uygulamadaki en büyük problem bu bildirim formunun verilmemesi halinde 22.500,00-TL gibi yüksek bir özel usulsüzlük cezası kesilmesi…
?????? ???? ?ö?? ?????ı ??????? ş????;
G.F. bilgi formunu mükellef verir, vermezse bunun için cüzi bir ceza kesilir. Ancak asıl önemli olan konu, bu bilgi formunun gerçeğe aykırı verildiğinin ileride tespit edilmesi halinde işte o zaman ağır bir yaptırım söz konusu olmalıdır.
??????? “???ç?? ????????ı?ı” ???ı? ???????????
Tebliğ hükmünden görüleceği üzere bu bildirim, işin fıtratına aykırı zaten. Düşünsenize:Devletin ciddi bir araştırma yapmadan bulamayacağı gerçek faydalanıcı bilgisini; mükellefin kendisi yıllık olarak ifşa ederek beyan edecek. (Mükellefin beyannamelerinden ve sicil kaydından tespit edilebilir olan %25 ve üzeri ortaklık gibi basit bilgilerden bahsetmiyorum; değindiğim nokta TEBLİĞİN GETİRİLME AMACI OLAN vergi kaçakçılığı, suç gelirlerinin aklanması ve terörizmin finansmanının önlenmesi gibi konularla ilgili)
Demek istediğimiz, bu bilgi formunun verilip verilmemesinden çok doğru ve gerçeğe uygun verilmesi hususu çok daha önemlidir. Dolayısıyla bilgi formunun verilmemesine değil, gerçeğe uygun olup olmadığına yönelik ciddi yaptırımlar getirilmelidir. Faruk Arslan
MADDE 5 – (1) Tüzel kişilerde;
a) Tüzel kişiliğin yüzde yirmi beşi aşan hissesine sahip gerçek kişi ortakları,
b) Tüzel kişiliğin yüzde yirmi beşi aşan hissesine sahip gerçek kişi ortağının gerçek faydalanıcı olmadığından şüphelenilmesi veya bu oranda hisseye sahip gerçek kişi ortak bulunmaması durumunda, tüzel kişiliği nihai olarak kontrolünde bulunduran gerçek kişi ya da kişiler,
c) (a) ve (b) bentleri kapsamında gerçek faydalanıcının tespit edilemediği durumlarda, en üst düzey icra yetkisine sahip gerçek kişi ya da kişiler,
gerçek faydalanıcı olarak kabul edilerek bildirime konu edilir.
(2) Tedbirler Yönetmeliğinin 12 nci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen tüzel kişiliği olmayan iş ortaklıkları gibi teşekküllerde;
a) Tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri nihai olarak kontrolünde bulunduran gerçek kişi ya da kişiler,
b) (a) bendi kapsamında gerçek faydalanıcının tespit edilememesi halinde tüzel kişiliği olmayan teşekkül nezdinde en üst düzeyde icra yetkisine sahip gerçek kişi ya da kişiler,
üst düzey yönetici sıfatıyla gerçek faydalanıcı olarak kabul edilir ve bildirime konu edilir.
(3) Trust ve benzeri teşekküllerde; kurucular, mütevelli, yönetici, denetçi veya faydalanıcı sıfatını haiz olanlar ya da bu teşekküller üzerinde nüfuz sahibi olanlar gerçek faydalanıcı olarak kabul edilerek bildirime konu edilir.